Analiz

Trump 2.0 Döneminde ABD-Gürcistan İlişkileri

GRP’nin “derin devlet” söylemi, Trump yönetimiyle ilişkileri güçlendirme stratejisinin anahtarı olarak görülmektedir.
ABD’nin, Gürcistan’la ilişkilerde “sıfırlama” politikası doğrultusunda mevcut hükûmetle işbirliğini güçlendirerek bölgedeki hegemonya girişimlerini sürdürmesi olası görünmektedir.
GRP’nin Avrupa Parlamentosu’nun İvanişvili’ye yaptırım çağrılarına karşı sert tepkisi, Gürcistan’ın Batı baskısına direnirken kendi politik kimliğini koruma kararlılığını vurgulamaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Gürcistan, stratejik konumu ve tarihi bağları nedeniyle hem Batı hem de Rusya’nın dikkatini çeken önemli bir ülke olarak uluslararası dengelerin merkezinde yer almıştır. Son yıllarda Batı’yla gerilen ilişkiler, ülkenin iç politikasında da çatışmalara yol açmış ve Gürcistan, dış politikasını yeniden şekillendirme ihtiyacıyla karşı karşıya kalmıştır. Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlığına geri dönmesiyle Gürcistan’ın ABD’yle ilişkilerinde “sıfırlama” olarak adlandırılan bir yeniden başlama umudu, Gürcü Rüyası Partisi’nin (GRP) öncelikli stratejik hedeflerinden biri haline gelmiştir. Bu çerçevede GRP’nin ABD’yle ilişkilerdeki beklentileri ve Batı’ya yönelik eleştirileri ülkenin jeopolitik çıkarlarını koruma çabasını yansıtmıştır.

GRP’nin ABD seçimleri sonrasında Donald Trump’a yönelik desteği, Gürcistan’ın ABD’yle stratejik ilişkilerini yeniden şekillendirme ve bu ilişkileri kendi jeopolitik çıkarlarına uygun şekilde güçlendirme arzusunu ortaya koymuştur. GRP’nin “derin devlet” söylemini kullanarak Trump yönetiminden beklenti geliştirmesi, yalnızca ikili ilişkilerde bir sıfırlama umudu taşımamış, aynı zamanda Gürcistan’ın uluslararası sistemdeki yerini sağlamlaştırma çabasını da yansıtmıştır. Ukrayna’nın 2014 sonrası yaşadığı ekonomik ve toprak kayıplarına vurgu yapılması, GRP’nin benzer bir kaderden kaçınma kaygısını ve Batı ittifakı içinde kendine özgü bir denge arayışını göstermiştir. Bu bağlamda Trump yönetiminin olası dönüşü, Avrupa’daki istikrarsızlıkların çözülmesi ve Gürcistan’ın ABD’yle ortak çıkarlarını ilerletmesi için önemli bir fırsat olarak görülmüştür.[1]

GRP’nin ABD’ye ve Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik eleştirileri, Gürcistan’ın ulusal egemenliğini koruma ve dış baskılara karşı direnme stratejisi olarak öne çıkmaktadır. GRP, Bidzina İvanişvili’ye uygulanan yaptırımları “barış için cezalandırma” olarak nitelendirerek, Gürcistan’ın Batı’nın baskısıyla Rusya-Ukrayna Savaşı’na çekilmeye çalışıldığını iddia etmiştir. “Savaş yerine barışı, kaos yerine istikrarı seçtiğimiz için cezalandırılıyoruz” ifadeleri, GRP’nin Batı’nın politikalarını küresel istikrarsızlığın kaynağı olarak gördüğünü açıkça ortaya koymuştur. Bu söylem, Gürcistan’ın Batı’yla ortaklık vizyonunu ancak dış müdahalelere direnerek sürdürebileceğini göstermiştir.[2]

GRP, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Bidzina İvanişvili’ye yaptırım çağrıları ve LGBT propagandasına ilişkin yasaların kaldırılmasını içeren beş kararı hakkında sert eleştirilerde bulunarak bu kararların “Gürcistan’ın egemenliğini baltalama” girişimi olduğunu savunmuştur. GRP, AP’yi “derin devletin bir aracı” olarak nitelendirerek alınan kararların Gürcistan’ı ekonomik çöküşe ve potansiyel bir savaşa sürüklemeyi amaçladığını iddia etmiştir. GRP’nin, Gürcistan’ın ulusal kimliğini ve bağımsız politikalarını koruma konusundaki kararlılığı, Batı’yla ilişkilerde daha dengeli ve eşit bir ortaklık arayışının altını çizmiştir.

