Norveç’teki son siyasi gelişmelerde Başbakan Jonas Gahr Støre, Avrupa şüphecisi Merkez Parti’nin iktidardaki koalisyondan çekilmesinin ardından zorlu bir siyasi manzarayla karşı karşıya kalmıştır. Merkez Parti, başta Avrupa Birliği’nin (AB) elektrik düzenlemeleri olmak üzere AB enerji piyasası kurallarına ilişkin anlaşmazlıkları gerekçe göstererek hükümetten ayrılmış ve Støre, azınlıktaki İşçi Partisi hükümetine liderlik etmek zorunda kalmıştır.[1] Bu önemli siyasi değişim, özellikle enerji politikası bağlamında, ulusal egemenlik ile uluslararası anlaşmalar arasındaki süregelen gerilimi gözler önüne sermektedir. Bu kopuşun sonuçları, Norveç’in AB’yle ilişkisi, siyasi istikrarsızlık potansiyeli ve Avrupa’daki enerji yönetişiminin değişen doğası üzerine daha geniş tartışmaları yansıtmaktadır.
Merkez Parti’nin koalisyon hükümetinden ayrılmasının başlıca nedeni, Norveç’in elektrik fiyatlarını daha da kötüleştirdiğini ve enerji kaynakları üzerindeki ulusal kontrolü zayıflattığını savunduğu AB’nin elektrik fiyatlandırmasına yönelik piyasa temelli yaklaşımına karşı çıkmasıdır. Norveç, AB üyesi bir ülke olmamasına rağmen enerji piyasası kuralları da dahil olmak üzere birçok AB düzenlemesine tabi kalması karşılığında AB’nin tek pazarına erişim sağlamaktadır. Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) üyeliği, Norveç’i AB ile derinlemesine ekonomik entegrasyona sokmuş, ancak aynı zamanda ülkenin iç enerji politikalarının büyük ölçüde AB düzenlemeleriyle şekillenmesine yol açmıştır.[2]
Merkez Parti Lideri Trygve Slagsvold Vedum, AB’nin Norveç’in elektrik piyasası üzerindeki etkisini, özellikle de AB’nin enerji politikalarının ülkenin elektrik fiyatları üzerindeki etkisini eleştirmiştir. Vedum, yaptığı açıklamada, Norveç’in elektrik fiyatlandırma mekanizmasının “ulusal kontrolünü geri alması” gerektiğini savunarak AB kurallarının Norveç vatandaşlarını artan elektrik maliyetlerinden korumayı zorlaştırdığını öne sürmüştür. Merkez Parti, Norveç elektrik piyasasının AB ile artan entegrasyonuna ve Almanya ve İngiltere’ye giden iki denizaltı elektrik kablosunun inşasına, elektrik fiyatlarının yükselmesine katkıda bulunan temel faktörler olarak işaret etmektedir.
Vedum’a göre bu kablolar, yenilenebilir enerji arzındaki dalgalanmalara bağlı olarak AB’deki elektrik maliyetinin Norveçli tüketicilere yansıtıldığı bir fiyat “bulaşmasına” yol açmıştır. Bu fiyat oynaklığı, Norveç’in elektrik ihtiyacı için hidroelektriğe olan bağımlılığıyla birleşince, ülkenin enerji güvenliği ve egemenliği konusunda endişelere yol açmıştır. Merkez Parti’nin muhalefeti, AB’nin enerji politikalarının, özellikle de daha fazla piyasa entegrasyonuna yönelik çabalarının, Norveç’in kendi elektrik ihracatını düzenleme ve yerli tüketicileri değişken fiyat artışlarından koruma kabiliyetini sınırladığı inancına dayanmaktadır.[3]
Merkez Parti’nin çekilmesinde, AB’nin enerji verimliliği, yenilenebilir enerji entegrasyonu ve AB üye ülkeleri genelinde enerji performansına yönelik iddialı hedefler içeren “dördüncü enerji piyasası paketi”nin yürürlüğe girmesi de etkili olmuştur. Merkez Parti liderleri, Norveç’i enerji konusunda AB düzenlemelerine daha da yakınlaştıracağı gerekçesiyle paketi eleştirerek, ülkenin yerel enerji sektörünü ve vatandaşlarını fiyat artışlarından koruma kabiliyetini kısıtlayacağını savunmuştur. Vedum, özellikle paketin daha geniş piyasa entegrasyonuna yaptığı vurgunun, Norveç’i AB piyasalarındaki fiyat dalgalanmalarına daha fazla maruz bırakacağını dile getirmiştir. Vedum ayrıca AB’nin elektrik üretiminde Norveç’in hidroelektrik enerjisine olan bağımlılığına dikkat çekmiştir. Özellikle rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yoğun yatırım yapan birçok AB ülkesinin Norveç’in elektrik ihracatına giderek daha fazla bağımlı hale geldiğini savunmuştur. Rüzgar ve güneş ışığına dayanan yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintili doğası, yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım yapan ülkelerin arz kesintilerine karşı daha savunmasız oldukları ve enerji taleplerini karşılamak için Norveç’in hidroelektrik enerjisine bağımlı hale geldikleri anlamına gelmektedir.
Merkez Parti’nin endişeleri, Norveç’in bol hidroelektrik kaynaklarının AB’nin arz sorunlarını hafifletmek için kullanıldığı, Norveçli tüketicilerin ise dış piyasa güçleri tarafından yönlendirilen artan elektrik fiyatlarıyla karşı karşıya kaldığı AB’nin enerji piyasası entegrasyonunda algılanan dengesizlik etrafında dönmektedir. Merkez Parti’nin koalisyon hükümetinden ayrılma kararı, ulusal enerji egemenliği yerine AB piyasa kurallarına öncelik veren sürdürülemez bir enerji politikası olarak gördüğü politikaya bir tepki olarak çerçevelenmiştir.
Merkez Parti’nin çekilmesi, Başbakan Støre’nin İşçi Partisi’ni azınlık hükümetinin başında bırakmıştır. Bu durum, Norveç’in siyasi istikrarını önemli ölçüde etkileyebilir. İşçi Partisi’nin AB enerji piyasası kuralları konusundaki tutumu, Avrupa entegrasyonu ile daha uyumludur ve enerji politikasında AB ile daha yakın bağları savunmuştur. Ancak bu politika duruşu artık Norveç toplumunun önemli kesimlerini, özellikle de artan elektrik maliyetlerinden en çok etkilenen kırsal ve enerjiye bağımlı toplulukları yabancılaştırma riski taşımaktadır. Merkez Parti’nin çıkışının zamanlaması da önemlidir, çünkü 8 Eylül’de parlamento seçimlerinin yapılması planlanmaktadır.[4] O zamana kadar Støre hükümeti önemli yasa ve politikaları hayata geçirmeyi zorlaştıran, küçülmüş bir koalisyonla yönetme zorluğuyla karşı karşıya kalacaktır. Azınlık hükümeti, bir yandan kendi tabanının taleplerini dengelerken, diğer yandan da ülke içinde giderek güçlenen Avrupa şüphecisi hareketle mücadele ederek karmaşık bir siyasi ortamda yol almak zorunda kalacaktır.
Norveç’in AB’nin değil, fakat AEA’nın bir parçası olarak Avrupa enerji piyasasındaki konumu, AB ile ilişkilerinin karmaşıklığını vurgulamaktadır. Norveç, AB’nin tek pazarına erişimden yararlanırken, formülasyonlarında söz sahibi olmaksızın birçok AB düzenlemesine tabidir. Merkez Parti’nin çekilmesi, Norveç’te başta enerji olmak üzere kilit iç politikalar üzerindeki kontrolün kaybedilmesinden dolayı süregelen hayal kırıklığını yansıtmaktadır. Bu durum, özellikle enerji gibi kritik altyapı bağlamında, Avrupa entegrasyonu ile ulusal egemenlik arasındaki dengeye ilişkin daha geniş tartışmaların simgesidir.
Elektrik fiyatlandırması konusundaki anlaşmazlık, AB’nin piyasanın serbestleştirilmesi taahhüdü ile ülkelerin vatandaşlarını ekonomik zorluklardan koruma ihtiyacı arasında artan gerilimin de altını çizmektedir. Norveç’in hidroelektriğe olan bağımlılığı ve yenilenebilir enerjiye olan bağlılığı, onu Avrupa’nın enerji karışımında kilit bir oyuncu haline getirmektedir. Bununla birlikte Norveç, AB’nin enerji piyasasına daha fazla entegre oldukça, ulusal enerji politikalarını daha geniş AB hedefleri karşısında yönetmenin zorlukları siyasi söylemi şekillendirmeye devam edecektir. Merkez Parti’nin Norveç’in iktidar koalisyonundan ayrılması, ülkenin siyasi manzarasında önemli bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Özellikle enerji politikası bağlamında Norveç’in AB ile olan ilişkisinin karmaşık dinamiklerini vurgulamaktadır. Başbakan Støre’nin bir azınlık hükümetine liderlik etmeye çalışırken, bu kopuşun siyasi ve ekonomik sonuçları Norveç genelinde hissedilecektir. Elektrik fiyatları, piyasa entegrasyonu ve ulusal egemenlik konularındaki süregelen tartışmaların devam etmesi ve hem Norveç iç politikasının hem de AB ile ilişkilerinin gelecekteki gidişatını şekillendirmesi muhtemeldir.
[1] “Norway’s governing coalition breaks over EU energy rules row”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/politics/news/norways-government-collapses-over-eu-energy-rules-row/, (Erişim Tarihi: 30.01.2025).
[2] “Norwegian finance minister blames EU energy policy for government collapse”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2025/01/30/norwegian-finance-minister-blames-eu-energy-policy-for-government-collapse, (Erişim Tarihi: 31.01.2025).
[3] Aynı Yer.
[4] Aynı Yer.