Özbekistan Uluslararası Terörizme Karşı Tavizsiz Bir Mücadele Yürütüyor

Paylaş

3-4 Mart 2022 tarihlerinde Taşkent, “Birleşmiş Milletler (BM) Küresel Terörle Mücadele Stratejisinin (KTMS) Uygulanmasına Yönelik Ortak Eylem Planı Çerçevesinde Orta Asya Ülkelerinin Bölgesel İşbirliği” konulu üst düzey bir uluslararası konferansa ev sahipliği yapmaktadır. Kuşkusuz terörle mücadele süreçlerinde eşgüdümlü ve uyumlu tedbirlerin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu konuda bölge ülkelerinin ve uluslararası toplumun çabalarının pekiştirilmesi gerekmektedir.

Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in girişimiyle düzenlenen ve BM Genel Kurulu’nun 75. oturumunda gündeme getirilen bu etkinlikte, Orta Asya ülkelerinde BM Küresel Terörle Mücadele Stratejisi’nin (KTMS) uygulanmasına ilişkin politikaların belirlenmesi hedeflenmektedir. Konferansta terörle mücadelede alınacak önlemlerin, yürütülecek işbirliği süreçlerinin ve insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir uluslararası düzenin tesis edilmesi için yapılması gerekenler tartışılmaktadır.

Bilindiği gibi terörizm, barış ve uluslararası güvenliğe yönelik başlıca tehditlerden biridir. Taşkent, koşulsuz bir biçimde terörün her türlüsünü kınamakta ve bu tehlikeye karşı kapsamlı bir mücadele yürütmektedir.  Terörizmin yayılmasına neden olan koşulları ortadan kaldırmak ve uluslararası toplumla yakın koordinasyon ve işbirliği içinde hareket etmek, Özbekistan’ın öncelikleri arasında yer almaktadır.

Modern dünyadaki terör faaliyetleri, karmaşık ve çok yönlüdür. Üstelik ulusal hudutlarla sınırlı değildir. Zira terör, insanları yaşam, özgürlük ve fiziksel bütünlük haklarından mahrum ederek insan haklarını doğrudan etkilemektedir. İnsan kayıplarına ek olarak terörizm; hükümetleri istikrarsızlaştırmak, sivil toplumun işleyişini baltalamak, barış ve güvenlik ortamını ortadan kaldırmak ve sosyo-ekonomik kalkınma süreçlerine yönelik tehditler oluşturmak gibi etkilere sebebiyet verebilmektedir. Bu nedenle Özbekistan da uluslararası mevzuattaki gibi, öncelikle insan haklarının korunmasına odaklanmakta ve istikrarı sağlamayı öncelemektedir. Bu kapsamda Özbekistan, aşırılıkçılık ve terörizmle mücadeleyi esas normları içeren bir dizi yasal düzenleme yapmıştır.

Özbekistan, küresel toplumun tam teşekküllü bir üyesidir. 14 farklı uluslararası terörle mücadele anlaşmasına ve terörle mücadele için bölgesel anlaşmalara katılım sağlamıştır. Ulusal çıkarlarını göz önünde bulunduran Özbekistan, terörle mücadeleye ilişkin BM sözleşmelerinin teamüllerini ulusal mevzuatına başarıyla uygulamıştır. Örneğin, “Uçakta İşlenen Suçlar ve Diğer Bazı Fiillere İlişkin Sözleşme” (Tokyo, 1963) ve “Uçakların Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirilmesinin Önlenmesine Dair Sözleşme”de (The Hague, 1970) belirtilen hükümler, Özbekistan’ın ulusal yasalarına yansıtılmıştır.

Özbekistan, tarih boyunca defalarca aşırılık ve terörizm eylemleriyle karşı karşıya kalmıştır. Aşırılıkçılık ve terörizme karşı elde edilen tecrübeler, Orta Asya’daki terör faaliyetlerinin esas olarak milliyetçi, dini ve radikal fikirler altında yürütüldüğünü göstermektedir. Terörle mücadele çalışmaları; “Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası”, “Terörizmle Mücadele Yasası”, “Aşırılıkla Mücadele Yasası”, “Suç Gelirlerinin Yasallaştırılmasına Karşı Mücadele, Terörizmin Finansmanı ve Kitle İmha Silahlarının Çoğalmasının Finansmanı Hakkında Kanunlar”, Özbekistan Cumhuriyeti Ceza Kanunu ve diğer düzenleyici yasal düzenlemeler çerçevesinde yürütülmektedir.

Ulusal mevzuat, cezai sorumluluğun sağlandığı uluslararası standartları karşılayan “terörizm” kavramının net bir tanımını sunmaktadır. Terörle ilgili suçlar yasa kapsamındadır. “Yaklaşan veya işlenen terör eylemleri hakkında bilgi ve gerçekleri bildirmeme”, “terörist faaliyetlerde bulunmak amacıyla hareket etme”, “terörün finansmanı”, “Özbekistan Cumhuriyeti’nin anayasal düzenine istilada bulunma” ve “aşırı dinci, ayrılıkçı veya radikal-marjinal örgütler oluşturma ve bu örgütlere liderlik etme veya katılımda bulunma” suçları bunlardan en bilinenleridir. Terör eylemlerinin hazırlanması ve işlenmesinin hem organizatörlere hem faillere hem de bu eylemlere doğrudan veya dolaylı olarak dahil olan diğer kişilere, kışkırtıcılara ve suç ortaklarına cezai sorumluluk oluşturduğu belirtilmelidir.

“Terör faaliyetleri yürütmek amacıyla eğitim, ayrılma veya hareket etme” maddesi, özel bir itina gösterilmesini sağlamakta, terör faaliyetlerine katılmak için yurt dışına seyahat etmeyi veya Özbekistan Cumhuriyeti topraklarından geçmeyi suç saymakta ve sorumluluk tesis etmektedir.

Bilindiği üzere, Özbekistan’da 16 dini mezhebin temsilcisi barış ve uyum içinde yaşamaktadır. Devlet; düşmanlığın kışkırtılması, vatandaşların dini duygularına yönelik nefret/hakaret ve saygısızlığı önlemek için kapsamlı önlemler almaktadır.

“Vicdan Özgürlüğü ve Dini Örgütler Hakkında Kanun” uyarınca, ülke vatandaşlarının herhangi bir dine inanma veya herhangi bir dine inanmama hakkı, anayasal güvence altına alınmıştır. Bir dinin veya inancın diğerlerine göre avantajı konuma getirilmesine ya da kısıtlanmasına izin verilmemektedir.

Özbekistan kanunları, herkesin din ve vicdan özgürlüğü olduğunu kabul ederek vatandaşların haklarını tam olarak sağlamaktadır. Bireylere dini zulümlerde bulunulması, yasalarla yasaklanmıştır.

Aynı zamanda radikal ideolojiye karşı koymak için Sayın Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın girişimiyle BM Genel Kurulu’nun 72. oturumunda “Aydınlanma ve Dini Hoşgörü” kararı kabul edilmiştir. Söz konusu kararın temel amacı, eğitime evrensel erişimin sağlanması, okuma-yazma oranının arttırılması ve cehaletin ortadan kaldırılmasıydı.

Bu doğrultuda kolluk kuvvetleri, ilgili yapılar, kamu kurumları ve dini kuruluşlarla birlikte vatandaşların terörist ve aşırılık yanlısı grupların temsilcilerinin etkisi altına girmesini önlemeye yönelik çeşitli tedbirler uygulamaktadır. Bu alandaki çalışmalar, “Cehalete Karşı Aydınlanma” ilkesiyle yürütülmektedir.

İslam dininin gerçek anlamda hümanist özünü ortaya çıkarmak adına, Sayın Mirziyoyev’in inisiyatifiyle, kalifiye personel yetiştirmek amacıyla İslam Medeniyeti Merkezi ve Semerkant’ta bulunan İmam Buhari Uluslararası Bilimsel Araştırma Merkezi kurulmuştur. Taşkent İslam Üniversitesi ise Özbekistan Uluslararası İslam Akademisi’ne dönüştürülmüştür.

Özbekistan’ın mevcut ulusal mevzuatı, bir yandan yasayı ihlal eden; ancak suçlarını anlayan ve yaptıklarından tövbe eden kişilere karşı devletin insani tutumunu yüceltmekte; diğer taraftan da terör eylemlerinin işlenmesini önlemenin ve terör gruplarının faaliyetlerini ortaya çıkarmanın yöntemlerini belirlemektedir.

Sadece 2017-2018 yıllarında suç işlemekten tövbe eden ve barışçıl yaşam biçimini benimseyen 20.000’den fazla Özbekistan vatandaşının terör, aşırılık yanlısı veya diğer yasaklı örgüt ve grupların faaliyetlerine katılmaya meyilli kişilerden kaydı silinmiştir. Bunların 10.000’den fazlası; iş bulma, sosyal destek ve iş geliştirme konularında pratik yardım almıştır. 2018 senesinin Kasım ayında yayınlanan “Kendilerini Yanlışlıkla Terörist, Aşırılık Yanlısı veya Diğer Yasaklanmış Örgüt ve Grupların Bir Parçası Olarak Bulan Özbekistan Cumhuriyeti Vatandaşlarının Cezai Sorumluluktan Muaf Tutulmasına İlişkin Prosedürün İyileştirilmesi Hakkında” başlıklı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre, Özbekistan dışında olanlar da dahil olmak üzere, kendilerini yanlışlıkla yasaklı örgüt ve grupların oluşumunda bulan, eylemlerinin haksızlığını fark eden ve düzeltme yoluna giren vatandaşlara hizmet vermek üzere Özbekistan, Cumhuriyet Daireleri Arası Komisyon’u kurmuştur. Başsavcı liderliğinde, kendilerini yanlışlıkla yasaklı örgütlerin yapısında bulan vatandaşların cezai sorumluluktan muafiyet başvuruları değerlendirilmektedir.

Dini aşırılık yanlısı hareketlere karışan kişilerin rehabilitasyonundaki bir diğer mühim adım da terör ve aşırılık yanlısı faaliyetlerle ilgili suçlardan cezalandırılan kişilerin affedilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin kabul edilmesidir. Ayrıca 2021 yılında terörle bağlantılı suçlardan hapis yatan 73 kişi, Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle affedilmiştir.

Unutulmamalıdır ki affedilen kişiler; sosyal uyum ve topluma yeniden entegrasyon için devletten gerekli yardım ve desteği almıştır. Sosyal, hukuki, tıbbi, psikolojik, ve maddi yardımlar konularında krediler tahsis edilmiş, barınma, istihdam ve eğitimle ilgili sorunlar çözülmüş ve bu kişilerin ihtiyaç duydukları ev aletleri tedarik edilmiştir.

Bu kapsamda söz konusu insanların medeni durumuna, mevcut sorunlarına ve dine karşı tutumuna odaklanan bir yaklaşım uygulanmaktadır. Bu unsurlar, geleneksel biçiminde incelenmekte, dini alan da dahil olmak üzere uygulanan sosyopolitik ve sosyoekonomik reformlar değerlendirilerek açıklayıcı çalışmalar yapılmaktadır. Tespit edilen sorunların çözümü için birtakım tedbirler alınmakta ve söz konusu şahıslar, belirli mesleklerde yetiştirilerek istihdam edilmektedir. Yani kişilerin topluma en kısa sürede entegre olmaları için gerekli tedbirler alınmaktadır.

2021 yılında ülkenin bazı bölgelerinde daha önce terör ve aşırılık yanlısı faaliyetlerde bulunan 7.101 kişinin sosyal durumu incelenmiştir. Sonuç olarak, 2.637’si devlet ve kamu kuruluşlarının ortak çabalarıyla çözülen 2.865 sorun tespit edilmiştir. Geri kalanlar da gereken hassasiyetle ele alınmıştır. Nihayetinde 588 kişiye 10,9 milyar som mali yardım yapılmış, 40 kişiye kredi tahsis edilmiş, 93 kişiye iş kurmasında pratik yardım sağlanmış, 36 kişiye arsa tahsisi yapılmış, 87 kişinin kamu hizmetleriyle ilgili sorunları çözülmüş, 187 ev onarılmış, 196 kişi istihdam edilmiş, 324 kişiye de tıbbi destek gönderilmiştir, 680 bireye de diğer gerekli yardımlar sağlanmıştır.

Özbekistan’da terörün finansmanına karşı da etkin tedbirler alınmaktadır. Nitekim “Terörle Mücadele Yasası”nın 2. maddesi uyarınca, teröre sağlanan maddi ve teknik yardım da bir tür terör eylemi olarak kabul edilmektedir.

Bir örgüt, finansmanı da dahil olmak üzere terör eylemleri gerçekleştirmekten suçlu bulunursa, Terörle Mücadele Kanunu’nun 29. maddesi uyarınca sorumludur. Bu nedenle resmen terör örgütü ilan edilmiş ve mahkeme kararıyla tasfiye edilmiştir. Tasfiye halinde olan örgütlere ait mallar, devlet bünyesine geçirilmektedir. Mahkemeler tarafından terörist olarak kabul edilen uluslararası kuruluşlar ve bunların şubeleri ve temsilcilikleri de aynı sorumluluğu taşımaktadır.

Özbekistan; suç faaliyetlerinden elde edilen gelirlerin yasallaştırılmasına, terörizmin finansmanına ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanına karşı koymayı amaçlayan kanunu da 2019 yılında kabul etmiştir.

Özbekistan’da terörün finansmanıyla mücadele eden ulusal sistemi daha da iyileştirmek için titiz çalışmalar yürütülmektedir. Kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele alanlarında ulusal sistemin uluslararası standartların gerekliliklerine uygun hale getirilmesi için düzenlemeler yapılmaktadır.

Başsavcılığa bağlı Ekonomik Suçlarla Mücadele Dairesi, terörün finansmanıyla mücadele birimi olarak belirlenmiştir. Başsavcılık, yabancı ülkelerin yetkili makamlarıyla ile doğrudan bilgi alışverişi yapma hakkına sahiptir. Ayrıca Bakanlık, 167 devletin mali istihbarat servislerini birleştiren Egmont Grubu’nun tam üyesidir.

Sayın Mirziyoyev’in kararnamesi doğrultusunda 2018 yılında Başsavcı Yardımcısı’nın başkanlığında suç faaliyetlerinden elde edilen gelirlerin yasallaştırılmasına, terörizmin finansmanına ve Kitle İmha Silahlarının yayılmasının finansmanına karşı mücadele konusunda Bakanlıklar Arası Komisyon kurulmuştur. Komisyonun faaliyetleri kapsamında 3 kanun, 24 yönetmelik hazırlanmıştır. Ayrıca 12’si uluslararası, 25’i bakanlıklar arası ve 36’sı bakanlık düzeyinde toplam 73 belge hazırlanmıştır.


Erkin YULDASHEV
Erkin YULDASHEV
Özbekistan Cumhuriyeti Başsavcı Yardımcısı

Benzer İçerikler