Hollanda’nın 2023 Seçimleri: Siyasi Sağın Yükselişi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Hollanda’da 22 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşen parlamento seçimleri, Avrupa’da şok etkisi yaratacak gibi görünmektedir. Hollanda’nın son zamanlarda siyasi çatışmalar içerisinde olması, daha önceki senelerde de bu tarz dinsel ayrımların belirgin olması; tarihin tekerrür ettiğinin altını çizmektedir. Hollanda, siyasi çalkantıların yaşandığı bir dönemde İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, kendi ilk aşırı sağcı başbakanını seçmiştir.

Seçim, görevden ayrılan eski Başbakan Mark Rutte’nin kurduğu dördüncü ve son koalisyonun, kendi aralarında göçü önleyecek tedbirler konusunda anlaşamaması üzerine Temmuz ayında istifa etmesinin ardından yapılacağı belirlenmiştir.

Hollanda Ulusal Kanalı’na göre aşırı sağcı, İslam karşıtı popülist Geert Wilders, parlamentoda 35 sandalye elde ederek son seçimlerde kazandığı 17 sandalye sayısını ikiye katlamıştır. Bu haberi almasıyla sosyal medya üzerinden sevincini paylaşan Geert Wilders, Hollanda’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması için bir referandum yapılması, sığınmacı kabulünün tamamen durdurulması ve Hollanda sınırlarında göçmenlerin geri itilmesi çağrılarını da seçim hedefleri olarak belirlemiştir.[1]

Göçmenler konusunda ısrarlı açıklamalarıyla Hollanda’yı tek millileştirme çabasını da vurgulamıştır. Bunu, şu sözler doğrultusunda seçim kampanyasında vurgulamıştır:

“Hollandalı yeniden birinci olacak. Hollanda’nın umudu var. Hollanda halkı ülkesini geri alacak ve mülteci ve göçmen tsunamisi sınırlandırılacak.”[2]

Bir diğer vaadi ise “Hollanda’nın İslamlaştırılmaması” konusunda olmuştur. Ayrıca Avrupa Birliği’nden ayrılma düşüncesi olan “Nexit” fikrini seçim kampanyasında kullanmıştır. Bu söylemleriyle Hollanda’nın Donald Trump’ı olarak değerlendirilen Wilders, bu fikirleri desteklemeyen diğer partilerle ortak bir komisyon kurmak zorundadır. Fazla sandalye sayısına sahip olması onu güçlendirmekle beraber diğer muhalefet partilerinin Wilders’ın fikirlerini özümsememesinden dolayı çatışma doğuracağı düşünülmektedir. Wilders ise bu duruma gayet sıcak baktığını dile getirmiştir.

Wilders’in partisine en yakın parti, 26 sandalye kazanan merkez sol İşçi Partisi ve Yeşil Sol ittifakıdır. Ancak partinin lideri Frans Timmermans, Wilders’la olacak koalisyona güvenmediğini ve farklı fikirlerde olduğunu şu sözlerle açıkça ifade etmiştir: [3]

“Ve önümüzdeki günlerde ve haftalarda, hiç kimseyi dışlamadığımız Hollanda için ayağa kalkmanın, herkesi kucakladığımız Hollanda için ayağa kalkmanın, geçmişinizin ne olduğuna, dininizin ne olduğuna, ten renginizin ne olduğuna bakmadığımız Hollanda için ayağa kalkmanın ne kadar zor, ne kadar önemli ve ne kadar gerekli olduğunu giderek daha fazla göreceğiz.”

İsrail’in sadık bir destekçisi olan Wilders, Hollanda Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınmasını ve Filistin Yönetimi’nin merkezi Ramallah’taki Hollanda diplomatik temsilciliğinin kapatılmasını savunmuştur.[4]

Ayrıca eski Başbakan Mark Rutte’nin yerine, partisinin en çok oyu alması halinde ülkenin ilk kadın başbakanı olabilecek eski bir Türkiyeli mülteci olan Dilan Yeşilgöz-Zegerius getirilmiştir. Bunun yerine 11 sandalye kaybederek 23 sandalyede kaldığı öngörülmektedir.  

Yeşilgöz, Wilders’in koalisyonlar konusunda nasıl yanıt vereceğine karar vermenin partili meslektaşlarına bağlı olduğunu söylemiştir. Seçimden önce Wilders liderliğindeki bir kabinede görev almayacağı konusunda ısrar etmiş, ancak kazanması halinde onunla çalışmayı da göz ardı etmemiştir.[5]

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, aynı şekilde Macaristan’ın değişimini vurgulayan ve AB kurumları konusunda sert çıkışlar yapan bir lider olarak Wilders’i ilk tebrik edenlerden olmuştur.

Bu sonuçla beraber Hollanda’da gerçekleşen son parlamento seçimleri, Avrupa’nın siyasi arenasında dikkat çekici bir değişim sinyalini göstermektedir. İtalya’daki son seçimlerle beraber aşırı sağ dalgası diğer ülkelerde de kendini göstermeye başlamıştır. Hollanda’nın yeni siyasi manzarası, sadece ülke içinde değil, aynı zamanda Avrupa genelinde de tartışmalara yol açacak gibi durmaktadır.


[1] Mike Corder-Raf Casert, “Anti-Islam Populist Wilders Heading For A Massive Win in Netherlands in A Shock For Europe”, AP News, https://apnews.com/article/netherlands-election-candidates-prime-minister-f31f57a856f006ff0f2fc4984acaca6b, (Erişim Tarihi: 23.11.2023).

[2] “Far Right PVV Is Clear Winner in Dutch Election With 25% Support”, Dutch News, https://www.dutchnews.nl/2023/11/far-right-pvv-is-clear-winner-in-dutch-election-with-25-support/, (Erişim Tarihi: 23.11.2023).

[3] Aynı yer.

[4] Mike Corder, “Dutch Election Winner Geert Wilders Is An Anti-Islam Firebrand Known As The Dutch Donald Trump”, AP News, https://apnews.com/article/wilders-netherlands-islam-trump-8efc30fa18dd9c4a0da21b25eca9e01d, (Erişim Tarihi: 23.11.2023).

[5] Paul Kirby-Anna Holligan, “Dutch Election: Anti-Islam Populist Geert Wilders Wins Dramatic Victory”, BBC News, https://www.bbc.com/news/world-europe-67504272, (Erişim Tarihi: 23.11.2023).

Sena BİRİNCİ
Sena BİRİNCİ
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

Benzer İçerikler