Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhao Zhiyuan, Panama’nın kısa bir süre önce Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) Mutabakat Zaptını feshettiğini duyurduğunu ve Çin tarafının da bundan derin üzüntü duyduğunu ifade etmiştir. Zhao, KYG çerçevesinde Çin ve Panama arasındaki pragmatik işbirliğinin çeşitli sektörlerde hızla geliştiğini ve bir dizi verimli sonuç elde ederek Panama ve halkına somut faydalar sağladığını kaydetmiştir.
Çin-Panama ilişkilerinin hiçbir zaman herhangi bir üçüncü tarafı hedef almadığını ve herhangi bir üçüncü tarafça rahatsız edilmemesi gerektiğini söyleyen Zhao, Panama’nın dış müdahaleyi dışlayacağını ve ikili ilişkilerin genel durumuna ve iki halkın uzun vadeli çıkarlarına dayanarak doğru kararı vereceğini umduğunu sözlerine eklemiştir.[1]
KYG kapsamında Panama dahil pek çok ülke, altyapı yatırımları, istihdam olanakları ve finansman desteği gibi imkanlardan faydalanmış ve böylece çeşitli limanlar, otoyollar, enerji projeleriyle ülkelerinin kalkınmasını, ulaşım ağlarının gelişmesini, uluslararası pazarlara erişim ve entegrasyonlarını, bilgi ve teknoloji transferini artırmışlardır. Çin’in hem Karayip hem de Latin Amerika ülkeleriyle artan temasları ve altyapı projeleri, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) bölgedeki işbirliklerini göz önünde bulundurarak jeopolitik dengeler konusunda endişe duymasına yol açmıştır. Ayrıca bölgenin uluslararası arenada daha fazla alternatife sahip olması, ABD’nin rekabet bilinciyle bir strateji benimsemesine neden olmuş, bölgedeki nüfuzunu korumaya yönelik ekonomik ve politik kararlar almasını sağlamıştır.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, olağan basın brifinginde yaptığı açıklamada, ABD’nin baskı yoluyla KYG işbirliğini sabote etme eylemlerine kesinlikle karşı çıktıklarını ve Panama’nın aldığı bu karardan derin üzüntü duyduklarını söylemiştir. Dahası Panama’nın kanal üzerindeki egemenliğini desteklediklerini ve kanalın kalıcı olarak tarafsız bir uluslararası su yolu statüsünü korumaya kararlı olduklarını belirtmiştir.[2]
Panama’nın KYG’den ayrılma kararı, hem ABD ve Batı ile ilişkilerini güçlendirmeye hem de bölgedeki ABD-Çin rekabetini pekiştirmeye yönelik bir hamle olarak değerlendirilebilir. Çin, Panama’yı kararından vazgeçirmeye çalışmasa da bölgedeki diğer ülkelerle olan ekonomik ve diplomatik bağlarını derinleştirerek bölgede yükselecek olası ABD etkisine karşı bölgesel denge arayışına girebilir. Ayrıca Çin ve Panama arasında ikili ticaretin kısıtlandırılması gibi ekonomik önlemlere rastlanma ihtimali oldukça fazladır. Bunların aksine ABD, Panama’yla özellikle güvenlik işbirlikleri çerçevesinde Çin’in bölgedeki etkinliğini sınırlandırma doğrultusunda bir strateji izleyebilir. Böylece Çin’le olan küresel rekabetinde avantaj elde edebilir. Ayrıca Panama’nın KYG’den ayrılarak kanal üzerindeki ticari dinamikleri değiştirmesi, Çin’in ticari avantajlarını azaltabilir ve bölgedeki liman projelerini sekteye uğratabilir.
Panama Kanalı’nın küresel ekonomideki rolü düşünüldüğünde ise Panama hem ABD hem de Çin için jeostratejik bir öneme sahiptir. Çünkü kanal, ABD’nin ticari su yollarında önemli bir geçiş noktası ve Asya-Latin Amerika ticaretini hızlandıran ana güzergahlardan birisidir. Çin’in Brezilya, Şili ve Arjantin’e ulaşmasını sağlayan stratejik ticaret üssü olan Panama’nın KYG’den ayrılması, Latin Amerika’daki uzun vadeli planlarını olumsuz yönde etkileyecektir. Yalnızca Çin’in Panama’daki altyapı projeleri değil, Latin Amerika’daki diğer yatırım planları da bu durumdan etkilenecektir. Hatta Çin’in bölgedeki etkinliğinin giderek azalması, bölgedeki diğer ülkelerin de KYG kapsamındaki işbirliklerine ve Çinli şirketlerin güvenirliğine olan yaklaşımlarını etkileyecektir. Bu sırada ticari ve diplomatik işbirliklerini dengeli ve tarafsız bir şekilde sürdürmek isteyen Meksika, Arjantin, Şili ve Kolombiya gibi ülkeler, ekonomik çıkarlarını korumaya çalışacaktır.
Panama’nın KYG’den ayrılmasıyla birlikte Çin’in bölgedeki ekonomik etkinliği azalırken ABD, ticari gücünü artırma ve Amerika kıtaları arasında bağlantı noktası oluşturan bölgedeki ticari etkinliğini artırma fırsatı bulacaktır. Çin ise Meksika ve Brezilya’daki altyapıların gelişmesine ağırlık verecek, uzun vadeli alternatif rotalar oluşturmaya çalışacaktır. Böylece bölgedeki ülkeler, ABD-Çin arasında dengeyi sağlamaya çalışırken kendilerini ticari bir bloklaşmanın ortasında bularak taraf seçme durumunda kalacaktır. Panama’nın küresel ticaret dengelerini de değiştirecek olan KYG’den ayrılma kararı, son zamanlarda ekonomi ve teknoloji alanında yoğunlaşmış ABD-Çin rekabetinin Latin Amerika’da daha belirgin bir şekilde gözlenmesine neden olacaktır.
Sonuç olarak Panama’nın KYG’den ayrılma kararı, uluslararası güç dengeleri ve bölgenin gelecekteki rolü üzerinde kritik önem arz etmektedir. ABD’nin Panama’yla ticaret ve güvenlik odaklı geliştireceği işbirlikleri ve Çin’in diğer Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirme çabaları, ABD-Çin rekabetinin bir diğer ayağını oluşturarak bu rekabeti derinleştirecek, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirecektir. Panama her ne kadar iki ülke arasında bir denge politikası izlemeye çalışsa da dünya ticaretinin geçtiği Panama Kanalı, ekonomik rekabette yeni stratejilerin geliştirilmesini gerekli kılacaktır. Bu nedenle Panama’nın aldığı bu karar, uluslararası arenadaki dinamikleri değiştirme ve küresel ekonomiye yön verme adına önemli olup ülkenin iç ve dış politikalarında yeni stratejiler geliştirmesini gerektirecektir.
[1] “China lodges solemn representations to Panama over withdrawal from BRI cooperation with China”, Xinhua News Agency,https://english.news.cn/20250208/8bfd47d0f3704d01a151e9810e8052d9/c.html, (Erişim Tarihi: 08.02.2025).
[2] “China urges Panama to make right decision on participation in BRI”, Xinhua News Agency, https://english.news.cn/20250207/2277078b407b4c5495c7691aa9615852/c.html, (Erişim Tarihi: 08.02.2025).