Putin Niçin Dodik’e Aleksandr Nevski Nişanı Verdi?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

6 Haziran 2023 tarihinde Rus basınında yer alan haberler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Milorad Dodik’e Aleksandr Nevski Nişanı’nı verdiğini belirtmiştir. Söz konusu haberlerde bu durumun gerekçesi olarak da Rusya-Bosna Hersek ilişkilerine katkısı nedeniyle Sırp lidere bu ödülün verildiği belirtilmiştir.[1] Ancak Dodik, Bosna Hersek’in değil; Sırp etnitenin lideridir. Bu durum, Rusya’nın Balkanlar siyasetinin genelinde olduğu gibi, Bosna Hersek politikasında da pan-Slavist argümanlardan yararlandığını gözler önüne sermesi bakımından oldukça mühimdir.

Moskova yönetimi, özellikle de 24 Şubat 2022 tarihinde patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Balkanlar’daki etkisini arttırmaya yönelmiştir. Bu çerçevede Kremlin, Kosovalı Sırplar, Bonsalı Sırplar ve Sırbistan’la ilişkilerine hassas yaklaşmıştır. Çünkü Rusya, Sırplar aracılığıyla Balkanları istikrarsızlaştırabileceği mesajını vermektedir.

Bahse konu olan durumun temel nedeni ise Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bir noktada Rusya ile Batı arasında cereyan etmesidir. Zira Ukrayna’nın direnci, Batılı devletlerin kendisine yaptığı yardımlara ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlara bağlıdır. Bu anlamda savaş, Kremlin’in “büyük devlet” olma iddiasını hedef almakta ve Rusya’ya Ukrayna’daki yıpratma savaşı vesilesiyle “orta büyüklükte güç” olduğu kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Moskova yönetimi ise bir noktada buna direnmektedir.

Böylesi bir ortamda Rusya açısından Ukrayna’da kaybedeceği bir savaşın söz konusu ülkenin topraklarıyla sınırlı kalmayacağı mesajının verilmesi son derece mühimdir. Yani Moskova, Batı’ya Rusya’nın yenilgisinin tüm dünyanın kaybedeceği bir savaşa evrilmesi gerektiği mesajını vermek istemektedir.

Bu çerçevede Sırplar, Rusya’nın bu mesajı verebilmesini kolaylaştırmaktadır. Zira pan-Slavizm üzerinden kurulan ilişkiler vesilesiyle desteklenen aktörler, Balkan coğrafyasının jeopolitik anlamda son derece kırılgan olan yapısında dondurulmuş pek çok sorunun sıcak çatışmaya evrilmesine sebebiyet verebilir.

Nitekim mevcut durumda Kosova’nın kuzeyinde yaşanan ihtilafı da Ukrayna’daki savaştan bağımsız okumak mümkün değildir. Elbette ki Kosova’nın ya da Bosna Hersek’in kendi iç dinamikleri de vardır. Çünkü Balkanlar’da güçlü bir Sırp milliyetçiliği söz konusudur. Üstelik aşırı sağ akımlar da yükseliş trendindedir. Bu duruma Belgrad yönetiminin tüm Sırpların koruyuculuğunu üstlenme iddiası da dahil edildiğinde, silahların patlaması halinde bölgenin kaosa sürüklenmesi kaçınılmaz gözükmektedir.

Her ne kadar Sırbistan, Avrupa Birliği (AB) üyeliğine ilişkin hedefinden mütevellit Rusya’yla ilişkileri sürdürürken; Batı yönelimini de koruyan denge politikası yürütmeye çalışsa da bir noktada Belgrad’ın da tercih yapmak zorunda kalması ihtimal dahilindedir. Fakat meselenin bam teli, Kosova ve Bosna Hersek’teki Sırp milliyetçilerinin tutumudur. Bosna Hersek özelinde ise Dodik, Rus yanlısı tutumuyla dikkat çekmektedir. Bu nedenle de Dodik’in Putin tarafından nişanla ödüllendirilmesi tesadüf olarak nitelendirilemeyecek kadar mühim bir gelişmedir.

Bilindiği üzere Bosna Hersek ve Kosova, bölgede yaşanan kanlı çatışmalar esnasında Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) müdahalelerine tanıklık etmiş ve Batı yanlısı aktörler olarak konumlanmıştır. Bu durum da ilgili ülkelerde hayatlarını devam ettiren Sırpların ve Sırbistan’ın Rusya faktörünü önemsemesini beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede Bosnalı Sırpların bağımsızlığını ve gerekirse Sırbistan’a bağlanmasını savunan Dodik’in Putin tarafından ödüllendirilmesi, bölgenin istikrarsızlığının Kremlin’in tahayyülleriyle örtüştüğüne işaret etmektedir. Nitekim Dodik’in zaman zaman provokasyona varan ve Bosna Hersek’in istikrarını tehdit eden çıkışları da Moskova’nın elindeki kozları gösterebilmesine katkı sağlamaktadır.

Mevzubahis durum ise Balkanlar’ın en temelde Güneydoğu Avrupa olmasından kaynaklanmaktadır. Yani jeopolitik olarak Rusya, AB üyesi devletlere Avrupa’nın yakın çevresinde krizler çıkartabileceği mesajını vermektedir. Bu krizlerin birliği göç ve güvenlik boyutuyla olumsuz etkileme potansiyeli bulunmaktadır. Zaten bu yüzden de tüm anlaşmazlıklara rağmen Batılı aktörlerin gerek Kosova’da gerekse de Bosna Hersek’te sağduyu çağrısı yaptığı ve arabuluculuk süreçleri yürüttüğü görülmektedir. Aynı zamanda AB’nin Sırbistan’ın birliğe üyelik sürecinin teşvik edilmesi de bundan kaynaklanmaktadır.

Sonuç olarak Rusya, Balkanlar’daki Sırplar üzerindeki etkisini kullanmak suretiyle Avrupa’yı istikrarsızlaştırabileceği mesajını vermektedir. Böylece Moskova, Ukrayna’da kaybedeceği bir savaşın tek kaybedeninin kendisi olmayacağını ortaya koymaktadır. Kosova’da yaşanan gerilimin akabinde Putin’in Dodik’e verdiği nişan bunun işaretlerini barındırmaktadır. Bu nedenle de Balkanlar’ın etnik anlamda heterojen olan yapısının küresel güç mücadelesinin sertleşmesine paralel bir şekilde jeopolitik kırılganlıklara sebebiyet verme ihtimali yüksektir.


[1] “Putin dodijelio Dodiku Orden Aleksandra Nevskog”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/6/6/putin-dodijelio-dodiku-orden-aleksandra-nevskog, (Erişim Tarihi: 08.06.2023).

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.

Benzer İçerikler