Analiz

Güvenlik Kuşağı 2025 Tatbikatı: İran-Çin-Rusya İttifakı

Çin, Rusya ve İran arasındaki bu tatbikatlar, Batı’ya yönelik bir stratejik caydırıcılık mesajı taşımaktadır.
Güvenlik Kuşağı 2025, jeopolitik hesapların bir parçası olarak Rusya’nın, Çin’in ve İran’ın deniz gücünü sergilemelerine olanak sağlamıştır.
Pakistan, Umman ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler tatbikata gözlemci göndermiştir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

İran, Çin ve Rusya’nın ortaklaşa düzenlediği Güvenlik Kuşağı 2025 Tatbikatı, küresel güvenlik ortamındaki hızlı değişimlere paralel olarak, 9-14 Mart 2025 tarihlerinde İran’ın Çabahar Limanı açıklarında icra edilmiştir. İlk kez 2018 yılında gerçekleştirilen bu tatbikat, bu yıl yedinci kez düzenlenerek taraflar arasındaki askeri işbirliğinin sürekliliğini pekiştirmiştir. Hint Okyanusu’nun kuzey kesiminde icra edilen tatbikat, 15 savaş gemisi, destek gemileri ve helikopterlerin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.[1] Tatbikatın temel amacı, deniz güvenliğini sağlama, operasyonel koordinasyonu artırma ve katılımcı donanmaların müşterek hareket kabiliyetini geliştirme olarak ifade edilmiştir.

10 Mart 2025 tarihinde Çin, İran ve Rusya’nın katılımıyla başlayan tatbikatın ardından, o akşam gerçekleştirilen canlı ateş gece atış tatbikatı, katılımcı ülkelerin donanma gemilerinin savaş yeteneklerini test etmeleri açısından önemli bir aşamadır.[2] Çin’in komutası altında gerçekleştirilen bu tatbikat, deniz güvenliğine dair önemli mesajlar verdiği gibi, aynı zamanda askeri işbirliğini pekiştirmeye yönelik kritik bir adım olmuştur. Canlı ateş tatbikatı, özellikle savaş gemilerinin gece operasyonlarına yönelik becerilerinin geliştirilmesi ve hedeflere doğru atış yapabilme kabiliyetlerinin test edilmesi açısından büyük önem taşır. Bu tür tatbikatlar, deniz harekâtlarının özellikle zor koşullarda, düşük görüşlü ortamlarda etkin bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için gereken yeteneklerin pekiştirilmesine olanak tanır.

Bu tatbikatın içeriği, uluslararası güvenlik dengeleri açısından önemli bir mesaj vermektedir. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı, Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki artan denizcilik faaliyetleri ve İran’ın bölgesel savunma stratejisi gibi bağlamlar, tatbikatın sadece bir askeri işbirliği değil, aynı zamanda jeopolitik hesapların da bir parçası olduğunu göstermektedir. Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki artan denizcilik faaliyetleri, özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve müttefiklerinin bölgedeki askeri varlığına karşı Çin’in deniz gücünü daha da ileriye taşıma amacını taşımaktadır. Çin, Hint Okyanusu’ndaki deniz tatbikatları aracılığıyla bölgedeki deniz yollarının güvenliğini sağlamaya yönelik kapasitesini ve caydırıcı gücünü artırmayı hedeflemektedir. Çin için bu tatbikatlar, aynı zamanda Hint-Pasifik’teki askeri varlığını daha da pekiştiren bir platform sunmaktadır.

İran’ın bölgesel savunma stratejisi ise Ortadoğu’nun ve özellikle Hindistan-Pakistan gibi bölgesel güçlerin deniz güvenliğini göz önünde bulundurarak şekillenmektedir. İran, tatbikatlarla hem kendi deniz savunma kapasitesini geliştirmekte hem de bölgesel deniz güvenliğini sağlamak adına stratejik ortaklıklar kurmaktadır. Bu durum, İran’ın ulusal güvenlik politikalarının Batı’yla gergin ilişkilerle şekillendiği ve Batı’dan gelen tehditlere karşılık oluşturduğu bir direncin bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Üç ülke arasındaki bu tatbikatlar, Batı’ya yönelik stratejik bir caydırıcılık mesajı taşımaktadır. Ortak deniz tatbikatları, Rusya, Çin ve İran’ın birbirlerinin askeri kapasitelerini test etmelerinin yanı sıra bölgesel ve küresel çapta bir güç denetimi yapmalarına olanak sağlamaktadır. Bu tatbikatlar, sadece askeri işbirliğini değil, aynı zamanda stratejik güvenceyi güçlendirme amacını taşımaktadır. Üçlü ittifak, Batı’nın ve özellikle ABD’nin bu ülkeler üzerinde oluşturduğu baskılara karşı bir arada durarak güçlü bir uluslararası caydırıcılık gösterisi yapmaktadır.

Tatbikatın bir diğer dikkat çekici yönü, yalnızca üç ülke arasında askeri işbirliği sağlamakla kalmayıp bölgesel ve uluslararası aktörlerin de dikkatini çekmesi olmuştur. Güney Afrika, Pakistan, Umman ve bazı diğer ülkeler, tatbikatı gözlemlemek üzere temsilcilerini göndermiştir.[3] Bu durum, tatbikatın sadece İran, Çin ve Rusya arasındaki stratejik işbirliğini güçlendirme amacı taşımadığını, aynı zamanda daha geniş bir bölgesel güvenlik platformu oluşturma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. 

Pakistan ve Umman gibi ülkelerin tatbikata gözlemci göndermesi, Hint Okyanusu ve Umman Körfezi’nde deniz güvenliğinin önemini kavrayan devletlerin bu tür askeri işbirliklerine kayıtsız kalmadığını göstermektedir. Özellikle Pakistan, hem Çin’le derin ekonomik ve askeri bağlara sahip olması hem de Hint Okyanusu’ndaki deniz ticaret yolları açısından stratejik bir konumda bulunması nedeniyle tatbikatın sonuçlarını yakından takip etmektedir. Umman ise kendi kıyılarına yakın bir bölgede gerçekleşen bu tatbikatın bölgesel deniz güvenliği üzerindeki etkilerini değerlendirme amacı taşımaktadır.

Bölgedeki bu ilgiyi anlamak için tatbikatın sunduğu askeri ve stratejik olanakları değerlendirmek gerekmektedir. Çin Askeri Uzmanı Zhang Junshe’nin belirttiği üzere, tatbikat yalnızca üç donanmanın ortak operasyon kabiliyetlerini artırmakla kalmamış, aynı zamanda bu tür askeri işbirliklerinin uluslararası güvenlik sistemleri üzerindeki etkisini de göstermiştir.[4] Tatbikatta deniz korsanlığı, terörizm ve deniz ticaret yollarının güvenliği gibi geleneksel olmayan güvenlik tehditlerine odaklanılması, katılımcı devletlerin küresel deniz güvenliği konusundaki ortak çıkarlarını gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla bu tatbikat üç ülkenin askeri kapasitesini artırma girişimi olmanın ötesinde bölgesel ve küresel ölçekte yankı uyandıran jeopolitik mesaj niteliği taşımaktadır. Özellikle gözlemci ülkelerin varlığı, gelecekte bu tür tatbikatların genişleyebileceğini ve daha fazla ülkenin doğrudan dahil olabileceğini göstermektedir.

14 Mart 2025 tarihinde Rusya Savunma Bakanlığı, İran’ın Çabahar Limanı’nda gerçekleşen Deniz Güvenlik Kuşağı 2025 tatbikatının başarıyla tamamlandığını duyurmuştur. Tatbikat boyunca Umman Körfezi’nde deniz ve hava hedeflerine yönelik ateş açılmış, ele geçirilen gemilerin kurtarılması için arama-kurtarma tatbikatları yapılmış ve şüpheli gemilere yönelik denetimler gerçekleştirilmiştir.[5] Bu tatbikat, üç ülke arasındaki askeri işbirliğini pekiştirerek deniz güvenliği ve ortak operasyonel yetenekler açısından önemli bir adım olmuştur.

