Pakistan Başbakanlık Ofisi, 9 Temmuz 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, kayıt belgesi olan Afgan mültecilerin 30 Haziran 2025 tarihine kadar ülkede kalabileceklerini duyurmuştur.[1] Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) Mart 2024 tarihli verilerine göre; Pakistan’da 3 milyondan fazla Afgan mülteci bulunmaktadır ve 800 binden fazla da kayıtsız mülteci mevcuttur. Bu konuda her ne kadar bir karar alınsa da sorun halen devam etmektedir. Haziran 2025 tarihinden sonra 1,45 milyon kayıtlı Afgan mültecinin veya diğer kayıtlı Afganların geleceği yine tartışma konusu olacaktır.
Olayın arka planını açıklamak gerekirse, Ekim 2023 tarihinde Pakistan, belgesiz Afganların ülkeyi terk etmeleri veya sınır dışı edilmeleri tehdidi altında olduklarını açıklamıştı. İslamabad, 2023 yılında ülkede gerçekleşen 24 büyük terör saldırısının 14’ünün Afgan vatandaşları tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti. Kötüleşen insani durumun ortasında Afgan mültecilere yönelik baskılar arttı. Hükümet, yeni hareket kısıtlamaları getirdi ve gözaltı ile sınır dışı etme işlemlerini hızlandırdı. Kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere binlerce Afgan, vizelerini aştıkları veya belgeleri olmadığı için hapsedildi. Yüksek mülteci sayısına rağmen UNHCR tarafından iltica taleplerinin işlenmesi büyük bir gecikme yaşadı. Bu da birçok kişiyi yasal belirsizlik içinde bıraktı ve polis tacizine maruz kalmalarına neden oldu. Pakistan Hükümeti ve UNHCR, mültecilerin yaşadığı zorlukları ele almamakla eleştirildi.[2] Bu kararla birlikte bu baskıyı iki taraf da bir nebze olsun kırmaya çalıştı.
Bu anlamda, bu karmaşık durumu çeşitli bakış açılarından ve taraflardan incelemek faydalı olacaktır. Bu inceleme, uluslararası toplum, iç siyaset ve güvenlik, Afganistan’ın mevcut durumu ve mültecilerin içinde bulunduğu durum üzerinden yapılacaktır.
Öncelikle Pakistan’ın bu kararı, uluslararası toplum tarafından hem olumlu karşılanmış hem de eleştiriler almıştır. Özellikle insan hakları örgütleri, uzun vadede bir güvenlik sağlanması adına kesin emirler alınmasını talep etmiştir. UNHCR ise bu konuda bir adım atılabildiği için karardan memnundur. Baskı ne kadar kırılmış olsa da devam etmektedir. Çünkü Pakistan, mültecileri evine yollama konusunda fazlasıyla kararlıdır. Barındırdığı neredeyse 4 milyon Afgan mülteci nedeniyle Pakistan’ın kararı sadece iç siyaseti değil, dış politikayı da oldukça etkilemektedir. Bu yüzden hem ülke anlamında hem de yaşanabilecek olumsuz durumlar adına insan hakları örgütleri diken üstündedir. Diğer ülkeler de başka bir mülteci akını olmaması adına Pakistan’ın kararlarına daha sağduyulu yaklaşılmaktadır.
İç politikaya baktığımızda ise Pakistan’ın özellikle bu kararı almasını geciktirme nedenlerinden biri güvenliktir. 2023 yılında Pakistan’da gerçekleşen 24 büyük terör saldırısının 14’ünün Afganlar tarafından gerçekleştirildiği iddiaları, mültecilerin bir an önce ülkelerine dönmeleri konusundaki pozisyonları anlatır niteliktedir. Bu durum sadece politik anlamda değil, halk arasında da karşılık bulmaktadır. Popülist düşünce, siyasi retoriğin üzerine çıkmış ve artık sokakta da konuşulur olmuştur. Güvenlikten sonra ekonomik faktörler de hesaba katılmaktadır. 3 milyon kayıtlı mültecinin olduğu bir ülkede, ekonomik dengelerin farklılaştığı aşikardır ve harcanan para da aynı şekilde artmıştır. Ne kadar fon alınsa bile değişen yapı huzursuzluk yaratmaktadır. Baskılara rağmen Pakistan duruşunu devam ettirmektedir. Aldığı kararlarda daha aşırıya gidememesinin nedeni, baskıyı belirli bir seviyede tutmak istemelerinden kaynaklanıyor olabilir. Alınan son uzatma kararı da bununla ilgili olabilir.
Mültecilerin Afganistan’dan başka ülkelere gönderilmeyeceğini kabul edersek, geriye kalan tek çözüm; Pakistan’ın da izlediği Afganistan’a gönderilmeleridir. Afganistan’daki Taliban hükümeti, sınır dışı etme planını kınamış ve İslamabad’ın bunu yeniden gözden geçirmesini talep etmiştir.[3] Afganistan’daki yetkililer, Pakistan tarafından sınır dışı edilen Afgan göçmenlerin uluslararası yasalara uygun olarak geri dönüşlerinin sağlanmasını isteyerek, Pakistan’ın bu politikasını eleştirmiştir. Afganistan’daki durumun dikkate alınması gerektiğinin altını çizerek daha iyi bir koordinasyon gerektiğini ifade etmişlerdir.[4] Buradan anlaşılacağı üzere konu, Afganistan nezdinde de karmaşık bir hal almıştır. Geri dönüş yerinin Afganistan oluşu, ülkenin mevcut durumu ve Taliban’ın bu konu üzerine yaptığı açıklamalar olayı farklı bir boyuta taşımaktadır.
Kısacası Afgan mültecilerin içinde bulunduğu durum belirsizliğini ve karmaşıklığını korumaktadır. Pakistan’da 3 milyon kayıtlı ve 800 bin kayıtsız Afgan mülteci bulunmaktadır. Kayıtsız olanlar için keskin bir politika izlenerek sınır dışı edilmeleri sağlanmaktadır. Fakat diğer 3 milyon mülteci için durum çok farklıdır. Çünkü bu grup, kendi içinde kayıt belgesi olanlar ve kayıt belgesi olmayanlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Söz konusu kayıt belgesi, kendilerine birçok eğitim, sağlık gibi konularda hak tanımaktadır. Hak tanınan bu kısım için bir yıl daha süre verilmiştir ve gelecek yıl ne olacağı konusunda hiçbir işaret yoktur. Durumu daha da karmaşıklaştıran mesele ise kayıt belgesi olmayanların Afganistan’a geri gönderilmesidir. Bu durumda aileden kayıt belgesi olana “durabilirsin” denirken, diğer aile fertleri ülkelerine gönderilmek zorunda bırakılmaktadır. Yani tanınan haklar bile kendi içinde karmaşık bir şekilde işlemekte ve durum çıkmaza girmektedir. Çözüm olarak sunulan karar yeni problemler doğurmaktadır.
Sonuç olarak alınan bu karar, iç ve dış baskıları bir nebze olsun hafifletebilmek adına yapılan bir niyetin sonucudur. Ancak bu adım, zaten içinde çeşitli zorlukları barındıran durumu daha da karmaşık hale getirmiştir. Pakistan, kayıt belgeli Afgan mültecilerin ülkede kalma süresini bir yıl uzatarak kısa vadede bir çözüm sağlamış gibi görünse de uzun vadede sorunun çözümünü ertelemiştir. Bu geçici çözüm, hem uluslararası toplum hem de mülteciler için güvenlik ve insani kaygıları tam anlamıyla gidermemektedir. Özellikle 1.45 milyon kayıt belgeli mültecinin bir yıl sonra ne olacağına dair net bir planın olmaması, bu insanların geleceğini belirsiz kılmaktadır. Kayıt belgesi olmayan mültecilerin zorla geri gönderilmesi gibi sert politikaların devam etmesi, ailelerin parçalanmasına ve sosyal gerilimlerin artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, sürecin bir yıl daha uzatılması, yalnızca kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir çözüm ihtiyacını daha da acil hale getirmektedir. Bu acil durum, uluslararası toplumun ve ilgili tüm tarafların daha derinlemesine ve kapsamlı bir şekilde ele almasını gerektirmektedir.
[1] “UNHCR calls for greater efforts towards longer-term solutions for Afghans in Pakistan”, UNHCR, https://www.unhcr.org/news/press-releases/unhcr-calls-greater-efforts-towards-longer-term-solutions-afghans-pakistan, (Erişim Tarihi: 12.07.2024).
[2] “Pakistan steps up crackdown on Afghan refugees, adds new restrictions”, The New Humanitarian, https://www.thenewhumanitarian.org/news-feature/2023/03/23/pakistan-crackdown-afghan-refugees, (Erişim Tarihi: 12.07.2024)
[3] “Pakistan Extends Stay of 1.4 Million Registered Afghan Refugees”, VOA, https://www.voanews.com/a/pakistan-extends-stay-of-1-4-million-registered-afghan-refugees/7350281.html, (Erişim Tarihi: 12.07.2024).
[4] “Taliban: Pakistan, Iran expelled over 400,000 Afghan refugees so far in 2024”, VOA, https://www.voanews.com/a/taliban-pakistan-iran-expelled-over-400-000-afghan-refugees-so-far-in-2024/7650196.html, (Erişim Tarihi: 12.07.2024).