Hazar Ekonomik Forumu ve Kıyıdaş Ülkelerin İşbirliği

Paylaş

Hazar Denizi’nin hukuki statüsüyle ilgili yaklaşık yirmi yıl süren müzakerelerin ardından 12 Ağustos 2018 tarihinde Kazakistan’ın Aktau şehrinde imzalanan anlaşmayla denizin yasal statüsü belirlenmişti. Böylelikle, denize kıyıdaş devletler ve bölge ülkeleri arasındaki işbirliği de ivme kazanmış oldu. Bu tarihi zirvede Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, kıyıdaş ülkeler arasındaki işbirliğini artırmak amacıyla ilk Hazar Ekonomi Forumu’nun 2019 yılında kendi ülkelerinde düzenlenmesi teklifinde bulunmuş ve bu teklif taraflarca kabul edilmişti.[1] Bu kapsamda 12 Ağustos 2019 tarihinde Türkmenistan’ın Avaza tatil beldesinde gerçekleştirilen Hazar Ekonomik Forumu, bölge ülkelerinin işbirliği iradelerini ortaya koyduğu önemli bir toplantıya dönüşmüştür.[2]

Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov’un ev sahipliğinde düzenlenen Forum’a Azerbaycan Başbakanı Nevruz Memmedov, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, Kazakistan Başbakanı Askar Mamin, Rusya Başbakanı Dmitri Medvedev ve Türk Keneşi Genel Sekreteri Bağdat Amreyev katılmıştır. Foruma katılan isimler arasında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da yer almıştır. Hazar’a kıyısı olmayan Türkiye’nin foruma ilgisi, Ankara’nın Avrasya’ya yönelik artan ilgisini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda bölge ülkelerinin Hazar’la ilgili projelerini ele almakta yarar vardır.

Hazar Denizi, Forum’la ilgili inisiyatifi ortaya atan Türkmenistan’ın Avrupa’ya açılan kapısı konumundadır. Bu noktada, Afganistan’ı Türkmenistan ve Hazar üzerinden Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’ye bağlaması planlanan Lapis Lazuri Koridoru’na dikkat çekmek gerekir. 15 Kasım 2017 tarihinde bahsi geçen ülkeler, Aşkabat’ta düzenlenen 7. Afganistan Bölgesel Ekonomik İşbirliği Konferansı’nda (RECCA) “Lapis Lazuli Transit Koridoru”nu hayata geçirmeye yönelik bir anlaşma imzalamışlardı.[3] Bu koridorun ilk aşamada Afganistan’ın Herat eyaletini Aşkabat üzerinden Türkmenbaşı’na bağlaması planlanmaktadır. Bu hatta çoğunlukla demir ve kara yollarının kullanılması öngörülmektedir. Türkmenbaşı’ndan çıkan mallar Hazar üzerinden Azerbaycan’a ve oradan Bakü-Tiflis-Kars demiryoluyla Türkiye ve Avrupa’ya ulaştırılacaktır. Proje, Türkmenistan’ın bölgede merkezi bir konuma yükselmesi ve özellikle Afganistan’ın kalkınması bakımından oldukça önemlidir. Afganistan’ın İran’a bağımlı olmasını istemeyen ABD ve Batılı ülkelerin de bu koridoru desteklediğini söyleyebiliriz.

Hazar’a kıyısı olan Azerbaycan ve Kazakistan’ın Türk Keneşi çerçevesinde Türkiye’nin önerdiği Orta Koridor’u desteklediği bilinmektedir. Orta Koridor Türkiye’den başlayarak, demir ve kara yolu bağlantılarıyla sırasıyla Gürcistan, Azerbaycan ve Hazar Denizi’ne ve buradan da Türkmenistan-Özbekistan-Kırgızistan veya Kazakistan güzergâhını takip ederek Çin’e uzanmaktadır. Bu çerçevede, Bakü/Alat, Aktau/Kuryk ve Türkmenbaşı limanları Hazar geçişindeki çoklu (multimodal) taşımacılık için kullanılmaktadır. Orta Koridor kapsamında yürütülmekte olan işbirliği çerçevesinde Türk Keneşi üye ülkeleri Ulaştırma Bakanları arasında bir “Ortak İşbirliği Protokolü” imzalanmıştır. Ayrıca, ülkeler arasında ulaştırma alanında çıkabilecek sorunlara pratik çözümler getirmesi öngörülen Bakan Yardımcıları düzeyinde bir “Koordinasyon Kurulu” ihdas edilmiştir. İlaveten, Bakü, Aktau ve Samsun limanları arasında “Kardeş Liman” ilişkisi tesis eden bir Mutabakat Zaptı imzalanmıştır.[4] Hazar Ekonomik Forumu’nda Türk Keneşi Genel Sekreteri’nin hazır bulunması Keneş’in Hazar etrafında gelişen ulaştırma projelerinde önemli bir görev üstlendiğini göstermektedir.

Daha geniş perspektiften bakıldığında, Pekin’in Kuşak-Yol Girişimi’nin bir parçası olarak değerlendirilen Orta Koridor, Asya’nın doğusunda bulunan Çin’i Hazar üzerinden Asya’nın batısından bulunan Türkiye’ye bağlamaktadır. Hazar Ekonomik Forumu’na katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da gazetecilere verdiği demeçte, “Hazar, Çin’le Avrupa arasındaki en önemli geçiş noktasıdır” ifadesini kullanmıştır.[5] Pekin’in doğu-batı ulaştırma koridorlarında kuzeyde Rusya, güneyde İran ve orta güzergâhta Hazar olmak üzere üç farklı seçeneği bulunmaktadır. Kuzey koridoru Çin’in Rusya’ya olan bağımlılığını arttırırken, güney koridoru ABD’nin İran’a yönelik tutumundan dolayı istikrarsızdır. Dolayısıyla Çin, Orta Koridor’a önem vermektedir.

Hazar Denizi’nde Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın daha etkin oldukları görülmektedir. Örneğin, Aktau Anlaşması üç ülkenin parlamentoları tarafından onaylanmış bulunmaktadır.[6] Ancak diğer iki kıyıdaş ülke olan Rusya ve İran daha temkinli davranmaktadır. Özellikle, İran’da Aktau Anlaşması’nın onaylanma sürecinin daha sıkıntılı geçeceği tahmin edilmektedir. Çünkü pek çok İranlı milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Hazar konusundan taviz verdiğine ve Hazar’daki ülke çıkarlarına aykırı hareket ettiğine inanmaktadır. Ayrıca, Kazakistan ve Türkmenistan gibi ülkelerin deniz üzerinden doğalgaz ve petrol boru hatları inşa etmesi, bu ülkelerin İran’a bağımlılığını azaltmaktadır. Bu çerçevede Hazar Ekonomik Forumu’nda açıklamalarda bulunan İran Ulusal Doğalgaz Şirketi Sözcüsü Behruz Namdari şu ifadeleri kullanmıştır:[7]

“Hazar Denizi’nin doğusundan batısına kadar doğalgaz boru hattının inşa edilmesi, bölge ekolojisine ciddi zarar verebilir. İran, bu çalışmalara karşı çıkıyor. Yeraltı kaynaklarını küresel pazarlara ulaştırmak isteyen komşularımıza, İran’ın altyapısından, boru hatları ve terminallerinden yararlanmalarını teklif ediyoruz.”

