Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi, 22 Haziran 2023 tarihinde Washington’da bir araya gelmiştir. Modi’nin Washington ziyareti, birçok açıdan mühimdir. İlk olarak söz konusu ziyaret, Modi’nin 2009 yılından itibaren ABD’ye gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaret olması hasebiyle sembolik önem sahiptir.[1]
Öte yandan ikili işbirliklerinin derinleştirilmesi bakımından da stratejik bir ziyaret olmuştur. Savunma ve ticaret anlaşmalarıyla karşılıklı bağları güçlendiren iki aktörün söylemleri, ikili ilişkilerde yeni bir dönemin yaşanacağının habercisidir. Görüşme sırasında Biden, “İki büyük ulus, iki büyük dost ve iki büyük güç” ifadelerini kullanırken; Modi, “Bölgenin istikrarı, ortaklığımızın temel kaygılarından biri haline geldi.” açıklamasında bulunmuştur.[2] Taraflar arasında yarı iletkenler, kritik mineraller, teknoloji, uzay işbirliği ve savunma işbirliği konularında anlaşmalar yapıldığı da görülmüştür.
Bahse konu olan ziyaret, Dünya Ticaret Örgütü çerçevesindeki birtakım anlaşmazlıkları da sona erdirmiş ve Hindistan, ABD malları üzerindeki bazı tarifeleri kaldırmıştır. Bilindiği üzere iki ülke, ticari ortaklık konusunda yakın bağlara sahiptir. Dolayısıyla bu konuda atılan her adım da belirleyici niteliğe sahiptir. Ayrıca Hindistan, uzay araştırmaları konusunda ABD liderliğindeki Artemis Anlaşmalarına katılmayı ve 2024 senesinde Uluslararası Uzay İstasyonu’na yönelik ortak bir görevde NASA’yla çalışmayı kabul etmiştir.[3] Buna ek olarak Hindistan’ın 2023 yılının Mayıs ayında ABD’nin 14 üyeli Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’ne katıldığını da hatırlatmakta yarar vardır.
Anlaşılacağı üzere Modi’nin ziyareti, muhtevası ve işbirliği alanlar sebebiyle iki ülke münsebetlerinde “yeni bir dönem” ve “dönüm noktası” söylemlerinin kullanılmasına yol açmıştır. Taraflar arasında yapılan diğer anlaşmalar da şu şekilde sıralanabilir:[4]
- Hindustan Aeronautics’le yapılan bir anlaşma yoluyla General Electric’in Hindistan’da Hint askeri uçaklarına güç sağlamak için jet motorları üretmesine izin verilmiştir.
- Bölgedeki ABD Donanması gemileri, bir denizcilik anlaşması kapsamında onarım için Hindistan tersanelerinde durabilecek ve Hindistan, ABD yapımı silahlı MQ-9B SeaGuardian insansız hava araçları tedarik edecektir.
- ABD’li şirket Micron Technology, Gujarat’ta inşa edilecek 2,7 milyar dolarlık bir yarı iletken test ve paketleme birimi planlamaktadır.
- ABD vasıflı Hintli işçilerin ABD vizelerini alması ve yenilemesi kolaylaştırılacaktır.
- Kritik ve Gelişen Teknoloji Girişimi Anlaşması’yla bilgi teknolojileri, uzay, savunma, yapay zeka, eğitim ve sağlık da dahil olmak üzere farklı sektörlerde ABD ve Hindistan firmaları ile üniversitelerinin birlikte çalışmasına olanak sağlanacaktır.
Belirtmek gerekir ki; ABD, küresel mücadelede Çin’e karşı Hindistan’a ihtiyaç duymaktadır. Modi’nin Washington’da üst düzey törenle karşılanması ve gördüğü ilgi de bunun yansımasıdır. Zira Washington’da Modi adına bir devlet yemeği de verilmiştir. Bu etkinliğin daha önce yalnızca Fransa ve Güney Kore liderleri için yapıldığı düşünüldüğünde, Beyaz Saray’ın Yeni Delhi yönetimiyle ilişkilerini üst seviyelere çıkarma arzusu içerisinde olduğu görülmektedir. Bu da ziyareti ilginç ve mühim kılan bir başka husustur.
Bu kapsamda ABD’nin küresel siyasetteki stratejik adımlarından birinin örneği de görülmektedir. Hindistan’ın Rusya’yla yakınlaşması ve S-400 alımı gibi hususlar, Biden yönetimini Yeni Delhi’yle bağlar konusunda harekete geçirmektedir.
Diğer taraftan vurgulamak gerekir ki; Hindistan’ın eylemleri ve politika tercihleri, çok yönlü dış politika anlayışı doğrultusunda şekillenmektedir. Yeni Delhi, Washington’la birlikte hareket etmenin yanı sıra küresel gelişmelere yönelik izlenen stratejilerin gereklerini de uygulamaktadır.
Hindistan’ın bağımsız dış politika izleme ve stratejik özerkliği koruma amaçları doğrultusunda attığı adımlar zaman zaman ABD’yle ters düşmesine de neden olmaktadır. Örneğin Yeni Delhi, Moskova’yla, bilhassa Ukrayna’daki savaşın başlamasından itibaren çeşitli ortaklıklar kurmakta ve diyaloğunu geliştirmektedir. İki ülke, aralarındaki enerji işbirliğini de bu süreçte önemli bir seviyeye taşımıştır. Dolayısıyla her ne kadar Biden yönetimi, kendi yanında duran bir Hindistan görmek istese de Modi, yine çok yönlü dış politika stratejisini sürdüren adımlar atmaya devam etmektedir.
Söz konusu ziyaret, tüm sınamalara rağmen Yeni Delhi-Washington hattındaki münasebetlere olumlu yansıyacaktır. Nitekim yapılan anlaşmalar da buna işaret etmektedir. Ayrıca bölgesel ve küresel gelişmeler, Çin faktörünün ABD-Hindistan ilişkilerinde belirleyici rol oynayan temel dinamik olma özelliğini sürdüreceğini göstermektedir.
Son olarak ziyaretin küresel etkilerinin yanı sıra iki ülkenin iç politikasına yönelik bir anlam taşıdığı da söylenebilir. 2024 yılı, her iki ülkede de seçim süreciyle geçecektir. Dolayısıyla Modi’nin ziyareti ve tarafların sağladığı mutabakatlar, ülkelerin kamuoylarını da etkileyecektir.
Neticede Modi’nin ziyareti; ABD’nin önceliklerini, Hindistan’ın stratejisini ve iki ülkenin politikasını ortaya koyması bakımından önemlidir. Bununla birlikte Hindistan-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayacağı da ziyaret vesilesiyle gün yüzüne çıkmıştır.
[1] “Modi’s White House visit Highlights Deep Diaspora Divides”, NBC News, https://www.nbcnews.com/news/asian-america/modis-white-house-visit-highlights-deep-diaspora-divides-rcna89275, (Erişim Tarihi: 23.06.2023).
[2] “Biden, Modi Hail New Era for US-India Ties and Tout Deals”, English Aawsat, https://english.aawsat.com/world/4397351-biden-modi-hail-new-era-us-india-ties-and-tout-deals%C2%A0, (Erişim Tarihi: 23.06.2023).
[3] “Biden, Modi Hail New Era for US-India Ties and Tout Deals”, TBS News, https://www.tbsnews.net/world/biden-modi-hail-new-era-us-india-ties-and-tout-deals-654782, (Erişim Tarihi: 23.06.2023).
[4] Aynı yer.