Moskova Formatı: Afganistan Sorununa Yaklaşımı ve Çözüm Önerisi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Taliban’la görüşmeye başlaması üzerine Rusya’nın girişimleriyle danışma niteliği taşıyan Moskova Formatı kurulmuştur. 2018 senesinde oluşturulan formatın 2021 yılındaki toplantısına Taliban Başbakan Yardımcısı Molla Abdul Selam Hanefi liderliğindeki Taliban heyeti de katılmıştır. Düzenlenen toplantıların temel hedefi, Afganistan Sorunu’na çözüm önerilerinde bulunmaktır.[1]

Zirvenin 16 Kasım 2022 tarihli son toplantısına Türkiye, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da gözlemci devletler olarak katılmıştır. Taliban ise bu toplantıya davet edilmemiştir. Zirvede, katılımcı devletler Afganistan’a ilişkin beklentilerini dile getirmiştir. Bu bağlamda Pakistan temsilcisi, uluslararası toplumun Taliban’la ilişki kurmasını savunmuş ve Afganistan’a yönelik insani yardımların arttırılması ihtiyacına dikkat çekmiştir. Rusya ise Afganistan’daki terör olaylarından endişe duyduğunu belirtirken, söz konusu ülkede tüm kimlik gruplarını kapsayacak bir hükümetin kurulması gerektiğini ifade etmiştir. İran temsilcisi de kapsayıcı hükümet talebinin altını çizmiştir. Ayrıca Çinli temsilci, ABD’nin Afgan Sorunu’nun temel nedeni olduğunu vurgulamıştır. Tacik temsilci ise Penşir Hareketi’yle iltisaklı olduğu gerekçesiyle ülkedeki Taciklerin öldürüldüğünü öne sürmüş ve Taliban’ı sert bir dille eleştirmiştir.

Söz konusu toplantının ardından katılımcı devletlerin imzaladığı ortak bildiri yayınlanmıştır. Bildiride, Afganistan’da çeşitli devletlerin askeri üs kurmasının kabul edilemeyeceği ve tüm etnik ve siyasi grupları kapsayacak çoğulcu bir hükümetin kurulmasının büyük ehemmiyet arz ettiği ifade edilmiştir. Ayrıca bildiride barışçıl, bağımsız ve terör ve uyuşturucu kaçakçılığından arındırılmış bir Afganistan’ın arzulandığına yer verilmiştir. Buna ek olarak katılımcı devletler, Taliban’ın terör ve uyuşturucuyla mücadelesine destek verileceğine ve ülkedeki ekonomik ve siyasi sorunların çözülmesi maksadıyla yapılan insani yardımların sürdürüleceğine dair beyanda bulunmuşlardır. Diğer taraftan Afganistan’daki ekonomik, sosyal ve insani sorunların aşılması amacıyla ABD’nin Afganistan ulusal rezervlerini serbest bırakması için çağrı yapılmıştır. En önemli nokta ise bölge devletlerinin eşgüdüm halinde hareket etme iradelerini belirtmeleri ve Taliban’la Birleşmiş Milletler (BM) üzerinden ilişki kurulacağını söylemeleri olmuştur. Bu kapsamda bildiride Afganistan için BM gözetiminde bir uluslararası müzakere grubunun kurulması talebi de tüm katılımcıların üzerinde uzlaştığı bir öneri olmuştur.[2]

Moskova Toplantısı’na Taliban’ın davet edilmemesiyle ilgili açıklama yapan Rusya’nın Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov, Taliban’ın geçmişteki zirvelerde alınan kararları önemsemediğini ve formatın görüşlerini dikkate almadığı için bu zirveye davet edilmediğini açıklamıştır. Hatırlanacağı üzere, 2021 yılındaki toplantının bildirisinde Taliban’dan başta kadın hakları olmak üzere insan haklarına saygılı ve kapsayıcı bir hükümet kurması talep edilmiştir. Ayrıca Taliban’dan terörle mücadelede kararlı bir duruş sergilemesi de istenmiştir. Öyle görünüyor ki; Moskova Formatı’nın paydaşları, bir yıllık süre zarfında kayda değer bir ilerleme kat edilemediğine inanmaktadır.

Bununla birlikte Taliban’ın zirveye davet edilmemesinin asıl nedeninin Taliban’ın ABD’yle çeşitli temaslarda bulunmasının Rusya’da yarattığı rahatsızlık olduğu söylenebilir. Ayrıca Tacikistan’ın Taliban’a mesafeli yaklaşımının da belirleyici etkenler arasında sayılması mümkündür. Lakin bu toplantıda Taliban’ın temsil edilmemesi, bölge devletlerinin Taliban’a yaklaşımında bir dönüşüm yaşandığını da ortaya koymaktadır. Çünkü bu durum, aktörlerin uluslararası toplumun koşullarının kabul edilmesi için Taliban’a baskı yapılmasından yana olduğu şeklinde yorumlanabilir.

Diğer taraftan katılımcı devletler, Afganistan’ın yakın çevresinde yer alan ülkeler olmalarından ötürü söz konusu ülkedeki güvensizlik, istikrarsızlık, terör ve ekonomik sorunlardan etkileneceklerini düşünmektedirler. Bu yüzden de bir yıllık dönemde Taliban’dan beklediği ilerlemeyi göremediklerinin mesajını vermek istedikleri söylenebilir. Bununla birlikte Moskova Formatı, Taliban’ı ötekileştirmemeye de özen göstermiş ve çeşitli adımların atılması halinde Taliban’a yardımcı olunacağının mesajını vermiştir. Bu da “Taliban’a çözümün bir parçası olabilirsiniz.” denilmesi şeklinde olarak okunabilir.

Bu noktada belirtmek gerekir ki; Moskova Formatı, kapsayıcı hükümetin ne olduğunu tanımlamamakta; lakin BM gözetiminde bir uluslararası müzakere grubunun kurulması çağrısı üzerinden siyasi diyalog süreci üzerine bir yol haritası önermektedir. Formatın BM’ye ehemmiyet arz etmesinin temel nedeni ise tek taraflı olan ve dolayısıyla Batı’yı dışlayan çözüm önerilerinin sonuç vermeyeceği düşüncesinden kaynaklandığı iddia edilebilir.

İktisadi bakımdan ise format, Afganistan’ın ulusal rezervlerinin serbest bırakılmasını savunmaktadır. Buna ek olarak insani yardımların ve kalkınma projelerinin Afgan halkı açısından taşıdığı öneme de vurgu yapmaktadır.

Öte yandan Taliban Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hafız Ziya Takal, bahsi geçen zirvenin akabinde yayınlanan bildiriyi memnuniyetle karşıladıklarını söylemiş, Afganistan’ın hiçbir devlet için tehdit oluşturmadığını dile getirmiş ve yabancı güçlerin Afganistan’ı üs olarak kullanmasına izin vermeyeceklerini vurgulamıştır.[3] Bu doğrultuda Takal, bildiride yer alan maddelerin Afganistan’ın lehine olduğunu da belirtmiştir.

Sonuç olarak Moskova Formatı’na katılan devletler, kendi güvenliklerini de önemsemelerinden mütevellit sorunun çözülmesine dönük çaba içerisindedir. Üstelik aktörler, meseleye yalnızca bölgesel düzeyde bakmamakta; bilakis küresel bir anlayışın geliştirilmesini savunmaktadır. Bu nedenle de BM üzerinden uluslararası toplumun müşterek bir tavır geliştirmesi tavsiyesi üzerine yoğunlaşıldığı görülmektedir. Taliban’ın toplantıdan sonra yayınlanan bildiriyi sıcak karşılaması ise tanınma krizinin çözülmesi meselesinin kolay olmamasına rağmen de facto ilişkilerin geliştirilmesine yönelik birtakım gelişmelerin yaşanabileceğinin habercisi olarak nitelendirilebilir.


[1] “نشست مسکو: طالبان حکومت همه‌شمول قومی-سیاسی را شکل دهند”, VOA, https://www.darivoa.com/a/moscow-talks-on-afghanistan-call-for-inclusive-government-in-kabul-kabulov-says/6837459.html, (Erişim Tarihi: 17.11.2022).

[2] “بیانیه‌ مشترک نشست مسکو: ایجاد تاسیسات نظامی کشورهای ثالث در افغانستان غیر قابل قبول است”, Afintl, https://www.afintl.com/202211172020, (Erişim Tarihi: 17.11.2022).

[3] “حکومت طالبان از موضع‌گیری نشست مسکو استقبال کرد”, Azadiradio, https://da.azadiradio.com/a/32135101.html, (Erişim Tarihi: 17.11.2022).

Ahmad Khan DAWLATYAR
Ahmad Khan DAWLATYAR
Ahmad Khan Dawlatyar, 2013 yılında Kunduz Üniversitesi Hukuk ve Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi Anabilim Dalı’nda “Türkiye Cumhuriyeti ve Afganistan İslam Cumhuriyeti Anayasalarında Güçler Ayrılığı İlkesi Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz” başlıklı teziyle 2019 yılında almıştır. Çeşitli bilimsel etkinliklere katılan Dawlatyar, Afganistan sorunuyla ilgili bildiriler ve makaleler sunmuştur. Bu kapsamda “Afganistan Sorununun Dini ve İdeolojik Nedenleri” başlıklı sunumu yayınlanmıştır. Halihazırda Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmektedir. ANKASAM bünyesinde yürütülen çalışmalara katkıda bulunan Ahmad Khan Dawlatyar’ın başlıca çalışma alanları Afganistan ve Pakistan’dır. Dawlatyar, anadil seviyesinde Farsça, Özbekçe, Türkçe ve Peştunca dillerine hakimdir. Ayrıca orta düzeyde İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler