İngiltere’nin Doğu Akdeniz’deki Konumu: GKRY’yle İlişkiler

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) bağımsızlığını ilan ettiği zaman İngiltere’nin ülkede bulunan Ağrotur ve Dikelya Askeri Üs Bölgeleri özel bir anlaşmayla ülkede kalmaya devam etmiştir. İngiltere’nin denizaşırı toprağı olarak sayılan üs bölgelerinin varlığını devam ettirmesi zaman zaman GKRY yöneticilerinin rahatsızlık duymasına neden olmuş ancak üsler 2023 yılında da var olmaya devam etmiştir. GKRY-İngiltere arasında yapılan anlaşmaya göre bu bölge Kıbrıslı Rum halkı için tarımsal araziler dışında imara açık olmayacak şekilde düzenlenmiştir ancak bu durum 2022 yılında değişmiştir. Son olarak görevini 2023 yılının Şubat ayında devredecek olan GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Anastasyades, Ocak ayının son günlerinde İngiltere Kralı Charles’ı ziyaret etmiş ve bu ziyaretin sonucunda İngiltere’nin üs bölgelerindeki sivil yerleşim ve faaliyetlerle ilgili bir mutabakat zaptı imzalanmıştır.

Kıbrıs Adası’nın konumu Doğu Akdeniz’de eşsiz bir stratejik konumdur. Doğu Akdeniz’de, Ortadoğu’da ve Kuzey Amerika’da enerji, siyasi, askeri alanda çıkarlar güden pek çok ülke, coğrafi konumunun Doğu Akdeniz’e uzaklığı veya yakınlığı fark etmeksizin burada etkin bir aktör olmayı arzulamaktadır. Uzun yıllar Kıbrıs Adasını hakimiyet altına alan İngiltere’nin de GKRY bağımsızlığını ilan ettiğinde üs bölgesinin varlığını devam ettirmeyi hedeflemesi de bu istekten kaynaklanmaktadır.

Ancak bu bölgede İngiliz varlığının devam etmesi zaman zaman GKRY hükümetleri tarafından bir sorun olarak algılanmıştır. Örneğin, 2008 yılında göreve gelen GKRY’nin eski Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas, adadaki İngiliz varlığını “sömürgeci bir leke” olarak ifade ederek bu üslerin kaldırılacağına dair söz vermiştir.[1] Ancak bu mümkün olmamış, 2010’lu yıllarda İngiltere, Ortadoğu’daki askeri faaliyetlerinde bu üssü aktif olarak kullanmıştır.

2020’li yıllara geldiğimizde ise GKRY’nin büyük oranda Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) etkisi altına girdiği görülmektedir. Bunun en temel sebepleri arasında ABD tarafından GKRY’ye uygulanan silah ambargosunun kademeli olarak kaldırılması olmuştur. Bu gelişmeyi takiben daha sonra GKRY-ABD arasında bir ikili savunma işbirliği anlaşması imzalanmıştır. GKRY-ABD arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra ABD’nin GKRY de dahil olmak üzere Yunanistan, İtalya, Fransa, Mısır ve İsrail gibi Akdeniz ülkeleriyle yoğun bir şekilde Doğu Akdeniz ve Ege’de tatbikatlar düzenlediği bilinmektedir. Bahsi geçen ülkeler yalnızca askeri bakımdan değil, siyasal ve ekonomik bakımdan da bölgede etki yaratmaya çabalayan ülkelerdir. Ayrıca, İsrail, GKRY’ye dönük Amerikan ambargosunun sürdüğü müddette GKRY’nin askeri gücünü silah ticaretiyle destekleyen bir ülke olmuştur.[2]

Örneğin, 2022 yılının başlarında ABD, Doğu Akdeniz’den Avrupa’ya doğalgaz taşımayı hedefleyen EastMed Projesi’ni desteklemeyeceğini açıklamıştır. EastMed Boru Hattı Projesi, hiç şüphesiz İsrail, GKRY ve Yunanistan için jeostratejik ve jeoekonomik önemi çok yüksek olan bir projeydi. Ancak, projenin maliyetinin çok yüksek olması ve proje tamamlandığında elde edilecek kârın maliyeti karşılayacağından emin olunmaması ABD’nin projeden çekilmesinin nedenleri arasındadır. Durum böyle olunca, ekonomik bağlamda ABD’den açılan boşluğa İtalya ve Fransa dahil olmak istemişlerdir. Elbette, bu iki ülkenin sağlayacağı ekonomik fonu ABD’ninkiyle karşılaştırmak mümkün değildir ancak Roma-Fransa ikilisini daha çok cesaretlendiren konu bu İtalyan ve Fransız menşeli enerji şirketlerinin GKRY açıklarında farklı kuyularda doğalgaz keşfetmesidir. Yeni keşiflerin ardından bahsi geçen iki ülke EastMed Boru Hattı Projesi’ni devam ettireceklerini bildirmiştir ancak bu açıklamanın üzerinden kayda değer bir süre geçmesine rağmen bu konuda İtalya ve Yunanistan tarafında bir ilerleme görülmemektedir.

Genel olarak GKRY ve Doğu Akdeniz’in güneyine bakıldığında ekonomik bağlamda İtalya ve Fransa, askeri bakımdan ise İsrail ve ABD’nin etkin olduğu görülmektedir. Elbette Doğu Akdeniz’den bahsetmişken Ortadoğu’yla da bir ilinti kurmak kaçınılmazdır. Zira, Doğu Akdeniz’de etkin olan bir güç Ortadoğu’da da etkin demektir.

Tüm bu denklemin içerisinde daha önce Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’da egemen olma planları olan İngiltere son dönemde eksik kalmıştır. Dolayısıyla İngiltere’nin bu açığını GKRY’yle ilişkilerini geliştirmeye çalışarak gösterdiği söylenebilir. Zira, son dönemde artan diplomatik ziyaretler bunu kanıtlar niteliktedir. Anastasyades’in yukarıda bahsedilen ziyareti öncesinde, İngiltere Prensesi, Kral III. Charles’ın kız kardeşi Prenses Anne 11 Ocak 2023 tarihinde GKRY’deki İngiliz barış koruma güçlerini ziyaret etmiş ve Cumhurbaşkanı Anastasyades’le görüşmüştür. Burada dikkat çeken husus GKRY’nin İngiltere’yle ilişkilerini Kraliyet ailesiyle yürütmesidir.

Sonuç olarak, ABD’nin ve diğer büyük güçlerin var olduğu stratejik bölgelerde İngiltere de var olagelmiştir. Bu bölgelerin arasında Asya-Pasifik, Ortadoğu ve son zamanlar için Karadeniz sayılabilir. Bu denklem içerisinde mevcut durumda İngiltere için eksik kalan bölge Doğu Akdeniz olmuştur. Ancak son dönemde İngiltere-GKRY arasındaki temasların Kraliyet ailesi seviyesinde arttığı ve üs bölgeleri gibi iki ülke için önemli olan bir meselede GKRY halkına daha çok haklar tanındığı görülmüştür.


[1] Helena Smith, “Cyprus elects its first communist President”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2008/feb/25/cyprus.greece, (Erişim Tarihi: 24.01.2023).

 

Sevinç İrem BALCI
Sevinç İrem BALCI
Sevinç İrem Balcı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunudur. İyi derecede İngilizce bilen Balcı, aynı zamanda Rusça ve Yunanca öğrenmektedir. Başlıca çalışma alanları Balkanlar ve Avrupa'dır.

Benzer İçerikler