Venezuela veya resmi adıyla Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti, tam anlamıyla bağımsızlığını 30 Mart 1845 tarihinde kazanmış olup sık sık darbelerle, sosyal olaylarla ve yaşadığı ekonomik zorlukla anılan bir ülke olmuştur. Son yıllarda sıklıkla kullanılan ve dilimize “başarısız devlet” olarak çevrilen “failed state” kavramı, günümüz Venezuela’sına büyük oranda uymaktadır. İç savaş, ekonomik darboğaz, ülke genelinde yaygın bulaşıcı hastalıklar, sosyal karmaşıklıklar veya ülkenin genelinde merkezi hükümetin kontrolünü kaybettiği devletler “failed state” olarak isimlendirilir. Fund for Peace kuruluşu tarafından her yıl hazırlanan endekse göre, Venezuela 2016 yılında 81,6 puanla 63. sırada olup yüksek alarm düzeyindeki ülkeler arasında yer almaktadır. 2010 yılından beri endeks puanı ise hızla düşmektedir.
Ülkenin belki de Latin Amerika ülkeleri içerisindeki en kötü ekonomik performansa sahip olmasının sebebi, IMF politikalarını büyük bir kararlılıkla uygulamaya çalışan Calos Andrés Perez’in yönetimidir. Bu dönem, enflasyonun %80’lere ve işsizliğin %15’e ulaşmasına ve halkın dörtte üçünün yoksulluk sınırının altında yaşamasına neden olmuştur. Böyle bir kaos ortamı eski asker ve darbeci gelenekten gelen Chavez’in başkanlığı kazanmasıyla sonuçlanmıştır. Ülkede kurulu sosyo-ekonomik düzeni değiştirmeye çalışan Chavez, askeri bir darbeyle yönetimden uzaklaştırılmış ancak halkın yoğun desteğiyle iki gün içinde yeniden ülkenin kontrolünü ele geçirmiştir. Chavez döneminin ortalarında uygulanan ekonomi politikalarıyla petrol fiyatlarının yükselmesi, halkın satın alma gücünü hızla yükseltmiş, enflasyon azalmış ve yoksulluk oranı %80’lerden %27’lere kadar düşmüştür. Ancak söz konusu düşüş yoğun olarak petrol gelirlerine bağlı olduğu için, 2009 yılından sonra fiyatların düşmesiyle popülist politikalar sürdürülemez hale gelmiştir. Ölümünden çok önce başlayan ekonomik zorluklar, Chavez’den sonra onun halef olarak bıraktığı Nicolás Maduro’ya miras kalmıştır.
1962 yılında Caracas’da doğan Maduro, Caracas Metro Şirketi için uzun yıllar bir otobüs şoförü olarak çalışmış olup okul kayıtlarında göre liseyi bitirmemiştir. Chavez’in başarısız askeri darbesinden sonra serbest kalması için yoğun politikalar yürütmüş ve uzun yıllar Chavez’in sağ kolu olarak görev yapmıştır. Ülkede artan enflasyon, yükselen işsizlik, temel yaşam malzemelerinde yaşanan kıtlık, ülkenin en büyük kentlerinde dahi gece dışarı çıkmanın tehlikeli olmasına neden olan şiddet olayları ve faili meçhul cinayetler, daha önce bahsedildiği gibi, Chavez’in son döneminde yoğunluğu hissettirmeye başlamış olup Maduro’nun başkanlığında halkın bu koşullara isyan etmesiyle sonuçlanmıştır.
2014 yılında resmen durgunluğa, yani resesyonuna giren ülke, 2015 yılında tarihinin en yüksek enflasyon rakamına ulaşmıştır. Bir dönem, petrol kaynaklarını karşılık göstererek Çin’den gelen paralarla, ülkenin dış borcundaki Çin’in payının %15’e ulaşmasına neden olmuştur. Ülkenin son dönemde yaşadığı ekonomik, siyasal ve sosyal sorunlar şu şekilde sıralanabilir:
- Ülkede çok büyük bir konut açığı vardır. Ev yapımında kullanılan yapı malzemesi sıkıntısından dolayı yetersiz konutlarda yaşayan kişi sayısı yaklaşık olarak 3 milyona yükselmiştir. Hükümet bunu önlemek için yasaklar ve kurallar koymaya çalışmasına rağmen başarılı olamamaktadır.
