ISKP’nin Afganistan’daki Etkisi Azalıyor mu?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Terör örgütü Devlet’ül Irak ve’ş Şam’ın (DEAŞ) sözde Horasan Emirliği (ISKP), 26 Ağustos 2021 tarihinde gerçekleştirdiği Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı saldırısıyla ismini dünyaya duyurmuştur. Orta ve Güney Asya coğrafyasında varlık gösteren örgüt, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan’dan çekilmesi ve ardından Taliban’ın ülke yönetimine gelmesiyle Afganistan merkezli hareketliliğini arttırmıştır. Örgütün son bir yıldaki eylemleri, gücünü önemli ölçüde geliştirmiştir. Son zamanlarda Taliban yönetimi için temel güvenlik sorunu haline gelen ISKP’nin kilit isimlerinin ele geçirilmesi ya da operasyonlarda öldürülmesi, “Örgütün ülkedeki etkisi kırılıyor mu?” sorusunu akıllara getirmiştir.

Taliban, 27 Mart 2023 tarihinde Belh Eyaleti’nin merkezi Mezar-ı Şerif’te düzenlenen operasyonlarda DEAŞ’ın üç kilit üyesinin öldürüldüğünü duyurmuştur. Öldürülenler arasında terör örgütü DEAŞ’ın geçici Belh Başkanı ve Yargı Sistemi Başkanı Maulvi Ziauddin, DEAŞ Horasan Konseyi Üyesi Ebu Omar Afridi ve askeri eğitim ve mayın düzenlemeden sorumlu Salman Tacikistani’nin de bulunduğu bilinmektedir.[1]

ISKP’nin ikinci komutanı olarak bilinen Ziauddin’in öldürülmesi, terör örgütü açısından önemli bir kayıptır. Ziauddin, Nangarhar’daki bir hava saldırısı sırasında öldürülen üst düzey bir ISKP ideoloğu olan Şeyh Celaleddin’in kardeşidir. 2022 yılının Temmuz ayından 2023 senesinin Şubat ayına kadar sekiz ay boyunca grubun Kunar askeri komutanı olarak görev yapmıştır. Ayrıca Ziauddin’in yakın zamanda grubun ana medya temsilcisi olarak atandığı ve Sultan Aziz Ezzam’la birlikte çok sayıda ISKP sesli mesajında ​​ve propaganda videosunda yer aldığı da iddia edilmektedir.[2]

Kısa süre önce başka bir operasyonda öldürüldüğü bildirilen Kari Fateh de ISKP’nin kritik bir yöneticisidir. Afganistan’da diplomatik misyonlara, camilere ve diğer hedeflere yönelik saldırılar da dahil olmak üzere Kabil’deki son saldırıları planladığı bilinmektedir.[3] Dolayısıyla Fateh’in öldürülmesi, Taliban adına bir başarı; örgüt adına ise mühim bir kayıptır.

Ahmad Ahangar’ın ya da Ebu Usman Al-Kashmiri olarak bilinen şahsın etkisiz hale getirilmesi de ISKP açısından acı bir kayıp olmuştur. Örgüt, El Kaide ve diğer radikal terör örgütleriyle yakın ilişkilere sahip olduğu bilinen Kashmiri’nin 14 Şubat 2023 tarihindeki bir çatışmada öldürüldüğünü duyurmuştur.[4]

Son dönemlerde Taliban yönetiminin ISKP’ye yönelik operasyon ve baskınları sıklaşmıştır. Belirli kilit bölgelere yönelik faaliyetlerde bulunularak önemli DEAŞ unsurlarının yakalandığı ya da öldürüldüğü duyurulmaktadır. Taliban’ın yaptığı açıklamalardan hareketle, operasyonların sıklaşmasında iki etkenin belirleyici olduğunu söylemek mümkündür.

Bunlardan ilki; uluslararası kamuoyuna Doha Anlaşması’nın ihlal edilmediğini ve terör faaliyetlerine engel olunduğunu göstermek istemesidir. ISKP’nin Batı’nın çıkarlarını zarara uğratabilecek kapasitede olduğunu iddia eden ABD yetkililerinin söylemlerinin aksine Taliban, örgütle başa çıkılabildiğini göstermeye çalışmaktadır.

İkinci olarak ISKP’yle yürüttüğü mücadele aracılığıyla ülkenin güvenliğini sağlayabildiğini ve örgütün hareket alanını kısıtlayarak onu yenilgiye uğrattığını ortaya koymaya çalışmaktadır. Böylece ISKP ve DEAŞ’la birlikte hareket eden gruplara da bir mesaj verildiği söylenebilir.

Bilindiği üzere, son birkaç aylık süreçte karşılıklı eylemler şeklinde ilerleyen bir çatışma dinamiği oluşmuştur. Örgüt, kendi kayıplarına karşı Taliban’ın üst düzey yetkililerini hedef almaya başlamıştır. Son olarak 27 Mart 2023 tarihinde Taliban Dışişleri Bakanlığı yakınlarında bir saldırı meydana gelmiştir. ISKP, daha önce de Dışişleri Bakanlığı civarında bir eylemde bulunmuştur. Bahse konu olan saldırının planlayıcıları arasında yer alan Kari Fateh de dahil olmak üzere birçok önemli ismin öldürülmesi karşısında yeniden böyle bir saldırının düzenlendiği söylenebilir. Yeni intihar saldırısında en az altı sivilin öldüğü ve üç Tlaiban güvenlik mensubu da dahil olmak üzere çok sayıda insanın yaralandığı bildirilmiştir. ISKP, bu saldırının sorumluluğunu üstlenmiştir.[5]

Örgütün bir yandan önemli kayıplar verirken; diğer taraftan da yüksek profilli saldırılarda bulunması, terör örgütünün ayakta kalma stratejisinin bir parçası olarak okunabilir. Zira üst düzey saldırılar, DEAŞ liderliğine ISKP’nin gücünü göstermek ve terör örgütünün imajını yükseltmek amacına da hizmet etmektedir.

Öte yandan kilit üyelerin ölümü, Taliban karşısındaki başarısızlığı ortaya koyduğu için yine merkezi liderlik nazarında itibar kaybına neden olabilir. Bunun önüne geçebilmek maksadıyla örgüt, yine yüksek profilli saldırılarla kendisi açısından telafi arayışına yönelmiştir. Dolayısıyla Taliban Dışişleri Bakanlığı’na yönelik saldırı ve Taliban’ın üst düzey yöneticilerine yönelik suikastlar, DEAŞ’ın kendi gücünü koruduğunu gösterme çabasının bir çıktısı olarak yorumlanabilir.

Terör örgütünün mevzubahis çabasına rağmen ISKP liderliğindeki kilit isimlerin kaybı, örgütün etkisini arttırmak için yürüttüğü propaganda faaliyetlerini olumsuz etkileyebilir. Ancak kayıplarla birlikte üst düzey saldırıların devam etmesi, grubun Afganistan’da ürettiği tehdidin azımsanmaması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Sonuç olarak, ISKP, özelde Afganistan ve genelde ise bölge için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Ancak terör örgütünün üst düzey yöneticilerinin etkisiz hale getirilmesi, ISKP’nin yenilgisinin habercisi olabilir.


[1] “3 Key Daesh Members Killed: Intelligence Directorate”, Tolonews, https://tolonews.com/afghanistan-182696#, (Erişim Tarihi: 27.03.2023).

[2] “Maulvi Ziauddin, ISKP Second-in-command, Killed in Afghanistan”, Tribune, https://tribune.com.pk/story/2408442/maulvi-ziauddin-iskp-second-in-command-killed-in-afghanistan, (Erişim Tarihi: 27.03.2023).

[3] Aynı yer.

[4] “قوات «طالبان» تقتل كبار قادة «داعش» فى كابول”, Albawabh News, https://www.albawabhnews.com/4762452, (Erişim Tarihi: 27.03.2023).

[5] “Blast Happens Near Foreign Ministry in Kabul”, Tolonews, https://tolonews.com/afghanistan-182691, (Erişim Tarihi: 27.03.2023).

Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY, 2016 yılında Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2019 yılında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası İlişkilerde Ulus İnşası Bağlamında Irak Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Doktora eğitimine Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda devam eden Kızılay, tez aşamasındadır. Başlıca çalışma alanları; güvenlik, terörizm, Afganistan ve Pakistan’dır. Kızılay, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Arapça bilmektedir.

Benzer İçerikler