Mali’deki Son Barış Turu

Paylaş

Mali’deki çatışan taraflar arasındaki soruna, barış ve ulusal uzlaşma andlaşmasına kapsamlı katılımın gerçekleşmesiyle ve haliyle imzalanmasıyla mevcut dönemde çözüm bulunmaya çalışılmaktadır. Andlaşmanın akıbetinin, ülkenin geçmiş sorunlarının sürmesi ve mevcut dönemdeki çeşitli sıkıntıların varlığı sebebiyle belirsiz olduğu düşünülmektedir.

Andlaşmanın en fazla öne çıkan unsuru kuzeye kısmi özerklik olarak da adlandırılabilecek yetki paylaşımında artırıma gidilmesidir. Karşılığında ise hükümet isyancılar tarafından tanınmıştır. Bahse konu paylaşım neticesinde seçimle iş başına gelecek bölgesel meclisler kurulacaktır. Ülkenin kuzeyinde temel hizmetlerin sunulması, kalkınma programının uygulanması ve farklı etnik yapılanmalar arasında toplumsal uzlaşmanın sağlanması andlaşmanın diğer maddelerindedir. İsyancılar, güvenlik kuvvetlerine entegre edilmek istenmektedir. Ayrıca bölgesel güvenlik gücü oluşturulacaktır.

Cezayir Andlaşması olarak da adlandırılan bu barış ve uzlaşma andlaşması; silahlı çatışmalarla ve müzakerelerle dolu bir sürecin ürünüdür. Farklı zaman dilimlerinde farklı aktörler farklı tutum takınmıştır. Çatışmalar ve müzakereler aynı anda cereyan etmiş; farklı isyancı gruplar sürece ve hükümete karşı farklı tutum takınmıştır. Andlaşmanın dışında kalan örgütlerin yanı sıra müzakerelerin sonucuna göre sürece dâhil olan yapılanmalar da mevcuttur. En önemli örgüt olarak nitelendirilebilecek Azavad Hareketleri Koordinasyonu, Haziran ayına kadar sürecin dışında kalmayı tercih etmiştir. Öte yandan Mart 2015’te çeşitli Tuareg isyancı gruplar andlaşmayı imzalamıştır. Sonrasında sürecinde dışında kalan hareketler ve hükümet arasında müzakereler devam etmiş fakat ilerleme sağlanamamıştır. Görüşmelerde yeteri kadar tavizlerin verilmemesi ya da müzakerelerden sonuç alınamaması gerginliği arttırmış; özellikle kuzey ve merkezî yönetim arasında çatışmalar yaşanmıştır. Mültecilerin geri dönüşü, güvenliğin sağlanmasıyla ilgili yeni düzenlemelere gidilmesi ve kalkınma planlarının düzenlenmesi gibi çeşitli isteklerin Tuareglerce öne çıkarılması fakat kabul edilmemesi bu bağlamda örnek olarak verilebilir.

Andlaşmayı kabul eden unsurların artmasının, metnin tarafların çeşitli isteklerine cevap vermesinin altı çizilirken andlaşmanın uzun süre uygulanabilmesi yani sürdürülebilir olması asıl önemli olan konudur. Andlaşmayla çözülmek istenilen sorun kapsamlıdır; geçmişteki siyasi, ekonomik ve toplumsal sıkıntılara dayanmaktadır. Merkez tarafından dışlanma tezine ilaveten ülkenin kuzeyinin coğrafi, demografik ve siyasi yapısı son yıllarda gerçekleşen ve bugünkü tablonun uzamasına sebebiyet veren olayların çıkmasında önemlidir. Bölge nüfusunun ana unsurlarını Araplar ve Tuaregler oluşturmaktadır. Aynı grupların içerisinde de siyasi çeşitlilik bulunmaktadır. Ortak görüşe sahip olunmasının ve merkezle işbirliğinin yapılmasının yanı sıra silahların bırakılması ve silahlı unsurların tek bir çatı altına alınması zorlu bir süreç olarak gözükse de uzun dönemde ülkenin ihtiyaç duyduğu çözümler arasında görülmektedir. Ülke geneline vurulduğu zaman ise kuzey ve güney bölgeleri arasında gerginliğin bulunduğu görülmektedir. Tuareglerin federal bir Mali talebi de aslında bu duruma işaret etmektedir; kuzey ve güney olmak üzere ülke iki bölgeden oluşacaktır.

Mali’deki bu son çözüm-çözümsüzlük sürecinin öne çıkan unsurları bulunmaktadır. 1960’da bağımsızlığın kazanılmasından beri dört kez ayaklanan Tuareglerin son teşebbüsünde soruna İslami Mağrip’teki El-Kaide gibi terörist yapılanmalar da dâhil olmuştur. Ülkenin kuzeyinin kontrolünün ele geçirilmesi, Fransa gibi yabancı güçlerin müdahalesine neden olmuştur. Zaten mevcut dönemde Paris gibi dış merkezlerin çekincelerinden biri de terör örgütlerinin ülkenin kuzeyine yeniden geri dönmesi ihtimalidir. Bu örnek mevcut dönemde de devam etmekte; uluslararası kesim, andlaşmanın uygulanmasıyla Mali’nin kuzeyindeki otorite boşluğunun önüne geçilebileceğini düşünmektedir. Böylelikle andlaşmanın uygulanması için doğrudan görev alınmıştır. BM Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSMA) süreci denetleyecek unsurlar arasındadır. Uluslararası denetim sayesinde barışın ve uzlaşmanın sağlanmasında ilerleme kaydedilebileceği ifade edilirken geçmiş girişimlerle de kıyaslanmaya gidilmektedir. Dış denetimin bu bağlamda farklılık yarattığı öne sürülmektedir.

Sonuç olarak, andlaşma Mali’de uygulanmakta olan desentralizasyon odaklı çözüm önerilerinde bulunmuştur. Başka bir deyişle tanıdık yöntemlerin kullanılmasına devam edilmiş; Tuareglerin istediğinin aksine ne federalist sisteme geçilmiş ne de özerklik verilmiştir. Geçmişte kullanılan yöntemlerin değiştirilmesi veya bir şekilde yenilenmesi kapsamında ortaya sunulan bu çözümlerin cevap sağlayıp sağlamayacağı tartışmalıdır. Merkezden çevreye yetki paylaşımının veya mevcut paylaşımda artırıma gidilmesinin sistemi ne kadar etkileyeceği belirsizdir. Örneğin bölgesel hükümetlere verilecek yetkiden ne kadar memnuniyet duyulacağı ve sonrasında özerkliğin talep edilip edilmeyeceği soruları sorulabilir.

Doç. Dr. Ceren GÜRSELER SOLAK
Doç. Dr. Ceren GÜRSELER SOLAK
ANKASAM Uluslararası Hukuk Danışmanı

Benzer İçerikler