Analiz

Japonya ve Batı Dünyası Arasında “Tehlikeli” Savunma İşbirlikleri

ABD-Çin rekabeti, bölgedeki aktörlerin dış ve güvenlik politikalarına doğrudan etki etmektedir.
Pekin’e göre; Tokyo’nun Washington’la bu tür askeri ortaklıklar kurması, onu olası bir savaşta açık hedef haline getirmektedir.
Japonya, Batı’yla kurduğu koalisyonlarla Rusya, Kuzey Kore ve Çin’i sürekli ötekileştirmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2024 yılında Japonya’nın hem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hem Avrupalı aktörlerle geliştirdiği bir dizi yeni savunma-güvenlik ortaklıkları dikkat çekmektedir. Bunlardan en dikkat çekeni ABD, Japonya ve Güney Kore arasında 28 Temmuz 2024 tarihinde resmiyet kazanan Üçlü Güvenlik İşbirliği Çerçevesi (TSCF) olmuştur.[i] Bu belge, taraflar arasında üst düzey politika istişareleri, bilgi paylaşımı ve üçlü tatbikat alanlarını da kapsamaktadır. Diğer yandan Avrupa Birliği’nin de Japonya ve Güney Kore’yle savunma ortaklıkları kurmayı planladığı iddia edilmektedir.[ii] Halihazırda AB ülkelerinden Almanya, Fransa ve İtalya, 2024 yazında Japonya’yla ortak askeri tatbikatlara katılmayı kabul etmişlerdir.[iii]

“Özgür ve Açık Hint-Pasifik” kavramsallaştırması, Japonya’nın eski Başbakanı Şinzo Abe tarafından ortaya atılmış ve 2017 yılında ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya’nın Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD) çerçevesinde bir araya gelmesiyle bölgedeki savunma-güvenlik politikaları hız kazanmıştır. Bu tarihten itibaren Batılı aktörlerin Hint-Pasifik’e ilgisi yoğunlaşmış ve Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi demokratik aktörlerle ikili, üçlü ve dörtlü savunma-güvenlik diyalogları artmaya başlamıştır. Gelinen noktada bahsi geçen dört ülke, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Hint-Pasifik Dörtlüsü (IP4) olarak anılmaya başlanmıştır. Bu aktörler, 2022 yılından itibaren NATO’nun liderler zirvesine davetli olarak katılmışlardır.

2019-2020 yıllarından itibarense İngiltere dahil olmak üzere Avrupalı aktörler, Hint-Pasifik’teki ortak deniz tatbikatlarını genişletmiş ve aralarında Filipinler, Vietnam ve Avustralya’nın da bulunduğu bölge ülkeleriyle savunma bağlarını güçlendirmeye çalışmışlardır. Bu kapsamda Batı Dünyası içerisinde sınıflandırabileceğimiz Güney Kore, Japonya, İngiltere, Fransa, Kanada, Hollanda ve Almanya gibi aktörler, Hint-Pasifik’le ilgili strateji veya savunma belgeleri yayınlamış veya mevcut politikalarını revize etmişlerdir. Bu kapsamda özellikle Japonya, hazırladığı savunma stratejilerinde, “bölgesel güvenlik riskleri” olarak Tayvan, Çin, Kuzey Kore ve Rusya meselelerine yoğunlaşmıştır.  

Asya-Pasifik’teki ABD-Çin rekabeti, bölgedeki aktörlerin dış ve güvenlik politikalarına doğrudan etki etmektedir. Bunun en büyük etkisi de Japonya üzerinde görülmektedir. Son yıllarda sıkça dile getirilen yorumlara göre Tokyo, askerî açıdan pasifist yapısını terk ederek proaktif bir savunma anlayışına geçmektedir. ABD’yle birlikte aktif caydırıcılık ve entegre savunma gibi yenilikçi kavram ve stratejiler geliştiren Japonya’nın bu hazırlıkları, şüphesiz komşusu Çin’in de endişelenmesine yol açmıştır. Pekin’e göre; Tokyo’nun Washington’la bu tür askeri ortaklıklar kurması, onu olası bir savaşta açık hedef haline getirmektedir.[iv]

Gerçekten de Japonya’nın özellikle Batı’yla kurduğu bu tür savunma-güvenlik işbirlikleri, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları öncesinde kurulan koalisyonlara benzemektedir. Soğuk Savaş döneminden kalma bloklaşma siyaseti, günümüzde de kendini göstermektedir. Japonya, Batı’yla kurduğu koalisyonlarla Rusya, Kuzey Kore ve Çin’i sürekli ötekileştirmektedir.

