Dünyanın önemli enerji kaynaklarının bir kısmına sahip olan Rusya, Soğuk Savaş sonrası süreçte enerjiyi dış politikada etkili bir araç olarak kullanmayı ve bu konuda dünyada en etkili devletlerden biri olmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda Avrupalı devletlerle çeşitli anlaşmalar imzalamış ve çeşitli projeler hayata geçirilmişti. Ancak Rusya-Ukrayna ilişkilerinin gerilmesi ve Moskova’nın yeri geldiğinde sert söylemlerde bulunması, Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) önemli bir baskı aracı vermiştir. Bilindiği gibi, 2015 yılında başlatılan Kuzey Akım 2, Almanya ile Rusya arasındaki enerji bağını güçlendirirken; 2019 senesinden itibaren hat, ABD’nin çeşitli yaptırımlarına maruz kalmıştır.[1]
Ukrayna’da sürecin sertleşmesiyle birlikte Avrupa’yı etki altına almak isteyen Washington yönetimi, tutumunu sertleştirmiştir. Rusya da benzer bir politika izleyerek enerji kartını kullanmıştır. Bu dönemde Moskova’nın amacı Atlantik’te önemli bir çatlak yaratmak ve Avrupa’nın ABD’den daha bağımsız hareket etmesini sağlamak olmuştur. Ancak Rusya’nın beklentisi gerçekleşmemiş ve Rusya-Ukrayna Savaşı’yla birlikte Avrupa, ABD’yi tercih etmiştir.
Avrupa’nın tercihi, alternatif enerji kaynakları aramasına neden olurken; Moskova da enerji merkezli politikalarına hız vermiştir. Öncelikle Kremlin yönetimi, Avrupa yerine Asya pazarına yönelmiştir. Çin gibi ülkelere olan enerji ihracatını arttırmış ve Hindistan gibi ülkelerle olan ilişkilerine enerji boyutunu kazandırmıştır. Diğer taraftan enerji piyasasında kontrolü sağlayabilmek için enerji kaynaklarını piyasanın altında satmaya başlamış ve enerji ihraç eden ülkelerle ilişkilerini derinleştirmiştir. Özellikle de Orta Asya devletlerinden Kazakistan ile Özbekistan’a “üçlü gaz birliği” kurulmasını teklif etmiştir. Devletlerin buna olumlu yaklaşmaması üzerinden ilişki ilişkileri geliştirmeye çalışmıştır. Ancak belirli bir dönem, Rusya’nın enerji kozunu olumsuz etkileyecek gelişmeler de yaşanmıştır.
Bu süreçte Rusya’dan Kazakistan’ın toprak bütünlüğüne dair yapılan yorumlar ve Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu/Caspian Pipeline Consortium (CPC) Rusya tarafından faaliyetlerinin durdurulması üzerine Astana-Moskova hattındaki ilişkiler gerilmiştir. Ancak Batı’nın yaptırımlarına maruz kalan, ekonomik olarak önemli oranda yıpranan ve Asya’ya ulaşmak için Kazakistan’a ihtiyaç duyan Rusya, bu noktada söylemlerini ve politikalarını değiştirmek zorunda kalmıştır. Ayrıca Kazakistan’ın Hazar Denizi üzerinde Azerbaycan’la ilişkilerini güçlendirmesi ve çeşitli hatlar üzerinden dünya piyasasına enerji ihraç etmeye devam etmesi, Kazakistan’ın maaliyetlerini arttırsa da Rusya’nın kayıplarını önemli bir seviyeye taşımıştır.
Yaşanan gelişmeler kapsamında Rusya’nın ilk adımıi CPC’nin faaliyetlerini tekrar başlatmak olmuştur. İkinci adımda Rusya, Druzhba Boru Hattı üzerinden Kazakistan’dan Almanya’ya petrol aktarımına ve miktarın arttırılmasına onay vermiştir. Bu da taraflar arasındaki gergin ilişkilerin normalleşmesine yol açmış ve taraflar arasındaki kaybet-kaybet denklemi, yeniden kazan-kazan olarak şekillenmiştir.
Kazakistan ile Rusya arasındaki enerji temelli gelişmelerde Druzhba ve CPC’nin yanı sıra başka önemli gelişmeler de yaşanmıştır. Örneğin 2023 yılının Nisan ayında Almanya’ya ihraç edilen Kazak petrol ihracatı hacmi %150 artmış ve toplam 50.000 tona ulaşmıştır. Bu bağlamda 2023 yılında Kazakistan’dan Rus boru hatlarını kullanarak Almanya’ya ihraç edilmesi planlanan petrol miktarı 1,2 milyon tondur.[2]
Öte yandan KazMunayGas, ulusal şirketinden yapılan bir açıklamada Kazakistan’ın 2023 yılının ilk çeyreğinde 16,3 milyon ton petrol aktardığı dile getirilmiştir. Bu da 2022 yılının ilk çeyreğine göre %3.5 artış demektir.[3]
Bunun karşısında Kazakistan, Rus petrolünü Çin’e taşıma anlaşmasını uzattığını açıklamıştır. Boru hattı operatörü Kaztransoil, 15 Mayıs 2023 tarihinde yaptığı açıklamada, Rus petrolünü Çin’e taşıma anlaşmasının 1 Ocak 2034 tarihine kadar uzatıldığını duyurmuştur.[4] Bu anlaşmanın sürdürülmesi, Kazakistan ile Rusya arasında Almanya ve Çin noktasında önemli bir denge faktörü yaratmıştır. Zira Kazakistan, Almanya’ya ve Rusya ise Çin’e ulaşma noktasında coğrafi olarak birbirlerine ihtiyaç duyduklarını göstermiştir.
