Rusya’nın Pasifik Stratejisinde Çin’in Rolü ve Önemi    

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

6-7 Ağustos 2023 tarihlerinde Rusya ve Çin donanmaları, Alaska kıyılarında ortak tatbikat icra etmişti. Rus-Çin müşterek filosu, 27 Temmuz 2023 tarihinden beri yaklaşık 1 aydır Pasifik Okyanusu’ndaki deniz güvenliği faaliyetlerini sürdürmektedir. Devriye görevinin başlamasından bu yana 6.400 deniz milinden fazla yol kat eden müşterek filo,[1] en son Doğu Çin Denizi’ne geçmiştir. Burada Rus gemileri Çin’in Shandong Eyaleti’ndeki Qingdao Limanı’nı ziyaret etmiştir.[2] İki ordu arasındaki yıllık işbirliği planına dayalı olarak ve uluslararası hukuka uygun şekilde icra edilen tatbikatların herhangi bir üçüncü tarafı hedef almadığı ve mevcut uluslararası sorunlarla ilgisinin olmadığı açıklanmıştır.[3]   

Bu manevralar, Çin-Rusya ilişkilerindeki “karşılıklı güvenin” ve “sarsılmaz askeri işbirliğinin” kanıtı olarak görülmektedir.[4] Bu dayanışmanın en büyük sebeplerinden biri de Rusya ve Çin’in deniz yollarının güvenliğinde ortak çıkarlarının bulunmasıdır. Bu bağlamda Japon Denizi, Doğu Çin Denizi, Pasifik Okyanusu ve Arktik nakliye rotaları, küresel ısınmayla birlikte stratejik önem kazanmış ve dolayısıyla bu suların güvenliğinin korunması hayati bir hal almıştır. Bu bakımdan Rusya ve Çin’in Pasifik’te ortak askeri tatbikatlar ve devriyeler düzenlemeye devam etmesi, Batılı güçler karşısında bölgede bir denge yaratma çabası olarak da yorumlanabilir. Nitekim Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer Batılı müttefikleri, Asya-Pasifik’te deniz seyrü sefer güvenliğini sağlamak maksadıyla sürdürdükleri tatbikat ve ortak devriyeler sonucunda bölgede Çin karşıtı bir eksen meydana getirmişlerdir. Rakiplerin büyüklüğü karşısında iki aktör, birlikte hareket etmek ve bu manada bir denge oluşturmak durumundandırlar.  

Rusya’nın Pasifik’teki varlığı, Çin’in çıkarlarını desteklemektedir. Buradaki hassas nokta ise Güney Çin Denizi ve Hint Okyanusu’dur. Çin, Rusya’nın güney denizlerinde serbestçe hareket etmesine ve bölge devletleriyle ortaklıklar kurmasına karşıdır. Zira Rusya’nın Hint Okyanusu’ndaki hareketliliği, Çin’i rahatsız edebilir. Örneğin, geçtiğimiz yıl Rus Donanması’na ait bir savaş gemisi ve iki denizaltının Sri Lanka’ya gitmesi,[5] bölgedeki güç mücadelesinin derinleşmesi şeklinde yorumlanmıştır. Rusya ve Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkeleri, Pasifik’te güç dengelerini değiştirecek hamleler yapmaya başlamışlardır. Japon Donanması’nın yine geçtiğimiz yıl Sri Lanka Donanması’yla tatbikat yapması da buna örnektir. Son yıllarda Rusya, özellikle deniz tatbikatları yoluyla Pasifik’te gövde gösterisi yapmaya başlamıştır. Moskova’nın buradaki mesajı, Pasifik’te Çin’e karşı koymak isteyen ABD ve diğer Batılı güçlere olabilir.