Batı Dünyası, Asya-Pasifik’te kendisine yeni ötekiler yaratmaktadır. Bunlar: Kuzey Kore, Çin ve Rusya’dır. Bu ülkeleri hedef gösteren Batı Dünyası, Asya-Pasifik’te deniz tatbikatları, istihbarat paylaşımı ve diğer güvenlik işbirlikleri kurmakta ve bunları geliştirmektedir.

Bu adımlar karşısında Çin, kendisini ötekileştirmeye çalışan Japonya ve Güney Kore gibi komşularıyla ilişkilerini güçlü tutmaya çalışmakta ve olası bir askeri karşılaşmayı önlemek adına savunma diyaloğu mekanizmalarını hayata geçirmektedir. Japonya ise İngiltere ve İtalya’yla savaş uçağı geliştirme planı, Avrupalı aktörlerle daha fazla askeri tatbikat, ABD’yle ortak savunma koordinasyonunu güçlendirme, Filipinler, Hindistan, İngiltere ve Avustralya gibi devletlerle Karşılıklı Erişim Anlaşmaları (RAA) imzalama gibi güvenlik hamlelerine devam etmektedir.

Ayrıca Tokyo, savunma harcamalarının bütçedeki payını, önümüzdeki 5 yıl içerisinde %2 seviyesine çıkarmayı planlamaktadır.[v] Nitekim ülke, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana savunma kalemine %0,9 ile %1,1 arasında değişen bütçeler ayırmaktaydı. Aslına bakılırsa savunma harcamalarını %2 seviyesine çıkarmak, NATO’nun koyduğu limitlere benzemektedir. Dolayısıyla Japonya’nın savunma alanında daha proaktif bir siyaset izlemesinde, ABD’nin baskılarının da etkili olduğu ileri sürülebilir.

Sonuç olarak Japonya’nın Batı’yla kurduğu askeri işbirlikleri, hem bölgesel hem de küresel güvenlik dinamiklerini şekillendiren önemli bir faktöre dönüşmüştür. Bu işbirlikleri, normal şartlarda Japonya’nın ulusal güvenliğini güçlendirmeye ve uluslararası arenada stratejik bir denge oluşturmaya yönelik bir stratejinin parçasıdır. Fakat aynı zamanda bu hamleler, güvenlik ikilemine de yol açmaktadır. Bölgesel güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla kurulan bu işbirlikleri, Soğuk Savaş ürünü olan bloklaşma ve sıfır toplamlı oyun mantalitesine hizmet etmektedir. Japonya, Asya-Pasifik’te bu politikaların öncüsü haline gelmiştir.


[i] “S. Korea, U.S., Japan ink document formalizing trilateral security cooperation”, Yonhap News Agency, https://m-en.yna.co.kr/view/AEN20240728001851315?section=national/defense, (Erişim Tarihi: 29.07.2024).

[ii] “EU eyes security, defense partnerships with Japan and South Korea”, Aisa Nikkei, https://asia.nikkei.com/Politics/International-relations/EU-eyes-security-defense-partnerships-with-Japan-and-South-Korea, (Erişim Tarihi: 29.07.2024).

[iii] “Europe’s warplanes fly to Japan to keep an eye on Russia and China”, Politico, https://www.politico.eu/article/europes-air-forces-fly-to-japan-to-keep-an-eye-on-russia-and-china/, (Erişim Tarihi: 29.07.2024).

[iv] “Enhanced US-Japan military alliance ‘puts Tokyo at front line of counterattacks’”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202407/1316896.shtml, (Erişim Tarihi: 29.07.2024).

[v] “Japan Set to Hike Defense Budget Amid Ongoing Tension in Region”, AA, https://www.aa.com.tr/en/asia-pacific/japan-set-to-hike-defense-budget-amid-ongoing-tension-in-region/2751777, (Erişim Tarihi: 29.07.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler