Pasifik’te Çin Etkisine Karşı Güçlenen ABD-Avustralya İlişkileri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin’in küresel sistemdeki etkisi her geçen gün artarken Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Pekin’e yönelik tutumu sertleşmektedir. İki aktör arasındaki rekabet bilhassa Asya-Pasifik üzerinden şekillenmektedir. Washington’un Pekin’i çevreleme politikası son dönemde hızlanmıştır. Şi yönetiminin Kuşak ve Yol Girişimi üzerinden küresel bir ağ oluşturma çabası için bölgedeki deniz hakimiyeti oldukça önemli görülmektedir. ABD, söz konusu hakimiyetin kurulabilmesi için tutumunu sertleştiren Çin’e karşı mevzubahis coğrafyadaki ada devletleriyle münasebetlerini derinleştirmek istemektedir. Bu çerçevede Avustralya-ABD ilişkilerinin güçlendiği ileri sürülebilir.

Çin’in ekonomik gücü, onun aynı zamanda diplomatik bir merkez haline gelmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla bu pozisyonunu korumaya çalışmaktadır. Bu bağlamda diğer aktörlere tehlikeden ziyade işbirliği kurabilecekleri potansiyel bir ortak olduğunu göstermek niyetinde olduğu ileri sürülebilir. Zira Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla birçok devletle münasebetlerini derinleştirdiği görülür. Nihayetinde bu girişim hasebiyle hem güvenli bir ticaret ağı kurulmuş hem de Çin’e olan bağımlılık artmıştır. Ancak ABD’nin Pekin’e yönelik çevreleme gayreti ve ekonomik yaptırımları, Çin’i bölgede daha agresif bir politika izlemeye itmektedir. Dolayısıyla Şi yönetiminin son dönemde askeri girişimleri hız kazanmıştır. Halk Kurtuluş Ordusu’nun 96. kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada silahlı kuvvetlere modernleşmeyi hızlandırmayı ve muharebeye hazırlık durumunu genişletmesi gerektiğini söylemesi, bu durumu kanıtlar niteliktedir.[1]

ABD’nin Asya Pasifik’teki tutumu düşünüldüğünde Çin’in yeni bir merkez olma saikiyle hareket ettiği ileri sürülebilir. Bu bağlamda ABD, Kuzey Kore’yle münasebetlerini derinleştirmektedir. Çin heyetinin Kuzey Kore Zafer Günü hasebiyle düzenlenen geçit törenine katılması,[2] iki ülke arasındaki yakın ilişkiyi göstermektedir. Özellikle ABD’nin bölgedeki ada ülkelerine yönelik askeri desteğine karşı Pekin’in sesinin yükseldiği yorumu yapılabilir. Zira Çin Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tan Kefei, Washington’un 345 milyon dolarlık Tayvan yardım paketine ithafen ABD-Tayvan arasındaki askeri gizli anlaşmanın durdurulması gerektiğini ifade etmiştir.[3] ABD, Güney Çin Denizi’nde Çin’i hapsetmek ve ekonomik gücünü zayıflatmak istemektedir. Bilhassa adalarda iddia ettiği hakları engellemek Biden yönetimi için oldukça önemlidir. Münhasır ekonomik bölgelerdeki faaliyetler düşünüldüğünde bu önemin sebebi anlaşılmaktadır.

Kuzey Kore-ABD arasında yaşanan krizlerden sonra Pekin’in adımlarını hem bölge devletlerine hem de Washington yönetimine bir gözdağı olarak nitelendirebileceğimiz gelişmeler yaşanmıştır. Özellikle ABD’nin Güney Kore’deki askeri varlığını arttırma çabası ülkenin jeopolitik konumu sebebiyle bölgedeki gerilimin artmasına sebep olmaktadır. Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun Roket Gücü Başkanlığı’na Xu Xisheng’i getirmesi,[4] özellikle nükleer ve konvansiyonel füzeler konusuna görece önem vereceğini göstermektedir.