7 Ocak 2025 tarihinde Tiflis’te yapılan bir açıklamada, Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Rusya’nın Gürcistan’da Ekim ayında yapılan parlamento seçimlerinde “seçim sürecini açıkça istikrarsızlaştırdığı ve manipüle ettiği” iddialarına yanıt vererek “herkesin Ukrayna’ya odaklanması gerektiğini” ifade etmiştir. Kobakhidze, “Bugün herkesin karşı karşıya olduğu gerçek sorun, yok edilmiş bir Ukrayna’dır” diyerek Rusya’nın komşu ülkeler üzerindeki müdahalesinin esas olarak Ukrayna’da olduğunu vurgulamış ve “Fransa Cumhurbaşkanı, Ukrayna’ya odaklanmalı” demiştir. Başbakan, Macron’un iddialarını “yalan” olarak nitelendirerek bu tür açıklamalara cevap vermeyeceğini belirtmiştir.[3]

Gürcistan’daki mevcut siyasî gelişmeler, Batı’yla gerilen ilişkiler ve ABD’yle olası bir yeniden yakınlaşma beklentisi üzerinden şekillenmiştir. 4 Ocak 2025 tarihinde yapılan bir açıklamada, Gürcü milletvekili Guram Maçaraşvili, Donald Trump’ın başkanlık görevinin başlamasının ardından ABD’yle ilişkilerin yeniden gözden geçirileceği bir dönemin başlayacağını belirtmiştir. Maçaraşvili, “Trump’ın politikaları, Gürcü toplumunun da çıkarlarına uygun” diyerek Gürcistan’ın Batı’dan gelen baskılara rağmen ulusal çıkarlarını koruma yolunda kararlı bir tutum sergileyeceğini vurgulamıştır. Özellikle 2024 baharında kabul edilen “Yabancı Ajanlar” yasası ve sonbaharda onaylanan “Aile Değerlerinin ve Çocukların Korunması” yasası, Gürcistan’ın demokratik gerileme ve LGBT karşıtı politikalarla suçlanmasına neden olmuş, bu da ABD ve AB’nin ekonomik yardımları askıya alması ve üst düzey temasları durdurmasıyla sonuçlanmıştır.[4]

Bu süreçte Gürcistan Hükûmeti, 26 Ekim 2024 seçimlerinin uluslararası gözlemciler tarafından onaylandığını belirtip meşruiyet tartışmalarını reddetse de Batı’nın yaptırımları ve muhalefetin protestoları ülkenin iç politikasını daha da karmaşık hale getirmiştir. Özellikle Bidzina İvanişvili ve üst düzey yetkililere yönelik yaptırımlar, Gürcistan’ın Batı’yla ilişkilerinde daha bağımsız bir çizgi izleme arzusunu pekiştirmiştir. Hükûmet, protestolara rağmen AB’yle müzakereleri 2028 yılına kadar ertelemeyi savunarak Batı’nın dayatmalarına boyun eğmemiştir. Gelinen noktada bir diğer yandan, Batı’yla ilişkilerinde Gürcistan için 2025 yılı, ABD’yle ilişkilerde potansiyel bir “sıfırlama” yılı olarak da görülmüştür.

ABD Kongre Üyesi Joe Wilson, seçilmiş Başkan Donald Trump’la birlikte Gürcistan’da yeniden seçimlerin düzenlenmesi için çaba göstereceklerini belirtmiştir. Wilson, Fox News’e verdiği demeçte, “Amerika, İvanişvili rejimini tanımıyor. ‘Gürcü Kâbusu’ rejimini tanımama yasası, Amerika’nın tiranik rejimlere karşı büyük geleneğini sürdürüyor. Donald Trump’la birlikte Gürcistan’da özgür ve adil seçimler için çalışacağız[5] ifadelerini kullanmıştır. GRP’yi “Gürcü Kâbusu” olarak tanımlanması, bu açıklamaların ideolojik bir çerçeveye dayandığını ve mevcut hükûmete yönelik ABD’deki Cumhuriyetçi kanadın sert tutumunu ortaya koymuştur.

Gürcistan’daki mevcut siyasî ve diplomatik durum, ABD’deki Cumhuriyetçi yönetimin potansiyel etkileriyle birlikte ele alındığında, bölgedeki dengeleri yeniden tanımlama ihtimalini ortaya koymaktadır. Joe Wilson gibi isimlerin, Gürcistan’da yeniden seçimlerin teşvik edilmesi gerektiği yönündeki açıklamaları, Cumhuriyetçi Parti içindeki farklı kanatların dış politika vizyonlarının çatışmasını gözler önüne sermektedir. Demokratların daha önceki Gürcistan politikalarında olduğu gibi, Batı yanlısı bir yönetimi destekleme eğilimi Cumhuriyetçiler içinde de yankı bulsa da Trump yönetiminin öncelikleri arasında Gürcistan’daki mevcut iktidarı doğrudan değiştirme girişimi bulunmamaktadır. Wilson’un “yeniden seçim” söylemi, daha çok sembolik bir baskı unsuru olarak görülmelidir ve gerçekçi bir senaryo olmaktan uzaktır. Bu bağlamda ABD’nin Gürcistan’daki meşru hükûmetle çalışarak Batı değerlerine bağlı bir işbirliği sürecini teşvik etmesi daha olasıdır.

