Japon kültürü, özgünlüğü ve uzun yıllar boyunca korunmuş öğeler içermesiyle bilinmektedir. Son yıllarda ise yemek ve sinema gibi birçok alanda uluslararası tanınırlığa ulaşmış ve geniş kitlelerce benimsenmiştir. Japonya, kültür endüstrisini sadece iç pazara değil dış pazara da ihraç etme konusunda stratejiler izlemektedir. Bu politikalar, gelişen teknoloji ve pratiklerle değişim göstermiştir.
Japonya’nın kültürel öğelerini tanıtma çabaları yıllar öncesine dayanmaktadır. 19. yüzyılın sonlarına doğru Paris ve diğer yerlerde düzenlenen Dünya Fuarları, Japonya’ya ait unsurları Batı Dünyası’na tanıtmak için erken bir fırsat sunmuştur. 20. yüzyılın ilk yarısında Japon kültürü Asya’da çeşitli bölgelere yayılmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından geçen ilk yıllarda, Japon dövüş sanatlarına ve bununla bağlantılı olarak Zen Budizmi’ne duyulan ilgi artmış ve bu durum felsefe, şiir, sinema ve sanatlar üzerinde belirgin bir etki yaratmıştır.[1]
Japonya’ya ait kültürel öğelerin ve pratiklerin uluslararası alanda tanınırlığının yeni bir trend olmadığı, aksine 100 yıl öncesinden beri var olan bir durum olduğu görülebilir. Asya’dan Avrupa’ya geniş bir coğrafyayı etkilemeye başlamış olup gittikçe globalleşen dünyada kültürün yayılması hız kazanmıştır. Bu durumda Japonya’nın tarihi ve kültürel mirasını uzun yıllar boyunca korumuş olmasının etkisi de bulunmaktadır.
Siyasi popüler kültürünün ulusötesi hareketi üzerine çalışan birçok akademisyen, bu sürecin siyasi ve ekonomik boyutlarını incelemiştir. Bu bağlamda Japon medya ürünlerinin küresel ölçekte yayılımının, kimi zaman Japonya’nın “yumuşak gücü” olarak tanımlanan, yeni bir kültürel emperyalizm biçimini temsil ettiğidir.[2]
Japon kültürünün uluslararası düzeyde yayılması ile Japonya’nın dünya üzerinde gittikçe artan teknolojik ve ekonomik etkisiyle paralellik gösterdiği görülebilir. Bu durum 1950’ler sonrasında Amerikan kültürünün birçok ülkede yayılması sırasında ekonomik açıdan büyüyen bir güç olması durumuna benzetilebilir. Ayrıca Japonya’nın kültür ihracatı sayesinde diğer ülkelerle arasında bir köprü kurmaya ve ilişkilerini derinleştirmeye çalıştığı da söylenebilir.
1960’larda başlayan Japon animasyon ihracatı gittikçe büyümektedir. Japon içerik endüstrisi, ihracat değeri açısından çelik endüstrisiyle rekabet edebilecek kadar büyümüştür. 2022 yılında Japon içeriklerinin yurtdışı satışları toplamda 4,7 trilyon yen olurken, çelik endüstrisi 5,1 trilyon yen ve yarı iletken endüstrisi 5,7 trilyon yenlik bir hacme ulaşmıştır. İçerik endüstrisi, anime ve diğer eserlere bağlı yerleri ziyaret eden turistler aracılığıyla da ekonomik faydalar sağlamaktadır.[3]
Japonya’nın animasyon ve içerik sektöründe özgün bir oluşuma sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Nitekim Japon animasyonlarının uluslararası alandaki tanınırlığı kitlelerce kabul edilmekte olup ülke içerisinde gittikçe büyüyen bir sektördür. Animasyon ve diğer içeriklerin Japonya ekonomisine olan katkısı ise her sene katlanarak artmakla birlikte bu sektör Japonya’nın dünya üzerindeki imajına olumlu katkılarda bulunmaktadır.
Japonya’nın popüler kültür ihraç etme konusundaki başarısı, çekici ürünler yaratmanın yanı sıra, pazarlamak ve yaymak için yenilikçi yöntemler geliştirmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, teknolojik gelişmelerden faydalanarak maliyetleri düşürmüş ve popüler kültür ürünlerini tüm ekonomik sınıflardan insanlara uygun fiyatlarla sunmuş ve ürünlerini dünya genelindeki orta sınıflara hitap edecek şekilde yerelleştirmiştir.[4]
Japonya’nın kültürel öğelerini uluslararası pazarda yaygınlaştırma başarısının altında ekonomik kısıtlamaları ortadan kaldıracak stratejiler izlemesi önemli bir rol oynamaktadır. Tüketimin büyük oranda orta sınıf tarafından gerçekleştirildiğinin bilincinde olup popüler kültür öğelerinin onların erişebileceği düzeyde pazarlamıştır. Diğer bir açıdan popüler kültürü olduğu gibi değil, pazar bazında uyarlamak için uğraşmış ve başarılı olmuşlardır.
Japon popüler kültürünün diğer pazarlarda daha başarılı olabilmesi için Japon ve yerel şirketler, ürünleri o ülkenin anadilinde çevirmek için işbirliği yapmışlardır. Japonya’nın popüler kültür patlaması, ülkenin imajı ve kimliği üzerinde son derece olumlu bir etki yaratmıştır. Çünkü Japonya, dünyaya göstermek istediği dikkatle seçilmiş bir imajı ihraç etmektedir. Bu imaj, popüler kültürün yüzeysel yönlerine ve ulusal kimliğe odaklanmaktadır.[5]
Japonya’nın kültür ihracatındaki diğer bir başarısının altında dil bariyerini ortadan kaldırması yatmaktadır. Bu sayede yayılması ve diğer ülkelerce benimsenmesi daha kolay bir hal almıştır. Dahası Japonya popüler kültür öğelerini uluslararası alanda bir Japon kimliği oluşturmak için de kullanmıştır. Bu kimliğin korunmuş geleneklerin sürdürüldüğünü gösterdiğini söylemekle birlikte Batı’dan farklı özgün bir Japon kültürünü de temsil ettiği görülebilir.
Japonya, popüler kültürü yerel taban seviyesinde geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmıştır; bu, genellikle büyük şirketler tarafından yönetilen Batı tarzı popüler kültürden farklıdır. Japon şirketleri, ürünlerini diğer ülkelere ihraç etmeden önce, yerel pazarlardan ulusal pazarlara doğru genişleyerek, uluslararası pazarlara açılmadan önce kendi iç pazarlarında neyin işe yaradığını belirlemişlerdir.[6]
Japon kültür öğelerinin özgünlüğünün yerel pazarlardan geldiği görülebilir. Japonya’nın bu stratejisinin Batı’dan farklı olmasının hem ulusal pazarın ihmal edilmemesi hem de yerel öğelerin korunmasına olanak tanıdığı söylenebilir. Halihazırda var olan kültürel öğelerin daha geniş kapsamlı bir ölçüde yeniden inşa edilmesi ve iç ve dış pazarlara sunulduğu görülebilir.
“Cool Japan” girişimi: Birleşik Krallık’taki Cool Britannia politikası, Japonya’nın Cool Japan hareketini içeren mevcut politikasına ilham vermiştir. Cool Japan fikrinin ilk kez önerilmesinden, Bakanlar Kurulu politikası haline gelmesinden ve Japonya’da kademeli olarak uygulanmaya başlanmasından bu yana on yıldan fazla bir süre geçmiştir. “Cool Japan”ın geniş konsepti, manga ve Japon animasyonu gibi alt kültür ürünlerinden geleneksel kültürel mirasa kadar Japon kültürünün tüm yönlerini kapsamaktadır.[7]
Japonya’nın kültür endüstrisinin gelişmesinde ve yayılmasında devlet desteğini görmek mümkündür. Bu durum Japonya’nın diğer kıtalarda etkili bir ülke konumunda olmak adına geliştirdiği politikaların bir parçası olarak görülebilir. Aynı zamanda Japonya’nın uluslararası alandaki imajına verdiği önemi de göstermektedir. Japon kültürünü diğer ülkelerin dilleri ve ekonomik sınıflarına adapte etme çabalarına benzer şekilde Birleşik Krallığın politikasını da Japonya’ya entegre etmişlerdir. Bu girişim Japon kültürünü Batı’da yaygınlaştırırken, aynı zamanda ekonomik katkı da sağlamaktadır.
[1] Mouer R, Norris C. Exporting Japan’s culture: From management style to manga. In: Sugimoto Y, ed. The Cambridge Companion to Modern Japanese Culture. Cambridge Companions to Culture. Cambridge University Press; 2009:352-368.
[2] Aynı yer.
[3] Times, J. (2024, June 8). Japan to boost support for anime and manga exports. The Japan Times. https://www.japantimes.co.jp/news/2024/06/08/japan/japan-manga-anime-export/, (Erişim Tarihi: 23.12.2024).
[4] Lux, Gillianne, “Cool Japan and the Hallyu Wave: The Effect of Popular Culture Exports on National Image and Soft Power” (2021). East Asian Studies Honors Papers. 3. https://digitalcommons.ursinus.edu/eastasia_hon/3
[5] Aynı yer.
[6] Otmazgin, Nissim Kadosh. Regionalizing Culture: The Political Economy of Japanese Popular Culture in Asia. University of Hawai’i Press, 2014. JSTOR, www.jstor.org/stable/j.ctt6wqw63
[7] Cool Japan Strategy-Cabinet Office Home page. (n.d.). Cabinet Office Home Page. https://www.cao.go.jp/cool_japan/english/index-e.html, (Erişim Tarihi: 23.12.2024).