Uluslararası sisteme bakıldığında tarih boyunca hegemonya geçişinin kanlı mı yoksa kansız mı olacağına dair tartışmalar yaşanmıştır. ABD’nin etkin güç olmasını sağlayan I. ve II. Dünya Savaşları kanlı hegemonya geçişine örnektir. Washington’un “dünyanın jandarması” rolünden her geçen gün uzaklaşıp kendi gerçekliğiyle daha uyumlu bir küresel sistemin işleyeceği sınırlara çekildiğine dair bir algı söz konusudur. Ancak Pax Amerikana’dan kolayca vazgeçmeyeceğini Asya-Pasifik’teki adımları göstermektedir. Zira Pekin’i çevrelemeye yönelik girişimleri artan bir ivmeyle sürmektedir. Bu noktada Çin’le çıkar çatışması yaşayan aktörlerle münasebetlerini derinleştirmekte ve yeni aktörlerle temasta bulunmaktadır. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Washington’un Çin’in zorbalığına karşı savaşan ülkelerin yanında olduğunu ifade etmiştir.[5] Bahse konu ifade, ABD’nin Pekin yönetimine olan tutumunu ve bölgedeki askeri varlığının sebebini göstermektedir.

Biden yönetimi, bir yandan Çin’in Pasifik ötesindeki ticaretinin önünde siyasi bir engel olarak karşımıza çıkmakta, bir yandan ise Asya Pasifik’te Çin’in manevra alanını engellemeye çalışmaktadır. ABD’nin Tayvan’a 345 milyon dolarlık askeri yardım paketi sağlaması,[6] Çin’in rakiplerine karşı desteğini kanıtlar niteliktedir. Sonuç olarak Washington-Pekin rekabetinin Asya Pasifik’te yoğunlaştığı iddia edilebilir. Zira bölgedeki askeri ve siyasi hamleler tansiyonun yükselmesine sebep olmaktadır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yeni bir büyükelçiliğin açıldığı Tonga’yı ziyaret etmiş ve ‘‘yırtıcı’’ Çin yatırımların tehlikeleri hakkında uyarılarda bulunmuştur.[7] Bahse konu gelişmeden hareketle ABD ve Çin’in nüfuz yarışı içinde olduğu ileri sürülebilir. Bu noktada Avustralya karşımıza çıkmaktadır. Nitekim ABD’yle münasebetlerinde askeri temelli bir derinleşmeden söz edilebilir.

Kanberra yönetimi, Pekin’in Pasifik’teki etkisiyle mücadele etmek için Washington ve Batılı aktörlerle işbirliğini geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda ABD Savunma Bakanı Llyod Austin, 2025 yılına kadar Avustralya’nın güdümlü çoklu fırlatma roket sistemleri üretmesine yardım edileceğini açıklamıştır.[8] Avustralya ve ABD, Çin’in bölgedeki etkisini kırmak için güç birliğine yönelmektedir. Özellikle askeri bağlarını arttıran iki aktörün adımları Çin’e bir yanıt olarak okunabilir. Nitekim USS Canberra adlı kıyı muharebe gemisinin Avustralya deniz üssünde düzenlenen törenle ABD Donanması’nın aktif filosuna katılarak hizmete girmesi, bahse konu güç birliğini kanıtlar niteliktedir.[9]

Avustralya bir yandan ABD’yle işbirliğini arttırmaya çalışmakta, bir yandan ise bölgedeki diğer aktörlerle münasebetlerini geliştirmeyi hedeflemektedir. Artan stratejik rekabetin ortasında kalan aktör, güvenlik konusunda çeşitli önlemler almaktadır. Ancak bu konuda bölgede girişimlerde bulunan tek aktörün Avustralya olduğunu ifade etmek eksik kalacaktır. Zira Solomon Adaları, Avustralya’yla güvenlik anlaşmasının gözden geçirilmesi çağrısında bulunmuştur.[10] Söz konusu çağrının güvenlik endişelerinin giderilmesi sebebiyle gerçekleştiğini ifade etmek mümkündür.

