Polonya’nın aşırı sağcı ideolojilere sahip Başbakanı Mateusz Morawiecki, seçmenlere “Orta Doğu ve Afrika’dan binlerce yasadışı göçmeni” kabul etmeye istekli olup olmadıklarına dair soruların yöneltileceği bir referandum yapılacağını duyurmuştur. Morawiecki, Avrupa Birliği (AB) göç reformlarıyla ilgili referandumun 15 Ekim 2023 tarihinde yapılacak parlamento seçimleriyle aynı zamana denk geleceğini duyurmuştur.[1] Morawiecki’nin Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PİS) iktidarı elinde tutmaya çalıştığı bilinmektedir. Bu süreçte göç ve güvenliğin seçimin ana konuları olacağı söylenebilir.
PİS’in sekiz yıllık iktidarını uzatma çabası, 10 Ağustos 2023 tarihinde Savunma Bakanı Mariusz Błaszczak’ın Belarus sınırına 10 bin asker yerleştirileceğini duyurmasıyla başlamıştır.[2] Bahse konu olan açıklama, Belarus askeri helikopterlerinin Polonya hava sahasını ihlal etmesi ve Wagner grubu paralı askerlerinin Belarus’ta kamp kurmasının[3] ardından gelmiştir. Varşova, bu hareketleri doğrudan bir provokasyon olarak yorumlamakta ve bunları Minsk’in Polonya ve AB için oluşturduğu tehdidin artan kanıtı olarak göstermektedir.
AB, göçmenleri üye devletler arasında eşit bir şekilde dağıtmaya ve bloğa izinsiz giren kişilerin sorumluluğunu paylaşmaya çalışmaktadır. Morawiecki Hükümeti ise bu planlara uzun süredir karşı çıkmaktadır. Anlaşma, başta Macaristan ve Polonya olmak üzere bazı üyelerin itirazlarına rağmen haziran ayında AB İçişleri Bakanları tarafından resmen onaylanmıştı.
Morawiecki, referandumda şu sorunun sorulacağını söylemiştir:[4]
“Avrupa bürokrasisinin dayattığı zorunlu tehcir mekanizması kapsamında Orta Doğu ve Afrika’dan binlerce yasadışı göçmenin kabul edilmesini destekliyor musunuz?”
Morawiecki’nin yayımladığı videoda, Fransa’daki son isyanlara bir gönderme olarak Batı Avrupa’da yanan binalar, araçlar ve sokak şiddeti yer almıştır. Söz konusu resimlerin arka planında PİS’in lideri Jarosław Kaczyński’nin konuşması yerleştirilmiştir. Morawiecki videoda “Bunun Polonya’da da olmasını istiyor musunuz? Kendi ülkenizin efendisi olmayı bırakmak istiyor musunuz?” şeklinde bir soru sormaktadır.[5]
Morawiecki’nin partisi, AB üyesi olmayan ve Polonya’nın 400 km’lik bir sınır paylaştığı Belarus üzerinden Polonya’ya giren artan sayıdaki Afrikalı ve Orta Doğulu göçmene dikkatleri çekmeye çalışmaktadır. 2022 yılında ülkeye toplam 16.000 geçiş işlemi yapılmıştı. Bu yıl ise daha şimdiden yaklaşık 19.000 geçiş girişiminde bulunulmuştur. Şu anda sınırı yaklaşık 2.000 Polonyalı asker ve 5.000 sınır muhafızı korumaktadır. Sınırın bir kısmı 186 km’lik bir metal duvarla korunmaktadır.
Polonya toplamda 1 milyondan fazla Ukraynalıya sığınma hakkı vermişti. Ancak yıllarca, özellikle de 2015 Mülteci Krizi’nin zirve yaptığı dönemde siyasi liderler, Müslümanların ve farklı kültürlerden diğer insanların barındırılmasına, ülkenin kültürel kimliğini ve güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle itirazlarda bulunmuşlardı.
Önümüzdeki referandumda seçmenlere, kadınlar için 60’a, erkekler için 65’e indirilen emeklilik yaşının yükseltilmesi ve kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesini destekleyip desteklemedikleri gibi sorular da yöneltilecektir. Ukrayna sınırı yakınlarındaki Chełm’de düzenlenen tarihi bir siyasi mitingde Kaczynski, ormanların AB öncülüğünde özelleştirilmesinin Polonyalıların popüler bir ulusal eğlence olan mantar toplamasını engelleyeceğini söylemişti. Mantar toplama mevsiminin doruğu, oylama tarihiyle aynı zamana denk gelmektedir. Bu da bahse konu olan seçime katılım oranıyla ilgili soru işaretleri meydana getirmektedir.
Kaczynski bu konuyla ilgili şunları söylemiştir: [6]
“Bu özgürlüğe sahibiz. Mantar toplamaya gidebiliriz… Bu bizim özgürlüğümüzün bir parçası ve bu özgürlüğün elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz.”
Özellikle siyasi analistler tarafından Polonya liderinin AB karşıtı söylemi İngiltere’deki Brexit yanlısı kampanyacıların kullandığı “Kontrolü geri al” sloganlarıyla karşılaştırılmaktadır. Kaczynski, partisinin 2001 yılındaki kuruluşundan bu yana tabanını desteklemek için kullandığı Alman karşıtı söylemlerin yanı sıra güvenlik korkuları ve ırkçılık gibi konuları da gündeme getirmektedir.
Örneğin Kaczynski, Almanya’nın, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi savaş suçları için Polonya’ya 1,3 trilyon Euro tazminat ödemeye zorlanması gerektiğini söylemişti.[7] Almanya talepleri reddetmişti. Kaczynski, Polonya’nın Nazi ve Sovyet dönemi yönetimi altındaki yıkıcı yaşam deneyimlerini Polonyalıların korkuları ve taleplerinin gerekçesi olarak göstermektedir. Sonuç olarak Polonya’nın aşırı sağ ideolojilere sahip yönetimi devam ettikçe AB ile Varşova arasındaki gerilimin ve fikir ayrılıklarının azalmayacağı öne sürülebilir.
[1] “Polish Prime Minister to Hold Referendum on EU’s Immigration Plan”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2023/aug/13/polish-prime-minister-to-hold-referendum-on-eus-immigration-plan, (Erişim Tarihi: 14.08.2023).
[2] “Polish PM Morawiecki Seeks Referendum on Irregular Migration”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/8/14/polish-pm-morawiecki-seeks-referendum-on-irregular-migration, (Erişim Tarihi: 14.08.2023).
[3] Aynı yer.
[4] Aynı yer.
[5] Aynı yer.
[6] Aynı yer.
[7] “Poland Demands $1.3 Trillion War Reparations from Germany”, Associated Press News, https://apnews.com/article/poland-germany-world-war-ii-warsaw-49b0cf77745a7b1cabfaa884c3bf0035, (Erişim Tarihi: 14.08.2023).