Son zamanlarda en çok tartışılan konulardan biri, yeni dönemde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin arasında hem ikili ilişkilerde hem de dünya çapında etki yaratacak konularda uzlaşıya varılıp varılmayacağıdır. 24 Ocak 2025 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi arasında gerçekleştirilen telefon görüşmesi, bu bağlamda diplomatik ilişkilerin geleceğine dair önemli mesajlar vermiştir. Başkan Donald Trump’ın ikinci ve yeni döneminde ABD-Çin ilişkilerinin nasıl şekilleneceğini konusunda ipuçları veren görüşmede birçok konu ele alınmıştır.
İkili ilişkilerde yeni bir çerçeve oluşturulması açısından önem arz eden ilk görüşmede her iki taraf da ülkelerinin küresel işbirliğine yönelik bakış açılarını ortaya koymuştur. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD Başkanı Donald Trump, daha önce gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde iki ülkenin stratejik işbirliği içinde olması noktasında mutabakata vardıklarını belirtmişti.[1] Sonrasında Rubio ile Wang Yi arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde Çin, ABD’yle ilişkilerin karşılıklı saygı, barışçıl şekilde bir arada yaşama ve kazan-kazan ilişkisine dayalı işbirliği gibi temel ilkelere dayanması gerektiğini savunmuştur.[2] Çin’in ikili görüşmelerde sıkça dile getirdiği bu temel prensiplerini bu görüşmede de dile getirmiş olması, ABD tarafının önceki döneme kıyasla daha uzlaşmacı bir tutumla, karşılıklı çıkarları da gözeterek uyumlu hareket etmesini istediğini yansıtmıştır.
Rubio ise Wang Yi ile görüşmesi sırasında ABD’nin “Önce Amerika (America First)” yaklaşımını devam ettireceğini ve diğer ilişkilerde olduğu gibi Çin’le ilişkilerinde de Amerikan çıkarlarına öncelik veren bir tutum benimseyeceğini vurgulamıştır.[3] Bu yaklaşım, ABD’nin Çin’le işbirliğini tamamen reddetmemekle beraber kendi ekonomik ve güvenlik çıkarlarını önceleyen bir strateji benimseyeceğini göstermektedir. Bu yaklaşımın ve Rubio’nun söyleminin, Trump’ın görüşmeyi takip eden günlerde imzaladığı kararnamenin ve attığı adımların habercisi olduğu söylenebilir.
Görüşme sırasında tartışılan en hassas konu şüphesiz Tayvan meselesi olmuştur. Wang Yi, Tayvan’ın “tarihsel olarak Çin’in ayrılmaz bir parçası” olduğunu ve Çin’in Tayvan’ın bağımsızlığını hiçbir şekilde kabul etmeyeceğini vurgulamıştır. Wang Yi ayrıca ABD’nin önceki yıllarda kabul ettiği “Tek Çin Politikası” çerçevesinde hareket etmesi gerektiği konusunda hatırlatmada bulunmuştur. ABD’nin Çin’i tek temsilci olarak kabul etmiş olmasına karşın Tayvan konusundaki tutumu noktasında Çin’in yapmış olduğu hatırlatma, ABD’nin bu konuda hassasiyet göstermesine ve kendiyle çelişmemesine yönelik bir hatırlatmadır. Rubio ise ABD’nin Tayvan’a yönelik taahhütlerin süreceğini belirtse de önceki döneme kıyasla farklı bir tutum sergilemiştir. Önceki yönetimlerin aksine Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemediklerini açıklayan Rubio, bu meselenin barışçıl yollarla çözülmesini umduklarını ifade etmiştir.[4] Rubio’nun bu açıklamalarından yola çıkarak ABD’nin yeni dönemde Tayvan konusundaki stratejisinde sert bir tutumdan ziyade yeni bir denge politikası izleme niyetinde olduğu söylenebilir. Ancak Trump döneminde yaşanan veya yaşanması muhtemel gerilimlerin jeopolitik açıdan yaşanmayacağını söylemek de doğru olmayacaktır.
Bu görüşme kapsamında ele alınması gereken bir diğer önemli husus, dil bariyeri ve çevirideki farklılığın basındaki karşılığıdır. Görüşmede Wang Yi’nin Rubio’ya yönelik ifadelerinin farklı şekillerde çevrilmiş olması, dildeki politik tutumun en önemli kanıtı olmuştur. Çin Dışişleri Bakanlığı, Wang Yi’nin görüşme sırasında “好自為之” (hao zi wei zhi)ifadesini kullandığını belirtmiştir. Bu ifadenin Çin tarafından yapılan resmi İngilizce çevirisi, “act accordingly” şeklinde olmuştur. Ancak bazı Batılı medya kuruluşları bu ifadeyi “conduct yourself well” şeklinde çevirmiştir ve bunun sert bir uyarı içerdiğini öne sürmüştür.[5] Bu bağlamda yapılan ve yayınlanan farklı çeviriler, ABD-Çin arasındaki diplomatik gerginlikte algı boyutunun kelime düzeyinde bile nasıl şekillenebileceğini yansıtır niteliktedir. Batılı medya kuruluşlarının Çin’in diplomatik dilde yaptığı örtülü uyarıları çok daha sert bir dille yorumlaması, iki taraf arasındaki anlayış farklılıklarına işaret ederken olası bir çeviri krizinin ilişkilere verebileceği zararı da akıllara getirmiştir.
Görüşme sonrasında ABD’nin Çin’e karşı attığı gümrük vergisi adımı, diplomatik kanallardaki aktifliğin artmasına rağmen Çin’in küresel etkisini sınırlama çabalarına devam edileceğini göstermiştir. Bu bağlamda Çin’in Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Fu Cong, 18 Şubat 2025 tarihinde New York’ta düzenlenecek BM Güvenlik Konseyi toplantısının, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio arasında yeni bir yüz yüze görüşme için “çok iyi bir fırsat” olabileceğini belirtmiştir.[6] Bu doğrultuda Çin’in BM toplantısını, ABD ile diyaloğu artırmak ve ticaret savaşının tırmanmasını önlemek için bir platform olarak değerlendirmek istediği anlaşılmaktadır. Çin’in başkanlık edeceği BM toplantısının Wang Yi ve Marco Rubio arasında yüz yüze yapılacak bir görüşmeye sahne olup olmayacağı henüz netlik kazanmamış olsa da ikili ilişkilerde ve küresel çapta önem arz eden meseleler açısından kritik bir toplantı olacağı öngörülmektedir.
Rubio ve Wang Yi arasında gerçekleşen görüşme, ABD-Çin ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığının göstergelerinden biri olmuştur. İki taraf da kendi çıkarları ve ilkelerini önceleyeceklerine işaret etse de ikili ilişkilerin hem taraflarda hem de küresel çapta arz ettiği önemi göz önünde bulundurarak yapıcı açıklamalar yapmışlardır. Açıklamalar çevrilirken yapılan ifade seçimleri ve basında farklılık gösteren söylemler, ilişkilerde dengelerin hassasiyetini yansıtır niteliktedir. Bu bağlamda iki ülkenin de birbirini dengelemeye yönelik adımları, küresel gündemin üst sıralarında olmaya devam edecektir.
[1] Yang, S., Wang, Q., & Zhang, H., “China, US should find right way to get along in New Era: Wang Yi tells Marco Rubio”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202501/1327575.shtml, (Erişim Tarihi: 03.02.2025).
[2] Xu, W., “Foreign minister Wang Yi shares call with new US secretary of State”, China Daily, https://www.chinadaily.com.cn/a/202501/25/WS6793beeaa310a2ab06ea93e0.html, (Erişim Tarihi: 03.02.2025).
[3] Yang, S., Wang, Q., & Zhang, H., “China, US should find right way to get along in New Era: Wang Yi tells Marco Rubio”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 03.02.2025).
[4] Delaney, R., “What did Rubio say about Taiwan independence? US, China at odds”, South China Morning Post,https://www.scmp.com/news/china/diplomacy/article/3296235/top-diplomat-marco-rubio-tells-wang-yi-us-does-not-back-taiwan-independence, (Erişim Tarihi: 03.02.2025).
[5] “Wang Yi’s advice to Marco Rubio Sparks debate over translation as international media and Beijing offer differing interpretations”, Dimsum Daily, https://www.dimsumdaily.hk/wang-yis-advice-to-marco-rubio-sparks-debate-over-translation-as-international-media-and-beijing-offer-differing-interpretations/, (Erişim Tarihi: 03.02.2025).
[6] Nichols, M., “Good Opportunity” for Rubio, Wang to meet at UN on Feb. 18, says China’s UN envoy”, Reuters, https://www.reuters.com/world/us/good-opportunity-rubio-wang-meet-un-feb-18-says-chinas-un-envoy-2025-02-03/, (Erişim Tarihi: 04.02.2025).