Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un, 12 Eylül 2023 tarihinde Rus mevkidaşı Vladimir Putin’le Rusya’nın Amur bölgesindeki Vostoçni Uzay Üssü’nde bir araya gelmiştir. Kuzey Kore ve Rusya’dan üst düzey generallerin de eşlik ettiği görüşmede büyük oranda askeri işbirliği ele alınmıştır. ABD’nin iddiasına göre; Rusya, Ukrayna’daki savaşta yaşadığı kayıplar nedeniyle Kuzey Kore’den silah transferini gündemine almıştır.[1] Kim-Putin görüşmesinde temel olarak silah transferi, askeri tatbikatlar ve savunma işbirliklerinin ele alındığı tahmin edilmektedir.
Dışa kapalı bir devlet olan Kuzey Kore, savunma alanında kendi kendine yetebilen bir güç olmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Pyongyang’ın denizcilik, uzay teknolojisi ve nükleer enerjiyle çalışan askeri teçhizatla ilgili tecrübe eksikliği bulunduğu için bunları Moskova’dan alma yoluna gidebilir. Bunun karşılığında Rusya da Ukrayna’daki savaşta en çok kayıp verdiği ve bu yüzden ihtiyaç duyduğu karadan havaya füzeler, insansız hava araçları, istihbaratla ilgili teçhizat ve zırhlı ve lojistik araçları Kuzey Kore’den talep etmiş olabilir. Hatırlatmak gerekirse Rusya, son bir yıldır askeri teçhizatlarla ilgili Çin’den yardım beklemekteydi. Fakat Çin, Amerikan yaptırımlarından çekindiği için Rusya’ya bunu vermekten kaçınmıştı.
Çin’den aradığı desteği göremeyen Rusya, günümüzde yüzünü Kuzey Kore’ye çevirmiş olabilir. Burada birkaç senaryodan bahsedebiliriz. Birincisi Çin, Batı’nın yaptırımlarına takılmamak için Rusya’ya gönderilecek askeri teçhizatta Kuzey Kore’yi bir köprü olarak kullanabilir. İkincisi Çin, Rusya’ya bu konuda Kuzey Kore’yle işbirliğini önermiş olabilir. Başka bir değişle Pekin, kendisinin askeri yardımda bulunamayacağını, bunun yerine Pyongyang’ın kendisine yardımcı olabileceğini Moskova’ya iletmiş olabilir. Üçüncüsü Rusya, Çin’den aradığı askeri desteği bulamadığı için bizzat kendisi Kuzey Kore’ye yönelmiş olabilir. Her ihtimalin ortak bir sonucu vardır: Bu üç ülke, Asya-Pasifik’te bir askeri ittifak geliştirebilirler.
Öncelikle Rusya’nın Ukrayna’daki savaşta verdiği kayıplar nedeniyle Çin ve Kuzey Kore’den askeri yardım arayışına yöneldiği tahmin edilmektedir. Rusya, uzun bir süre Çin’e ağırlık vermiştir. Diğer yandan Batı’nın yoğun yaptırım baskı altında olan Kuzey Kore’nin fazla kaybedecek bir şeyi kalmamıştır. Aynı şekilde Rusya’nın da artık Ukrayna Savaşı bağlamında elinde kaybedeceği fazla bir şeyi kalmamıştır.[2] Kaybedecek bir şeyleri kalmayan iki aktör, ortak çıkarlar paydasında bir araya gelmektedir.
Üstelik Kuzey Kore, nükleer ve uzay teknolojisinde Rusya’dan yardım almayı oldukça cazip görmektedir. Çünkü “Batı karşıtlığı”, her iki ülkede de çok güçlüdür. Kuzey Kore’nin Rusya’dan bu alanlarda yardım talep ettiği ve askeri tatbikatlar dahil olmak üzere bir dizi alanda işbirliğini tartıştıkları tahmin edilmektedir. Aslında Moskova, askeri, uzay ve nükleer teknolojilerini en büyük partneri Pekin’le bile kolay kolay paylaşmamaktadır. Çünkü Pekin, tersine mühendislikle bunların kopyasını yapmaktadır. Kuzey Kore, benzer bir şekilde bunları kopyalayarak kendisi üretmeyi deneyecektir. Dolayısıyla Batı, aslında Kuzey Kore’den Rusya’ya verilecek silahlardan ziyade Rusya’nın Kuzey Kore’ye verebileceği teknolojiye odaklanacaktır.
Kuzey Kore-Çin ilişkilerinin doğası, Rusya’nın bu ülkeyle olan bağlarından çok daha farklıdır. Pekin, genel itibariyle Pyongyang’la ilişkilerini dengede tutmaya çalışmaktadır. Fakat Moskova’nın Pyongyang’a yönelik artan ilgisi, Pekin’in bakış açısını değiştirebilir. Çin; Rusya ve Kuzey Kore arasındaki bu denklemin dışında kalmak istemeyebilir. Diğer yandan Çin, bu iki aktör arasındaki ilişkilere tepkisel-rekabetçi gözle de bakabilir. Her halükârda bu aktörler arasında savunma sanayi ve diğer askeri alanlarda bir işbirliği veya rekabet ortaya çıkabilir.
Her halükarda Kuzey Kore ve Rusya arasında bir karşılıklı bağımlılık ilişkisi ortaya çıkmaktadır. Putin’in Kuzey Kore’ye gitmeyi kabul etmesi, bunun göstergesidir. Moskova, Pekin’le kuramadığı ortaklığı Pyongyang’la kurmayı deneyebilir. Çin, küresel kutuplaşmaya yol açabileceği endişesiyle Rusya ile Kuzey Kore arasındaki askeri ortaklığa pek sıcak bakmayabilir. Çünkü Çin, Kuzey Kore’nin saldırgan eylemleri nedeniyle Batı’nın artan baskısına maruz kalmaktadır. Bu yüzden Pekin, Pyongyang’ı dizginleyebilmek için çağrılar yapmaktadır.[3]
Sonuç olarak Asya-Pasifik’te yeni ittifakların kurulmaya başladığını görebiliriz. Rusya ve Kuzey Kore’nin askeri birlikteliği, devamında ABD ve müttefiklerini de harekete geçirebilir. Çin, Asya-Pasifik’te çok taraflılığı savunan tek aktör olarak kalabilir. Bu bağlamda Rusya ve Kuzey Kore arasındaki ortaklığa katılmaktan kaçınabilir. Çünkü bu kutuplaşmak anlamına gelecektir. Dünya iki kutba doğru ayrılırken Çin, dışarıda kalmayı tercih edebilir. Zira çok kutupluluk perspektifinde hareket eden Çin, kutuplaşma eğiliminde olan Rusya ve Kuzey Kore’den çok daha farklı bir yol izlemektedir.
[1] “Kim Jong-un and Putin Plan to Meet in Russia to Discuss Weapons”, Ny Times, https://www.nytimes.com/2023/09/04/us/politics/putin-kim-meeting-russia-north-korea-weapons.html, (Erişim Tarihi: 16.09.2023).
[2] “Nothing Left To Lose’: Putin Embraces Role Of Spoiler With Kim Jong-Un Summit”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2023/sep/13/nothing-left-to-lose-putin-embraces-role-of-spoiler-with-kim-jong-un-summit, (Erişim Tarihi: 16.09.2023).
[3] “Xi Tells Kim China Wants To Work With North Korea For Peace: KCNA”, Al Jazeraa, https://www.aljazeera.com/news/2022/11/26/xi-tells-kim-china-wants-to-work-with-n-korea-for-peace-kcna, (Erişim Tarihi: 16.09.2023).