İran’ın bu itirazı, ulaştırma koridorları bağlamında Hazar’daki işbirliğinden en fazla yararlanan ülkelerin Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan olduğunu göstermektedir. Burada etkili olan bir başka faktör de Çin, Türkiye ve Avrupa ülkelerinin doğu-batı istikametindeki ticareti geliştirme arzusudur. Buna karşılık İran ve Rusya, kuzey-güney yönündeki ticaret ve ulaştırma hatlarına öncelik vermektedir. Bu kapsamda, 12 Eylül 2000 tarihinde Rusya, İran, Hindistan ve Umman Sultanlığı arasında Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru’nun inşasına ilişkin bir anlaşma imzalanmıştır. Bahsi geçen proje, Hint Okyanusu’ndan İran’ın Bender Abbas Limanı’na ve kuzeyde Hazar havzası ve Rusya üzerinden Avrupa ülkelerine uzanmaktadır.[8] Son dönemde bu koridora Azerbaycan da etkin olarak katılmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede Azerbaycan’ın girişimleri sonucunda 8 Ağustos 2016 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Bakü’de Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le bir araya gelmiştir. Bir sonraki üçlü zirve ise 1 Kasım 2017 tarihinde Tahran’da gerçekleşmiştir.[9]

Aliyev-Putin-Ruhani Üçlü Zirvesi’nin son toplantısının 14 Ağustos 2019 tarihinde Soçi’de düzenlenmesi beklenmekteydi.[10] Ancak zirveye iki gün kala toplantının ertelendiği açıklanmıştır.[11] Bu kararın teknik nedenlerden kaynaklandığı belirtilse de asıl nedenin politik olduğu anlaşılmaktadır. Zirvenin kimin tarafından iptal edildiğini tahmin etmek zordur. Birinci senaryoya göre, Moskova geri adım atmış olabilir. Çünkü zirvenin gerçekleşmesi hem Bakü’nün hem de Tahran’ın çıkarına uygundur. Bu sayede Azerbaycan, Ermenistan’a karşı psikolojik avantaj elde edecek; Tahran ise ABD karşısında Rusya’nın desteğini almış izlenimini oluşturacaktı. Anlaşılan Rusya ile İran, Suriye’de ciddi görüş ayrılıkları yaşamaktadır. Üstelik Rusya, sonuna kadar İran’ın yanında durduğu izlenimini vermek istemiyor olabilir. Moskova’nın Tahran’ı Washington karşısında pazarlık unsuru olarak kullandığını söyleyebiliriz.

İkinci senaryoya göre, üçlü zirveyi Tahran iptal ettirmiş olabilir. Çünkü bu toplantıda İran, Azerbaycan ve Rusya’ya güvenmemektedir. Örneğin, Rusya-NATO görüşmelerinin 11 Temmuz 2019 tarihinde Bakü’de gerçekleşmesi,[12] Tahran’ın ortaklarına olan güvenini sarsmaktadır. Buna ek olarak, Azerbaycan ile Türkmenistan’ın Hazar’da doğalgaz boru hattı inşa etme planları İran’ın çıkarlarına ters düşmektedir. Ayrıca, Suriye’de İran ile Rusya’nın rekabet ettiğini göz önünde bulundurursak İran, Soçi’deki üçlü zirveyi iptal ettirerek tavrını ortaya koymaktadır.

Bu gelişmelerin ışığında, Hazar Denizi’ne kıyıdaş ülkelerin arasındaki işbirliğinin sıkıntılı olduğunu belirtmemiz mümkündür. Avaza’daki Birinci Hazar Ekonomik Forumu bölgesel işbirliğine ivme kazandırmak istese de İran’ın buna izin vermeyeceği anlaşılmaktadır. Buna ilaveten bölge jeopolitiği, bütün tarafların kendi çıkarlarına öncelik vermesini gerektirmektedir. Aliyev-Putin-Ruhani zirvesinin ertelenmesi Hazar havzasında jeopolitiğin jeoekonomiden daha ağır bastığını ortaya koymaktadır. Denizdeki ticaret ve ulaştırma hatlarına gelindiğinde, doğu-batı yönündeki koridorların kuzey-güney istikametindeki koridorlardan daha başarılı bir şekilde gelişmekte olduğunu söyleyebiliriz. Burada Türkiye ve Çin’in Orta Koridor’u desteklemesi de önemli bir etkendir. Ayrıca, Lapis Lazuli Transit Koridoru örneğine bakıldığında, ABD’nin Afganistan’ın İran ve Pakistan’a bağımlılığına azaltmak için bahsi geçen koridoru destekleyeceğini söyleyebiliriz. Böylece, denizdeki doğu-batı ticaret ve ulaştırma koridorları daha etkin hale gelecektir.

Sonuç olarak, önümüzdeki dönemde Hazar ülkelerinin bölgesel ve küresel jeopolitikte daha fazla söz sahibi olacağını ileri sürebiliriz. Bu gidişata paralel olarak Türkiye’nin önceliğini Asya’ya vermesi, yerinde bir yaklaşımı ifade etmektedir. Özellikle, Türk Keneşi çerçevesindeki işbirliğinin daha da yoğunlaştırılması gerekmektedir. Türkmenistan’ın Keneş’e üyelik sürecinin hızlandırılması oldukça önemlidir. Nitekim Tahran, Hazar’daki ulaştırma koridorları bağlamında Aşkabat karşısında bir duruş sergilemektedir. Bu sebeple Türkmenistan, Keneş’e üye olarak Hazar’da kendisine destek bulmaya çalışabilir. Daha geniş perspektifte Ankara’nın Taşkent ve Duşanbe’yle işbirliğini ileri bir seviyeye taşımasında yarar vardır.


[1] “Коммюнике Пятого каспийского саммита 12 августа 2018 года”, Kremlin, http://kremlin.ru/supplement/5330, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[2] “Общая Информация О Первом Каспийском Экономическом Форуме”, Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı, https://www.mfa.gov.tm/ru/cef, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[3] Fuad Shahbazov, “Lapis Lazuli: A New Transit Corridor to Link Asia and Europe via the South Caucasus”, Eurasian Daily Monitor, https://jamestown.org/program/lapis-lazuli-new-transit-corridor-link-asia-europe-via-south-caucasus/, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[4] “Türkiye’nin Çok Taraflı Ulaştırma Politikası”, Türkiye Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/turkiye_nin-cok-tarafli-ulastirma-politikasi.tr.mfa, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[5] “Birinci Hazar Ekonomik Forumu”, Yeni Haber, http://www.yenihaberden.com/birinci-hazar-ekonomik-forumu-1119342h.htm, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[6] “Каспийский форум стал драйвером развития новых проектов, заявил эксперт”, RIA Novosti, https://ria.ru/20190812/1557416889.html, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[7] “İran, Hazar Denizi’nde Doğalgaz Boru Hattı Yapımına Karşı”, Sputnik, https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201908141039911407-iran-hazar-denizinde-dogalgaz-boru-hatti-yapimina-karsi/, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[8] “Президент подписал Федеральный закон «О ратификации Соглашения о международном транспортном коридоре «Север–Юг»”, Kremlin, http://kremlin.ru/events/president/news/26991, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[9] “Саммит президентов Азербайджана, России и Ирана”, Sputnik, https://az.sputniknews.ru/trend/aliev_putin_rouhani_02112017/, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[10] “О чем будут говорить Путин, Алиев и Роухани”, Sputnik, https://az.sputniknews.ru/expert/20190808/421420267/azerbaijan-russia-iran-vstrecha-sochi.html, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[11] “Почему сорвалась встреча Путин-Алиев-Роухани в Сочи? Дело не в Азербайджане”, Eurasia Daily, https://eadaily.com/ru/news/2019/08/14/pochemu-sorvalas-vstrecha-putin-aliev-rouhani-v-sochi-delo-ne-v-azerbaydzhane, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

[12] “Азербайджан – Россия – НАТО: особенности переговоров в Баку”, Sputnik, https://az.sputniknews.ru/expert/20190711/421089110/Azerbaydzhan–Rossiya–NATO-osobennosti-peregovorov-v-Baku.html, (Erişim Tarihi: 15.08.2019).

Benzer İçerikler