- Fiyat kontrolleri ve diğer sıkılaştırıcı tedbirlerden dolayı temel yaşam malzemelerinde kıtlıklar yaşanmaktadır. İlaç, un, süt, et, kahve, pirinç gibi yaşam malzemeleri ile tuvalet kâğıdı gibi hijyen ürünlerinde yoğun bir karaborsa oluşmuştur.
- IMF’nin tahminleri göre, ülkede 2014 yılında %65, 2015 yılında %180 ve 2016 yılında %700 enflasyon yaşanmıştır. Temelde kıtlıkların, ekonomik sorunların ve yoksulluğun artmasının arkasında enflasyon vardır.
- Ülkenin eğitimli gençleri %20’lere ulaşan işsizlik yüzünden komşu ülkelere kaçmaya çalışmaktadır. Özel sektörün kamulaştırmalar ve hükümet baskılarından dolayı çalışamaz hale gelmesi, işsizliğin yükselmesinin ana nedenidir. Sadece 2016 yılında 150.000 kişi siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı vatanından göç etmek zorunda kalmıştır.
- Petrolün keşfi ile Hollanda Hastalığı’na yakalanan Venezuela’da yüksek bir yolsuzluk vardır. Venezuela, Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından en yüksek yolsuzluk oranına sahip ilk yedi ülkeden biridir. Halkın %75’i, hükümetin derin bir yolsuzluk batağına saplandığına inanmaktadır.
- 2013 yılı başkanlık seçimlerini %50,61 oy alarak küçük bir farkla kazanan Maduro’nun seçim hilesi yaptığına dair yüksek bir inanç vardır. Ayrıca, 2015 parlamento seçimlerinde muhalefet çoğunluğu elde ederek Maduro’nun gücünün azalmasını sağlamıştır. Ancak, Maduro’nun destekçisi olduğu iddia edilen Yüksek Adalet Mahkemesi, Meclis’in yasama yetkisini kendi üzerine almıştır. Bu yetki 1 Nisan 2017 tarihinde yeniden Meclis’e devredilmesine rağmen hoşnutsuzluk devam etmektedir.
İşsizlik, enflasyon, kıtlık, siyasi baskı ve yoksulluğun pençesindeki Venezuela halkı, 2014 yılından başlayıp günümüze kadar şiddetini artırarak devam eden bir isyan içindedir. Maduro’nun 500.000 milis gücü oluşturma, Amerika Devletler Örgütü’nden çıkma planları, muhalefet liderlerini tutuklaması ve yeni sert önlemleri, yükselen isyan dalgasını bastırmaya yetmeyecek gibi görünmektedir. Sosyo-ekonomik baskı altındaki ülkede açlıklar yaşanmaya başlamış ve geçen yıla göre ülke kilo ortalaması yaklaşık olarak 8 kilo azalmıştır. Hükümetin sübvanse politikasının iki önemli ayağı olan Çin’den alınan borçlar ve rezervler tükenmiştir. Gece değil hatta gündüz bile sokağa çıkmanın aşırı tehlikeli olduğu, cinayet vakalarının çözülemediği, uyuşturucu mafyalarının sokakların hâkimi olduğu ülkede yaşamak, hatta hayatta kalmak çok zordur. 2016 yılında ülkede suçluların %98’i yargılanmamış olup, cinayet oranı barış zamanına göre Honduras’tan sonra dünyadaki ikinci sıradadır.
Sonuç olarak başarısız bir devlet izlenimi veren ülke, aynı zamanda bölünmüş bir sosyal yapıyı bünyesinde barındırmaktadır. Hükümetin sert ve acımasız politikaları ülkeyi iç savaşın eşiğine getirmektedir. İşkenceler ve kasıtlı gösterici öldürmeleri günlük olaylar haline gelmiş ve 2017 yılının başından itibaren neredeyse ülkenin tamamına yayılmıştır. Yakın zamanda gösterilerin silahlı hale gelmesi ve çatışmaların başlaması olasılığı gittikçe yükselmektedir.