Afrika Kıtası’nın yüzyıllardır en önemli su kaynaklarından biri olan Nil Nehri, tarih boyunca Mısır’la özdeşleşmiştir. Bölgede tarım yapılabilmesine olanak sağlayan ve birçok ekonomik gelişmeye ön ayak olan nehir, kıtadaki birçok ülkenin sınırlarından geçmekte olup bu ülkeler tarafından da kaynak olarak kullanılmaktadır. Son yıllarda artan ve gelecekte de önemli bir sorun olarak öngörülen su kıtlığından en çok etkilenmesi beklenen bölgelerden biri Afrika’dır ve bu durum Nil Nehri’nin önemini gözler önüne sermektedir.
Nil Nehri’nin sınırları içerisinden geçtiği Mısır ve Etiyopya arasında son birkaç yıldır gerginlikler ve anlaşmazlıklar ortaya çıkmış ve bölgede tansiyon zaman zaman yükselmiştir. Çoğunlukla Etiyopya’nın nehir üzerindeki faaliyetleri ve gelecek planlarından kaynaklanan bu anlaşmazlığa zaman zaman Sudan da dahil olmuş olup Nil Nehri’nin paylaşılmasında belli başlı sorunlar baş göstermiştir.
Mısır-Etiyopya gerginliği 2011 yılında kadar götürülebilir. Nitekim bu tarih, Büyük Etiyopya Rönesans Barajı’nın inşaatına başlandığı tarihtir. Bu baraj tüketim amaçlı olmayan bir hidroelektrik projesi olarak tanımlanmaktadır. Mısır, bu baraj projesinin Mısır ve bölgedeki istikrar için bir tehlike olduğunu iddia etmekle birlikte özellikle Mısır, su güvenliği için tehdit olduğunu dile getirmektedir. Ancak Etiyopya, bu barajın güvenlik odaklı politik bir projeden ziyade bir geliştirme projesi olduğunu öne sürmektedir.[1]
Uzun yıllar boyunca Nil Nehri üzerinde tarihsel bir avantaj sağlamış olan Mısır, bu projeyi bölgedeki mevcut konumunu etkileyebilecek bir gelişme olarak değerlendirmektedir. Bu durum, Mısır’ın Nil Nehri’nin kullanımı konusunda daha temkinli bir yaklaşım sergilediğini düşündürmektedir. Bu açıdan barajı nehrin potansiyelini kendi yapılarından daha verimli kullanabilme ihtimali olan bir proje olarak görüyor olabilir. Barajın tamamlanması sonrasında Etiyopya’nın ekonomik faaliyetlerinde olumlu gelişmeler gözlenebilir. Bu da Mısır’ın bölgedeki ekonomik hakimiyeti için bir sorun teşkil edebilir.
Büyük Baraj Projesi, Mısır için bir tehdit olarak görülmesine karşın Etiyopya için daha farklı anlamlar taşımaktadır. Baraj, yoksulluk ve geri kalmışlık karşısında birliğin simgesi olarak görülmektedir. Bunun yanı sıra Etiyopya’nın 1896 yılında Adwa Savaşı’nda İtalya’ya karşı kazandığı zaferle eşdeğer bir egemenlik projesi olarak tanımlanmıştır. Ayrıca bu baraj, Etiyopya halkının Nil’e olan bakışını da değiştirmiştir. Nil Nehri, Etiyopya’nın kaynaklarını çalan bir nehir iken, daha sonraları Etiyopya’nın gelişmesini sağlayacak bir güç olarak görülmeye başlanmıştır.[2]
Baraj projesi Etiyopya için ekonomik gelişme anlamı taşımakla birlikte sosyolojik bir bakışı da beraberinde getirmektedir. Afrika kıtasında tek sömürge olmayan ülke konumundaki Etiyopya için baraj, halkın gelişmişlik atfettiği bir sembole dönüşmüştür. Aynı zamanda diğer ülkelerle yaşanan anlaşmazlıklar karşısında Etiyopya’nın bağımsızlığını ve sömürge olmayan tek Afrika ülkesi konumunu vurgulayan bir unsur olarak görüldüğü söylenebilir.
Baraj projesi sadece Mısır ve Etiyopya değil, bölgedeki diğer ülkeleri de kapsayan bir tartışma konusu haline gelmektedir. Çünkü Etiyopya Barajı, Nil Nehri 11 Afrika ülkesinden geçtiği için bir Afrika projesi olarak tanımlamaktadır ve projenin Afrika’nın yeşil dönüşümüne katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Ancak Mısır, barajı Arap su güvenliğine bir tehdit olarak nitelendirmektedir.[3]
Etiyopya’nın barajı diğer Afrika ülkeleriyle özdeşleştirmesi, projenin yapımı sürecinde Mısır ve diğer potansiyel karşıt ülkeler karşısında destek arama çabası olarak görülebilir. Mısır’ın ise projeyi Afrika’dan ziyade Arap bölgesiyle nitelendirmesi, projeyi olduğu bölgeden daha geniş bir alana yayarak karşıt görüşlerin artırılmasına yönelik bir adım olarak görülebilir. Her iki durum da gelecekte bu baraj projesinin sadece Mısır ve Etiyopya’yı kapsamayan ve diğer çevre ülkelerinde içinde yer alacağı bir tartışma konusuna dönüşeceğini işaret etmektedir.
Şubat 2020 tarihinde Etiyopya, Mısır ve Sudan arasındaki müzakerelerin sonuncusu Donald Trump yönetimi ve Dünya Bankası himayesi altında gerçekleşmişti. Ancak Etiyopya, hükümlerin ülkenin egemenliğini ihlal edeceği endişesi nedeniyle geri adım atmıştı. Daha sonra Afrika Birliği’nin öncülüğünde tekrar anlaşma yoluna gidilse de bir çözüme varılamamıştır.[4]
Etiyopya ve Mısır arasındaki müzakerelerin sonuca varılamamasının en önemli sebebi, egemenliklerinin tehlikeye girme ihtimalidir. İki ülke de bu konuda herhangi bir taviz verecek bir adım atmaktan kaçınmaktadır. Diğer aracı kurumların müdahalelerine rağmen kesin bir sonuç elde edilememesi, iki ülke arasındaki sorunun ileride daha ciddi krizlere ve hatta askeri çatışmalara yol açabilir.
Baraj hidroelektrik enerji üretimine başlamış olmasına rağmen iki ülke arasındaki gerilim azalmamıştır. Mısır ve Sudan, temel su kaynaklarının tehdit altında olacağı yönündeki endişelerini dile getirmiştir. Etiyopya ise Mısır’ın bölgedeki tekelini sürdürmekle ilgilendiğini ifade etmiştir. Bu gerilim yakın zamanda askeri boyuta da evrilmiştir. Zira Mısır ve Somali arasında bir askeri anlaşma imzalanmıştır. Etiyopya ve Somali arasındaki anlaşmazlıklar da tırmanmaktadır.[5]
Mısır’ın Somali hamlesi, Etiyopya’yı da benzer bir askeri ittifak kurmaya itebilir ve bu durum, bölgedeki gerilimin artmasına yol açabilir. Dış ülkelerin de çeşitli şekillerde dahil olmasıyla baraj sorunu daha bölgesel bir probleme dönüşme ihtimalini barındırıyor. Nil Nehri’nin geçtiği diğer Afrika ülkeleri, Etiyopya ve Mısır’ın öne çıktığı bu gerginlikte daha az görünür bir rol oynamaktadır. Barajın bölgedeki etkileri gözle görülür bir biçimde ortaya çıktığı zaman, Etiyopya ve Mısır’ın başını çektiği ikili gruplaşmaların yaşanması da muhtemeldir.
Nil Nehri üzerindeki mücadelede, kuraklığın etkilerini en aza indirme çabasıyla da ilgilidir. Mısır için yıllardır bereket ve verimliliği simgeleyen Nil Nehri’nin önemi ve potansiyeli diğer ülkeler tarafından da daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Kuraklığın artmasıyla birlikte büyük barajın, Nil Nehri üzerindeki sorunlardan sadece bir tanesi olacağı ve diğer ülkelerin de dahil olacağı çeşitli problemlerin baş göstereceğini öngörebilmek mümkündür.
[1] Ayferam, G. (2023, January 19). The Nile Dispute: Beyond water security. Carnegie Endowment for International Peace, https://carnegieendowment.org/sada/2023/01/the-nile-dispute-beyond-water-security?lang=en, (Erişim Tarihi: 22.11.2024).
[2] Aynı yer.
[3] Aynı yer.
[4] Mohyeldeen, S. (2021, February 12). The dam that broke open an Ethiopia-Egypt dispute. Carnegie Endowment for International Peace. https://carnegieendowment.org/research/2021/04/the-dam-that-broke-open-an-ethiopia-egypt-dispute?lang=en¢er=middle-eas, (Erişim Tarihi: 22.11.2024).
[5] Yibeltal, K. (2024, September 9). Gerd: Ethiopia hits out at Egypt as Nile dam row escalates. BBC, https://www.bbc.com/news/articles/cp3dgx36gn5o, (Erişim Tarihi: 22.11.2024).