Rusya­-Hindistan İlişkilerinin Geleceği

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından Yediler Grubu (G7), Moskova’nın petrol satışlarından yüksek kar elde etmesini engellemek amacıyla bir dizi karar almıştır. Bu bağlamda 5 Aralık 2022 tarihinden itibaren Rusya’nın deniz yoluyla taşınan petrol sevkiyatlarına ve 5 Şubat 2022 tarihinden itibaren de petrol ürünlerine ikinci bir fiyat üst sınırı getirme planı açıklanmıştır. Bununla birlikte Avrupalı ​​şirketlerin sabit bir fiyatın altında satıldığı sürece Rus petrolünü üçüncü ülkelere taşımasına ve sigorta ettirmesine izin verilmesi kararlaştırılmıştır.

Batılı ülkelerin yaptırımına maruz kalan Moskova, petrol gelirlerinin düşmesini engellemek amacıyla Asyalı büyük alıcılara indirimli petrol satışı yapmaya başlamıştır. Bunun ardından petrol ihtiyacının çoğunu Irak ve Suudi Arabistan’dan satın alan Hindistan, Rusya’dan petrol alımını artırmıştır. 31 Mart 2022 tarihine kadar Rusya, Hindistan’ın ithal ettiği tüm petrolün sadece %0,2’lik kısmını oluşturmuştur. Ancak 2022 yılının Ekim ayında Rusya, Hindistan’ın en büyük petrol tedarikçisi konumuna yükselmiştir.[1]

Tavan fiyat uygulamasının başlamasına kısa bir süre kala Batılı ülkeler, mekanizmanın destekleyicilerini arttırmaya çabalamaktadır. Bu kapsamda Yeni Delhi’ye yapacağı ziyaret öncesinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Hazine Bakanı Janet Yellen, Hindistan’ın Rus petrolüne yönelik fiyat sınırlamasına uyması gerektiğine dair şu açıklamayı yapmıştır:[2]

“Amacımız, Rusya’nın petrolü için aldığı fiyatı düşük tutmak ve bu petrol ticaretini sürdürmektir. Bundan kazanç sağlayacaklar, özellikle ucuz Rus petrolü satın alan ülkeler olacaktır. Hindistan firmaları, Rusya’yla pazarlık yapıyor olsa da yine de bu fiyat sınırlamasından yararlanmasını umuyoruz.”

Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana ilk kez Moskova’yı ziyaret eden Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar, ülkesinin Rus petrolünü satın almaya devam edeceğini açıklamış ve iki ülkenin ticari ilişkilerini genişlettiği vurgulamıştır.[3] Bu demecin Yellen’in Yeni Delhi ziyaretinden önce verilmesi dikkat çekicidir. Görünen o ki; Biden yönetimi, Yeni Delhi’yi Moskova’dan uzaklaştırma ve Çin’e karşı bir denge unsuru olarak kullanma hedefini gerçekleştiremeyecektir.

Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’la düzenlediği ortak basın toplantısında, Rusya-Hindistan ilişkilerinde Batı’nın beklediği kopuşun uzun bir süre gerçekleşmeyeceğinin altını çizen Jaishankar şu ifadeleri kullanmıştır:[4]

Rusya istikrarlı ve zaman içinde test edilmiş bir ortak olmuştur. On yıllardır ilişkimizin herhangi bir nesnel değerlendirmesi, her iki ülkemize de gerçekten çok, çok iyi hizmet ettiğini teyit edecektir.”

Yeni Delhi yönetiminin ucuz Rus petrolü almaya devam etmesinin temel nedeni, küresel enerji fiyatlarındaki artış ve ülkenin her geçen gün büyüyen endüstrisi ve gelişen ekonomisidir. Buna rağmen bölgesel dinamikler ve yeni jeopolitik denklemler göz önünde bulundurulduğunda, Rusya-Hindistan ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığı söylenebilir. Zira Hindistan, ABD’yle ilişkilerinden ve Batı Dünyası’ndan kopuş pahasına Rusya’yla geliştirdiği stratejik bağları savunmaktadır.

Stratejik ilişkilerin temel nedeni olarak Hindistan’ın bağımsız dış politikası ve Rusya’nın silah ve petrol için büyük bir pazar arayışı gösterilmektedir. Ancak Yeni Delhi-Moskova hattındaki bağlar; silah ticareti, ekonomik ilişkiler ve uyumlu jeopolitik çıkarların çok daha ötesindedir. Diğer taraftan Hindistan ile ABD arasındaki güvenlik bağları nispeten daha yenidir.

İkili ilişkilerin Batı Bloku’na rağmen genişlemesinin, Hindistan açısından avantajları olduğu kadar Rusya için dezavantajları da vardır. Zira petroldeki tavan fiyat uygulaması nedeniyle Hindistan’ın enerji pazarlığında eli kuvvetlenecektir. Bu durumda Moskova-Yeni Delhi ilişkilerindeki dengenin Hindistan lehine evrildiği söylenebilir. Öte yandan bölgesel düzeyde Çin’le kurulan bağlar, ana belirleyici olarak ön plana çıkmaktadır.

Batı’nın tek kutupluluğuna karşı Moskova, Pekin’le birlikte hareket etmekte ve Avrupa’ya satamadığı petrolü dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan Çin’e yönlendirmeye çalışmaktadır. Buna ek olarak Rusya, Çin’le arasında anlaşmazlıklar bulunan Hindistan’la münasebetlerini de geliştirmeye çalışmaktadır.

Hindistan’ın dış politikası, Çin ve Pakistan’la sınır anlaşmazlıkları üzerinden şekillenmektedir. Dolayısıyla Moskova, Pekin-Yeni Delhi ilişkilerinin bozuk olması sebebiyle iki aktör arasında denge kurmakta zorlanabilir. Güçlü bir Çin’le karşı karşıya kalan Hindistan, Rusya’yla uzun süredir devam eden güvenlik ilişkisini kolaylıkla terk etmek istemeyecektir. Bu da ABD’nin Hindistan’la çok yönlü ve kalıcı bir ilişki geliştirmek için daha fazla inisiyatif almasını gerektirebilir.

Moskova açısından Çin, dünyanın en büyük enerji tüketicisidir. Bu nedenle Çin, Hindistan’dan öncelikli olacaktır. Ayrıca Hindistan pazarı, Çin’e kıyasla çok daha rekabetçidir. Bu nedenle Çin-Rus stratejik ortaklığı, Hindistan’la olan ilişkileri ve dolayısıyla ABD’nin Hindistan üzerindeki nüfuzunu etkilemektedir. Bu noktada Hindistan’ın Çin’in yükselişine karşı konulması bakımından Moskova nezdinde önemli bir ülke olduğu da göz ardı edilmemelidir. Zira Rusya, Çin’in Orta Asya’daki artan varlığını Hindistan’la dengelemektedir.

ABD’nin Çin’i kontrol altına almak için Hindistan’a ihtiyacı vardır. Bu nedenle Washington, Moskova’yı dizginlemek için Yeni Delhi’yi yanına çekmeye çalışmakta; ancak bu çabalar sonuçsuz kalmaktadır.

Ayrıca ABD’nin Pakistan üzerinden Hindistan’ı baskılama yoluna gittiği de sıkça konuşulmaktadır. Bu bağlamda Rusya, Hindistan’ı ABD’ye kaptırmayacak kadar kendine yakın; fakat Çin’i de kendinden uzaklaştırmayacak kadar onunla mesafeli bir ilişki kurmak durumundadır. Bu, Rusya’nın Hindistan ve Çin arasındaki hassas dengeleme politikası olarak yorumlanabilir.

Neticede Hindistan-Rusya ilişkileri, başta petrol olmak üzere ticari kaygılar nedeniyle hızla derinleşmektedir. Dolayısıyla taraflar, kendi çıkarları doğrultusunda pragmatik bir yaklaşım geliştirmektedir. Fakat bunun arka planında Pekin ve Washington’un da dahil olduğu büyük güç rekabetinin bulunduğu unutulmamalıdır. Ayrıca Rusya-Hindistan ilişkilerine Afganistan ve Pakistan boyutunun yer aldığı bölgesel güç dengelerinin de etki ettiği bilinmektedir.


[1] “Russia Becomes India’s Top Oil supplier in October”, The Hindu, https://www.thehindu.com/news/national/russia-becomes-indias-top-oil-supplier-in-october/article66103845.ece, (Erişim Tarihi: 09.11.2022).   

[2] “The U.S. Believes India Will Benefit From A Price Cap On Russian Oil”, Oilprice, https://oilprice.com/Latest-Energy-News/World-News/The-US-Believes-India-Will-Benefit-From-A-Price-Cap-On-Russian-Oil.html, (Erişim Tarihi: 09.11.2022).

[3] “India Says Russia Oil Deals Advantageous As Yellen Visits Delhi”, Reuters, https://www.reuters.com/business/energy/buying-russian-oil-is-indias-advantage-foreign-minister-2022-11-08/, (Erişim Tarihi: 09.11.2022).

[4] Aynı yer.

Elif TEKTAŞ
Elif TEKTAŞ
2020 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olan Elif Tektaş, aynı yıl Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans programına başlamıştır. Halihazırda yüksek lisans eğitimine devam eden Tektaş, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler