Boris Johnson’ın istifası sonrasında İngiltere’de Lizz Truss’ın yaklaşık altı hafta gibi kısa süren görevinden sonra başbakanlık sorumluluğunu eski Maliye Bakanı Rishi Sunak üstlenmiştir. Enerji krizi, enflasyon ve siyasi sorunlar gibi istikrarsızlıkların fazla olduğu bir dönemde üstelik seçimlere yakın bir zamanda Başbakan olan Sunak için iç politika oldukça zorlayıcı bir alan olmuştur. İç politikadaki bu kasvetli havanın aksine hem bölgesel hem de küresel anlamda Sunak’ın dış politika girişimlerinin Johnson döneminden farklı olarak çok taraflı pozitif bir siyaset uygulamaya çalıştığı görülmektedir.
Johnson’ın Brexit ve sonrasında Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa ülkelerine yönelik mesafeli yaklaşımının aksine Sunak, bölgeyle ilişkilerde işbirliği odaklı bir anlayış benimsemektedir. Bu doğrultuda AB ve İngiltere arasında önemli bir anlaşmazlık bölgesi olan Kuzey İrlanda Sorunu’na yönelik Windsor Çerçevesi isimli plan üzerinde tarafların prensipte uzlaşması önemli bir gelişme olmuştur. Windsor Çerçevesi’yle amaçlanan, İngiltere ile Kuzey İrlanda arasındaki gümrük kontrollerinin uygulanmasını kolaylaştırmaktır. Ancak anlaşmanın uygulamaya geçebilmesi için zorlu bir parlamento onay sürecinin tamamlanması gerekmektedir.
Metnin onaylanmaması durumunda, Sunak’ın siyasi kariyeri ve İngiltere-AB ilişkilerinin olumsuz etkileneceği öngörülebilir. Anlaşma onaylanırsa, İngiltere üniversitelerinin ve araştırmacılarının Horizon Programı’na yeniden erişiminin önü açılabilecekken; AB’yle yaşanan ticari sorunların çözülmesi ve uluslararası ortaklarla ticari ilişkilerde İngiltere’nin daha güvenilir hale gelmesi muhtemeldir. Örneğin İngiltere ile AB arasında bu sorunun çözümü, Yeni Delhi ile Londra arasında devam eden Serbest Ticaret Anlaşması müzakere sürecini etkileyebilir. İngiltere’yi daha geniş bir Avrupa pazarı olarak gören Hintli iş adamlarının Brexit’ten kaynaklı endişeleri azalabilir ve bu da Hindistan’la anlaşma sürecine olumlu bir ivme kazandırabilir.
Her ne kadar Windsor Çerçevesi’nin onaylanıp onaylanmama durumu belirsizliğini korusa da Rus tehdidine karşı Ukrayna’nın desteklenmesi konusunda hemfikir olan Avrupa ülkeleri arasında dayanışmanın arttığı dönemde Sunak’ın Kuzey İrlanda Protokolü’ne çözüm odaklı Windsor Çerçevesi’ni sahiplenmesi, İngiliz dış politikasında bölge ülkeleriyle işbirliğine dönük olumlu bir hava oluşturmuştur.
Nitekim Sunak, Avrupa’nın başat aktörlerinden Fransa’yla Brexit sonrası gerginleşen ilişkileri iyileştirmek maksadıyla Paris’e gitmiştir. Theresa May döneminden sonra ilk Fransa-İngiltere görüşmesi olan bu toplantıyı Sunak, “yeni bir başlangıç, yenilenen bir itilaf” olarak tanımlamıştır. Toplantıda askeri bağların güçlendirilmesi, Ukrayna’ya desteğin devam ettirilmesi, Hint-Pasifik’te kalıcı bir Avrupa deniz gücü konuşlandırması için çalışılması ve göçmen meselesi ön plana çıkmıştır.[1] Böylece iki ülke, Avrupa güvenliğinin sağlanmasında ortak sorumluluk üstlenme konusunda istekli olduklarını göstermiştir.