Bir diğer önemli gelişme de Kazakistan’ın yaptığı bir teklif üzerine yaşanmıştır. Astana yönetimi, Moskova ve Pekin’e Kazakistan toprakları üzerinden Rusya’dan Çin’e ulaşacak olan yeni bir uluslararası doğalgaz boru hattı inşa edilmesi teklifinde bulunmuştur. Söz konusu teklifin ayrıntıları belirli değildir. Ancak bilindiği kadarıyla hat, Kazakistan’ın doğu bölgesinden geçecektir.[5]
Son yapılan açıklamalara bakıldığında Kazakistan ile Rusya, Çin’e uzanacak olan hattın güzergahı konusunda anlaşmıştır. 16 Mayıs 2023 tarihinde Kazakistan Enerji Bakanı Almasadam Satkaliyev, güzergahın belirlendiğini ve boru hattının inşası için şartların görüşüldüğünü açıklamıştır. Söz konusu hattın inşa edilmesiyle Rusya, Çin’e daha güvenli bir şekilde enerji ihraç etme imkanı kazanırken; Avrupa pazarında yaşadığı kaybı bir noktada gidermeye çalışmaktadır. Kazakistan ise orta, kuzey ve doğu bölgesinin ihtiyacı olan enerji götürme fırsatı yakalayacaktır.[6]
Rusya, günümüzde jeopolitik olarak Kazakistan’a önemli ölçüde bağımlıdır. Zira Moskova gerek güneye inmek ve Orta Asya’ya enerji ihracatı gerçekleştirmek gerekse de Sibirya’nın Gücü-2 hayata geçinceye kadar Kazakistan üzerinden Çin’e olan ihracatı sürdürmek için Astana yönetimine ihtiyaç duymaktadır. Bunun karşısında Rusya, Kazakistan’ı dengeleyebilmek için bu ülkeye Almanya’ya ulaşma imkanı tanımıştır. Astana’nın Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan bu yana alternatif güzergahları arttırması, mühim bir kazanım olarak görülebilir. Bu süreçte Kazakistan, çıkarlarını azami seviyede gerçekleştirmek için önemli bir potansiyel yakalamıştır. Taraflar arasında kurulan enerji merkezli ilişkilerin derinleşme süreci, Moskova’nın başta Çin olmak üzere Asya pazarlarına gösterdiği ilgiyle yakından alakalıdır. Taraflar arasında güçlendirilecek olan enerji ve jeopolitik temelli ilişkiler, tekrar bir kaybet-kaybet sürecinin yaşanmasını da engelleyecektir.
[1] Martin Russell, “The Nord Stream 2 Pipeline”, European Parliamentary Research Service, https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/BRIE/2021/690705/EPRS_BRI(2021)690705_EN.pdf, (Erişim Tarihi: 23.05.2023).
[2] “Kazakhstan’s Oil Exports to Germany Increase by 150% in April”, The Astana Times, https://astanatimes.com/2023/05/kazakhstans-oil-exports-to-germany-increase-by-150-in-april/, (Erişim Tarihi: 23.05.2023).
[3] Asmar Bayramova, “Oil Transshipment via Caspian Pipeline Consortium Increases”, Trend News Agency, https://en.trend.az/casia/kazakhstan/3751278.html, (Erişim Tarihi: 23.05.2023).
[4] “Kazakhstan Extends Deal to Transit Russian Oil to China”, S&P Global, https://www.spglobal.com/commodityinsights/en/market-insights/latest-news/oil/051623-kazakhstan-extends-deal-to-transit-russian-oil-to-china, (Erişim Tarihi: 23.05.2023).
[5] Nuray Alekberli-Museyibova, “Kazakhstan Proposes Gas Pipeline Project Connecting Russia and China”, The Jamestown Foundation, https://jamestown.org/program/kazakhstan-proposes-gas-pipeline-project-connecting-russia-and-china/, (Erişim Tarihi: 23.05.2023).
[6] “Kazakhstan, Russia Map Out Gas Pipeline to China”, Reuters, https://www.reuters.com/markets/commodities/kazakhstan-russia-map-out-gas-pipeline-china-2023-05-16/, (Erişim Tarihi: 23.05.2023).