İsviçre’nin Tarafsızlık Politikasının Rusya-Ukrayna Savaşı Çerçevesinde Değerlendirmesi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’na kadar Kıta Avrupası’nda tarafsız statüsüyle ön plana çıkan dört devlet bulunmaktaydı. Bunlar; İsviçre, Avusturya, İsveç ve Finlandiya’dır. Bahsi geçen devletler arasında İsveç ile Finlandiya, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üyelik başvurusunda bulunarak bu statülerini sona erdirmişlerdir. Bu durum, söz konusu savaşın Avrupa’nın güvenlik mimarisinde ne gibi sonuçlar yarattığını göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

Öte yandan İsviçre ile Avusturya, halihazırda tarafsızlık statülerini korumaya özen göstermektedir. Bu noktada Avrupa’da tarafsızlığın kökeninin İsviçre’ye dayandığına dikkat çekilmelidir. Zira İsviçre, bu statüyü 1815 senesinde gerçekleşen Viyana Kongresi’nden bu yana benimsemektedir. Daha sonra Avusturya, Finlandiya ve İsveç’in İsviçre örneğinden yola çıkarak tarafsızlık statüsünü kabul ettikleri bilinmektedir. Dolayısıyla tarafsızlık statüsünün kökeninin İsviçre’ye dayandığı görülmektedir.

Bahse konu olan statü, İsviçre’deki Lozan, Montrö ve Bern gibi şehirlerin tarih boyunca önemli konferanslara ev sahipliği yapmasına kapı aralamıştır. Yani mevzubahis statü, İsviçre’nin önemli uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde arabuluculuk yapmasına vesile olmuştur. Bu kapsamda İsviçre’nin tarafsızlık statüsü, yüzyıllar boyunca ülkeye prestij katan bir unsur olarak ön plana çıkmıştır.

Tüm bunlarla birlikte İsviçre’nin tarihsel olarak Kıta Avrupası’nda tarafsızlık statüsünü en çok korumaya gayret eden ülke olduğu söylenebilir. Örneğin 1 Ocak 1995 tarihinde Avusturya, Finlandiya ve İsveç’in birlikte Avrupa Birliği’ne (AB) katılması,[1] bahse konu olan ülkelerin tarafsızlık statülerinde Ukrayna’daki savaştan çok daha önceleri değişimlere kapı aralamıştır. Lakin İsviçre, bu üç devletin aksine AB’ye üye olma girişiminde bulunmamıştır.

Diğer taraftan bahsi geçen savaş, İsviçre’nin güvenlik paradigmasında mühim değişikliklere yol açmamıştır. Öyle ki; İsviçre, İsveç ve Finlandiya gibi NATO’ya üye olma noktasında girişimlerde bulunmamıştır. Lakin Bern yönetiminin Moskova’ya karşı Batı yaptırımlarına katılması, ülkenin tarafsızlık statüsüne ilişkin tartışmaları da beraberinde getirmiştir.

Öte yandan Bern yönetimi, 2022 yılının Kasım ayında Berlin’in Kiev’e tedarik etmek istediği İsviçre menşeili silahlara yasak getirmiştir. İsviçre Ekonomi Bakanı Guy Parmelin, böyle bir hamlenin savaş malzemelerinin çatışma bölgelerine transferini yasaklayan İsviçre tarafsızlığının yasal bir ihlali olacağına dikkat çekmiştir.[2] Bu anlamda İsviçre’nin her ne kadar ekonomik yaptırımlar çerçevesinde Rusya’ya karşı Batı’yla ortak bir şekilde hareket etse de askeri bağlamda birlikte aksiyon almadığı söylenebilir.Buna rağmen Kremlin’in İsviçre’nin savaş boyunca takip ettiği politikadan hoşnut olmadığı görülmektedir.

Hatırlanacağı üzere, 26 Şubat 2023 tarihinde Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Ukrayna’daki savaşın başlamasıyla birlikte İsviçre’nin tarafsızlık statüsünü terk ettiğini öne sürmüştür. Zaharova, İsviçre’nin bilhassa Rus varlıklarını dondurmasını ve AB yaptırımlarına katılmasını eleştirmiştir.[3] Bu bakımdan Rusya, her ne kadar Ukrayna’ya silah tedarikinde bulunmasa da Bern’in savaştaki tutumuna şiddetle karşı çıkmaktadır. Dolayısıyla Rusya’nın İsviçre’ye yönelik eleştirilerinin odak noktasını “ekonomik” gerekçeler oluşturmaktadır.

İsviçre Cumhurbaşkanı Alain Berset ise 7 Mart 2023 tarihinde Birleşmiş Milletler’deki (BM) görüşmelerin oturum aralarında yaptığı açıklamada, Ukrayna’ya silah ihracatına karşı olduğunu dile getirmiştir. Berset buna gerekçe olarak da ülkenin tarafsızlık statüsünü göstermiştir.[4]

Bu noktadan hareketle İsviçre ve Avusturya gibi ülkeler, İsveç ve Finlandiya’nın aksine azami seviyede tarafsızlık statülerini korumaya devam etmektedir. Bern yönetimi, özellikle de savaş boyunca Ukrayna’ya silah tedarikinden kaçınmıştır. Bu bağlamda İsviçre’nin kırmızı çizgisinin Kiev’e silah tedarikinde bulunmamak olduğu söylenebilir. Dahası Bern, herhangi bir askeri ittifaka katılmaya yönelik teşebbüslerden de imtina etmektedir. Bu nedenle de İsviçre’nin tarafsızlık statüsünde radikal bir değişimin gerçekleşmesi pek gözükmemektedir.

Sonuç olarak İsviçre, tarihsel olarak Avrupa’da tarafsızlık statüsünün temellerinin atıldığı ülke olarak ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda Bern yönetiminin Ukrayna’daki savaş devam ederken tarafsızlık statüsünü korumaya dikkat edeceği söylenebilir. Zira İsviçre’nin güvenlik paradigmasında Finlandiya ile İsveç örneğinde olduğu gibi radikal değişimler yaşanmamıştır. Bu bağlamda ilerleyen dönemde İsviçre’nin Ukrayna’ya hiçbir şekilde silah tedarik etmeyeceği öne sürülebilir.


[1] “The European Union and Countries in The EU”, Schengen Visa, https://www.schengenvisainfo.com/countries-in-europe/eu-countries/, (Erişim Tarihi: 22.03.2023).

[2] “War in Ukraine: Switzerland’s İnflexible Neutrality Frustrates European Partners”, Le Monde, https://www.lemonde.fr/en/international/article/2022/11/08/war-in-ukraine-switzerland-s-inflexible-neutrality-frustrates-its-european-partners_6003367_4.html, (Erişim Tarihi: 22.03.2023).

[3] “Russia Claims Switzerland Abandoned Policy of Neutrality Since Start of Ukraine War”, AA, https://www.aa.com.tr/en/europe/russia-claims-switzerland-abandoned-policy-of-neutrality-since-start-of-ukraine-war/2831721, (Erişim Tarihi: 22.03.2023).

[4] “Swiss President Opposes Arms Exports to Ukraine, Citing Neutrality”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/global-europe/news/swiss-president-opposes-arms-exports-to-ukraine-citing-neutrality/, (Erişim Tarihi: 22.03.2023).

Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege Özkan, 2019 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2022 senesinde aynı üniversitenin Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı’nda hazırladığı “Türk Siyasi Hayatında Selim Rauf Sarper ve Faaliyetleri” başlıklı teziyle almıştır. Hâlihazırda aynı enstitüde doktora eğitimine devam etmektedir. 2020-2021 yılları arasında Türk Tarih Kurumu Yüksek Lisans Bursiyeri olan Özkan, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler