Hindistan’da Yaklaşan G-20 Zirvesi ve Yenilenebilir Enerji: Küresel Enerji Dönüşümü, Yenilenebilir Enerji Alanında Eğilimler ve Sınamalar

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

G-20 Grubu’nun (G20) bakanlar düzeyindeki toplantıları şimdiden başladı ve Eylül 2023’te Hindistan’da yapılacak G20 Zirvesi, dünya liderlerinin katılacağı önemli bir forum olacak. Çevre, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından öngörülen yeni kripto para düzenleme rejimi, yapay zeka (AI), jeopolitik ve jeo-ekonomi gibi birçok önemli konu ele alınacak.

Ev sahibi ülke Hindistan, küresel ısınmaya ve çevre sorunlarına açıkça dikkat çeken ‘tek dünya, tek aile ve tek gelecek’ sloganını ortaya attı. Bu makale, yaklaşan G-20 Zirvesi ışığında yenilenebilir enerji alanında küresel çapta kaydedilen ilerlemeyi değerlendirecektir. Küresel Enerji Geçişi ve Yenilenebilir Enerji eğilimleri ve sınamaları da ev sahibi ülke Hindistan’dan bazı örneklerle ele alınacaktır.

Tahıl koridoru anlaşmasının şu ana kadar yenilenmemesi de (Temmuz 2023 itibariyle anlaşma 3. kez uzatılmadı ve belirsizlikler devam ediyor) dahil olmak üzere Ukrayna ve Rusya’daki Savaş, küresel gıda güvenliğiyle ilgili konularda önemli belirsizlikler yarattı. Bu aynı zamanda ev sahibi ülke olan Hindistan’ın 2023 yılı itibariyle Çin’i geride bırakarak dünyanın en kalabalık ülkesi haline gelmesinden bu yana yapılan ilk toplantı olacak. Bu nedenle, bu makale özellikle yaklaşmakta olan G20 Zirvesi’ni küresel zorluklar ışığında ve Hindistan’dan örneklerle irdelemektedir.

G20’nin 18. Zirve (devlet ve hükümet başkanları) toplantısı 9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Hindistan’ın Yeni Delhi kentinde gerçekleştirilecektir. G20, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 Daimi üye ülkesinden  (ABD, Rusya, Çin, Fransa ve Birleşik Krallık), Brezilya, Almanya, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye dahil olmak üzere diğer önde gelen 14 küresel ekonomiden ve bölgesel bir kuruluş olarak Avrupa Birliği’nin katılımıyla oluşur. Tipik olarak İspanya gibi bazı ülkeler daimi davetli misafirlerdir. Bu zirve toplantıları ve Kongre Diplomasisi geleneği, 17. yüzyıldaki Vestfalya Barışı ve 19. yüzyıldaki Viyana Kongresi ve Avrupa Ahengi günlerine dayanmaktadır. Bu tür çok taraflı platformlarda somut sonuçlar her zaman hemen gözlemlenemese de, bunlar yine de çok taraflı diplomasi ve büyük güçler (küresel güçler) ve bölgesel güçler olarak kabul edilen oldukça büyük ekonomilere sahip ülkeler arasında diyaloğu sürdürmek bakımından değerli ortamlar oluştururlar. Genellikle bu tür zirveler, zorlukların tartışıldığı, ancak sınırlı somut taahhütlerin verildiği bir istişare mekanizması işlevi görür. İklim Değişikliği, pek çok konuda çeşitli ve farklı siyasi konumlarına bakılmaksızın tüm G20 tarafından ele alınması gereken büyük bir ortak küresel sorun olarak akla gelmektedir.

‘İklim Adaleti’ ve ‘ Sürdürülebilir Kalkınma Hakkaniyeti’yle ilgili ana konulardan biri, gelişmiş ulusların birçoğunun belirli bir sanayileşme ve gelişme düzeyine ulaşmak için Küresel Güney’i uzun yıllar boyunca çevresel olarak kirlettiği ve sömürgeleştirdiği sorunudur. Ancak artık sömürgeleştirilmiş ve pek çok az gelişmiş bölgeye sahip bölgelerin, önemli ölçüde yatırım veya yenilenebilir enerji kaynakları gerektiren politikalar benimsemeleri beklenmekteydi. Her ne kadar teknoloji hızla gelişiyor olsa da, kömürle çalışan geleneksel santrallerden elde edilen enerji hala daha ucuz ve daha kolay elde edilebilmektedir, ancak bunun sonuçları da önemli miktarda emisyona yol açılmasıdır. Hava kirliliği hem Çin’in hem de Hindistan’ın başkentlerinde önemli bir sorundur. Bu nedenle, temiz ve yenilenebilir enerjiye adil ve uygun fiyatlı erişim konusu, 2023 G20 ev sahibi ülkesi Hindistan tarafından Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek mottosuyla anlaşıldığı üzere vurgulanan ana konulardan biridir.

Hindistan geleneksel olarak anti-emperyalist ve post-kolonyal hareketlerde ses getiren önemli bir aktör olmuştur. Küresel Güney’de Hindistan’ın farklı aktörleri dengeleme politikası mevcuttur. Örneğin Hindistan bir yandan, ABD ile birlikte Dörtlü Devletler Grubuna (Quad) dahil oluyor (Hindistan Başbakanı Modi, Haziran 2023’te ABD’ye resmi bir ziyarette bulundu ve ABD Kongresi’ne hitap etti) ve diğer yandan BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) grupları aracılığıyla Rusya ve Çin gibi OECD dışı ülkelerle geniş ilişkilere sahip oluyor. Hindistan aynı zamanda Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (SCO) bir parçasıdır, ancak üye devletlerinin birçoğuyla görüş ayrılıkları yaşamaya devam etmektedir. Bununla birlikte, farklılıklara takılıp kalmadan barışçıl işbirliğini ilerletmek, bölgesel ve küresel istikrarı desteklemek için elzemdir. Ancak günümüzde, tek bir ülkenin kirliliği önemli küresel sorunlar yaratabileceğinden, iklim krizi sorunu daha fazla bölgesel ve küresel işbirliğini gerekli kılmaktadır.

Hindistan, birçok küresel sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerji girişimine üyelik de dahil olmak üzere, küresel politika alanında nispeten barışçıl bir üne sahiptir. Hindistan, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) bir üyesi ve Uluslararası Güneş Enerjisi İttfakı’nın (IRENA, 2023; Solar Alliance, 2023) kurucusudur. Özellikle Solar Alliance, Hindistan’daki mevcut Modi hükümeti tarafından büyük bir girişim niteliğine sahip olmuştur. Hindistan ayrıca artan yatırımlarla Rüzgar Enerjisi endüstrisinde önemli bir yatırımcı olmuştur. Asya’daki ‘en temiz’ ve en çevre dostu köylerden biri, yine Hindistan’da bulunan Mawlynnong köyüdür. Hindistan’ın kuzeydoğu kesiminde bulunan Mawlynnong’da plastiğe izin verilmez ve tipik olarak plastik atığı yoktur (varsa, bir geri dönüşüm merkezine götürülürler) ve köyün sakinleri günlük temizlik görevlerini üstlenirler ve her Cumartesi, haftalık görevlerinin köy muhtarı tarafından dağıtılması için toplanırlar (DEF, 2023). Yine de bu, dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkesindeki sadece yaklaşık 500 nüfuslu küçük bir köy olduğundan, model şu ana kadar ulusal düzeye genişletilmemiştir. Bununla birlikte, (neo-Malthusçu bir bakış açısından bakıldığında) yüksek nüfus artışı, yüksek büyüme oranları nedeniyle dünyanın sınırlı doğal kaynaklarının çoğu üzerinde daha fazla strese neden olmaktan Hindistan’ın da sorumlu olduğu anlamına gelir. 2021’de COP-26’da (Birleşmiş Milletler İklim Konferansı), Hindistan 2070 yılına kadar net sıfır Sera Gazı (GHG) salınımı (emission) hedefi ilan etti. Bu hedefe ulaşmak kolay değildir ve her yıl yenilenebilir enerjiye, güneş ve rüzgar dahil, önemli yatırımlar gerektirecektir (Gupta, 2023). Ayrıca, küresel ısınma ve iklimle ilgili krizlerin bu hızla geliştiği gözönüne alındığında, 2070 yılına kadar sıfır emisyona sahip olma hedefleri çok uzak olabilir ve bu on yıl içinde acilen iklim eylemine ihtiyaç bulunmaktadır.

Ortak küresel hedefler, gelecekte daha sürdürülebilir fırsatlar yaratmak için gelişmiş işbirliğini gerektirir. Bu bağlamda, örneğin, yeni Dünya Bankası Başkanı AJ Banga’nın Hindistan kökenli bir ABD vatandaşı olduğunu (Hindistan’da doğup büyümüş ve daha sonra ABD vatandaşlığına geçmiş) hatırlamakta fayda vardır. Muhtemelen G20 zirvesine katılacak Hindistan kökenli önemli dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Rishi Sunak (ve Başkan Biden katılmazsa muhtemelen ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris) yer almaktadır. Hindistan’ın hızla büyüyen nüfusu, gezegenimiz için çok sayıda fırsatın yanı sıra sınamalar da sunacaktır.

Bu bağlamda, G20 ile Türk Devletler Teşkilatı (TDT/OTS) gibi diğer kuruluşlar arasında daha fazla ortak toplantı gerçekleştirilmesi örneğindeki gibi, çeşitli örgütler arasında hızla ilerleyen işbirlikleri için  makul, dengeli ve istikrarı yaygınlaştıran politikalar ve ilkeler geliştirmenin önemi de vurgulanmalıdır. Bir G20 üyesi ve halen Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik için aday bir ülke olarak Türkiye’nin, Yeşil Geçişi ilerletme normlarına ve değerlerine ve AB’nin Yeşil Mutabakatı ile uyumlu politikalara daha fazla uyması gerekmektedir. Bu tür değerler ve ilkeler, dünyanın en büyük demokrasisi ve şu anda dünyanın en kalabalık ülkesi olan ev sahibi ülke Hindistan tarafından da teşvik edilmeli ve benimsenmelidir. Bu nedenle G20 zirvesinde Türkiye’nin ve diğer G20 ülkelerinin yeşil ekonomi ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemeye devam etmesi önemlidir. Ne yazık ki bu makale hazırlanırken, G20’nin Enerji Bakanları küresel emisyonların azaltılması ve enerji geçişine nasıl devam edileceği konusunda bir anlaşmaya varamadılar. G20 enerji bakanları, özellikle büyük petrol ihracatçıları Rusya ve Suudi Arabistan’ın itirazları nedeniyle, fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılmasıyla ilgili dil konusunda fikir ayrılığına düştüler (Nandi ve de Souza, 2023). Bununla birlikte, Temmuz 2023 Goa Enerji Bakanları toplantısıyla ilgili bir teselli, bu toplantının, Kasım – Aralık 2023 tarihleri arasında Dubai, BAE’de yapılacak olan COP-28 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı öncesinde önemli bir diyalogun gerçekleşmiş olmasına fırsat sağlamış bulunması diye düşünülebilir.

Türkiye açısından bakıldığında, Türkiye’nin Yeşil Mutabakata uyması aslında sadece AB ülkeleriyle ticarete avantaj sağlamaz, aynı zamanda diğer G20 ülkelerine de bu alandaki bilgi birikim mal ve hizmet ihracati yaparak önemli kazançlar elde etmesi fırsatı verebilir. Ve ayrıca yenilenebilir enerjiye geçişte yeni teknolojiler sadece gezegeninin ve gelecek nesillerin yararına olmakla kalmayıp, aynı zamanda ulusal enerji bağımsızlığı yolunda ilerlemek bakımından da önemli bir husustur.

Doç. Dr. Ali Oğuz DİRİÖZ
Doç. Dr. Ali Oğuz DİRİÖZ
Doç. Dr. Ali Oğuz Diriöz, Uluslararası İlişkiler Doçentidir, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası Girişimcilik Bölümü'nde tam zamanlı öğretim üyesidir. Araştırma alanları arasında Uluslararası Politik Ekonomi, Küreselleşme, Enerji ve Su Güvenliği bulunmaktadır. Daha önce Euromesco ağının Orta Doğu'da Su Güvenliği (AB tarafından finanse edilen) çalışma grubunun bir parçasıydı ve Su Güvenliğine ilişkin 15. EuroMesco Ortak Politika Çalışmasında (2020) bölümü yazarıdır. Yayınlarından bazıları; “Katar'ın OPEC Çıkışı Işığında Doğal Gaz Organizasyonunun Beklentileri” The Extractive Industries and Society (2021); ve “BAE'nin Nükleer Projesinin Stratejik Bağlamı: Bölge İçin Bir Model?” Middle East Policy. Dr. Diriöz daha önce Dünya Bankası'nda Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da Su Sektörü Düzenlemesinin Durumu üzerinde danışman olarak çalıştı (Haziran 2017). 2017'de Dünya Bankası'nın yayininda 'Fas'ta Su Sektörü Yönetmeliğinin Durumu' başlıklı bölümünün yazarı ve 'Ürdün'de Su Sektörü Yönetmeliğinin Durumu hakkındaki bölümün ortak yazarıdır'. Katar HBKU'den Prof. Olawuyi editörlüğünde "MENA bölgesinde İklim Değişikliği Yasası ve Politikası" adlı kitap projesinde bolüm yazarı olarak yer aldı (Dr. Olawuyi, D., Routledge tarafından basılan kitap Haziran 2021'de yayınlandı). Çok sayıda ulusal ve uluslararası yayını bulunmaktadır.

Benzer İçerikler