Analiz

Hint-Pasifik’teki Gerilimlerin Ortasında Çin-Avustralya İlişkileri

2024 yılı itibariyle Çin ve Avustralya ilişkilerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.
Çin-Avustralya ortaklığı hem Hint-Pasifik bölgesinin istikrarı hem de bölgedeki ekonomik ve güvenlik çıkar dengelerinin korunması adına kritik rol oynamaktadır.
Görüşmede stratejik ortaklığın kapsamlı şekilde ele alınması, ikili ilişkilerin uzun vadeli diplomatik temaslarla yürütülmesi açısından önem taşımaktadır.

Paylaş

This post is also available in: English Русский

20-21 Şubat 2025 tarihlerinde Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenen G20 Dışişleri Bakanları toplantısında bir araya gelen liderler, diplomatik çözüm arayışlarının tartışıldığı bu ortamda küresel zorluklar karşısında karşılıklı birlik ve beraberliğe vurgu yaparak ikili ilişkilerin olumlu seyrini teyit etmiş ve mevcut durumun korunmasının önemine değinmişlerdir. Görüşmede stratejik ortaklığın kapsamlı şekilde ele alınması, ikili ilişkilerin uzun vadeli diplomatik temaslarla yürütülmesi açısından önem taşımaktadır.

Bu kapsamda Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong ile bir araya gelmiştir. Görüşmeler sırasında Wang, iki ülke liderlerinin stratejik rehberliği altında Çin-Avustralya ilişkilerinin istikrara kavuştuğunu ve yeniden ivme kazandığını, bu gelişmenin her iki ülkedeki çeşitli sektörler tarafından sıcak karşılandığını kaydetmiştir. Aynı zamanda Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi olan Wang, ikili ilişkilerin sağlıklı ve istikrarlı bir yola girmesinin her iki tarafın ortak çıkarlarına hizmet ettiğini ve halklarının ortak özlemleriyle uyumlu olduğunu belirtmiştir. Çin’in daha olgun, istikrarlı ve verimli bir Çin-Avustralya kapsamlı stratejik ortaklığı inşa etmek için Avustralya’yla birlikte çalışmaya istekli olduğunu vurgulamıştır.[1]

Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong ise çeşitli alanlarda Çin-Avustralya değişimindeki olumlu ilerlemeyi kabul ederek ekonomik ve ticari bağların tam olarak yeniden başlamasının güçlü bir sinyal olduğunu vurgulamıştır. Wong, Avustralya’nın “tek Çin” politikasına olan bağlılığını ve ortak ulusal çıkar alanlarında Çin’le işbirliğini güçlendirme, uluslararası hukukun üstünlüğünü ve stratejik güvenliği koruma, küresel zorlukları birlikte ele alma isteğini bir kez daha teyit etmiştir.[2]

Çin ve Avustralya ilişkilerinin son dönemde pozitif yönde gelişme göstermesi, iki ülkenin de çıkarlarını gözeterek daha esnek ve rasyonel politikalar izlemeye karar vermesiyle ekonomik ve diplomatik alanlarda jeopolitik dinamikleri göz önünde bulundurduklarına işaret etmektedir. Özellikle de karşılıklı ticari ilişkilerde yaşanan sorunların ekonomik olarak karşılıklı bağımlılık çerçevesinde çözüme kavuşturulması ilişkilerin yoluna girmesinde kilit rol oynamıştır. 

Avustralya, Hint-Pasifik bölgesinde QUAD (Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) ve AUKUS (Avustralya, Birleşik Krallık, ABD, Savunma Paktı) gibi askeri ve güvenlik işbirlikleri içerisinde bulunmaktadır. Bu durum Çin’le ilişkilerde gerilimlere sebep olsa da ekonomik temelli bağların yanı sıra son dönemde artan diplomatik ilişkiler sayesinde bu gerilimler belli sınırlar içerisinde kalmış ve Hint-Pasifik bölgesindeki Batılı güçlerle olan rekabet ortamı yönetilebilir, yönlendirilebilir bir seviyede kalmıştır. 

2020 yılında covid-19 salgınına yönelik Avustralya’nın Çin’e karşı soruşturma açmasıyla başlayıp Çin’in ticari yaptırımlar uygulamasıyla devam edip Avustralya’nın 2021 yılında QUAD ve AUKUS’a katılmasıyla sonuçlanan 2020-2022 dönemindeki ilişkiler daha sonra yerini normalleşme ve işbirliklerinin kurulduğu bir döneme bırakmıştır. Bu dönemin başlamasındaki en önemli aktör ise 2022 yılında Avustralya Başbakanı seçilen ve Çin’le diplomatik diyaloğun artırılmasını hedefleyen Anthony Albanese’dir. Daha sonra ticaret kısıtlamalarının hafifletilmesinin yanı sıra iklim değişikliği gibi alanlarda da iki ülke birlikte hareket etmiştir. 

2024 yılı itibariyle Çin ve Avustralya ilişkilerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Zaman zaman askeri alanda gerginlikler yaşansa da diplomatik diyaloglarla ele alınarak karşılıklı mutabakata varılmıştır. Önümüzdeki dönemlerde de ikili ilişkilerin istikrarlı şekilde devam etmesi özellikle Hint-Pasifik bölgesi açısından önem taşımaktadır. Çünkü iki ülke arasındaki ilişkiler en çokta bu bölgedeki gerilimlerden etkilenmekte ve ikili işbirliklerinin devamlılığını gözden geçirmek durumunda kalmaktadır. 

Bölgesel dinamikler ve jeopolitik stratejiler bağlamında Çin-Avustralya ilişkileri dengeli diplomatik diyaloglar çerçevesinde işbirliklerini artıracak, olası gerginlikleri önleyecek ve karşılıklı güvenlik çıkarlarının korunmasını sağlayacaktır. Öyle ki Çin ve Avustralya, Hint-Pasifik bölgesinde yaşanan Tayvan meselesi ve Güney Çin Denizi sorunları gibi konulardaki askeri gerilimlere karşın görüşmeler gerçekleştirerek gerginlikleri belli ölçütlerde kontrol altına almayı başarmışlardır. 

Sonuç olarak Çin-Avustralya ortaklığı hem Hint-Pasifik bölgesinin istikrarı hem de bölgedeki ekonomik ve güvenlik çıkar dengelerinin korunması adına kritik rol oynamaktadır. Bu süreçte iletişim kanallarıyla diplomatik seviyede taraflar arasındaki diyalogları yönetmek ve bağımsız bir dış politikayı benimseyerek müttefik ve ekonomik ilişkilerin bağımsız olarak geliştirilmesini sağlamak, bölgedeki diplomatik dinamiklerin istikrarını artıracaktır. 

Avustralya’nın QUAD ve AUKUS’un bir parçası olması, Çin’in bölgedeki etkinliğini sınırlamakta fakat aynı zamanda ekonomik ilişkilerin olumlu ilerlemesi de düşünüldüğünde doğrudan bir rekabet ortamı oluşturmamakta ve bölgesel güç dengesini sağlamaktadır. Ayrıca Avustralya, ticari ilişkilerini Hindistan, Japonya ve ASEAN ülkeleriyle çeşitlendirerek yalnızca Çin’le olan ekonomik işbirliğine bağımlı kalmayarak ekonomik dengelerin korunmasına yönelikte bir strateji izlemektedir.

Çin ise Avustralya ile Hint-Pasifik bölgesinde daha çok ekonomik bağların odağında ilişkiler kurmuş, bu sayede bölgedeki etkinliğini artırarak Avustralya’daki özellikle enerji, maden ve inşaat sektörlerindeki yatırım projelerinde aktif rol oynamıştır. Ayrıca Çin, Avustralya’yla geliştirdiği ilişkilerle hem Avustralya’nın ABD’yle olan askeri ittifakının yönetilebilir bir seviyede kalmasını sağlamış hem de Avustralya’yla ekonomik ve diplomatik bağların korunarak karşı cephede yer almasını önlemiştir. 

2025 yılında ise Çin-Avustralya ilişkileri, ekonomik işbirlikleri temelinde olumlu seyrini koruyacak ve Hint-Pasifik bölgesinde olası doğrudan askeri çatışmalardan kaçınılarak yumuşak güç stratejileri üzerinden diplomatik diyalogların sağlanabileceği bir denge oluşturulacaktır. Küresel dinamiklere karşın iki ülkenin olumlu tutumu bölgenin de istikrarında etkili olacaktır.


[1] “Return of China-Australia ties to heathy, stable track serves both sides’ common interests, Chinese FM tells Wong” Global Times,https://www.globaltimes.cn/page/202502/1328893.shtml, (Erişim Tarihi: 22.02.2024).

[2] Aynı Yer.

Berra KIZILYAZI
Berra KIZILYAZI
Kapadokya Üniversitesi İngilizce Mütercim ve Tercümanlık / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (Çift Anadal)

Benzer İçerikler