Bu tür tatbikatların ilerleyen yıllarda daha büyük çaplı ve daha fazla ülkenin katılımıyla gerçekleşme ihtimali giderek güçlenmektedir. Çin, Rusya ve İran arasındaki bu tür ortaklıklar hem askeri işbirliğini artırmakta hem de bölgesel güvenlik tehditlerine karşı ortak çözümler üretme noktasında yeni bir döneme işaret etmektedir. Bu ülkelerin kendi bölgesel çıkarlarını savunma çabaları, küresel düzeydeki askeri stratejilerle uyumlu hale gelmeye başlamaktadır. Dolayısıyla bu tatbikatların gelişen askeri işbirliği ve stratejik etkileşim bağlamında, gelecekte daha geniş bir katılım ile daha kapsamlı hale gelmesi beklenebilir.

Özellikle bölgesel güvenlik meselelerinin artan önemi göz önüne alındığında, Deniz Güvenlik Kuşağı gibi tatbikatlar, jeopolitik dengeyi etkileyecek önemli birer araç haline gelebilir. Deniz yolları güvenliği, korsanlıkla mücadele ve deniz terörizmi gibi sorunlar, yalnızca bu üç ülke için değil, küresel ekonomi ve güvenlik açısından da hayati önem taşımaktadır. Bu bağlamda, tatbikatların gelecekteki potansiyeli, yalnızca askeri kapasiteleri güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgesel ve küresel güvenlik stratejilerinin yeniden şekillenmesine de yol açacaktır.

Sonuç olarak Güvenlik Kuşağı 2025 Tatbikatı, Çin, Rusya ve İran arasındaki askeri işbirliğini güçlendirirken, aynı zamanda bölgesel güvenlikteki stratejik dinamikleri de yeniden şekillendirmektedir. Bu tatbikat, yalnızca katılımcı ülkeler arasındaki ortak operasyonel kabiliyetleri geliştirmekle kalmamış, aynı zamanda küresel güvenlik tehditlerine karşı daha güçlü bir karşı duruş sergilemelerini sağlamıştır. Tatbikatın bölgesel ve uluslararası düzeydeki yankıları, özellikle daha geniş bir katılımın gelecekte mümkün olabileceğini göstermektedir. Bu tür tatbikatlar, sadece askeri güçlerin entegrasyonunu değil, aynı zamanda deniz yolları güvenliği, korsanlık ve terörizm gibi sorunlara karşı ortak çözümler geliştirmeyi de amaçlamaktadır.


[1]“Maritime Security Belt 2025 international drills kick off in Iran’s Chabahar”, TASS, https://tass.com/defense/1924633, (Erişim Tarihi: 14.03.2025). 

[2] “Maritime phase of China-Iran-Russia “Security Belt-2025” joint exercise concludes”, Ministry of National Defense of the People’s Republic of China, http://eng.mod.gov.cn/xb/News_213114/Videos/16374839.html, (Erişim Tarihi: 14.02.2025).

[3] “China, Iran, Russia complete joint maritime drill, ‘boosting capabilities in non-traditional security field’ “, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202503/1329989.shtml, (Erişim Tarihi: 14.03.2025). 

[4] Aynı yer. 

[5]“Russian, Iranian, Chinese navies wrap up joint drills in Iran’s Chabahar port”, TASS, https://tass.com/defense/1927997, (Erişim Tarihi: 14.03.2025). 

Ece ÖNÜR
Ece ÖNÜR
Ece Önür, 2022 yılında Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Çin’in Süper Güç Olma Adımı: Bir Kuşak Bir Yol Projesi” bitirme teziyle mezun olmuştur. 2023 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tezli yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Hâlihazırda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nde (ANKASAM) staj yapmaktadır. Başlıca ilgi alanları; Çin dış politikası, Çin-Tayvan ilişkileri, Asya-Pasifik bölgesi, kimlik çalışmaları ve uluslararası ilişkiler teorilerinden sosyal inşacılık teorisidir. Önür, iyi düzeyde İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler