23 Eylül 2022 tarihinde Rusya, Ukrayna’nın Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerinde referandumlar düzenlemiştir. Bu gelişme, Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı uluslararası hukuka aykırı bir şekilde ilhak ederken uyguladığı yöntemi, mevcut savaşta da kullandığını göstermektedir. Düzenlenen referandumların ardından Luhansk’ta %98,42, Donetsk’te %99,23 Zaporijya’da %93,11 ve Herson’da %87.05 oranında Rusya’ya katılım yönünde oy kullandığı açıklanmıştır.[1]
Bu noktada belirtmek gerekir ki; söz konusu referandumlar hem Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini ihlal etmesi bakımından Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’na ve dolayısıyla uluslararası hukuka hem de Ukrayna Anayasası’na aykırıdır. Nitekim Ukrayna Anayasası’nın 73. maddesi, ülkenin bir bölümünün başka devlete katılması da dahil yapılacak bir referandumun tüm Ukrayna’da düzenlenmesini öngörmektedir.[2] Diğer taraftan referandumun Rusya’nın kanunlarına da uygun olmadığı söylenebilir. Zira Rus yasaları da herhangi bir referandumun en az dört ay önceden duyurulması gerektiğini belirtmektedir.[3] Öyleyse Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, niçin süreci büyük bir aceleyle yürüterek oldubitti yapmaya çalıştı?
Öncelikle Putin, Ukrayna Ordusu’nun Harkov’daki başarılı operasyonlarının ardından Rusya’nın geri çekilmeye başlamasının yarattığı olumsuz havayı kırmak istemiş olabilir. Ayrıca Rus liderin kararında Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Semerkant Zirvesi’nde aldığı tepkilerin de rol oynadığı söylenebilir. ŞİÖ Zirvesi, çatışmaların uzaması ve somut başarılar sağlanamaması hasebiyle Rusya’nın prestij kaybettiğini gözler önüne sermiştir. Buna bağlı olarak da her geçen gün daha da yalnızlaşan bir Rusya gerçeği vardır. Bu yalnızlık ortamında ise savaşı tırmandırmayı tercih etmiştir. Böylece Putin, Rusya’nın hala savaşı kazanabilecek güçte olduğu mesajını vermeyi seçmiştir. Çünkü özellikle de Ukrayna Ordusu’nun Balakleya, Kupiansk ve Izyum’u kurtarması, savaşta bir kırılma yaratmış ve savaşın kazanabileceği noktasında Rus halkının inancını sarsmıştır.
Tahmin edileceği üzere referandumlar, savaşın sürdürülebilmesi noktasında Rus toplumuna bir gerekçe sunmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda referandumlar, kısmi seferberlik kararını da temellendirmektedir. Zira referandumlar vesilesiyle ilgili bölgelerin Rus topraklarına katıldığı dile getirilmeye başlanmıştır. Böylece Rus halkından da sınırlarına sahip çıkmasını isteyen bir Kremlin yönetimi vardır.
Öte yandan Putin’in referandum hamlesinde uluslararası konjonktür de etkili olmuştur. Çünkü 16 Ekim 2022 tarihinde Çin Komünist Partisi Kongresi ve 8 Kasım 2022 tarihinde de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ara Seçimleri yapılacaktır. Kuşkusuz söz konusu seçimler, Rusya’nın Ukrayna politikasını da etkileyecektir. Putin, ilgili seçimlerin ardından oluşabilecek müzakere ortamına hazırlıksız yakalanmak istememekte ve bir anlamda elini yükseltmektedir. Yani Rusya, referandumları bir araç olarak görmektedir. Lakin uluslararası toplumun ve özellikle de Batılı devletlerin Moskova’nın mevzubahis eylemini kınadıkları da göz ardı edilmemelidir.
Bununla birlikte Moskova, referandumları taarruza geçen Ukrayna Ordusu’nu durduracak bir hamle şeklinde değerlendirmiştir. Yani Rusya, referandum yapılan bölgelere yönelik Ukrayna’nın yapacağı operasyonları, kendi topraklarına yönelik bir saldırı şeklinde nitelendirecek ve caydırıcı etki yaratmaya çalışacaktır. Fakat konuya ilişkin yaptığı açıklamada Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitry Kuleba şunları söylemiştir:[4]
“Ne sahte ‘referandumlar’ ne de Rusya’daki kısmi ‘seferberlik’ ilanı hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Ukrayna, topraklarını özgürleştirme hakkına sahiptir ve özgürleştirecektir.”
Kuleba’nın açıklamasına karşılık Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise referandumların düzenlendiği bölgelerde tüm Rus yasa ve doktrinlerinin geçerli olacağını belirterek Rusya’nın nükleer doktrinine atıf yapmıştır.[5] Esasen bu açıklama, nükleer caydırıcılığın kullanılması suretiyle Rusya’nın işgal ettiği yerleri elinde tutma çabası şeklinde değerlendirilebilir.
Öte yandan başta Kuzey Kafkasya olmak üzere Rusya’nın pek çok bölgesinde seferberlik kararına karşı çıkan eylemler düzenlenmiştir. Bu protestolar, referandumların Kremlin’in düşündüğü gibi Rus toplumunu savaşa ikna etmek bir yana; ülkedeki istikrarsızlığın artabileceğine işaret etmektedir. Fakat Rusya’da güçlü bir protesto geleneğinin bulunmadığı da bilinmektedir. Bu yüzden de sokak hareketlerinin büyümesi beklenmemektedir. Dolayısıyla Moskova yönetimine geri adım attıracak bir gelişmenin yaşanması pek mümkün değildir.
Sonuç olarak Rusya’nın düzenlediği referandumlar, Ukrayna’nın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlal edildiğini göstermektedir. Bu yüzden de uluslararası hukuka aykırıdır. Fakat görünen o ki; Moskova, savaşı tırmandırma ve nükleer caydırıcılığını ortaya koyma hamlesiyle, Kiev’e sahadaki mevcut statükoyu kabul ettirmek istemektedir. Bu statükonun Ukrayna’ya kabul ettirilmesi amacıyla ülkenin farklı bölgelerinde de referandumların düzenlenmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
[1] “Херсонской и Запорожской областях подвели итоги референдума”, E1.ru, https://www.e1.ru/text/politics/2022/09/28/71687603/, (Erişim Tarihi: 29.09.2022).
[2] “Референдумы” на захваченных Россией территориях Украины-почему они незаконны”, BBC News,
https://www.bbc.com/russian/features-63001280, (Erişim Tarihi: 29.09.2022).
[3] Aynı yer.
[4] “Псевдореферендумы: Ни Украина, ни международное сообщество не признают их ничтожные результаты”, Русская служба «Голоса Америки», https://www.golosameriki.com/a/referenda-occupied-territory/6755,544.html, (Erişim Tarihi: 29.09.2022).
[5] “Ядерная доктрина РФ будет распространяться и на “новые” территории – Лавров”, Украинская правда, https://www.pravda.com.ua/rus/news/2022/09/24/7368942/, (Erişim Tarihi: 29.09.2022).