İnsanlık dışı katliamların yaşandığı Hocalı, Azerbaycan tarihinin karanlık dönemine tanık olan bir bölgedir. Tarihsel bir perspektifle Hocalı’da yaşananlar incelendiği zaman, Ermeni milliyetçilerinin tarih boyunca etnik temizlik amacıyla Azerbaycanlılara karşı saldırgan bir strateji benimsedikleri görülmektedir. Hocalı örneğinden de anlaşılacağı gibi Ermeniler, yabancı devletlerin de desteğiyle “Büyük Ermenistan” hedefine ulaşmak için planlı şekilde saldırılar gerçekleştirmiştir.
Aslında Azerbaycanlılara yönelik saldırganlık stratejisini 1905-1906, 1918-1920, 1948-1953 ve 1988 yıllarında yaşanan gelişmelerde de görmek mümkündür. Dönemsel olarak ele alındığında, Ermenilerin Azerbaycanlılara karşı ileri sürdüğü iddialar doğrultusunda gerçekleştirdikleri sistematik eylemlerin başlangıcı 20. yüzyıldır. Taşnaksutyun Partisi’nin programında savunulan “Büyük Ermenistan” fikrinin hayata geçirilmesi düşüncesi de buna dayanmaktadır. Faaliyetlerini genişleten Ermeni milliyetçileri, etnik temizlik politikası çerçevesinde kendi ulusal topraklarında yaşayan Azerbaycanlıları yurtlarından kovmaya başlamıştır. Nitekim Ermeniler, 1905-1906 yılında Bakü, Gence, Karabağ, Erivan, Nahçıvan, Ordubad, Şarur-Dereleyez, Tiflis, Zangezur, Gazakh ve diğer yerlerde Azerbaycanlıları katletmiştir.
Devamında ise 1917 senesinin Aralık ayında Kafkasya Bölgesi’ne geçici olağanüstü işler komiseri olarak atanan Stephan Shaumyan, Azerbaycanlılara yönelik düzenlenen saldırıların lideri haline gelmiştir. 1917-1918 yılları arasında Erivan vilayetinde, Zangezur ilçesinde ve Karabağ’da, Ermeni çeteleri tarafından yüzlerce köy tahrip edilmiş ve insanlar yerleşim yerlerinden göç etmeye zorlanmıştır. Bu kanlı olaylar, 1918 yılının Mart ayında zirve noktasına ulaşmış ve 31 Mart 1918 tarihinden itibaren başlayan ve günler süren saldırılarda binlerce Azerbaycanlı sırf milliyetleri nedeniyle öldürülmüştür.
1948-1953 yılları arasında da Azerbaycanlılar, kendi topraklarından göç ettirilmiş ve adeta bir nüfus mühendisliği yapılarak bölgedeki demografik durum değiştirilmek istenmiştir. 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren ise Ermeniler tarafından Karabağ’a yönelik iddialar dillendirilmeye başlanmıştır. Özellikle de Sovyetler Birliği’ndeki siyasi karmaşadan faydalanan Ermeniler, Azerbaycan’a karşı toprak iddiasında bulunmuştur. Ardından da Karabağ sakinlerine karşı kitlesel saldırılar başlamıştır. 1992 yılının başından itibaren Ermenistan Silahlı Kuvvetleri de saldırgan politikalarını hayata geçirmiştir. Bu nedenle de Karabağ ve onun etrafındaki Azerbaycan’ın diğer yerleşim yerleri birer birer işgal edilmiştir. Gerçekleşen bu işgal sırasında en kanlı olayların yaşandığı bölge Hocalı olmuştur. Zira 1992 yılında Hocalı’da 25 Şubat’ı 26’sına bağlayan gece büyük bir insanlık dramı yaşanmıştır.
Mevzubahis trajedinin vuku bulmasında Rus 366. Motorize Alayı’nın etkisi olmuştur. Söz konusu alay, Hocalı kentine düzenlenen saldırıya bizzat katılmıştır. Hocalı’daki trajediden sonra, alayın silah mühimmatının büyük bir kısmı ve zırhlı araçları Azerbaycan’a karşı kullanılmak üzere Ermeni silahlı birliklerine bırakılmıştır. Böylece modern tarihin en korkunç suçlarından biri Ermeniler tarafından Azerbaycanlılara karşı işlenmiştir. Silahsız sivillerin katledildiği saldırılarda çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve hastalara işkenceler yapılmıştır.
