Macron’un Stratejik Özerklik Açıklaması AB-Çin İlişkilerinde Bir Değişime mi İşaret Ediyor?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avrupa Birliği (AB)-Çin ilişkileri, başta insan haklarını temel alan anlaşmazlıklar, bu minvalde yapılan eleştiriler ve hatta yaptırımlarla yaşanan gerilimler gibi sebeplerle son yıllarda kötüleşmiştir. Hatırlanacağı üzere, AB’nin 27 üye ülkesinin dışişleri bakanları, 2021 yılında Sincan-Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Müslümanların insan hakları ihlallerine maruz kalmasına yol açtığına inanılan dört Çinli yetkili ve bir devlet destekli şirkete cezai yaptırımlar açıklamıştır.[1]

Söz konusu yaptırımlar, yaklaşık 30 yıl sonra 1989 yılındaki Tiananmen Meydanı Katliamı’ndan bu yana insan hakları gerekçesiyle Çin’i ilk kez cezalandırma girişimi olmuştur.[2] Bunun üzerine Çin Dışişleri Bakanlığı, içerisinde beş Avrupa Parlamentosu üyesinin de bulunduğu 10 Avrupalıya yaptırım uygulamıştır.[3] Böylece taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, karşılıklı yaptırımları meydana getirmiş ve gerilim de aynı oranda artış göstermiştir.

Bunun yanı sıra Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başından itibaren AB ve Çin’in savaşa yönelik tutumlarındaki farklılık da ilişkilerdeki iyileşmeyi olanaksız kılmıştır. AB, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından kendi içerisindeki görüş farklılıklarını bir kenara bırakmış, başta Rusya’ya uygulanacak yaptırımlar olmak üzere savaşa yönelik ortak tutum sergilemiştir. Ayrıca 2022 yılında yaşananlar, Avrupa güvenliği kapsamında Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) önemini tekrar gözler önüne sermiştir. Bu anlamda trans-Atlantik topluluğu, Rusya’ya karşı birleşmiştir. Tüm bunlara karşı Çin ise belirsiz bir tavır takınmış ve Rusya’yla ilişkilerini sürdürmüştür.

AB ile Çin arasında gerek Pekin’in uygulamalarından kaynaklanan anlaşmazlıklar gerekse de Rusya-Ukrayna Savaşı’na yönelik tutum farklılıkları devam etmektedir. Fakat yaşanan yeni gelişmeler, AB’nin Çin’le ilişkilerini iyileştirme isteğini göstermektedir. Öncelikle Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 4 Kasım 2022 tarihinde Pekin’e ziyarette bulunarak son üç yıl içinde bunu yapan ilk Avrupa lideri olmuştur.[4] Ardından 1 Aralık 2022 tarihinde Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel de Pekin’i ziyaret etmiştir.[5]

Olaf Scholz’la başlayan ziyaretlere İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in Çin’i ziyaret etmesiyle bir yenisi daha eklenmiş ve ardından gözler, son günlerde çok konuşulan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Pekin ziyaretine çevrilmiştir. Görüşmelerde Macron, Çin’in Rusya-Ukrayna Savaşı’nda arabuluculuk yapabileceğini dile getirirken; bu temaslar, Çin-ABD ilişkileri üzerinden de yorumlanmıştır.

Çin ziyaretinin ardından Macron, 9 Nisan’da yayınlanan röportajlarında Avrupa’nın bir “vasal” haline gelmemesi ve ABD ile Çin arasında Tayvan konusunda herhangi bir çatışmaya çekilmemesi gerektiğini belirtmiş[6] ve “stratejik özerkliğin” hedeflendiği yönünde mesaj vermiştir.[7]

Geçmişe bakıldığında Fransa, AB kapsamında geliştirilen Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası (OGSP) da dahil pek çok tartışmada Avrupa’nın ayrı bir güvenlik ve savunma oluşumuna gitmesi gerektiği fikrine sıcak bakan aktörlerin başında gelmiştir. Ayrıca Fransa, bir Avrupa güvenlik ve savunma örgütü olan Batı Avrupa Birliği’ni (BAB) kuran Brüksel Antlaşması’nı 1948 yılında imzalayan beş devletten biridir.[8] Bu anlamda geçmişten beri Fransa’nın AB içerisinde izlediği politika ile “stratejik özerklik” açıklamasının uyumlu olduğu ifade edilebilir.