Avustralya, Pekin’in etkisini kırmak için sadece askeri girişimlerde bulunmamaktadır. İç siyasette de birçok girişimde bulunduğu ileri sürülebilir. Nitekim Hazine Bakanı Jim Chalmers, Çin bağlantılı bir şirketin ülkedeki lityum madencisi Alita Resources’i devralmasının engellendiğini ifade etmiştir.[11]

Sonuç olarak ABD-Çin rekabeti, Pasifik’te güvenlik endişelerinin yaşanmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla bölgedeki aktörler bahse konu endişelerini gidermek için çeşitli girişimlerde bulunmaktadırlar. Bu çerçevede Avustralya’nın ABD’yle münasebetlerini derinleştirmeye çalıştığını ifade etmek mümkündür. Washington, Pekin’in etkisini kırmak için bölgedeki askeri ve siyasi varlığını arttırmaktadır. ABD ve Avustralya’nın Çin’le ikili ilişkileri düşünüldüğünde, iki aktörün politikalarının örtüşmesi hasebiyle bölgedeki işbirliğini arttırdığı ileri sürülebilir. Önümüzdeki dönemde temasların sıklaşması muhtemeldir.


[1] ‘’China’s Xi Calls for Combat Readiness as PLA Marks Founding Anniversary.’’, Reuters, https://www.reuters.com/world/china/chinas-xi-calls-combat-readiness-pla-marks-founding-anniversary-2023-08-01/, (Erişim Tarihi: 01.08.2023).

[2] ‘North Korea’s Kim Displays Nuclear-Capable Missiles, Drones at Parade.’’, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/7/28/north-koreas-kim-displays-nuclear-capable-missiles-drones-at-parade, (Erişim Tarihi: 28.07.2023).

[3] ‘’China Complains to US About ‘Dangerous’ Weapons Aid to Taiwan.’’, Reuters, https://www.reuters.com/world/china-lodges-complaints-over-us-weapons-aid-taiwan-2023-08-01/, (Erişim Tarihi: 01.08.2023)

[4] ‘‘Xi Appoints New Chief of China’s Nuclear Arsenal.’’, Reuters, https://www.reuters.com/world/china-lodges-complaints-over-us-weapons-aid-taiwan-2023-08-01/, (Erişim Tarihi: 31.07.2023).

[5]‘‘US Stands Against China’s ‘Bullying’ Behaviour, Pentagon Chief Says.’’, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/7/28/us-stands-against-chinas-bullying-behaviour-pentagon-chief-says, (Erişim Tarihi: 28.07.2023).

[6] ‘‘US Announces $345m Military Aid Package for Taiwan.’’, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/7/29/us-announces-345m-weapons-package-for-disputed-taiwan, (Erişim Tarihi: 29.07.2023).

[7] ‘‘US’s Blinken Visits Tonga, Warns Of ‘Predatory’ Chinese Aid.’’, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/7/26/uss-blinken-visits-tonga-warns-of-predatory-chinese-aid, (Erişim Tarihi: 26.07.2023).

[8]‘‘US To Help Australia Develop Guided Missiles By 2025.’’, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/7/29/us-to-help-australia-develop-guided-missiles-by-2025, (Erişim Tarihi: 29.07.2023).

[9] ‘‘US Commissions Navy Warship USS Canberra in Sydney.’’, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/7/22/us-commissions-first-navy-warship-in-foreign-port, (Erişim Tarihi: 22.07.2023).

[10] ‘‘Solomon Islands Calls for Review of Security Pact with Australia.’’, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/6/29/solomon-islands-calls-for-review-of-security-pact-with-australia, (Erişim Tarihi: 29.06.2023).

[11] ‘‘Australia Blocks Acquisition of Lithium Mine by China-Linked Firm.’’, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/economy/2023/7/21/australia-blocks-acquisition-of-lithium-mine-by-china-linked-firm, (Erişim Tarihi: 21.07.2023).

Benzer İçerikler