Analiz

Kuzey Makedonya’da Güç Paylaşımı Sistemi ve Heterojen Toplumlar

Kuzey Makedonya’daki etnik çatışmanın tekrar alevlenmesi olasılıklar dahilindedir.
Kuzey Makedonya’daki güç paylaşımı sistemi kusursuz değildir.
Arnavutlar ve diğer azınlıkların bir kısmı, devlet içerisindeki temsil seviyelerini yukarı çekmek için çaba gösterdiler.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avrupa’nın güneyinde bir Balkan ülkesi olan Kuzey Makedonya, iki büyük etnik gruptan oluşmakta ve tarihsel olarak etnik, dilsel ve dini çeşitliliğiyle bilinmektedir. Bunlardan ilki, ülke nüfusunun neredeyse %64’ünü kapsayan Makedonlardır. İkincisi ise ülke nüfusunun neredeyse %25’ini kapsayan ve ülkedeki en büyük azınlık grubu olarak kabul edilen Arnavutlardır.[i] Bunların dışında Türk, Roman ve Sırp gibi diğer küçük etnik gruplar da vardır. Romanlar belirli mahallelere dağılmış şekilde ve Arnavutlar genel olarak Makedonlar’dan ayrı yaşarlar.

Ülke, tarihte Makedonlar ve Arnavutlar’ın arasındaki gerginlik ve çatışmalarla sık sık anılmıştır. Bu gerginlikler silahlı noktalara kadar da tırmanmıştır. Ülke artık bu iki grubun ayrı hayatlar yaşadığı ve işbirlikçi demokrasi modelini izleyerek gücü paylaştığı bölünmüş bir toplum olarak kabul edilmektedir. Bu da ciddi bölünmelere yol açmaktadır.

Yugoslavya’nın dağılması, Makedonya için yeni bir dönemi başlatmıştır. 1991 yılında nispeten sorunsuz bir ayrılık yaşayan Makedonlar, daha önceleri Yugoslavya’da kurucu bir ulus olarak kabul edilmekteydi.[ii] Öte yandan Makedonya’da Arnavutlara böyle bir statü verilmemiştir. Arnavut siyasi eliti yürütme organlarında yer alıyordu ve Arnavut partilerini içeren koalisyonlar da gerçekleşiyordu. Makedonya Sosyal Demokrat Birliği ağırlığındaki iktidar, Arnavutların Demokratik Refah Partisi ile ortaklık kurdu. Fakat iktidar paylaşımının ortaya çıkması için etkili bir görüşme yapılmadı. Dolayısıyla bu aksiyon göstermelik olarak kabul edildi ve kaçınılmaz bir şekilde Arnavutlar arasında hoşnutsuzluk patlak verdi. Bu noktada Arnavutların Demokratik Refah Partisi’nin itibarı zarar gördü ve seçimleri kaybetti. Bundan sonra, Arnavut Demokrat Partisi kuruldu ve Makedon partileri, ilk başta bu partinin dahline sıcak bakmasalar da yavaş yavaş sürecin ileriki dönemlerinde koalisyona davet ettiler. Fakat Makedonların bu çabaları etnik Arnavutların devlet aygıtına dahil edilmesinin önemine katkıda bulunmuyordu, bundan ötürü bu süreç bir güç paylaşımı süreci olarak değerlendirilmemelidir.

Bu süreci takiben 2001 yılında büyük karışıklıklar ortaya çıkmış: Arnavutlar ve Makedonlar arasında bazı çatışmalar yaşanmış ve zamanla bunlar şiddete dönüşmüştür. 2001 yılında aylarca süren çatışmaların ardından iki Makedon partisi ve iki Arnavut partisi, anlaşmazlığı yatıştıran ve istikrarın, etnik çeşitliliğin yönetilmesinin ve güç paylaşımının önünü açan Ohrid Çerçeve Anlaşması’nı Avrupa Birliği delegasyonlarının ve Makedonya Cumhurbaşkanı’nın denetiminde imzalamışlardır. Bu gelişmeyle parlamenter demokrasi, konsosiyasyonel unsurlara sahip parlamenter model adı verilen benzer bir modele dönüştürülmüştür. Arnavutların Parlamento ve kamu yönetimindeki etkisi artmış ve bu değişim için anayasada büyük düzenlemeler yapılmıştır. Ohrid Anlaşması, Arnavutlar için koalisyon, dengeli temsil, veto hakları ve kısmi özerklik kurmayı amaçlamıştır.[iii]

Çatışma sonrası hükümet, Demokratik Bütünleşme Birliği adlı yeni kurulan Arnavut Partisi ile kurulabilmiştir. Fakat anlaşmazlıklar dinmemiş ve gerginlikler 2006 yılına kadar sürmüştür. Söz konusu yılda gerçekleşen seçimler için ikinci büyük Arnavut partisi koalisyona davet edilmiştir. Bu durum ülkedeki en büyük Arnavut partisi olan Demokratik Birlik İçin Entegrasyon tarafından kınanmıştır. Fakat seçim yaklaştıkça fark edildi ki DBE partisi çoğunluk açısından baskın durumdaydı.[iv] Bu bağlamda söz konusu sistem aslında çok da sağlam dinamiklere oturmamaktaydı. Şüphesiz partiler, Arnavutlar ve diğer azınlıkların bir kısmı, devlet içerisindeki temsil seviyelerini yukarı çekmek için çaba göstermişlerdir. Ancak bu uygulama süreci, daha küçük gruplar için yeterli koruma mekanizmaları tahsis edemediği için cumhuriyetin çok uluslu karakterinde sıkıntı yaratmıştır. Bu nedenle yıllardan beri süregelen düşmanlıklar devam etse de taraflar arasındaki çatışma nispeten bastırılmıştır.

Ülkede temsil edilmemekten memnun olmayan halen çok sayıda başka küçük grup vardır. Kuzey Makedonya’nın artık millet-devlet olmaktan çıkıp iki uluslu komplike bir devlet olduğunu düşünülmektedir. Bu durum bazı radikal kesimler tarafından kolayca başka yerlere çekilip tehlikeli bir kampanya haline getirilebilir. Ülkenin devlet binalarında Makedonca ile birlikte bulunan Arnavutça yazılar, sayısız insanı, özellikle Makedonları, şüphesiz sinirlendirecektir. Yine de sistem zayıf görünse de uluslararası toplum bu uygulamanın Kuzey Makedonya’da barışı kalıcı hale getirdiğini ve potansiyelini koruduğunu belirtmektedir.

Birçok kişi anlaşmayı bir taviz olarak görmektedir. Ancak barışa giden yolda buna ihtiyaç duyulmaktadır. İnsanları ilgilendiren meselelerde, özellikle politikada, her zaman boşluk ve anlaşmazlık vardır ve hiçbir şey mükemmel değildir. Bu mesele spesifik olarak etnik yapıları ilgilendiriyorsa sağlıksız sonuçlara sebebiyet verebilir. Son on yılda politik açıdan da göreceli bir stabilite olduğu düşünülürse, söz konusu sistem güzel bir emsal niteliği taşımaktadır, lakin işleyebilirliği açısından şüpheler mutlaka olacaktır. Nihayetinde ülke içinde iki grup arasındaki ayrımlar ve gerginlikler devam edecektir.


[i] “North Macedonia”, Minority Rights Group, https://minorityrights.org/country/macedonia/, (Erişim Tarihi: 03.10.2024).

[ii] “A Guide to the United States’ History of Recognition, Diplomatic, and Consular Relations, by Country, since 1776: North Macedonia”, Office of the Historian, https://history.state.gov/countries/macedonia, (Erişim Tarihi: 03.10.2024).

[iii] Sasho Rıpıloskı&Stevo Pendarovskı, “Macedonia and the Ohrid Framework Agreement: Framed Past, Elusive Future”, PERCEPTIONS: Journal of International Affairs, 18(2), s. 137.

[iv] “Chronology for Albanians in Macedonia”, Minorities at Risk Project, https://webarchive.archive.unhcr.org/20230521080008/https://www.refworld.org/docid/469f38b7a.html, (Erişim Tarihi: 03.10.2024).

Erdem Baran ALKAN
Erdem Baran ALKAN
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

Benzer İçerikler