Macron’un söz konusu açıklaması, AB’nin ABD ile Çin arasında kalma endişesine ve birliğin kendi çıkarlarını önceleyen bir anlayışa işaret etmektedir. Mevcut durumda AB ile Çin arasındaki politika farklılıkları devam edecek dahi olsa, müşterek bir noktada buluşularak özellikle de ticari ilişkileri geliştirme arzusu ön plana çıkmaktadır. Nitekim 2022 yılında Schloz’un Çin ziyareti kapsamında kendisine iş insanlarından oluşan bir heyet eşlik etmiştir. Aynı şekilde Macron’un 2023 yılının Nisan ayında Çin’e gerçekleştirdiği ziyarette de kendisine Fransız iş dünyasından mühim isimler eşlik etmiş ve şirketler arasında anlaşmalar imzalanmıştır.[9]

Tüm bunların yanı sıra Leyen, 30 Mart 2023 tarihinde AB-Çin ilişkileri hakkında başta Sincan’da meydana gelen insan hakları ihlalleri olmak üzere, yaptırımlar ve Rusya-Çin ilişkilerine değinen bir konuşma yapmıştır. Ancak Avrupa Komisyonu, Başkanı konuşmasının devamında şu sözleri söylemiştir:[10]

“Çin’le ilişkimiz, sağlıklı bir angajmanın şartlarını açıkça belirleyemeyerek riske atılamayacak kadar önemlidir… Ticaret, finans, iklim, sürdürülebilir kalkınma veya sağlık gibi küresel konularda ortaklarımızla birlikte çalışmak istiyoruz. Bunun için ülkelerin rekabet edebilecekleri, işbirliği yapabilecekleri ve fayda sağlayabilecekleri kurum ve sistemleri güçlendirmemiz gerekiyor. Bu nedenle Çin’le diplomatik istikrar ve açık iletişim sağlamamız hayati önem taşıyor. Çin’den ayrılmanın ne uygulanabilir ne de Avrupa’nın çıkarına olduğunu düşünüyorum. İlişkilerimiz siyah ya da beyaz değildir ve tepkimiz de olamaz.”

Sonuç olarak yaşanan son gelişmeler, AB’nin Çin’le ticari ilişkilerini geliştirmeyi amaçladığını göstermektedir. Scholz’la başlayan ziyaretler, bunu kanıtlar niteliktedir. Önce tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını, ardından Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Moskova yönetimine uygulanan yaptırımlar sebebiyle Avrupa ülkelerinde ekonomik sıkıntılar baş göstermiştir. AB için önemli bir ekonomik ve ticari fırsat olarak görülebilecek Çin’le ilişkilerin, ABD-Çin rekabeti sebebiyle riske atılmak istenmediği düşünülebilir. Macron’un “stratejik özerklik” mesajı da hem Paris’in izlediği genel politika hem de AB’nin bu endişesinin göstergesi olarak okunabilir. Leyen’in ilgili açıklaması ise AB’nin Çin’le münasebetlerinde izleyeceği politikanın habercisidir.


[1] “EU-China: Sanctions, Threats and Boycotts See Relations Enter Downward Spiral”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2021/03/31/eu-china-sanctions-threats-and-boycotts-see-relations-enter-downward-spiral, (Erişim Tarihi: 13.04.2023).

[2] “EU Imposes Sanctions on Four Chinese Officials”, Politico, https://www.politico.eu/article/eu-imposes-sanctions-on-four-chinese-officials/, (Erişim Tarihi: 13.04.2023).

[3] “EU-China: Sanctions…”

[4] “Olaf Scholz’s China Gamble”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2022/12/olaf-scholzs-china-gamble/, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[5] “EU’s Michel Urges Xi to Use ‘Influence’ on Russia over War with Ukraine”, Reuters, https://www.reuters.com/world/china/chinas-xi-vows-strengthen-communication-coordination-with-eu-meeting-with-michel-2022-12-01/, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[6] “Macron Sparks Anger by Saying Europe Should not be ‘Vassal’ in US-China Clash”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2023/apr/10/emmanuel-macron-sparks-anger-europe-vassal-us-china-clash, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[7] “Macron’s Comments on Taiwan Spark Controversy About EU-China Relations and US Aliance”, Euronews, https://www.euronews.com/2023/04/11/macrons-comments-on-taiwan-spark-controversy-about-eu-china-relations-and-us-alliance, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[8] “The Common Security and Defence Policy (CSDP)”, The Diplomatic Service of the European Union, https://www.eeas.europa.eu/eeas/shaping-common-security-and-defence-policy_en, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[9] “France-China Trade Ties: ‘There Is A Greater Risk Due to the Current Geopolitical Climate’”, France 24, https://www.france24.com/en/europe/20230407-france-china-trade-ties-there-is-a-greater-risk-due-to-the-current-geopolitical-climate, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[10] “Speech by President von der Leyen on EU-China Relations to the Mercator Institute for China Studies and the European Policy Centre”, European Commission, https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/speech_23_2063, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

Begüm AKKAYA
Begüm AKKAYA
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

Benzer İçerikler