İran Saldırı Altında!

Paylaş

Gözlerin Suudi Arabistan-Katar krizine odaklandığı bir zamanda tüm dünya bir anda İran’a kilitlendi. Bugüne kadar DEAŞ/IŞİD saldırısına maruz kaldığı duyulmayan İran adeta kalbinden vuruldu. Basına düşen haberlere göre Tahran’da Parlamento binası ile Humeyni Türbesi önünde gerçekleştirilen eş zamanlı terör eylemleri sonucunda 12 kişi öldü, 35 kişi de yaralandı.

Saldırı sonrası apar topar Türkiye’ye gelen İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in de ifade ettiği üzere “Bölgede endişe verici gelişmeler yaşanıyor.

Aslında bu endişe verici gelişmeler dün de vardı. Üzücü olan bunun yeni fark edilmesi. Ve gelecek adına bir diğer önemli gelişme ise bu saldırı sonrası Sayın Bakan’ın “Bu olaylarla ilgili Türkiye ile yakın görüş alışverişinde bulunmamıza ihtiyaç var” demesi. Ümit edilir ki, coğrafyanın fazlasıyla hassas bir süreçten geçtiği bir dönemde bu ilişkiler daha da kuvvetlenir ve bölge üzerinde oynanmak istenen oyun bozulur.

Peki, İran’da DEAŞ/IŞİD tarafından gerçekleştirilen bu terör saldırıları ne anlama geliyor, İran’a nasıl bir mesaj verilmek isteniliyor?

Aslında mesaj çok net: Büyük Ortadoğu Projesi’nde (BOP) yeni bir cephe açılmış durumda. Ve bu anlamda açılışı yapan yine bir terör örgütü.

Söz konusu saldırılar, burada Suudi Arabistan-Katar merkezli son krizi tamamlayıcı nitelikte. Obama ile kendisine alan açılan, dolaylı müttefik konumunda bulunan İran, Trump ile bu sefer hedef durumunda. Bu saldırılarla İran adeta bir savaşa zorlanıyor.

Saldırının hedeflerini ve vermek istediği mesajları maddeler halinde yazar isek, karşımıza üç aşağı beş yukarı şöyle bir tablonun çıktığını göreceğiz:

  1. Hedef; İran İslam Devrimi’dir. İran İslam Devrimi’nin sembol ismi ve iki binasının hedef alınması bunu fazlasıyla teyit etmektedir.
  2. Tüm dünyaya meydan okuyan İran’a kendi içinde, evinde bir meydan okuma söz konusudur. İran, savaşı içeride karşılamaya zorlanmaktadır.
  3. İran artık çok güvenli değildir. Kendisini evinde eskisi kadar güvende hissetmeyecektir.
  4. İran, artık DEAŞ terörü ile iç içedir ve tüm çabalarına rağmen bu örgütün sansasyonel eyleminin önüne geçememiştir.
  5. Bu saldırılar İran’ın başta istihbarat olmak üzere, karşı karşıya bulunduğu güvenlik zafiyetini ortaya koymaktadır. İran güvenlik bürokrasisinin imajı darbe almıştır. Daha da önemlisi, izlediği güvenlik politikası başta kendi kamuoyu olmak üzere, birçok yerde sorgulanmaya başlayacaktır.
  6. Bu bağlamda İran’ın kendi sınırları dışında yürüttüğü “Direnç Cephesi” politikası büyük bir darbe almıştır.
  7. İran’a, “Son Büyük Oyun”da yolun sonuna geldiği mesajı verilmektedir.
  8. İran-Suudi Arabistan arasındaki krizin sıcak bir savaşa dönüşmesinin önü açılmıştır. Dolayısıyla ucu açık, tehlikeli bir süreç söz konusudur.
  9. BOP’ta öngörülen “İslam İç Savaşı” için İran harekete geçirilmeye çalışılmaktadır.

Bu durumda İran ne yapmalı?

  1. İran her şeye rağmen soğukkanlı hareket etmelidir. Zira, süreç fazlasıyla hassastır ve tamamıyla bir savaş üzerine kurgulanmış görünmektedir.
  2. Oyuna getirildiğini anlamalı ve bu oyunu bozmaya yönelik olarak coğrafyanın güvenini kazanma doğrultusunda adımlar atmalıdır.
  3. Ankara ile istişare içinde bulunmalı ve onunla hareket etmelidir. Zira, hiçbir güç Türkiye’nin içinde yer almadığı Sünni-Şii temelli bir “İslam İç Savaşı”nı başlatamaz.
  4. İran, düne kadar izlediği ve başta Türkiye olmak üzere birçok İslam ülkesinin rahatsız edici politikalarından, söylemlerinden vazgeçmeli ve kriz fırsatçılığı yapmamalıdır. Zira, bugün itibarıyla o “meşhur fırsatçılığı” kendisini önce “tehdit” sonrasında ise “hedef” haline getirmiş bulunmaktadır.
  5. BOP’u engellemeye yönelik iş birliklerini arttırmalı; “İslam İç Savaşı” hedefine ve bu kapsamda uygulamaya konulan projelere karşı gerçek manada “İslam Kardeşliği”ni esas alan adımlar atmalıdır.
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.

Benzer İçerikler