Soykırım niteliği taşıyan bu kanlı olay sonucunda 613 Azerbaycanlı acımasızca öldürülmüştür. Ayrıca aldıkları kurşun yaraları nedeniyle farklı yaşlardaki 1000’den fazla sivil de hayatını engelli olarak sürdürmek zorunda kalmıştır. Dahası 130 çocuk ebeveynlerinden birini kaybetmiş ve 25 çocuk da her iki ebeveynini de yitirmiştir. Buna ek olarak 1275 sivil esir alınmıştır. 150 kişinin başına ne geldiği ise halen bilinmemektedir.[1]
Bu noktada Hocalı’nın niçin Ermeniler tarafından hedef alındığı sorusu yorumlanmalıdır. Bunun birkaç nedenden kaynaklandığı söylenebilir. İlki, Hocalı’nın coğrafi konumuyla ilgilidir. Hocalı, Hankendi’nin 10 km güneydoğusunda, Karabağ sıradağlarında, Ağdam-Şuşa ve Askeran-Hankendi yollarında yer almaktadır. Karabağ’daki tek havalimanı da burada bulunmaktadır. İkinci neden ise bölgenin tarihsel geçmişiyle ilgilidir. Söz konusu bölge, milattan önceki döneme ait olan Azerbaycan tarihi ve kültürel mirasına ev sahipliği yapmaktadır. Üçüncü sebep de bölge halkının tarım ve çiftçilikle ilgilenmesinin yanı sıra burada sanayinin de gelişmiş olmasıdır.
Diğer taraftan Ermenilerin Hocalı’yı hedef almasında mevzubahis kentin etnik yapısı da etkili olmuştur. Çünkü o dönemde yaşanan olaylar nedeniyle Özbekistan’ın Fergana Vadisi’nden kaçan Mehseti-Türk aileleri de dahil, çeşitli yerlerden zorla göç ettirilen Azerbaycanlılar bu şehre yerleşmiştir. Dolayısıyla Hocalı’ya yönelik böyle bir saldırının gerçekleştirilmesi, Ermenilerin bölgedeki Türk varlığından rahatsız olduğunu ortaya koymaktadır.
Hocalı’da yaşanan bu insanlık dışı olaylar uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirildiğinde, Ermenistan’ın gerçekleştirdiği eylemlerin birçok uluslararası sözleşmeyi ihlal ettiği görülmektedir. Bunlar Cenevre Sözleşmesi, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme, İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’dir. Üstelik Hocalı Katliamı’nda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin aşağıdaki maddeleri de açıkça ihlal edilmiştir:[2]
- Madde 2: Herkes dil, din, milliyet veya başka herhangi bir ayrımı yapılmaksızın, söz konusu beyannamede belirtilen tüm hak ve özgürlüklere sahiptir.
- Madde 3: Herkes yaşama özgürlüğü ve güvenliğine sahiptir.
- Madde 5: Hiç kimse işkenceye ve aşağılayıcı, insanlık dışı ve zalimce eylemlere tabi tutulamaz.
Hocalı’da insanlara karşı yapılan saldırılar ele alındığında, yukarıdaki maddelerin her birinin yok sayıldığı ve bu eylemlerin kasıtlı şekilde bir kimlik grubunun üyelerine karşı yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle de Hocalı’daki insanların etnik kökenlerinden ötürü planlı bir şekilde toplu imhası, BM Genel Kurulu’nun 11 Aralık 1946 tarihli 96 (I) Kararı ve 9 Aralık 1948 tarihli 260 (III) Sayılı Kararı’yla kabul edilen Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme’ye göre soykırım suçu kategorisinde sınıflandırılmalıdır.
Azerbaycan Parlamentosu tarafından 1994 yılında alınan karara göre 26 Şubat, “Soykırım Günü” ilan edilmiştir. Her ne kadar 2020 yılında zaferle sonuçlanan Vatan Savaşı vesilesiyle Karabağ işgalden kurtarılmışsa da Hocalı’da yaşananlardan dolayı suçluların cezalandırılması ve bu olayın sadece ulusal seviyede değil; aynı zamanda uluslararası düzeyde de soykırım olarak tanınması gerekmektedir.
[1] “Hocalı Soykrımı”, Hocalı İlçe Yönetim Kurumu, http://xocali-ih.gov.az/page/38.html, (Erişim Tarihi: 23.02.2021).
[2] “Hocalı Soykırımı Hakkında Bilgiler”, Ombudsam.az, https://ombudsman.az/az/view/pages/163/, (Erişim Tarihi: 23.02.2021).