Putin’in Nükleer Tehditleri ve Çin’in Reaksiyonu Ne Anlama Geliyor?

Batı’nın öfkesi Rusya’yla beraber Çin’e de yönelmektedir.
Nükleer mesele, Çin’in Rusya’yla arasını bozabilecek hassas bir mevzu olarak kalmaya devam edecektir.
Pekin, bu savaşın uzamasından ve özellikle Moskova’nın nükleer tehditlerinden rahatsız olduğunu göstermeye başlamıştır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Ukrayna, Rus petrol rafinerilerine insansız hava aracı saldırıları düzenlemeye devam ederken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise nükleer tehdidini yinelemiştir. Putin, ülkesinin egemenliği veya bağımsızlığının tehdit edilmesi durumunda nükleer silah kullanmaya hazır olduğu konusunda uyarıda bulunmuştur.[i] Ukrayna’daki savaşın başlangıcından bu yana Rus lider, defalarca nükleer silah kullanmaya hazır olduğundan bahsederek Batı’ya gözdağı vermeye çalışmıştır. Son açıklamasında Putin, “Eğer Rus devletinin varlığı veya egemenlik ve bağımsızlığımıza zarar verilmesi söz konusu ise, bahsettiğiniz silahlar dahil her türlü silahı kullanmaya hazırız” demiştir.[ii]

Putin’in çatışmaya “hazır” olduğunu söylemesinin ardından Çin, Rusya’yı nükleer savaşın “kazanılamayacağı” ve “asla” savaşılmaması gerektiği konusunda uyarmıştır.[iii] Konuyla ilgili Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, şu açıklamada bulunmuştur:

“Çin, tüm nükleer silaha sahip devletlerin ortak güvenlik fikrini benimsemesi ve küresel stratejik denge ve istikrarı desteklemesi gerektiğine inanıyor. Mevcut koşullar altında tarafların somut adımlar atması ve ortaklaşa gerilimi düşürmeye çalışması gerekiyor.”

Çin, tüm dünyada nükleer bir savaş çıkması ve bu yüzden büyük bir yıkıma maruz kalmaktan endişe etmektedir. Buna Rusya kaynaklı nükleer tehditler dahildir. Nükleer savaşın kazananın olmayacağını belirten Çin, nükleer güç kullanma tehdidine de karşı çıkmaktadır. Zira Çin, hem Rusya hem Kuzey Kore kaynaklı nükleer tehditlerden rahatsızdır ve kendisini büyük bir yıkıma uğratacak böyle bir savaş riskini azaltmayı amaçlamaktadır. Örneğin Kuzey Kore, uzun zamandır kıtalararası balistik füze denemeleri yaparak ABD’nin nükleer tehditlerine karşılık vermeyi amaçlamaktadır. Rusya’ya nükleer tehditlerden vazgeçmesi konusunda uyarıda bulunan Çin, benzer şekilde Kuzey Kore’yi de dünya barışına katkıda bulunmaya çağırmaktadır.[iv]

Batılı bazı analistler, Rusya’nın doğu sınırında Çin için bir tehdit oluşturabileceğini, tarihte Rusya-Çin sınır çatışmalarının yaşandığını ve bu yüzden Çin’in Rusya’ya karşı her zaman tetikte olduğunu ileri sürmektedirler. Örneğin Amerikalı askeri uzman Dr. John Callahan, Express’e verdiği demeçte, Rusya’nın “nükleer silah kullanmadan Çin’e karşı bir şansının olmayacağını” söylemiştir.[v]

Bilhassa Batı medyası, Rusya ve Çin arasında bir anlaşmazlık ya da çatışma çıkma olasılığından sık sık söz etmektedir. Özellikle İngiliz medyası, iki güç arasında bir anlaşmazlık olduğuna dair algı yaratmak ve ikisini birbirine düşürmek istemektedir. Daha önce Çin, Rusya’yla sınır anlaşmazlıkları nedeniyle karşı karşıya gelmiştir. İngiltere, iki ülke arasındaki “bu donmuş krizleri” yeniden alevlendirmek istemektedir. Buradaki amaç, Çin-Hindistan sınır anlaşmazlıklarının benzerini Rusya-Çin arasında tesis etmektir. Yani Rusya ile Çin’in arasını açmaktır. Buradaki en elverişli araç ise Rusya kaynaklı nükleer tehditlerdir.

Kıta Avrupası, Çin’i Rusya’dan ayırmak için “nükleer tehdit” argümanını kullanmaya başlamıştır. Örneğin Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Pekin ziyareti esnasında Cinping’in Ukrayna’daki savaşı sonlandırabilmek için Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanabileceğini söylemiştir. Ayrıca Rusya’nın nükleer tehditlerinin “son derece tehlikeli” olduğu konusunda hemfikir olduklarını açıklamıştır. Çin makamları da Avrasya’da nükleer silah kullanımına ve kullanma tehdidine karşı olduklarını teyit etmiştir. Bu sözlerden sonra Batılı güçler, Çin’in “yumuşak karnı”nın Ukrayna’daki savaş ve daha ziyade nükleer mesele olduğunu görmüş ve bu konu üzerinden bir kez daha onun üzerine gitmeye başlamıştır.

Batı’ya göre; Çin’i kendi yanlarına çekmenin yolu, onu “yumuşak karnı”ndan vurmaktır. Bu doğrultuda Batılı güçler, Çin’i “Rusya tehdidi” konusunda sürekli uyarmış ve ona karşı cephe alması için baskı yapmışlardır. Scholz’den sonra hem ABD Başkanı Joe Biden hem de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, G20 Zirvesi esnasında Cinping’den nükleer tehditlerin önlenmesi noktasında destek istemişlerdir.[vi] Pekin, bu savaşın uzamasından ve özellikle Moskova’nın nükleer tehditlerinden rahatsız olduğunu göstermeye başlamıştır. Çin’in niyeti, Rusya’yı dizginlemek ve dünyada büyük bir nükleer yıkımın yaşanmasına engel olmaktır. Bunun dışında Pekin, Moskova’yla stratejik partnerliğe devam etmektedir.

Rusya ile Batı arasında daha büyük bir savaş riski ortaya çıktığında Çin, bu riski azaltmaya çalışmaktadır. Çünkü bu savaşın bir noktadan sonra kendi çıkarlarına zarar vereceğini net olarak görmüştür. Çin, Rusya’yı nükleer güç kullanmaktan alıkoyacak güce sahiptir. Eğer Moskova’yı ikna edebilecek bir aktör varsa o da Çin’dir. Çünkü Çin, Soğuk Savaş mantalitesine karşı olduğunu söylemektedir. Soğuk Savaş, Rusya’nın halihazırda Batı’yla yapmakta olduğu şeydir. Çin, bunu kırmak istemektedir.

Batı’nın öfkesi Rusya’yla beraber Çin’e de yönelmektedir. Pekin, Moskova’yla kurduğu bağların dünyayla olan ilişkilerine zarar verdiğini görmeye başlamıştır. Bu yüzden Çin, Batılı devletleri Pekin’e davet ederek “dünya barışından yana olduğunu” ve “Rusya’nın savaşını desteklemediğini” birincil ağırdan onlara aktarmaktadır. Çin, Rusya’yı gücendirmeden Batı’ya kendisini doğru ifade etmek ve savaş riskini azaltmak istemektedir. Nükleer mesele, Çin’in Rusya’yla arasını bozabilecek hassas bir mevzu olarak kalmaya devam edecektir.


[i] “Putin reiterates nuclear threat as Ukraine launches drone strikes on Russian oil refineries”, France 24, https://www.france24.com/en/europe/20240313-ukraine-launches-mass-drone-attack-on-russia-putin-says-moscow-ready-to-use-nuclear-arms, (Erişim Tarihi: 31.08.2024).

[ii] Aynı yer.

[iii] “Ukraine-Russia War Live: Russians Begin Voting İn Sham Election As China Responds To Putin’s Nuclear Warning”, Independent, https://www.independent.co.uk/news/world/europe/russia-ukraine-war-troops-putin-elections-today-b2513095.html, (Erişim Tarihi: 31.08.2024).  

[iv] “Xi Tells Kim China Willing to Work with N. Korea for ‘World Peace’: KCNA”, Strait Times, https://www.straitstimes.com/asia/east-asia/chinas-xi-in-message-to-n-koreas-kim-says-willing-to-work-together-for-regional-global-stability-kcna, (Erişim Tarihi: 31.08.2024).

[v] “Russia Vs China: Putin ‘Would Not Stand Chance’ Against Xi in Potential Military Standoff”, Express, https://www.express.co.uk/news/world/1657052/putin-news-russia-china-putin-xi-nuclear-weapons-russia-latest-news-spt, (Erişim Tarihi: 31.08.2024).

[vi] “Macron Welcomes China’s Ability to Put Pressure on Russia”, Irısh Times, https://www.irishtimes.com/world/europe/2022/11/18/macron-welcomes-chinas-ability-to-put-pressure-on-russia/, (Erişim Tarihi: 31.08.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler