Jeopolitik Etkileri Bağlamında Gürcistan Protestoları

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Gürcistan, 6-10 Mart 2023 tarihleri arasında şiddetli protestolara tanıklık etmiştir. Protestoların nedeni Gürcistan Parlamentosu’ndan geçirilmek istenen Yabancı Etkinin Şeffaflığı Hakkında yasa tasarısına karşı başlatılan protestolardır. Zira yasanın bir Rusya yasası olduğu iddiaları gündeme gelmiştir. Bu nedenle sokağa dökülen protestocular, 8 Mart Kadınlar Günü’ndeki yürüyüşle birleşmiş ve olaylar genişlemiştir. Kuşkusuz söz konusu olayları, sadece Gürcistan’ın bir meselesi olarak okumak eksik ve yanlış olacaktır.

Hatırlanacağı üzere Gürcistan, 2003 yılında Mihail Saakaşvili öncülüğündeki Gül Devrimi’ne sahne olmuştur. Bu süreçten sonra Tiflis yönetimi, yüzünü Batı’ya dönmüştür. Post-Sovyet coğrafyada yaşanan gelişmenin Rusya’yı rahatsız ettiği aşikardır. 2008 yılına gelindiğinde ise Rusya-Gürcistan Savaşı yaşanmış ve hem bölgesel hem de küresel jeopolitikte mühim bir kırılma yaşanmıştır.

Gürcistan, bahsi geçen dönemden sonra daha dengeli bir politika izlemeye yönelmiştir. Çünkü Rus Ordusu’nun Tiflis’e yaklaştığı ve Abhazya ile Güney Osetya’nın bağımsız hale getirilmeye çalışıldığı bir dönem yaşanmış ve Batı’nın desteği sınırlı düzeyde kalmıştır. Ardından da Gürcistan hem ekonomik sorunlarla boğuşmaya devam etmiş hem toprak bütünlüğü zarar görmüş hem de bu süreçte Avrupa, Rusya’yla olan ilişkilerini sürdürmüştür.

Mevzubahis durumun Gürcistan’da hayal kırıklığı yarattığını söylemek mümkündür. Özellikle de Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında Batı Dünyası’nın topyekun bir şekilde Kiev’i desteklemesinin Tiflis’teki kırgınlığı derinleştirdiği öne sürülebilir.

Rusya gibi bir gücün yanı başında olduğu gerçeğiyle hareket eden Tiflis yönetimi, Moskova’ya karşı doğrudan cephe alacak bir tavır takınmamaya özen göstermektedir. Zira realist açıdan bakıldığında, kaybedilmesi muhtemel bir çatışmaya girmenin doğru olmadığı aşikardır. Bu nedenle Gürcistan’ın ulusal güvenliğine zarar verecek bir adım atmadan aktörlerle olan ilişkilerini geliştirmeye çalıştığını ve Batı’nın kendisini Rusya’yla karşı karşıya getirecek politikalarına temkinli yaklaştığını belirtmekte yarar vardır.

Bununla birlikte salt Batı’ya bel bağlamak yerine değişen dünyada jeopolitik konumunu bir araç haline getiren Tiflis; Orta Koridor, Kuşak ve Yol Girişimi ve Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru (INSTC) gibi projeler kapsamında önemli bir merkeze dönüşmeyi hedeflemektedir.

Tiflis’in söz konusu politikası, aslında Batı’nın istemediği bir konumlanmayı içermektedir. Çünkü Gürcistan’ın güç dengelerini esas alarak hareket eden daha bağımsız ve özerk bir aktöre evrilmesi, Batı açısından hem Karadeniz hem de Güney Kafkasya bağlamında Rusya’nın çevrelenmesi boyutuyla önemli bir kayıptır. Ayrıca Gürcistan’da Kuşak ve Yol Girişimi ve INSTC kapsamında farklı aktörlerin artan etkisi de Batı’yı endişelendirmektedir.

Bu noktada açık bir şekilde Gürcistan’daki protestoların bir jeopolitik kırılmanın yansıması olduğu iddia edilebilir. Bilhassa bir protestocuya ait olduğu iddia edilen “Hepimizin bildiği gibi bu bir Rus yasası. Eski Sovyetler Birliği’nin bir parçası olmak istemiyoruz. AB’nin bir parçası olmak istiyoruz. Batı’ya yakınlaşmak istiyoruz.” sözleri, dış politikanın ve dolayısıyla jeopolitiğin sokağı nasıl etkilediğini özetlemektedir.[1]

Bilindiği gibi Amerika Birleşik Devletleri (ABD), protestolara dair tehditvari bir açıklama yapmıştır. Zira 7 Mart 2023 tarihinde yaptığı açıklamada ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Gürcistan’ın demokratikleşme yolunda önemli adımlar attığını, Avrupa-Atlantik Dünyası’yla yakınlaştığını; ancak bu durumun değişmekte olduğunu ve insanların demokratik haklarını kullanmasının engellenmesi halinde kullanabilecekleri araçlarının bulunduğunu dile getirmiştir.[2] Bu durum, “yaptırımları” bir araç olarak kullanma potansiyeli olan ABD’nin rahatsızlığını gözler önüne sermektedir.

ABD’ye paralel bir şekilde Avrupa Birliği (AB) de söz konusu yasa tasarısına karşı olduğunu duyurmuştur. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, yasayı Gürcü halkı için kötü bir gelişme şeklinde tanımlarken; yasa tasarısının AB’nin değer ve standartlarıyla uyuşmadığının altını çizmiştir. Bu bağlamda yasanın “Gürcistan’ın AB’ye katılma hedefine aykırı” olduğu ve ilişkileri etkileyeceği açıklamıştır.[3]

Rusya ise mevzubahis protestolardan rahatsızdır. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Gürcistan’daki olayların kendisine 2014 yılındaki Ukrayna’da yaşanan ve Kremlin dostu bir hükümeti deviren protestoları hatırlattığını söylemiştir. Ayrıca olayları, Rus sınırlarında gerginlik yaratmak amacıyla planlanan bir darbe girişimine benzetmiştir.[4] Diğer taraftan Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, yasayla ilgilerinin bulunmadığını ve kendilerinin bir hatasının bulunmadığını dile getirmiştir.[5] Peskov, Batı’yı kastederek “görünmez olmayan bir elin” protestolara Rusya karşıtı unsurları dahil etmek istediğini iddia etmiştir. Buna ek olarak Rusya, Abhazya ve Güney Osetya’ya karşı provokasyon riski nedeniyle de tedirgindir.[6]

Ayrıca belirtmek gerekir ki Çin, Gürcistan’a son dönemde daha fazla önem vermeye başlamıştır. Kuşak ve Yol Girişimi’nde Orta Koridor’un Karadeniz üzerinden Avrupa’ya uzanan merkezlerinden biri olan Gürcistan; jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik açıdan mühim bir aktördür. Güney Kafkasya’da artan ticaret ve daha çok tartışılmaya başlanan koridorlar, Gürcistan’ı bağımsız politika izlemesi noktasında teşvik etmektedir. Pekin’in dünyayla kurduğu ilişkiler, Washington’u rahatsız ederken; ABD, Gürcistan’da artan Çin yatırımlarını, bölgeyi bir rekabet alanına dönüştürme konusunda argüman olarak kullanmaktadır.[7]

Neticede Gürcistan, dünya sisteminde yaşanan değişim ve dönüşümden etkilenmektedir. Bu süreçte Tiflis’in 2008 yılında yaşadığı hayal kırıklığını ve ulusal çıkarlarını göz önünde bulundurarak politika geliştirmesi ise Batı tarafından olumsuz karşılanmaktadır. Vurgulamak gerekirse Batı’nın endişesi, Gürcistan’daki nüfuz araçlarının zayıflamasıdır. Rusya ise Tiflis’in Batı’yla olan ilişkilerinin gerilmesinden memnundur. Çin de ikili ve bölgesel bazda ilişkilerini ve ticari hacmini arttırmaya çalışmaktadır. Bütün bu veriler ise Gürcistan’daki gelişmelerin yalnızca bir iç siyasi gelişme olarak yorumlanmasının önüne geçmektedir.


[1] “Gürcistan’da ‘Yabancı Ajan Yasa Tasarısı’ Protestoları Sürüyor; Polis, Eylemcileri Tazyikli Suyla Dağıttı”, BBC Türkçe, https://www.bbc.com/turkce/articles/cv2vjz0ygk4o, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[2] “Department Press Briefing-March 7, 2023”, U.S. Department of State, https://www.state.gov/briefings/department-press-briefing-march-7-2023/, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[3] “Georgia: Statement By the High Representative on the Adoption of the “Foreign İnfluence” Law”, European Union External Action, https://www.eeas.europa.eu/eeas/georgia-statement-high-representative-adoption-%E2%80%9Cforeign-influence%E2%80%9D-law_en, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[4] “Russia Denounces Georgia Protests as Coup Attempt”, Le Monde, https://www.lemonde.fr/en/international/article/2023/03/10/russia-denounces-georgia-protests-as-coup-attempt_6018876_4.html, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[5] “Kremlin Spokesman Says Unrest in Georgia Cause for Concern, not Russia’s Fault”, TASS, https://tass.com/politics/1586441, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[6] “Kremlin Points to ‘Visible Hand’ Seeking to Add Anti-Russia Elements to Georgia’s Unrest”, TASS, https://tass.com/politics/1587009, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[7] “Interest in Georgia’s Port Infrastructure up 250% Amid Ukraine War”, Agenda.ge, https://agenda.ge/en/news/2022/952, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika UzmanıDr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.

Benzer İçerikler