Rusya, ayrıca Bangladeş ve Myanmar limanlarına da ilgi göstermektedir. Moskova’nın amacı Pasifik’te geniş bir etkinlik alanı oluşturmaktır. Bunun önündeki en büyük engel ise Pasifik’teki bölgesel ve küresel güç yarışıdır. Rusya, Çin’in desteği olmadan Pasifik’te tek başına varlık göstermeyi tehlikeli bulabilir. Bu yüzden Çin’in vereceği destek Rusya nezdinde çok önemlidir. Normal şartlarda Çin, Rusya’nın Hint-Pasifik’teki varlığına rekabetçi gözle bakabilir. Çünkü Pekin’in Güney Çin Denizi’ndeki komşularıyla anlaşmazlıkları vardır ve Rusya, bu denizlerde özellikle Vietnam’la enerji işbirliği yapmaktadır. Bu bağlamda Rusya’nın Güney Çin Denizi’nde Vietnam’ın münhasır ekonomik bölgesine yatırım yapması, Çin’in çıkarlarına aykırı düşebilir.

Eğer Rusya ve Çin, Güney Çin Denizi ve Hint-Pasifik’te rekabet etmek yerine ortak hareket etmeye karar verirse, bunun ABD ve Batılı güçlere büyük zararı olacaktır. Rusya ve Çin donanmalarının Pasifik, Doğu Çin Denizi ve Japon Denizi’nde ortak tatbikatlar yapması, bu işbirliğinin Hint-Pasifik’e taşınabileceğinin işaretleri olabilir.

Burada denklem değiştiren veya oyun bozan iki aktör vardır. Bunlar Hindistan ve Japonya’dır. Bu iki güç, hem Rusya’nın hem Çin’in planlarını bozabilme ya da hedeflerini değiştirebilme potansiyeline sahiptir. Örneğin Japonya, Rusya’yı kışkırtarak onu Pasifik’te bir savaşın içine sürükleyebilir. Aynı şekilde Hindistan, eğer kendi “arka bahçesi” olarak gördüğü Hint-Pasifik’te Çin ve Rusya’dan provokatif hamleler görürse onları Asya’da yalnız bırakarak Batı’ya ağırlık verebilir.

Rusya’nın Pasifik stratejisi, Çin’le birlikte yürütülecek bir işbirliği-ortaklık üzerine kurulu gibi görünmektedir. Bu noktada Rusya’nın Çin’le Arktik ve Kuzey Pasifik’teki askeri ortaklıklarını ilerletmesi, Güney Çin Denizi ve Hint-Pasifik’teki işbirliklerine de kapı aralayabilir. Uzun vadede Çin, Hint-Pasifik’te Rusya’yı Batı karşısında caydırıcı bir aktör olarak görmek isteyebilir. Buradaki önemli soru şudur: “Hangi aktörün diğerine daha fazla ihtiyacı vardır?” Görünen o ki Rusya’nın Çin’e daha fazla ihtiyacı vardır. Çünkü Ukrayna’daki savaş çıkmaz girerken Moskova, Pekin’le her alanda işbirliğine sıcak bakacaktır. Diğer yandan Rusya, Tayvan Boğazı ve çevresindeki tehlikeli gerginlikten uzak durmak isteyebilir. Her halükârda Çin ve Rusya, Pasifik’te askeri bir ittifak kurmaya çok yaklaşmıştır.


[1] “Russia, China Conduct Joint Maritime Patrols in Pacific Ocean”, Wionews, https://www.wionews.com/world/russia-china-conduct-joint-maritime-patrols-in-pacific-ocean-626672, (Erişim Tarihi: 24.08.2023).

[2] “Russian Warships Visit China Following Joint Naval Patrol in Pacific Ocean”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202308/1296785.shtml, (Erişim Tarihi: 24.08.2023).  

[3] “Russia and China hold joint naval war games in the Pacific”, New Arab, https://www.newarab.com/news/russia-and-china-hold-joint-naval-war-games-pacific, (Erişim Tarihi: 24.08.2023).   

[4] “Russian Warships Visit China Following Joint Naval Patrol in Pacific Ocean”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 24.08.2023). 

[5] “Russia’s Pacific Fleet Comes Calling at Colombo Port as China İnfluence Wanes”, Daiji World, https://www.daijiworld.com/news/newsDisplay?newsID=885108, (Erişim Tarihi: 24.08.2023). 

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler