Meksika’nın Yargı Sisteminde Köklü Değişim

Meksika’nın önerdiği yargı reformu, halk tarafından negatif anılan ve bu durumla boğuşan bir yargıyı elden geçirmeye yönelik cesur bir girişimdir.
Görevden ayrılan Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador’un yönetimine göre amaç; yolsuzluk, kronizm ve yargının hesap veremezliği ile mücadele etmektir.
Halkın yargıçların seçimine doğrudan katılmasına izin verilmesi, seçmenleri güçlendirerek yargıçların daha geniş halk kitlelerine karşı sorumlu olmasını sağlayacaktır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Meksika’nın iktidar partisi olan MORENA Partisi, yerel yargıçlardan Yüksek Mahkeme yargıçlarına kadar ülkenin tüm yargısını seçimle belirlemeyi amaçlayan kapsamlı bir yargı reformu önerisinde bulunmuştur. Görevden ayrılan Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador’un yönetimine göre amaç; yolsuzluk, kronizm ve yargının hesap veremezliği ile mücadele etmektir. Ancak bu teklif hem Meksika içinde hem de uluslararası alanda önemli tartışmalara yol açmış, yargıyı siyasallaştırma ve mahkemelerin bağımsızlığını zedeleme potansiyeline ilişkin endişeleri artırmıştır.

Halihazırda Meksika Senatosu’nda görüşülmekte olan reform önerisi, vatandaşların Yüksek Mahkeme yargıçları da dahil olmak üzere yaklaşık 7,000 yargı pozisyonu için oy kullanmasını gerektirmektedir. ABD gibi diğer ülkelerde yargı seçimleri genellikle yerel yargıçlarla sınırlı olduğundan bu, daha önce benzeri görülmemiş bir uygulama anlamına gelmektedir. Adayların seçilebilmek için hukuk diplomasına, iyi notlara, beş yıllık hukuki deneyime ve bir tavsiye mektubuna ihtiyaçları olacaktır. Uzmanlardan oluşan bir komite, aday havuzunu daraltacak ve bazı durumlarda isimler bir torbadan rastgele seçilecektir.[1]

Reform kapsamında Yüksek Mahkeme yargıçları için on yıllık deneyim şartı aranacak ve mevcut 15 yıl yerine 12 yıllık dönemler için görev yapacaklardır. Reform ayrıca Yüksek Mahkeme yargıçlarının sayısını 11’den 9’a indirecektir. Ek hükümler arasında organize suç davalarına bakacak “ kimliksiz” yargıçların oluşturulması, böylece yargıçların misillemelerden korunması ve adli muhakemedeki suistimal ve hataları soruşturmak üzere bir adli disiplin komitesinin kurulması yer almaktadır.

Meksika’da yargı reformunu destekleyenler, mevcut yargı sisteminin halkın güvensizliğine yol açtığını savunmaktadır. Yargıçların seçimle işbaşına gelmesinin, yargıyı siyasi elitlerin aksine halka karşı daha doğrudan sorumlu hale getirerek bu sorunların çoğunu çözebileceğine inanmaktadırlar. Destekçiler tarafından öne sürülen en güçlü argümanlardan biri, vatandaşlara yargıçları seçme yetkisi verilmesinin yargı sistemine olan güveni yeniden tesis edeceğidir. Bu görüşe göre, yargı uzun zamandır şeffaf olmayan ve özel menfaate bağlı bir kurum olarak algılanmakta ve yargıçlar genellikle ortalama vatandaştan ziyade siyasi figürlerin veya varlıklı elitlerin lehine hareket ediyor olarak görülmektedir.

Halkın yargıçların seçimine doğrudan katılmasına izin verilmesi, seçmenleri güçlendirerek yargıçların daha geniş halk kitlelerine karşı sorumlu olmasını sağlayacak, bu da daha adil ve hakkaniyetli kararların alınmasına yol açabilecektir. Kısacası hakimler artık şeffaf olmayan süreçlerle seçilmeyecektir. Yargıçlar seçmenlerin iradesine daha doğrudan tabi olacak ve performansları yetersiz bulunması halinde yeniden seçilmek zorunda kalacaklardır. Bu yönüyle reformlar, görevlerini kötüye kullananların görevden alınmasına imkan sağlayacaktır.

Önerilen yargı disiplin komitesi de bu hedeflerle uyumludur. Zira komite yargıçları sadece rüşvet veya gecikme gibi konulara değil, aynı zamanda hukuki muhakemelerine ve kararlarının adilliğine odaklanarak görevi kötüye kullanmaktan soruşturma yetkisine sahip olacaktır. Bu yaklaşım, yargı kararlarının inceleme ve hesap verebilirliğe tabi olmasını sağlayarak yargının genel kalitesini artırmayı ve mevcut sistemdeki önemli bir kusuru gidermeyi amaçlamaktadır. Destekçilerin bir diğer önemli argümanı da mevcut hakim atama yönteminin yolsuzluğa ve siyasi müdahaleye açık olduğu yönündedir. Seçimlerin getirilmesiyle yargıçların politik destekçiler yerine halkın iradesini daha iyi temsil edeceği umulmaktadır.

Daha geniş anlamda savunucular bu reformun yargı sisteminin demokratikleştirilmesi olduğunu ve gücü birkaç elit karar vericiden ziyade halkın eline verdiğini savunmaktadır. Seçim sürecinin ademi merkezileştirilmesiyle yargı seçimlerinin Meksika nüfusunun çeşitli ihtiyaç ve isteklerini daha doğru bir şekilde yansıtacağına ve bunun da yargıda daha fazla kapsayıcılığı ve duyarlılığı teşvik edebileceğine inanmaktadırlar.

Meksika yargı seçimlerini deneyen ilk ülke değildir. Bolivya, 2009 yılında adli seçimleri uygulamaya koymuş, ancak süreç, birçok kişinin boş oy kullanması nedeniyle seçmenlerin katılım göstermemesi de dahil olmak üzere zorluklarla karşılaşmıştır.[2] Bu durum Bolivya’daki reform sürecinin duraklamasına yol açmış ve seçmenlerin seçim sürecine yeterince dahil edilmemesi halinde Meksika’yı da benzer bir akıbetin bekleyebileceğine dair endişeleri artırmıştır.

Uluslararası eleştirmenler, Bolivya’nın yargı seçimleriyle ilgili mücadelesini ibret verici bir hikaye olarak gösterirken; Meksika reformunun destekçileri, bu modelin Meksika’nın düşündüğü ölçekte tam olarak keşfedilmediğini savunmaktadır. Uygun gözetim, düzenleme ve seçmen eğitimi ile seçim sürecinin yargısal görev ihmallerini engellemede ve genel olarak yargının kalitesini artırmada etkili olabileceğine inanmaktadırlar.[3]

Meksika’nın önerdiği yargı reformu, halk tarafından negatif anılan ve bu durumla boğuşan bir yargıyı elden geçirmeye yönelik cesur bir girişimdir. Ancak siyasi etki, kampanya finansmanı sorunları ve seçmenlerin katılımının azalması gibi potansiyel riskler mahkemelerin tarafsızlığını ve etkinliğini zayıflatabilir. Meksika yargısına olan güveni yeniden tesis etmek için reform gerekli olsa da reformların yargı bağımsızlığını engellemek yerine güçlendirmesini sağlamak kritik bir zorluk olacaktır. Nihayetinde reformun başarısı sadece uygulanmasına değil, Meksika’nın adalet sistemini sekteye uğratan temel sorunların ele alınmasına da bağlıdır.


[1] “What’s at stake in Mexico’s judicial system under sweeping overhaul pushed by the president”, APNews, https://apnews.com/article/mexico-court-judicial-reform-elected-judges-81081cc0980cd128f3191331bc61a8c4 (Erişim Tarihi: 06.09.2024).

[2] Aynı Yer.

[3] Aynı Yer.

Ayşe Azra GILAVCI
Ayşe Azra GILAVCI
Ayşe Azra Gılavcı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okumaktadır. İleri derecede İngilizce bilen Azra'nın başlıca ilgi alanları; Latin Amerika ve ABD dış politikasıdır.

Benzer İçerikler