Katar’ın ulusal güvenliğinin sağlanması büyük ölçüde Ortadoğu’nun jeopolitik durumuna bağlıdır. Bu bağlamda Katar’ın geliştirdiği savunma stratejisinin iki temel bileşenden oluştuğunu belirtmek gerekir. Birincisi Katar, ülkenin savunma yeteneklerini geliştirmek adına muazzam kaynaklar ve bütçeler ayırmaktadır. Örneğin 2009 yılında Katar, küresel pazarda savunma alanında en fazla ithalat yapan ilk 20 ülke arasında yer alırken, 2018 yılında bu listede 8. sıraya yükselmiştir. Rakamlarla ifade edecek olursak Katar, 2009 yılında 700 milyon dolar değerinde silah ithal etmişken 2018 yılında bu rakam 2,6 milyar dolara yükselmiştir. 2,6 milyon nüfusa sahip olmasına rağmen Katar’ın savunma ithalatının daha artacağı söylenebilir. Bir diğer ifadeyle Katar’ın önümüzdeki 10 yıl içerinde 28 milyar değerinde silah ithal etmesi beklenmektedir.[1] Katar’ın askeri harcamalarında görülen hızlı artış, öncelikle bölgesel istikrarsızlıkla birlikte Suudi Arabistan’la olan siyasi anlaşmazlıklarından kaynaklanmaktadır.
Katar’ın geliştirdiği savunma stratejisinin ikinci temel bileşeni ise ittifak kurma veya büyük güçlerin arkasına sığınma stratejisidir. Katar, coğrafi ve nüfus açısından küçük ülkeler kategorisinde yer aldığından ulusal güvenliğini tek başına sağlayamaz. Ayrıca Doha’nın Ortadoğu ihtilafları bağlamında tarafsız kalmayı seçmesi de mümkün değildir. Çünkü Katar’ın bu tür bir tarafsızlık durumu, bölgedeki komşu devletler tarafından dikkate alınmayabilir. Bir başka ifadeyle Katar’ın tarafsızlık statüsüne sahip olması ne bölge ülkeleri için bir caydırıcılık kaynağı olabilir ne de onların Katar topraklarına girmesine engel olabilir. Dolayısıyla uzun yıllardır çok taraflı askeri ortaklık stratejisi geliştiren Katar, İngiltere ve Fransa’nın yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile de yakın bir askeri işbirliğine sahiptir. Diğer taraftan Rusya ile olan askeri bağları da ihmal edilemez olmakla birlikte sınırlı kalmaktadır. Diğer Körfez monarşilerinde olduğu gibi Katar da güvenliğini koruma konusunda öncelikle ABD’ye bağımlı bir ülkedir. 1992 yılında Katar ve ABD arasında on yılda bir yenilenmek üzere bir Savunma Paktı imzalanmıştır. Günümüzde Katar’ın başkenti Doha’nın 30 kilometre güneybatısındaki ABD’nin El Udeyd Hava Üssü’nde çoğunluğu hava kuvvetlerine mensup 13 bin civarında Amerikan askeri bulunmaktadır. Katar’ın savunma politikasının kısaca özeti budur. Ancak 25 Ocak 2018 tarihinde Katar’ın Moskova Büyükelçisi Fahad Bin Muhammed El Attiya, Doha’nın S-400 Hava Savunma Sistemi için Moskova ile görüşme yaptığını açıklamıştır. O günden bu yana Katar’ın S-400 müzakereleri çeşitli tartışmalara yol açmıştır.
Son iki yıl içerisinde Katar’ın savunma harcamalarındaki hızlı artışın sebeplerinden bir diğeri de 2017 yılında Körfez Ülkeleri ile patlak veren diplomatik krizdir. 2017 yılının Haziran ayında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır, Katar’la diplomatik ilişkilerini kesmiş, Katar uçakları ve gemilerinin kara ve deniz yollarına girmelerini yasaklamışlardır. Böylelikle Katar abluka altına alınmıştır. Diğer yandan ABD Başkanı Trump’tan da ablukayı başlatan Körfez Ülkeleri’ne Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımla destek gelmiştir.[2]
Söz konusu abluka, Katar’ı tehdit algılamalarını gözden geçirmeye ve egemenliğini korumak için yeni bir strateji geliştirmeye zorlamıştır. Ablukanın yarattığı yeni stratejik çevre, Katar için tehditlerin daha çok Körfez’deki komşu ülkelerden geldiğini göstermiştir. Ayrıca Trump’ın Katar’ı hedef alan açıklamasıyla bir anda Doha yönetimi ülke güvenliği açısından en önemli destekçisi ve koruyucusunu kaybetmiştir. Bu nedenle geçmişi tekrarlamaktan kaçınmak isteyen Katar, Türkiye’den başlayarak diğer güçlerin de yardımını aramak için yola çıkmıştır. S-400 müzakereleriyle ilgili durumun ortaya çıkmasının sebebi de esasında budur. Katar’ın S-400 müzakerelerine Suudi Arabistan’dan sert tepki gelmiştir. Fransız Le Monde gazetesi, Suudi Arabistan’ın Katar’ı S-400 Hava Savunma Sistemi’ni tedarik etmesi halinde askeri güç kullanacağı konusunda tehdit ettiğini yazmıştır. Habere göre Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a gönderdiği mektupta, Katar’da S-400’ün bulunmasının Suudi Arabistan’ın hava sahasının güvenliğini etkileyeceğini ve bölgedeki gerginliğin tırmanma riskini artıracağını öne sürerek Katar’ı bu niyetinden vazgeçmeye ikna etmesini istemiştir. O dönemde Moskova bu haberle ilgili resmi bir açıklama yapmamıştır. Ancak Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komisyonu Başkan Yardımcısı Aleksey Kondratyev, Riyad’ın bu tutumunun Moskova’nın Doha’ya S-400 Hava Savunma Sistemi’ni temin etme planını etkilemeyeceğini söylemiştir. Konuyla ilgili konuşan Kondratyev, “Rusya kendi çıkarlarını takip ediyor, Katar’a S-400 Hava Savunma Sistemi’ni tedarik ediyor ve devlet bütçesinde para kazanıyor. Suudi Arabistan Kralı’nın Katar’a karşı askeri güç kullanmakla tehdit etmesi bir ‘şantaj unsuru’ olarak değerlendirilir.” ifadesini kullanmıştır.[3]
Durumla ilgili bazı analistler, Katar’ın S-400 satın almasıyla ilgili Riyad’ın göstermiş olduğu tepkilerin ve almış olduğu pozisyonun ABD’yle koordineli olduğunu savunmuşlardır. Bu yaklaşıma göre Washington, silah ticareti piyasasındaki “hedef kitlesini” kaybetmek istememektedir ve bu nedenle Suudi Arabistan, ABD’nin güdümü altında Katar’a baskı yapmaya devam edecektir. Ancak Katar’ın silah ithalatında Rusya ve ABD’nin elde etmiş olduğu konum birbirleriyle karşılaştırılamaz. Çünkü Katar geleneksel olarak yalnızca Batı ülkelerinden silah almakta ve ülkenin hava kuvvetleri yalnızca Amerikan, İngiliz ve Fransız askeri uçaklarıyla donatılmaktadır. Böyle bir durumda ABD’nin silah ticareti piyasasında önemli yer tutan Körfez’deki geleneksel müttefiklerini kaybetmekten endişe etmesi inandırıcı değildir. Ayrıca, aşağıdaki nedenlerden dolayı Katar’ın S-400 satın alma konusunda kararlı olduğunu söylemek pek mümkün değildir:
- 2017 yılının ikinci yarısından bu yana Doha, askeri teçhizat ve silah alımı için Batı’yla bir sözleşme paketi imzalamıştır. Özellikle ABD ile 12 milyar dolarlık 30 tane F-15 savaş uçağı alımı için anlaşma yapmıştır, ayrıca İngiltere ile de 24 savaş uçağı için 5 milyar dolarlık bir anlaşma imzalamıştır.[4] Söz konusu silahlar Rus S-400 Hava Savunma Sistemi ile uyum sağlamamaktadır.
- Katar’daki savaş uçaklarının çoğunluğu B-1 bombardıman uçaklarından ve KC-135R ile KC-10A jet tankerlerinden oluşmaktadır. El Udeyd Hava Üssü’nü korumak için Patriot Hava Savunma Sistemi kullanılmaktadır. Bu nedenle ABD’nin Katar’ın S-400 Hava Savunma Sistemi’ni ülkesine konuşlandırmasına izin vermesi beklenemez. Bir diğer ifadeyle ABD, Rus askerlerinin S-400 Hava Savunma Sistemleri’nin konuşlandırılması, teknik bakımlarının yapılması ve Katar Ordusu’nun bu konuda eğitilmesi için ülkeye girmesini asla istemeyecektir.[5]
- Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed El Sani’nin iktidarı ve ailesinin güvenliği, Rusya’ya değil ABD’ye bağlıdır. Bu nedenle Şeyh Temim’in ABD’nin çıkarlarına aykırı hareket etmesi, Washington yönetiminin Katar’da iktidar değişimi için harekete geçmesine zemin hazırlayabilir.
- Katar, S-400 Savunma Sistemi’ni satın alması halinde bile Suudi Arabistan tehdidi karşısında kendi güvenliğini tek başına sağlayamayacaktır. Bir başka ifadeyle hava savunma sistemleri, küçük Katar topraklarının özellikle Suudi Arabistan tarafından işgal edilmesini tek başına engelleyemez. Dolayısıyla Doha yönetiminin S-400 Hava Savunma Sistemi’ni satın alma yönünde bir irade göstermesi, Katar açısından ulusal güvenliğin daha da güçlendirilmesi adına değil daha çok siyasi bir amaca hizmet etmek için alınmıştır.
Katar’ın S-400 satın alma müzakerelerindeki en önemli nokta, ABD Başkanı Donald Trump’ın Katar’la ilgili fikrinin değişmiş olmasıdır. Çünkü Katar’ın Moskova Büyükelçisi Attiya, Doha’nın S-400 Hava Savunma Sistemi için Moskova ile görüşme yaptığını açıkladığı 25 Ocak 2018 tarihinde Trump artık Katar’ı terörizmi finanse etmekle suçlamamaktaydı. Hatta 15 Ocak 2018 tarihinde Katar Emiri Şeyh Temim’le telefon görüşmesi yapan Trump, Katar’ın “terörizm ve aşırılıkçılıkla” mücadele çabalarına övgüde bulunmuştur.[6] 10 Nisan 2018 tarihinde Şeyh Temim’i Beyaz Saray’da ağırlayan Trump terörün finansmanı konusuna değinerek, “İlgili olduğumuz birçok ülkede terörizmin finansmanının sona erdiğinden emin oluyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar ve bazı diğer ülkeler terörün finansmanını sona erdiriyor.” demişti.[7]
Buradan anlaşılan şudur ki Katar’ın S-400 Hava Savunma Sistemi yüzünden ABD ile bir gerginlik yaşadığı söylenemez. 2019 yılının Şubat ayında Katar’ın S-400 müzakerelerinin devam etmekte olduğu yönündeki haberler tekrar gündeme gelmiştir. Bu sefer gelişmeler öncekinden farklı bir şekilde devam etmiştir. 23 Şubat 2019 tarihinde yayınlanan haberlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakında Katar’a resmi bir ziyaret gerçekleştireceği belirtilmiştir. Rusya’nın Katar Büyükelçisi Nurmuhammet Holov, Putin’in Katar ziyareti hazırlıklarının sürmekte olduğunu bildirmiştir.[8] Holov görüşmeler sırasında S-400 meselesinin de masaya yatırılacağını dile getirmiştir.
Beyaz Saray’ın bu gelişmelere ses çıkarmamasının arkasında başka nedenlerin yattığı söylenebilir. Daha önce Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman da S-400 sistemlerini satın alma konusunda Rusya lideri Vladimir Putin’le müzakereler yapmıştı. Dolayısıyla Beyaz Saray daha önce Körfez Krizi’ni çözme konusuna pek sıcak bakmadığı gibi muhtemelen bölgedeki müttefikleri arasındaki gerginliğin devam etmesi ve bu güçler arasındaki askeri savunma dengesinin sağlanması için Katar’ın S-400’le ilgili açıklamasına tepki göstermemiştir.
Ayrıca 2019 yılının Ocak ayında ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Ortadoğu ülkelerine gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında Doha’da mevkidaşı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman El Sani ile bir araya gelmiştir ve Katar’ın El Udeyd Hava Üssü’nde ABD’nin 13 bin askerini ağırlamakta olduğu için minnettar olduklarını ifade etmiştir. Pompeo’nun ziyareti sırasında düzenlenen “2. ABD-Katar Stratejik Diyalog” toplantısının ardından El Udeyd Hava Üssü’ndeki askeri varlığı güçlendirmek amacıyla bir mutabakat zaptı imzalanmıştır.[9] Özetle, ABD ve Katar arasındaki son gelişmeler ülkenin güvenliğini garanti altına alan El Udeyd Hava Üssü’ndeki askerlerin sayısının artacağına işaret etmektedir. Böyle bir durumda ABD’nin kullandığı savunma sistemleriyle uyuşmayan S-400’lerin satın alınması mümkün görünmemektedir.
[1] Ben Moores, “Tensions Between Saudi Arabia And Qatar Drive Defence Export Growth”, IHS Markit, https://ihsmarkit.com/research-analysis/saudi-arabia-qatar-tensions-drive-defence-export-growth.html, (Erişim Tarihi: 20.02.2019).
[2] @realDonaldTrump, “So good to see the Saudi Arabia visit with the King and 50 countries already paying off. They said they would take a hard line on funding…”, Twitter, 6 Haziran 2017, https://goo.gl/zAgmJF, (Erişim Tarihi: 23.02.2019).
[3] “Russia ‘To Supply S-400 System to Qatar’ Despite Saudi Position”, Al-Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2018/06/russia-supply-400-system-qatar-saudi-position-180602195629315.html, (Erişim Tarihi: 26.02.2019).
[4] “Qatar Agrees to Buy 24 Jet Fighters from the UK”, The Sun Daily, https://www.thesundaily.my/archive/qatar-agrees-buy-24-jet-fighters-uk-DTARCH483349, (Erişim Tarihi: 26.02.2019).
[5] “Al Udeid Air Base, Qatar”, Global Security, https://www.globalsecurity.org/military/facility/udeid.htm, (Erişim Tarihi: 26.02.2019).
[6] “Donald Trump Thanks Qatar For Combating ‘Terrorism’”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2018/01/donald-trump-qatar-combating-terrorism-180115194455464.html, (Erişim Tarihi: 26.02.2019).
[7] “Son Dakika: Trump, Katar Emiri Şeyh Temim İle Görüştü”, Sabah, https://www.sabah.com.tr/dunya/2018/04/10/son-dakika-trump-katar-emiri-seyh-temim-ile-gorustu, (Erişim Tarihi: 26.02.2019).
[8] Mustafa Kamel, “Putin To Visit Qatar ‘Soon’: Russian Envoy”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/en/middle-east/putin-to-visit-qatar-soon-russian-envoy/1400837, (Erişim Tarihi: 25.02.2019).
[9] “Katar İle ABD Arasında Mutabakat Zaptı İmzalandı”, Hürriyet, http://www.hurriyet.com.tr/dunya/katar-ile-abd-arasinda-mutabakat-zapti-imzalandi-41081920, (Erişim Tarihi: 26.02.2019).