Tayvan’ın Pasifik ülkeleriyle ilişkileri, politik motivasyonlar, kültürel bağlar ve uluslararası tanınma mücadelesi çerçevesinde karmaşık bir şekilde örülmüştür. 30 Kasım 2024 tarihinde başlayan bir haftalık Pasifik turu kapsamında Tayvan Lideri Lai Ching-te’nin üç Pasifik müttefiki ziyaretinin yanı sıra Hawaii ve Guam’a yaptığı transit ziyaretler, bu bölgede izlediği diplomatik stratejileri gözler önüne sermiştir. Lai’nin Tayvan Lideri olarak ilk yurt dışı turunda yaptığı bu ziyaretler, Çin’le gerilimler ve Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) ilişkiler bağlamında Pasifik stratejisini pekiştirme çabalarını yansıtmıştır.
Tayvan’ın Pasifik ülkeleriyle ilişkileri, büyük ölçüde uluslararası alanda tanınma arayışına dayanmaktadır. Günümüzde diplomatik olarak yalnızca 12 ülke tarafından tanınıyor olması, Tayvan’ın global alanda daha fazla destek arayışını pekiştiren bir faktör olmuştur.[1] Lai’nin bir hafta süren Pasifik ziyareti Marshall Adaları, Tuvalu ve Palau’yu kapsamış, ABD kontrolündeki topraklar olan Hawaii ve Guam’da da kısa ziyaretlerde bulunmuştur. Diplomatik bir önem taşıyan ziyarete ve Lai’nin transit geçişine ABD, Tayvan’a verdiği desteğin altını çizerek makul ölçüde üst düzey temaslarda bulunarak karşılık vermiştir. Çin ise Tayvan’ın ABD kontrolündeki topraklara yaptığı ziyareti kınamış ve bu ziyaretler üzerine yapılan açıklamada “Tek Çin” politikasını bir kez daha dile getirmiştir.
Lai Ching-te’nin Pasifik turu boyunca diplomatik açıdan birçok strateji izlediği saptanmıştır. Bunlardan en göze çarpanı ise Pasifik bölgesindeki müttefiklerini pekiştirmek için izlediği “transit diplomasi” stratejisidir. Transit diplomasi bağlamında Tayvan’ın Pasifik Adaları’na yönelik sembolik ziyaretleri, önceki Tayvan liderleri tarafından da gerçekleştirilmiştir. Bu açıdan Lai’nin Guam ve Hawai gibi ABD kontrolündeki topraklarda yaptığı kısa süreli duraklamalar, Tayvan’ın diplomatik ilişkilerinin güçlendirilmesine yönelik çabalarında önemli bir taktik olmuştur. Bu tür transit diplomasi ziyaretlerinin, Tayvan’ın sadece Pasifik bölgesindeki ülkelerle değil, aynı zamanda ABD ile olan güvenlik ilişkisini de pekiştirmeyi amaçladığını söylemek mümkündür. Bu amaç, bölgedeki statükoyla paralel olarak Çin’in askeri ve diplomatik tepkilerine yol açmaktadır. Tayvan’ın ABD ile ilişkilerini derinleştirmesi ve Çin’in bu stratejilere gösterdiği tepkiler, Tayvan’ın Pasifik bölgesindeki diplomatik hedeflerinin daha da hassas hale gelmesine neden olmuştur.[2]
Tayvan lideri Lai Ching-te’nin Pasifik ziyaretlerinde giydiği Hawaii gömleği, Tayvan’ın diplomatik stratejilerinin kültürel ve sembolik boyutlarını yansıtan bir diğer dikkat çekici öğe olmuştur. Bu gömlek, Tayvan’ın Pasifik halklarıyla olan kültürel bağlarını vurgulamak amacıyla kullanılan bir sembol olarak yorumlanmıştır. Hawaii gömleğinin aynı zamanda Tayvan’ın Pasifik bölgesindeki yerel halklarla, özellikle de Avustronezya dili konuşan topluluklarla ortak kökenlere sahip olduğunu yansıtmak için kullanılan diplomatik bir araç olduğunu söylemek mümkündür. Tayvan, Avustronezya dili konuşan halkların Tayvan’dan Polinezya’ya kadar geniş bir bölgeye yayıldığını ve bu kültürel bağlantının, Tayvan’ın Pasifik Adaları’yla ilişkilerini güçlendirebileceğini savunmaktadır. Bu doğrultuda Lai’nin ziyaretleri, Pasifik Adaları ile Avustronezya mirası paylaşan bir yaklaşımı vurgulamıştır.[3]
Lai’nin bu kıyafet tercihi ve Avustronezya vurgusu, Tayvan’ın bölgedeki diplomatik çabalarını daha dostane ve halk odaklı hale getirmek amacıyla sembolik bir strateji olarak değerlendirilmiştir. Ancak bu tür semboller, Tayvan’ın ilişkilerinde yalnızca yüzeysel bir etki yaratmaktadır ve derinlemesine politik bağlar kurmada zaman zaman yetersiz kalabilmektedir. Söylemlerine ek olarak Lai’nin Hawaii gömleğiyle verdiği mesaj, Tayvan’ın Pasifik ülkeleriyle daha yakın bir bağ kurma isteğini göstermektedir ancak bu tür sembollerle yapılan diplomasi ve Tayvan’ın kültürel kimlik ve geçmişe dayalı ilişkiler kurma çabası, bölgedeki gerçek ve sürdürülebilir işbirlikleriyle karşılaştırıldığında etki açısından sınırlı kalmaktadır.
Öte yandan transit diplomasi stratejisi, Tayvan’ın uluslararası ilişkilerinin sembolik bir doğası olması açısından eleştirilmektedir. Örneğin Lai’nin Tuvalu’yu ziyareti yalnızca birkaç saat süren hızlı bir ziyaret olmuş ve bu durum, Tayvan’ın Pasifik müttefikleriyle olan ilişkilerinin daha çok sembolik olduğunu düşündüren bir durum olarak görülmüştür. Ayrıca Lai’nin Guam’da yaptığı konuşmalarda, bölgenin sadece “Avustronezya” değil, aynı zamanda “Hint-Pasifik” bölgesi olarak da tanımlanması, Tayvan’ın kültürel ve politik çıkarlarını dengelemeye yönelik bir hamle olarak değerlendirilmiştir.[4] Bu söylem ayrıca ABD’nin bölgeye bakış açısını çağrıştıran bir söylem olarak karşımıza çıkmıştır Bu bağlamda bazı eleştirmenler, Tayvan’ın bu tür ziyaretlerle kendi uluslararası pozisyonunu güçlendirmeye çalışırken, bölgedeki gerçek ilişkilere yeterince odaklanmadığını savunmuştur.
Tayvan’ın Pasifik bölgesindeki diplomatik çabaları, Tayvan’ın uluslararası tanınma ve destek arayışının bir parçası olarak büyük önem taşımaktadır. Bununla birlikte bu çabaların jeopolitik sonuçları da dikkate alınmalıdır. Bu ziyaretler kapsamında Çin, ABD’nin Tayvan’a verdiği desteği ve Tayvan’ın ABD kontrolündeki topraklarda yaptığı duraklamalara tepki göstermiştir.[5] Tayvan’ın Pasifik ziyareti vesilesiyle ABD’yle olan ilişkilerini daha da pekiştirmesi, Çin’in tepkilerinin artmasına neden olmuş ve ziyaret sonrası süreçte tatbikatların yapıldığı görülmüştür. Tayvan’ın Pasifik’te ABD’yle etkileşimde bulunması, Çin’e göre bölge dinamiklerini ve dengelerini tehdit etme potansiyeline sahip bir hamledir. Bu durum, Tayvan’ın Pasifik diplomasisinin yalnızca kültürel ve stratejik ilişkileri güçlendirmeye yönelik bir çaba olmadığını, aynı zamanda Tayvan’ın anakarayla ilişkilerini doğrudan etkileyen bir mesele haline geldiğini göstermektedir. Verilen tepkilere ek olarak Şi Cinping’in Yeni Yıl mesajında Tayvan Boğazı’nın iki yakasında yaşayan halkların tek bir aile olduğunu ve yeniden birleşmeye yönelik tarihsel eğilimi hiç kimsenin durduramayacağına yönelik söylemi,[6] bu doğrultuda Çin’in duruşunu pekiştirmiştir.
Tayvan’ın Pasifik bölgesindeki diplomatik çabaları, kültürel bağlarla, stratejik hedeflerle ve uluslararası tanınma mücadelesiyle şekillenmektedir. Bu anlamda Lai Ching-te’nin Pasifik turu, ilk yurt dışı seyahati bağlamında çeşitli diplomasilerin sergilendiği bir tur olarak karşımıza çıkmıştır. Tayvan, Pasifik müttefikleriyle ilişkilerini güçlendirmek için Avustronezya diplomasisi gibi sembolik ve kültürel bağları kullanırken, ABD ile olan stratejik ilişkisini de pekiştirmektedir. Ancak Tayvan’ın bu stratejileri, Çin’in bölgesel gücü ve olası gerilimler göz önüne alındığında diplomatik zorluklarla karşı karşıya kalma potansiyeline sahiptir. Bu ziyaretler ve sonrasındaki gelişmelerle beraber Tayvan’ın, önceki liderlerinin sürdürdüğü politikalar ışığında ve Lai’nin liderliğinde, diplomatik ve güvenlik stratejilerinde denge kurarak küresel siyasetteki yerini sağlamlaştırmaya çalışacağını söylemek mümkündür.
[1] Marinaccio, J., “The risks of Taiwan’s ‘Austronesian” diplomacy’”, Devpolicy Blog from the Development Policy Centre, https://devpolicy.org/austronesian-diplomacy-and-indigenous-rights-in-taiwan-visit-to-the-pacific-20241217/, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
[2] “Taiwan’s president Lai visits Pacific Ally Tuvalu”, Voice of America, https://www.voanews.com/a/taiwan-s-president-lai-visits-pacific-ally-tuvalu/7886519.html, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
[3] “The risks of Taiwan’s ‘Austronesian’ diplomacy’”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
[4] Aynı yer.
[5] Wu, T., Wu, H., & Mcavoy, A., “Taiwan’s president arrives in Hawaii for a 2-day stop in the US as part of South Pacific visit”, AP News, https://apnews.com/article/taiwan-us-china-lai-ching-te-hawaii-guam-21442df9a4d2f41827764f67d5701e07, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
[6] “Full text of president Xi Jinping’s 2025 New Year message”, 中华人民共和国外交部, https://www.mfa.gov.cn/mfa_eng/xw/zyxw/202412/t20241231_11524948.html, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).