Irak’ta Sivil Toplum Kuruluşları

Paylaş

Bugüne kadar sivil toplumun ne olduğu hakkında çok sayıda tanım yapılmıştır. Bunlar arasında en fazla kabul gören ve önemli olan, sivil toplum kuruluşunu (STK) devlet ile aile arasında çalışan her kuruluş olarak niteleyen tanımdır.

Irak’ta sivil toplum kuruluşları, birtakım nedenlerden dolayı 2003 yılına kadar aktif biçimde faaliyet gösterememiştir. Bunun en önemli nedeni, resmi kurumların toplum üzerindeki hakimiyetidir. Fakat bu durum 2003 yılından sonra değişime uğramış ve bu tür kuruluşlar farklı adlar altında yayılmaya başlamıştır. Sivil toplum kuruluşlarının aktif bir şekilde faaliyetlere başlamaları, resmi kurumların ve demokrasi sisteminin pasif olmasından kaynaklanmış ve STK’ların faaliyet göstermesinin önü açılmıştır.

Irak’taki sivil toplum kuruluşlarının ön değerlendirmesi yapılacak olursa; halkın desteğini almaya çalışan bir grup insanın büyük ve dikkat çekici bir konu etrafında toplandığı görülmektedir. Örneğin, bu gruplar kadın ve çocukların haklarını korumak gibi talep ve amaçlar öne sürmekte; bu tür konulara insanların dikkatini çekerek, ilgili programlara teşvik etmektedirler. Bahsi geçen kuruluşlar bu programlara katılan insanlara teşekkür belgesi vermekte ve yürüttükleri birçok organizasyonla işlerini kolaylaştırmaktadırlar.

Bu kuruluşların Irak’taki gerçek hayat üzerine bıraktığı etki ne düzeydedir veya bu kuruluşlar Iraklıların sorunlarını çözme bakımından ne kadar başarılı olmuştur?

Şüphesiz bu soruya verilecek yanıt, bir vatandaştan diğerine ve bir araştırmacıdan diğer araştırmacıya göre farklılıklar arz edecektir. Buna rağmen, sonuç olarak bu kuruluşlar Irak’taki mevcut sorunları çözme konusunda başarılı olamamıştır. Aksine bu kuruluşların çoğu kendi başına bir sorun haline gelmiştir. Bu STK’lara tahsis edilen finansal destekler Iraklı sivil halk üzerine yük olmuştur; çünkü devletin genel bütçesinden buralara özel bütçe tahsis edilmiştir.

Irak’taki sivil toplum kuruluşların yetersizliği ve etkisizliği birtakım nedenlere dayanmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Yeni Irak, gelişmemiş bir ülke olarak bu tür kuruluşlara hazır değildir.
  • Irak halkının zihniyetinde yer edinen devlet kavramı, her zaman her fert için şefkatli bir anne gibi görülmekle birlikte devlet ve kurumları kutsal kabul edilmektedir.
  • Bu kurumlardan bazıları geleneksel devlet kurumlarıyla sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirseler de bu iki organizasyon doğası itibarıyla birbirine düşmandır ve bir araya gelemezler. Böylece geleneksel kurumlar aktif olduğu sürece, Irak’ta sivil toplum kuruluşlarının kalkınıp gelişmeleri mümkün değildir.
  • STK’ların çoğu, ciddi çalışmalar yapmamalarının yanında yolsuzluklara da bulaşmışlardır. Bunlar Birleşmiş Milletler bünyesindeki ana kuruluşlara istenilen durumu sadece görsel olarak (fotoğraflarla) aktarmakla yetinmektedirler ve kesin bir sonuç elde etmek için çaba harcamamaktadırlar.

Irak’taki sivil toplum kuruluşlarını aktif hale getirmek için bazı önemli mekanizmalar göz önünde bulundurulmalıdır. Bu mekanizmaların en önemlilerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  1. Devlet Düzeyindeki Mekanizmalar:
  • Devlet, bilim ve araştırma kurumları tarafından, sivil toplum kuruluşlarının çalışma doğası ve bunlardan nasıl en fazla yararlanılabileceği meselesi tartışmaya açılmalıdır.
  • Devlet, sivil toplum kuruluşuyla resmi kurumlar arasında işbirliğini sağlamalıdır ve bu kuruluşların da devlete karşı sert politika izlememeleri gerekmektedir.
  • STK’ların kötü yönetilmesini önlenmeli; alanında uzmanlaşmamışhiçbir bilgiye sahip olmayan kişilerin STK’ları kontrolleri altına almamaları ve STK’ların emin ellere teslim edilmesi amacıyla, üyelerin seçiminde devletin rolü ve etkisi olmalıdır.
  • Devletin sivil toplum kuruluşları alanında komşu ülkelerde yaşanan tecrübelerden faydalanmasında yarar vardır. Mısır ve Suriye gibi ülkelerde yaşanan ayaklanmalar, Bahar veya değişim talebi hareketlerinin çoğu STK’lar tarafından yönetilmiştir. Bu kuruluşları yönetenler, bunların STK olduklarını iddia etmektedirler ancak bunların hareketlerine bakıldığında, hiçbirinin sivil sonuçlar doğurmadığı görülmektedir.
  1. Sivil Toplum Düzeyindeki Mekanizmalar
  • Irak’a has bir durum vardır; ülkenin yaşadığı sorunları ancak kendi halkı çözebilir. Böylece değişim, gelişim ve liderlik gibi kavramları kullanarak, hazır tecrübeleri taşıyarak veya uygulamaları denetleyerek hiçbir başarı elde edilemez.
  • Her uluslararası kuruluşa körü körüne itaat edilmemelidir. Çünkü birçok uluslararası kuruluş, Irak’ın menfaatlerine hizmet etmeyen uluslararası örgütlere bağlıdır.
  • Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla devlet kurumları hedef alındığında, devletin çökmesine neden olunabilir. Böyle bir durumda oluşacak yeni düzen içerisinde, çöken devletin yerini alabilecek bir alternatif var mıdır? Bu alternatif STK’lar mı yoksa geleneksel kuruluşlar mı olacaktır? Kuşkusuz ki geleneksel toplum devletin meşru varisi olacak ve STK’lar yıldırım hızıyla batıya gidecektir.

Böylece Irak’ta sivil toplum kuruluşları konusu tartışılmalı, doğru bir şekle oturtulmalıdır. Ayrıca sivil toplum kuruluşları devlete karşı değil, aksine devletle işbirliği içinde yardımcı kuruluşlar konumunu almalıdır. Sonuçta Irak’ta STK konusu ele alınıp incelenmelidir. Ayrıca faaliyet alanları üzerinde titizlikle durulmalıdır. STK’lar devlete dost görünümünde düşman veya kuzu postunda kurt olmak yerine, ülkenin kalkınmasına yardımcı olmalıdırlar.

Benzer İçerikler