Kutuplar; Rusya ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) arasındaki yıllardır süren gerilimlerin taşındığı yeni bir bölge olarak son yıllarda göze çarpmaktadır. Enerji kaynakları ve konumu sebebiyle stratejik bir bölge olan kutuplardaki NATO ve Rusya rekabeti gittikçe çekişmeli bir hal almakta ve Çin’in Rusya’yla kutuplarda işbirliği yapıp yatırımlar yapması durumu daha da gerginleştirmeye başlamıştır. Bölgede hakimiyet kurmayı henüz iki tarafta başarabilmiş değildir, ancak üslerin ve merkezlerin konumlandırılmasıyla gelecekte kutuplarda Soğuk Savaş benzeri bir rekabet mümkün olabilir.
Rusya’nın kutuplardaki emellerinin temelini Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dönemine ve hatta daha öncesine bile götürebilmek mümkündür. SSCB, bölgeyi ekonomik çıkarları için kullanabileceğinin farkındaydı, ancak zorlu ekonomik koşullar teknolojinin yetersizliğiyle henüz kontrol altına alınamamıştı. 2000’ler sonrası durum değişmiş, Rusya kutuplardaki politikalarını yeniden şekillendirmek suretiyle NATO’yla rekabetini derinleştirmiştir. 2005 yılından beri Rusya, eski Sovyet döneminden kalma askeri üsleri tekrar açmış ve yenilemiştir. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri (ABD) sensörlerinden ve savunmalarından kaçmak için tasarlanmış yeni hipersonik füzeler geliştirmiştir.[i]
Soğuk Savaş boyunca NATO’nun teknolojik olanakları sınırlı da olsa bölgedeki varlığı, Rusya’nın stratejik çıkarlarına meydan okuyan bir unsur olarak değerlendiriliyordu. Günümüzde de NATO’nun bölgedeki varlığı, kutuplarda süregelen rekabette bir denge unsuru olarak öne çıkmaktadır. Arktik Konseyi bağlamında sekiz ülkenin kutuplardaki varlığı görülebilmekte ve ABD de üye ülkelerden birisidir. Ancak bazı uzmanlara göre Rusya’nın kutuplardaki askeri varlığına yetişmek için Batı’nın en az on yıl süreye ihtiyacı vardır.[ii] Nitekim Rusya şu anda kutuplarda NATO’dan daha fazla askeri üsse sahiptir.
Kutuplar enerji kaynağı olarak zengin bir potansiyele sahiptir. Nitekim 90 milyar varil petrol ve 1,669 trilyon küp doğalgaz olduğu tahmin edilmektedir.[iii] Rusya ekonomisinin büyük bölümünü enerji sektörü özellikle petrol ve doğalgaz oluşturduğu düşünüldüğü zaman kutuplar, Rusya için çok büyük bir ekonomik kaynak teşkil etmektedir. Rusya ekonomisinin sınırları ve petrol-doğalgaz kaynaklarının tükenebileceği göz önüne alındığında kutuplardaki bu kaynaklara erişim, gelecekte Rusya ekonomisinin büyümesini mümkün kılabilir. Dahası bu kaynaklara erişim, Rusya’nın gelecekte Suudi Arabistan, Kafkasya ve Norveç gibi petrol devlerinin yerini almasına bile olanak verebilir.
Rusya’nın bu kaynaklara erişimi NATO için potansiyel bir tehdit olarak görülebilir. Bu açıdan bölgedeki NATO hakimiyeti, Rusya ekonomisinin geleceği için bir risk oluşturabilir. Bu çekişmeden Avrupa ülkelerinin etkilenmemesi pek olası görünmemektedir. Nitekim Rusya’nın kutuplardaki hakimiyeti, Avrupa ülkeleri için özellikle Norveç, Finlandiya ve İzlanda gibi kutuplara yakın ülkelerde baskı yaratabilir.
Kutuplardaki bir diğer potansiyel ise taşımacılık sektörünü kapsamaktadır. Kutuplardaki buzulların artık daha hızlı erimesi Kuzey Denizi Rotası için önemli bir değişikliğe yol açmaktadır. Bazı analistlere göre, bu buzulların erimesi, Kuzey Deniz Rotası’nın (NSR) ticari olarak kullanılabilirliğini öne sürmesine yol açmıştır. Çünkü bu rotayla nakliye mesafeleri %40’a kadar kısalabilir.[iv] Nitekim Rusya’nın kutuplardaki kontrolünün artması Kuzey Deniz Rotası üzerinde de önemli bir söz sahibi olabileceği anlamına gelebilir. Bu rotanın gittikçe artan önemi düşünüldüğü zaman Çin’in Rusya’ya kutuplarda yatırım yapması, Çin’in uluslararası ticaretteki konumunu sağlamlaştırması açısından rasyonel bir durum olarak değerlendirilebilir.
Askeri açıdan kutuplar, Rusya için stratejik bir konumdadır. En önemli amaç, NATO’yla olası bir çatışmada Kola Yarımadası’nda bulunan balistik füze denizaltı (SSBN) gücünün ikinci vuruş kapasitesini güvence altına almaktır. Bu bölge, Rus Donanması’na ait on bir balistik füze denizaltısından yedisine ev sahipliği yapmaktadır. Diğer bir kritik amaç ise olası bir NATO çatışmasında Rusya’nın Kuzey Atlantik ve Avrupa Arktik bölgesinde operasyon yapabilme yeteneğini korumaktır.[v] Buradan Rusya’nın kutuplardaki politikasının şekillenmesinde NATO’yla olan gerilimlerin önemli bir yer edindiği görülebilir.
NATO ise Rusya’nın bu askeri varlığı karşısında geri adım atacak gibi görünmemektedir. Yakın zamanda NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Rob Bauer, NATO’nun bölgedeki müttefiklerinin çıkarlarını koruyacağına dair bir açıklama yapmıştır.[vi] Gelecekte NATO’nun kutuplardaki askeri üs sayısını artırması fazlasıyla olası görünmektedir. Çünkü Rusya’nın kutuplardaki askeri yatırımlarını devam ettirdiği görülmektedir. Ancak Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Rus ekonomisinde ve askeri alanda yarattığı yük hafife alınmamalıdır. Bu da Rusya’nın en azından savaş bitene kadar kutuplardaki projelerini etkileyebilir.
Çin ise bu çekişmede Rusya’nın yanında konumlanan bir diğer süper güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Çin, kutuplardaki bu mücadeleye dahil olmanın fazladan bir güvenlik sorunu oluşturabilme ihtimalinden dolayı Rusya’yı bölgede ekonomik anlamda yatırımlarla desteklemektedir. Çin’in bu stratejisi, yakın çevredeki güvenlik sorunlarını hafifletmek ve Rusya’yla kaynak çıkarmak ve altyapı geliştirme konularında işbirliği yaparak bunlardan çıkar elde etmeyi amaçlamaktadır.[vii] Bu bağlamda Çin’in NATO ülkeleriyle olan ilişkileri sarsmak istemediği, ancak Rusya’yla olan işbirliğini ilerletmek istediği görülebilir. Dahası Çin’in kaynak potansiyeli olan ve NATO ve Rusya’nın çoktan konumlandığı bir bölgede varlığını hissettirmesi de süper güç olma yolundaki kararlılığının birer göstergesidir.
Çin’in kutuplardaki yatırımlarının önemli bir parçasını dijitalleşme oluşturmaktadır. Bu bağlamda Çin, Kuzey Deniz Rotası’nı fiber optik kablolar yardımıyla dijitalleştirmeyi amaçlamaktadır. Dahası Çin, bölgeye polar uydular da konumlandırmakta ve bu sayede bölgedeki deniz ve buz hareketlerini takip edebilecek ve nakliye rotalarını izleyebilecektir. Ancak Çin’in Kuzey Kutbu’ndaki uydu kapsama alanı, Rusya’nınkini aşmış durumdadır. Bu yüzden Rusya’nın Kuzey Kutbu faaliyetlerinde Çin’in verilerine olan bağımlılığı artmıştır.[viii]
Çin yatırımlarının çeşitli alanlara yayılması ve veri anlamında Rusya’yı kendine bağlaması gelecekte bölgedeki Çin hakimiyetini artırma potansiyeline sahiptir. Ancak şu anda Çin bölgede Rusya-NATO geriliminin gerisinde kalmayı tercih ediyor gibi görünmektedir. Nitekim Çin ile NATO üyesi ülkeler arasında büyük bir ticaret hacmi söz konusudur ve Çin, bunu tehlikeye atabilecek hamleler yapmaktan kaçınmaktadır.
[i] Kawoosa, V. M. (2022, November 16). Russia has more Arctic military bases than NATO – why it matters. Reuters. https://www.reuters.com/graphics/ARCTIC-SECURITY/zgvobmblrpd/, (Erişim Tarihi:25.10.2024).
[ii] Aynı yer.
[iii] McVey, R. A. (2022). Russian Strategic Interest in Arctic Heats Up as Ice Melts. LSE IDEAS. http://www.jstor.org/stable/resrep45246, (Erişim Tarihi: 25.10.2024).
[iv] Aynı yer.
[v] Rumer, E., Sokolsky, R., & Stronski, P. (2021, March 29). Russia in the Arctic—A critical examination. Carnegie Endowment for International Peace. Retrieved October 25, 2024, from https://carnegieendowment.org/research/2021/03/russia-in-the-arctica-critical-examination?lang=en, (Erişim Tarihi: 25.10.2024).
[vi] “NATO will defend Allied interests in the Arctic” says Chair of NATO Military Committee. (2024, October 21). NATO. https://www.nato.int/cps/en/natohq/news_229940.htm, (Erişim Tarihi: 25.10.2024).
[vii] Odgaard, L. (2024, August 5). Russian-Chinese cooperation in the Arctic: Will NATO step up to the challenge? The Asan Forum. https://theasanforum.org/russian-chinese-cooperation-in-the-arctic-will-nato-step-up-to-the-challenge/, (Erişim Tarihi: 25.10.2024).
[viii] Aynı yer.