Ayrıca İngiltere için önemli bir sorun olan Manş Denizi’ni geçerek küçük teknelerle İngiltere’ye yasadışı şekilde geçen göçmenlere yönelik Sunak, Fransa’yla birlikte çözüm odaklı bir şekilde hareket etmek istediğini gözler önüne sermiştir.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la yapılan görüşmeden birkaç gün sonra ise Sunak, Hint-Pasifik’in istikrar ve güvenliğinde caydırıcılığı arttıracak önemli bir ortaklık olarak adlandırdıkları AUKUS’un ayrıntılarını görüşmek için Kaliforniya’ya gitmiştir. Bilindiği gibi AUKUS, 15 Eylül 2021 tarihinde Avusturalya, İngiltere ve ABD arasında siber yeteneklere, yapay zekaya, kuantum teknolojilerine ve ek denizaltı yeteneklerine dair bilgi alışverişi neticesinde Avustralya Kraliyet Donanması için nükleer enerjiyle çalışan bir denizaltı üretimini amaçlayan ve Çin’in Hint-Pasifik’te artan nüfuzunu sınırlamak isteyen bir güvenlik ortaklığı olarak duyurulmuştu.[2]
AUKUS’un uygulamaya geçmesi için 13 Mart 2022 tarihinde yapılan üçlü görüşmede üç aşamalı plan oluşturulmuştur.[3] Birinci aşama, İngiltere ve ABD’nin deniz altılarının Avustralya’da eğitim tatbikatlarını yapması, Avustralyalı denizcilerin İngiltere ve ABD’de eğitimler verilmesi ve 2027 yılında ABD ve İngiltere denizaltılarından oluşan bir Batı Denizaltı Rotasyon Gücü’nün konuşlandırılmasıyla Hint-Pasifik’te caydırıcılığın arttırılmasıdır. İkinci aşama ise Avustralya’nın ABD’den Virginia sınıfı deniz altı satın almasıdır. Üçüncü aşama da tasarım ve geliştirme çalışmalarının devam ettiği SSN-AUKUS denizaltının 2030 yılında İngiltere’de üretilmesi, 2040 yılında ise Avusturya’da inşa edilen SSN-AUKUS isimli deniz altının Avusturya Kraliyet Donanması envanterine eklenmesidir.
Hem Fransa’yla Hint-Pasifik’te bir ortaklık yapılmasının duyurulması hem de AUKUS’a bağlılığın devamı, Londra yönetiminin bölgesel ve küresel ortaklarıyla birlikte Hint-Pasifik Bölgesi’nde aktif bir aktör olarak konumlanmak istediğini göstermektedir. Bu Johnson’un “Küresel Britanya” idealinde sıklıkla dile getirdiği Hint-Pasifik eğiliminin Sunak döneminde de devam ettiği anlamına gelmektedir.
Aynı zamanda Rusya-Ukrayna Savaşı’nın devam ettiği, Çin’in tehdit olarak tanımlandığı, Hint-Pasifik’in güçler arası rekabet sahnesine dönüştüğü günümüzde AUKUS için liderlerin bir araya gelmesi, stratejik bir yakınlaşmanın sağlandığını göstermekte ve Transatlantik ilişkilerdeki bağı güçlendirmektedir. Diğer yandan İngiltere’nin Hint-Pasifik politikasında ortaklarla hareket etmesi, savunma sanayisinin gelişmesini sağlamakla birlikte Londra’nın NATO içindeki konumunu da sağlamlaştırmaktadır.
Bu bağlamda Sunak’ın önemli bir girişimi de savunma harcamalarını arttırmasıdır. Nitekim Sunak yönetimi, “Dünya daha değişken ve devletler arasındaki rekabet daha yoğun hale geldikçe, İngiltere de kendisini korumaya hazır olmalıdır” diyerek İngiltere savunma harcamalarını 5 milyar sterlin arttıracağını, savunma harcamalarını gayri safi yurtiçi hasılasının % 2,5’una çıkarma çalışmalarına devam edeceğini 13 Mart 2022 tarihinde yayımlanan 2023 Entegre İnceleme Raporu’nda açıklamıştır.[4]
Aslında dünyadaki gelişmelere karşı İngiltere’nin güvenlik, savunma, dış politikada 2025 yılına kadar ulaşmaya çalıştığı hedeflerin belirtildiği bu rapor, 2021 senesinde yayınlanmış; küresel gelişmeler nedeniyle hükümet tarafından 2023 yılında yenileme ihtiyacı hissedilmiştir.
2023 inceleme raporunda İngiltere’nin ulusal çıkarlarının ve güvenliğinin korunması açısından Rusya ve Çin ön plana çıkmıştır. Raporda İngiltere’nin birinci önceliğinin Rusya’nın Avrupa güvenliğine yönelik tehdidiyle mücadele etmek ve Moskova yönetiminin Ukrayna’nın işgalinden herhangi bir fayda sağlamasını engellemek olduğu ifade edilmiştir.
Ayrıca Çin’in askeri, mali ve diplomatik faaliyetleriyle İngiltere için giderek artan bir meydan okuma oluşturduğu ve bu sebeple Londra için ikinci önceliğin Çin’e karşıulusal çıkarlara dayanan ve müttefiklerle uyumlu, tutarlı bir yaklaşım geliştirmek olduğu dile getirilmiştir.[5]
Esasen AUKUS toplantısının ve raporun eş zamanlı gerçekleşmesi vesilesiyle İngiltere, Avrupa-Atlantik ittifakına bağlılığını, Avrupa güvenliğinin korunmasına verdiği önemi ve İngiltere’nin Çin’e karşı dayanıklılığını arttırmaya yönelik kararlılığını vurgulamıştır. Ancak 2022 yılında Çin, İngiltere’nin dördüncü büyük ticaret ortağı haline gelmiştir.[6] İngiltere ile Çin’in karşılıklı ekonomik bağımlılığı göz önünde bulundurulduğunda, Londra’nın çıkar odaklı pragmatik bir politika benimseyerek Çin’le ekonomik ilişkilere kısa vadede zarar vermek istemeyeceği ve ekonomik ilişkilerin politik ilişkileri de etkileyeceği öne sürülebilir.
Sonuç olarak Sunak, dış politikada fayda-maliyet hesaplarını pragmatik bir yaklaşımla yapmakta; bölgesel ve küresel ilişkilerde çatışma alanlarını daraltıp işbirliği alanlarını arttırarak jeopolitik dönüşümlerin yaşandığı günümüz dünyasında İngiltere’nin prestijini arttırmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Sunak, AB’yle sorunları çözecek bir anlaşma hazırlamış, Fransa’yla buzları eritecek bir zirve planlamış ve Hint-Pasifik’te önemli bir ortaklık olan AUKUS’u hedefe ulaştıracak bir strateji geliştirmiştir. Başbakanlık koltuğuna oturduğu günden itibaren uyguladığı bu politikalarla Avrupa kanadında işbirliğini, Hint-Pasifik boyutunda ise mevcut politikaları destekleyen Sunak’ın, İngiliz dış politikasını müttefiklerle çatışmadan uzak, karşılıklı güvene dayalı bir ilişki sürdürecek şekilde dizayn etmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu çabanın nispeten Sunak’a siyasi ve diplomatik başarı kazandıracağı, İngiltere’nin uluslararası arenada konumunu güçlendireceği söylenebilir.
[1] “Macron And Sunak Mend Ties, As Leaders Agree to Tackle Channel Boats”, Euronews, https://www.euronews.com/2023/03/10/macron-and-sunak-try-to-put-relationship-back-on-track-at-paris-summit, (Erişim Tarihi: 22.03.2022).
[2] “Joint Leaders Statement on AUKUS”, The White House, https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/09/15/joint-leaders-statement-on-aukus/, (Erişim Tarihi: 22.03.2022).
[3] “Background Press Call by Senior Administration Officials on the AUKUS Announcement”, The White House, https://www.whitehouse.gov/briefing-room/press-briefings/2023/03/13/background-press-call-by-senior-administration-officials-on-the-aukus-announcement/,(Erişim Tarihi: 22.03.2022).
[4] “PM Announces Major Defence İnvestment İn Launch Of Integrated Review Refresh”, United Kingdom Government, https://www.gov.uk/government/news/pm-announces-major-defence-investment-in-launch-of-integrated-review-refresh, (Erişim Tarihi: 22.03.2022).
[5] Aynı yer.
[6] “Trade and İnvestment Factsheets,” United Kingdom Government, https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/1142041/china-trade-and-investment-factsheet-2023-03-17.pdf, (Erişim Tarihi: 23.03.2022).