Shell-BOTAŞ LNG Anlaşması ve Küresel Etkileri

Doğalgaz ve elektrik ticareti gibi konularda Türkiye’nin komşularıyla yapıcı diyalogları, enerji piyasalarının entegrasyonunu teşvik edebilir.
Türkiye, Avrupa ile Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya arasında stratejik bir köprü görevi görmektedir.
Eğer teslimat, ekonomik olarak boru hatlarından daha ucuz fiyatlarla uzun dönem kontrat yapıldıysa bunun çok büyük bir enerji başarısı olduğu söylenebilir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG), 21. yüzyıl enerji dönüşümde özellikle geleneksel kaynaklara alternatif olarak ortaya çıkmaktadır. Esnek kullanım ve teslimat kabiliyetlerinin genişliği sebebiyle özellikle coğrafi olarak enerji nakil hatları üzerinde olmayan ülkeler için hem ithalat hem de kaynakları varsa ihracat imkânı sağlamaktadır. Fakat LNG operasyonlarının teknik maliyetleri ve fiyat konusunda teslimata kadar değişken spot gaz fiyatları belirsizliği arttırmaktadır.

Başlıca LNG terminallerinin inşası, depolama tesislerinin yapılması ve LNG’nin -160oCderecelerde soğutularak işlemlerin yapılması maliyetleri büyük oranda arttırmaktadır. LNG, genellikle küresel piyasalarda spot fiyatlarla satılır ve bu fiyatlar doğalgaz boru hatlarına göre daha değişken olabilir. Arz ve talep dengesi, jeopolitik gelişmeler ve enerji politikaları, LNG fiyatlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Doğalgazı LNG’ye dönüştürme (sıvılaştırma) ve LNG’yi tekrar doğalgaza çevirme (yeniden gazlaştırma) süreçleri de maliyetlidir. Bu işlemler için yüksek enerji tüketimi ve teknoloji gereksinimleri mevcuttur. Bu sayede LNG yatırımlarının teknik ve ekonomik koşullarının iyi bir şekilde planlanması gerekmektedir.

Türkiye’de mevcut durumda toplamda 5 adet LNG terminali bulunmaktadır. Bu tesislerin ikisi Marmaraereğlisi, Egegaz ve üçü ise Etki Liman İşletmeleri, Dörtyol, Saros FSRU (yüzer LNG terminalleri)[i] olarak sıralanabilir. Mayıs ayında ExxonMobil ile yapılan LNG anlaşmasına ek olarak Shell firmasıyla yapılan LNG anlaşması, 2025-2027 arasında yıllık 36,15 milyar metreküplük boru gazı kontratının sona ermesiyle ilgilidir.[ii]

Türkiye’nin Şubat 2024 tarihinde Rusya hariç tüm bu ülkelerden LNG ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre azalmıştır. Bunun sebebi, Rusya-Ukrayna Krizi’nden kaynaklı Rus kömür fiyatlarının ucuzlaması ve bu yüzden termik santral üretimlerinin artmasıdır. Aynı dönemde Rusya’dan LNG ithalatı yüzde 33’ten fazla artmıştır. Türkiye, Kasım 2023 tarihinde Cezayir’le 1988 yılından beri devam eden LNG ithalat anlaşmasının süresini 3 yıl daha uzatmıştır. Enerji Bakanlığı Türkiye’nin 2027 yılına kadar Cezayir’den yıllık 4,4 milyar metreküp LNG almaya devam edeceğini açıklamıştır.[iii]

Son olarak BOTAŞ ve Shell şirketleri arasında 10 yıllık LNG anlaşması daha imzalanmıştır. 2027 yılından itibaren 10 yıllık dönemde yıllık 4 milyar metreküp alımı gerçekleştirileceği anlaşmada yer almaktadır.[iv] Türkiye, tüketim ihtiyaçlarının neredeyse tamamını ithal gazla karşılamakta olup geçtiğimiz yıl tükettiği 50,5 milyar metreküp doğalgazın %28,3’üne denk gelen 14,3 milyar metreküpünü LNG olarak ithal etmiştir.

Yapılan kontratlarla beraber özellik başta Sakarya Gaz Sahası olmak üzere yürütülen çalışmalarda bulunan partnerlerle ilişkilerin güçlendirildiği görülmektedir. İlerleyen dönemlerde teknik kabiliyetlerin işbirlikleriyle güçlenmesi sonucunda Türkiye’nin enerji alanında gelişimi devam edebilir. Lakin enerji güvenliği veya tedariğin kesintisiz bir şekilde işletilmesi güvenlik harcamalarından daha fazla olup ülkenin ana dış açık kalemi olmaktadır. Burada LNG konusunda anlaşmaya konu olan teslimat fiyatlarının açıklanması ve şeffaf bir şekilde kamuoyuna paylaşılması enerji enflasyonunun azaltılmasına yardımcı olabilir. Eğer teslimat, ekonomik olarak boru hatlarından daha ucuz fiyatlarla uzun dönem kontrat yapıldıysa bunun çok büyük bir enerji başarısı olduğu söylenebilir. Bilindiği üzere Sakarya Gaz Sahası’nın arzın sadece yıllık yaklaşık %3’ünü karşılaması, hala yerli kaynakların eksikliğinin çekildiğinin ve dönemsel fiyat artışlarının ulusal fiyatlara yansıdığının göstergesidir. Öte yandan bölgesel işbirliğinin arttırılması ve rezerv bakımından zengin ülkelerle kontratların uzatılması, lojistik maliyetlerini azaltacağı gibi bölgesel barışa da hizmet edebilir.

Türkiye’nin komşularıyla iyi geçinmesi, enerji politikaları üzerinde hem doğrudan hem de dolaylı önemli etkiler yapmaktadır. Enerji güvenliği, arz çeşitliliği, enerji ticareti ve jeopolitik istikrar gibi unsurlar, Türkiye’nin bölgesel ilişkilerine bağlı olarak şekillenmektedir.

Öncelikle enerji güvenliği açısından bakıldığında Türkiye, doğalgaz ve petrol gibi enerji kaynaklarının büyük bir kısmını ithal etmekte ve bu kaynakları büyük oranda komşu ülkeler üzerinden temin etmektedir. Örneğin Azerbaycan, İran ve Irak gibi komşu ülkelerden gelen boru hatları, Türkiye’nin enerji arzını güvence altına alırken, bu ülkelerle olan iyi ilişkiler, enerji akışının sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. Komşu ülkelerle yaşanacak diplomatik gerilimler, enerji arzında kesintilere yol açabilir ve Türkiye’nin enerji güvenliğini tehlikeye atabilir. Dolayısıyla istikrarlı ve yapıcı bir komşuluk politikası, enerji arzında istikrar ve güvenlik sağlar.

Bununla birlikte Türkiye’nin enerji transit ülkesi olma potansiyeli de komşularıyla olan ilişkilerine bağlıdır. Türkiye, Avrupa ile Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya arasında stratejik bir köprü görevi görmektedir. Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) gibi projeler, Türkiye’nin jeopolitik önemini artırırken, komşularla uyumlu ilişkiler bu projelerin başarısında kritik rol oynamaktadır. Türkiye’nin komşularıyla olan işbirliği, enerji projelerinin verimli bir şekilde işlemesini sağlar ve ülkeye önemli ekonomik getiriler sunar. Bu, Türkiye’nin sadece enerji ithalatçısı değil, aynı zamanda enerji transit ve ticaret merkezi olma hedeflerine de hizmet eder.

Sonuç olarak, enerji piyasalarındaki bölgesel işbirliği fırsatları, iyi komşuluk ilişkilerine bağlıdır. Doğalgaz ve elektrik ticareti gibi konularda Türkiye’nin komşularıyla yapıcı diyalogları, enerji piyasalarının entegrasyonunu teşvik edebilir. Bu durum, Türkiye’nin enerji fiyatlarını dengelemesine, piyasa çeşitliliğini artırmasına ve arz güvenliğini sağlamasına yardımcı olur. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırma amacı doğrultusunda komşu ülkelerle ortak projeler geliştirmek, bölgesel enerji politikalarını uyumlu hale getirmek açısından önemlidir.


[i] BOTAŞ, https://www.botas.gov.tr/, (Erişim Tarihi: 03.09.2024).

[ii] “BOTAŞ-ExxonMobil: Türkiye’nin LNG anlaşması neden önemli?”, BBC, https://www.bbc.com/turkce/articles/c0jky9gve4do, (Erişim Tarihi: 03.09.2024)

[iii] “Turkey, Algeria Extend LNG Deal for 3 Years”, EnergyCapital&Power, https://t.ly/NsCvs, (Erişim Tarihi: 03.09.2024).

[iv] “Turkey’s Botas buying 4 bcm of LNG from Shell in 10-year deal”, Reuters, https://www.reuters.com/business/energy/turkeys-botas-shell-sign-long-term-lng-deal-2024-09-02/, (Erişim Tarihi: 02.09.2024).

Ömer Faruk PEKGÖZ
Ömer Faruk PEKGÖZ
Gazi Üniversitesi-Enerji Sistemleri Mühendisliği

Benzer İçerikler