Uluslararası ilişkiler perspektifinden bakıldığında, ABD’nin Gürcistan’da daha dengeli ve ılımlı bir politika benimsemesi hem Batı hem de Rusya’yla olan güç dinamiklerini dengelemek açısından stratejik bir hamle olacaktır. Gürcistan, Batı’ya yakınlaşırken aynı zamanda Rusya’yla doğrudan bir çatışmadan kaçınma çabası gütmektedir. Trump yönetiminin ikinci döneminde, ABD’nin Gürcistan’a yönelik politikalarının, Batı yanlısı bir diplomasiyi sürdürebilmesi adına daha dikkatli bir denge gözetmesi gerekecektir. ABD, Gürcistan’ın NATO ve AB’ye entegrasyon hedeflerini desteklerken, Rusya’nın bölgedeki azalan etkisini sert bir şekilde karşısına almaktan kaçınabilir. Gürcistan ise Batı’yla yakınlaşmanın Rusya’yı provoke etmeden gerçekleştirilmesi için “sıfırlama” girişimlerini daha da derinleştirerek ılımlı bir diplomasi izlemek zorundadır. Bu yaklaşım, Rusya’nın tepkisini azaltabilir ve Gürcistan’ın bölgesel istikrarını korumasına yardımcı olabilir.

Son olarak ABD-Gürcistan ilişkilerinin yeniden şekillendirilmesinde, Gürcistan’ın meşru hükûmetiyle ortak bir zemin oluşturma çabası kritik bir rol oynayacaktır. Wilson gibi sert açıklamalar, ABD’nin Gürcistan üzerindeki nüfuzunu artırmaya yönelik sembolik bir hamle olarak değerlendirilebilirken, Trump yönetiminin bu tür bir söylemi doğrudan bir eyleme dönüştürmesi pek olası görülmemektedir. Bunun yerine daha geniş stratejik çıkarlarını gözeterek diplomatik bir yaklaşıma yönelmesi beklenmektedir. Bu bağlamda Gürcistan’da istikrarı sağlamak ve Rusya’nın bölgedeki etkisini sınırlamak amacıyla ABD’nin demokratik prensiplere dayalı bir işbirliği stratejisi izleyeceği tahmin edilmektedir. Gürcistan ise Batı’yla ilişkilerini sağlamlaştırırken, Rusya’yla doğrudan bir gerginlikten kaçınarak daha dengeli ve ılımlı bir dış politika izleme çabasını sürdürmesi öngörülmektedir. Bu yaklaşım hem ABD’nin bölgedeki çıkarlarını koruması hem de Gürcistan’ın uzun vadeli ulusal güvenlik hedeflerini gerçekleştirmesi için uygun bir senaryo olarak değerlendirilmektedir.


[1] “Trump’s ‘dismantling of deep state’ can lead to ‘mutually beneficial reset’ in US-Georgia relations – Georgian ruling party”, Agenda.Ge, https://agenda.ge/en/news/2025/42362, (Erişim Tarihi: 09.01.2025).

[2] “Georgia’s ruling party: ‘deep state’ targeting Honorary Chair Ivanishvili ‘for securing peace’”, Agenda.Ge, https://agenda.ge/en/news/2025/42361, (Erişim Tarihi: 09.01.2025).

[3] “Georgian PM calls for ‘focus on Ukraine’ following French President’s claims of Russian interference in Georgian elections”, Agenda.Ge, https://agenda.ge/en/news/2025/42359, (Erişim Tarihi: 09.01.2025).

[4] “Vlasti Gruzii Zhdut Perezagruzki Otnosheniy s SSHA Posle İnauguratsii Trampa”, Sputnik Georgia, https://sputnik-georgia.ru/20250104/vlasti-gruzii-zhdut-perezagruzki-otnosheniy-s-ssha-posle-inauguratsii-trampa-291650570.html, (Erişim Tarihi: 09.01.2025).

[5] “Uilson Nameren Dostignut Perevyborov v Gruzii Vmeste s Trampom”, Sova, https://sovanews.tv/2025/01/08/uilson-nameren-dostignut-perevyborov-v-gruzii-vmeste-s-trampom, (Erişim Tarihi: 09.01.2025).

Ergün MAMEDOV
Ergün MAMEDOV
Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Benzer İçerikler