İran’ın Yemen Politikasının Geleceği

Paylaş

İran Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz haftalarda İsveç’in başkenti Stockholm’de başlayan Yemen Barış Görüşmeleri’ni desteklediklerini açıklamıştır. Zira İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, 2015 yılının Nisan ayında Birleşmiş Milletler’e (BM) sunduğu Yemen Krizi’nin çözümüne ilişkin dört maddelik barış planında, ateşkesin sağlanmasını, acil insanı yardımın sağlanmasını, Yemenli taraflar arasında diyalog sürecinin başlatılmasını ve kapsayıcı bir ulusal bir hükümetin kurulmasını savunmaktadır.[1]

Söz konusu görüşmelerde taraflar, Hudeyde liman kentinde ateşkesin sağlanması konusunda uzlaşmaya varmış, fakat Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun diğer önemli hedeflerinden biri olan Sana Havalimanı’na saldırıları devam etmiştir. Bu gelişmeler üzerine İran Dışişleri Bakanlığı’ndan farklı olarak Ortadoğu politikalarını doğrudan şekillendiren Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Yemen’e ilişkin stratejileri nasıl şekillendireceği ise merak konusu olmuştur. Üstelik Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Senatosu Yemen’de Suudi Arabistan’a olan askeri yardımını durdurma kararı almışken, DMO’nun Husilere olan desteğinden vazgeçerek barış planlarını onaylaması pek mümkün görünmemektedir. Halihazırda insani krizin önlenmesi için ateşkes planlarında öncelik verilen Hudeyde dışındaki çatışma bölgelerinde savaş tüm hızıyla devam etmektedir.

Hudeyde ateşkesinin ardından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere İngiltere’nin hazırladığı karar tasarısında “herhangi bir kaynaktan gelen ve ambargo hükümlerini ihlal eden silah ve lojistik desteği” kınanmaktadır.[2] ABD ise İran’ın Husilere silah tedarik ederek ambargo yasağını deldiğini iddia etmiş ve söz konusu tasarıda Tahran yönetiminin kınanmasını istemiştir. Fakat Rusya’nın itirazları ve kararı veto etmekle tehdit etmesi nedeniyle bildiride “İran tehdidine” yer verilmemiştir. Bunun üzerine ABD’nin BM Daimî Temsilciliği Siyasi Koordinatörü Rodney Hunter, karar tasarısında İran’ın kınanmamasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Önümüzdeki süreçte İran füzelerinin ya da savaş ihlallerinin barış umutlarına gölge düşürmemesini ve bizi daha önce bulunduğumuz yere geri götürmemesini temenni ediyoruz. Fakat bu gerçekleşirse, Konsey bu ihmalinden dolayı pişmanlık duyacaktır.” ifadelerini kullanmıştır.[3]

Zira ABD, Yemen Savaşı’nın başından itibaren İran’ın Husilere olan desteği üzerinden Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ni tehdit ettiğini belirtmektedir. Hatta bölge, 2016 yılının sonlarında Husilerin ABD savaş gemilerini füzelerle vurduğu ve Amerikan Donanması’nın buna Tomahawk füzeleriyle karşılık verdiği, bunun üzerine İran savaş gemilerinin Aden Körfezi’ne doğru hareket ettiği gerginliklere de sahne olmuştur. Buna rağmen İran Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun saldırılarının Yemen Savaşı’nı derinleştirdiğini savunmuş ve çatışmaların başından beri ateşkes ve barış çağrılarında bulunmuştur. Aynı süreçte DMO, kendisine bağlı Kudüs Gücü ve Hizbullah aracılığıyla Husilere olan maddi ve lojistik desteğini sürdürmüş, bu sayede Yemen’de Şii milis güçlerin sahada büyük ilerleme kaydetmesini sağlamış, insansız hava araçları ve balistik füze geliştirmelerine yardım etmiş ve militanların eğitimini üstlenmiştir.

En son 29 Kasım 2018 tarihinde ABD’nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook, İran’ın Suudi Arabistan’ı hedef alması için Husilere sağladığı roket, füze, küçük silahlar ve insansız hava araçlarına dair bazı kanıtları açıklamıştır. İran tarafından tasarlanan ve üzerinde Farsça yazıların olduğu mühimmatları basına tanıtan Hook, “Bunlar, İran’ın vekil aktörlerine daha da fazla silah göndermeye kararlı olduğunu gösteriyor… Göze çarpan Farsça yazılar, İran’ın BM silah ambargosunu ihlal etmekten sakınmadığı anlamına geliyor.” ifadelerini kullanmıştır.[4] İran Dışişleri Bakanlığı, Yemen’de ateşkes ve barış çağrıları yapmasına rağmen savunma yetenekleri ve misilleme saldırılar konusunda Devrim Muhafızları Ordusu’yla benzer görüşleri paylaşmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, konvansiyonel savaş başlığı taşıma kapasitesine sahip balistik füzelerin geliştirilmesiyle ilgili şu sözleri sarf etmiştir: “Bize neden füze geliştirdiğimizi soruyorlar. Kendimizi başka nasıl savunacağız. İran’ın kendini savunmaktan başka çaresi kalıyor mu? Uluslararası hukuk çerçevesinde savunma yeteneklerimizi geliştirmekte kararlıyız.”[5]

Bu anlamda İran’ın Yemen politikalarında ciddi bir değişimin yaşanması beklenmemektedir. Zira İran’ın Husileri desteklediğini DMO komutanları bizzat ifade etmektedir. 7 Ağustos 2018 tarihinde İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanlarından General Nasır Şabani, Fars Haber Ajansı muhabirlerine verdiği röportajda “Yemenlilerden Suudi Arabistan’a ait iki petrol gemisine saldırmalarını istedik. Onlar da bunu yaptı.” ifadelerini kullanmıştır.[6] Bu açıklama, İran’da yerleşik nizam ile hükümetin dış politikada özellikle söylem ve araçlar noktasında yaşadıkları krizi bir kez daha gözler önüne sermiştir. Dolayısıyla İran’ın Yemen Krizi’nin çözümüne ilişkin tutumu, barış ve çatışma yanlısı politikaların arasında hassas bir dengenin gözetilmesini amaçlayan stratejilerin bir ürünüdür. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, söz konusu politikayı şu şekilde açıklamaktadır: “Ruhani’nin yaklaşımı, direniş politikaları ile dış politikaya esneklik kazandırma arasında hassas bir dengeleme eylemi gerektirmektedir.[7] Sonuç itibariyle, Tahran yönetiminin önümüzdeki süreçte bir yandan Yemen Barış Görüşmeleri’ne olan desteğini sürdüreceği, diğer taraftansa sahadaki avantajını kaybetmemek adına direniş politikalarına ağırlık vereceği öngörülebilir.


[1] “The Iranian Peace Plan for Yemen”, Voltarie, http://www.voltairenet.org/article198869.html, (Erişim Tarihi: 08.12.2018).

[2] “As U.N. Mulls How To Back Yemen Truce, U.S. Wants To Call Out Iran”, Reuters, https://www.reuters.com/article/us-yemen-security-un/as-u-n-mulls-how-to-back-yemen-truce-u-s-wants-to-call-out-iran-idUSKCN1OJ04G, (Erişim Tarihi: 08.12.2018).

[3] “US: Iran Arms Houthis And Complicates The Yemeni Conflict”, El Arabiya, https://english.alarabiya.net/en/News/gulf/2018/12/21/US-Iran-arms-Houthis-and-complicates-the-Yemeni-conflict.html, (Erişim Tarihi: 08.12.2018).

[4] US Provides New Evidence On Iran Violating UN Arms Export Ban in Yemen”, El Arabiya, https://english.alarabiya.net/en/News/gulf/2018/11/29/US-envoy-Iran-provides-Houthis-with-missiles-to-target-Saudi-Arabia.html, (Erişim Tarihi: 08.12.2018).

[5] @MustafaNajafi, “MUST WATCH: The Art of Diplomacy By @Jzarif No One Wants To Hear It But It’s the Painful Truth.”, Twitter, 11 Şubat 2017, https://twitter.com/MustafaNajafi/status/830485223607586816.

[6] “Statements By Top IRGC Official Gen. Sha’bani Published By Fars News Agency: ‘We Told The Yemenis To Attack The Two Saudi Tankers, And They Attacked’”, Memri, https://www.memri.org/reports/statements-top-irgc-official-gen-shabani-published-fars-news-agency-we-told-yemenis-attack, (Erişim Tarihi: 08.12.2018).

[7] Mohammad Javad Zarif, “What Iran Really Wants-Iranian Foreign Policy in the Rouhani Era”, Foreign Affairs, Mayıs-Haziran 2014, s. 8.

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler