Hindistan ve Pakistan yeniden savaşın eşiğine gelmiş durumdadır. Güney Asya’daki iki nükleer güç arasındaki gerginlik, son iki gün içerisinde sınırların karşılıklı olarak ihlal edilmesiyle zirveye ulaşmıştır.
26 Şubat 2019 tarihinde Hindistan savaş uçakları Pakistan’ın Balakot bölgesine hava saldırısı düzenlemiştir. Bu Hindistan’ın son elli yıl içerisinde Pakistan topraklarına gerçekleştirdiği ilk saldırıdır. Hindistan’ın yapmış olduğu hava saldırısının sonuçlarına ilişkin her iki ülke de farklı açıklamalar yapmıştır. Hindistan Hava Kuvvetleri (IAF) tarafından yapılan açıklamada, 12 adet Mirage 2000 savaş uçağının Keşmir Kontrol Hattı’nı geçerek Pakistan’ın Hayber-Pahtunhva eyaletindeki Ceyş-i Muhammed Örgütü’ne ait kampı yok ettiği, saldırıda örgütün 350 üyesinin öldürüldüğü bildirilmiştir.
Ancak bu açıklamaya Pakistan tarafından itiraz gelmiştir. Basın brifinginde Pakistan Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Tümgeneral Asıf Gafur, 26 Şubat 2019 tarihinde Pakistan sınırına çeşitli yönlerden yaklaşan üç “IAF” ekibinin tespit edildiğini belirtmiştir. Gafur’a göre; Pakistan’ın savaş uçakları tarafından yapılan önleme sonucunda Hindistan’a ait iki savaş uçağı sınırı geçememiş, ancak üçüncü uçak Pakistan Hava Kuvvetleri (PAF) jetleri tarafından fark edilmeden önce Muzafferabad yakınlarındaki Kiran Vadisi’nden Kontrol Hattı’nı geçmiştir. İhlalin üç dakika içerisinde tespit edildiğini söyleyen Gafur, “PAF” jetlerinin hızlı bir şekilde harekete geçmesinin ardından Hint uçaklarının Kontrol Hattı boyunca geri çekilerek mühimmatını serbest bırakmak zorunda kaldığını bildirmiştir. Pakistan kaynaklarına göre patlayıcılar açık alana düştüğünden herhangi bir kayba veya hasara yol açmamıştır.
Bir gün sonra Pakistan savaş uçakları Hindistan hava sahasını ihlal ederek Cemmu ve Keşmir bölgesinde konuşlanan Hindistan Ordusu’nun yakınlarına bomba atmıştır. Olayla ilgili Hindistan ve Pakistan basınında birbirini inkâr eden iddialar yer almıştır. Pakistan, Hindistan’a ait iki savaş uçağını düşürdüklerini ve iki pilotu yakaladıklarını söylerken, Hindistan bu iddiaları reddetmiş ve Pakistan savaş uçağının düşürüldüğünü iddia etmiştir.
Hindistan-Pakistan arasında yaşanmakta olan son krizin başlangıç noktası, 14 Şubat 2019 tarihinde Hindistan’ın Cemmu Keşmir bölgesinde düzenlenen terör saldırısıdır, denebilir. Saldırıda Hindistan güvenlik güçleri konvoyu hedef alınmış, bunun sonucunda 44 asker hayatını kaybetmiş ve 20 asker de yaralanmıştır. Hindistan basınında yer alan haberlerde Merkezi Yedek Polis Gücü (CRPF) personelinin olduğu konvoyda 78 aracın bulunduğu bilgisi paylaşılmıştı. Yerel basında yer alan haberlerde saldırının sorumluluğunu Ceyş-i Muhammed Örgütü’nün üstlendiği belirtilmişti.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, saldırıyla ilgili “alçakça ve korkakça” ifadesini kullanmıştır. Hint yetkililere göre saldırı, Cemmu Keşmir’de son 30 yıldır düzenlenen en kanlı saldırıdır. Hindistan hükümeti terör saldırısı için Pakistan’ı sorumlu tutmuştur. Çünkü saldırıyı üstlenen Ceyş-i Muhammed Örgütü’nün kurucusu, Afganistan’da Taliban ile bağlantıları bulunan Mesud Azhar’dır ve söz konusu ismin Pakistan tarafından desteklendiği söylenmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi iki ülke arasında yaşanmakta olan çatışmalarla ilgili haberler ve tarafların resmî açıklamaları birini inkâr eden niteliktedir. Yetkililerin son açıklamalarına bakılırsa her iki taraf da olayların daha fazla büyümesini istememekte ve geniş çaplı bir savaştan kaçınmaya çalışmaktadır. Ancak 14 Şubat 2019 tarihinde gerçekleşen terör saldırısının ardından ortaya çıkan durum Güney Asya jeopolitiğini de etkilemiştir. Hindistan ve Pakistan savaşın eşiğine gelmiş ve bu olaylar aynı zamanda Çin’i de etkilemeye başlamıştır. Çünkü terör saldırısını düzenleyen Ceyş-i Muhammed Örgütü Pakistan, Rusya, Avustralya, Kanada, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından terör örgütü olarak ilan edilmişken örgütün kurucusunun ismi yıllardır “uluslararası düzeyde aranan teröristler” listesine girememiştir. Çünkü Mesud Azhar’ın “uluslararası terörist” ilan edilmesi yönündeki tüm girişimler Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimî üyesi olan Çin tarafından veto hakkı kullanılarak engellenmiştir. Fakat Cemmu Keşmir’de düzenlenen son saldırılar Çin’in bu konuda karar değişikliğine gitmesine yol açabilir. Bu anlamda Pekin yönetimi artık Mesud Azhar’ın “uluslararası terörist” listesine alınmasına karşı çıkamayabilir.
Hindistan uzun yıllardır kendi topraklarında düzenlenen terör saldırılarına karşılık vermemekteydi. Ancak bu sefer Hindistan’ın tepkisinin eskilerinden farklı olduğu görülmektedir. Bunun nedeni de Hindistan’da yapılması beklenen yerel seçimlerdir. Şu anda Hindistan Başbakanı Narendra Modi, milliyetçilerin baskısı altında Pakistan’a karşı aşağıdaki önlemleri almak zorunda kalmıştır:
- Hindistan, Pakistan’ı tam bir uluslararası izolasyona maruz bırakmak için tüm diplomatik adımları atmaya karar vermiştir. Bu nedenle Hindistan, ABD’den Pakistan’a karşı daha sert önlemler almasını talep etmektedir.
- Hindistan, Pakistan’a verilen “ticarette en çok kayırılan ülke” statüsünü iptal etmiştir. Bu karar kapsamında Hindistan-Pakistan arasındaki ticaret tamamen durdurulabilir.
- Hindistan, Cemmu Keşmir bölgesinden Pakistan’a giden önemli bir otobüs servisini durdurmuştur. Atılan bu adım, şüphesiz Cemmu Keşmir’de yaşayan nüfusun hayatını olumsuz yönde etkileyecektir.
- Ayrıca iki ülke arasında düzenlenmesi beklenen çok sayıda ortak resmi toplantı ve etkinlik iptal edilmiştir.
Hindistan yetkilileri tarafından yapılan sert açıklamalar aynı zamanda Hintlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde Keşmirlilere karşı saldırıların düzenlenmesine neden olmuştur. Basında yer alan haberlerde, vaziyetin kontrol altına alınamaması halinde sokak çatışmalarının ülke çapında bir iç kargaşaya yol açabileceğinden bahsedilmektedir. Özetle söylemek gerekirse iki ülke arasındaki olayların daha fazla tırmanması ve özellikle Yeni Delhi tarafından alınmakta olan tedbirler sadece Pakistan için değil, aynı zamanda Hindistan için de olumsuz sonuçlar doğurabilir.