Analiz

Gürcistan’ın Küresel Rekabetteki Rolü: Batı, Doğu ve Stratejik Seçimler

ABD'nin Çin’e karşı küresel hamleleri, Gürcistan’ı stratejik rekabetin merkezine yerleştirme olasılığını taşımaktadır.
Trump döneminde NATO ve AB’ye desteğin azalması, Gürcistan’ı Rusya ve Çin arasında daha temkinli denge politikası yürütmeye zorlamaktadır.
Gürcistan’ın muhafazakâr sosyal politikaları, Trump yönetimiyle örtüşerek AB ile gerilimi artırmaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Gürcistan’ın jeopolitik konumu, küresel güç mücadelesinin merkezinde yer almaya devam ederken; Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-Çin rekabeti, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) genişleme sürecindeki kırılmalar ve Avrupa Birliği (AB) içindeki Ukrayna Krizi, Gürcistan’ı bölgesel ve küresel aktörlerin hedef tahtasına yerleştirmiştir. ABD’nin Çin’e karşı yürüttüğü stratejik baskı, yalnızca Hint-Pasifik bölgesiyle sınırlı kalmayıp Orta Asya, Güney Kafkasya ve Karadeniz’i de kapsayan geniş bir yelpazede şekillenmeye başlamıştır. Bu bağlamda Gürcistan, ABD’nin Çin’le ticaret rekabetinde kilit bir lojistik noktası olarak görülmektedir. Özellikle Anaklia Limanı gibi projeler, Washington’ın küresel tedarik zinciri stratejisinde kritik bir rol üstlenilmesi adına gündeme getirilmiştir.

Ancak Gürcistan’daki mevcut hükûmetin Rusya ve Çin ile dengeli ilişkiler yürütme çabası, ABD ve Batılı müttefiklerin Gürcistan’a yönelik politikalarında sertleşmeye yol açmıştır. 2024 yılının Ekim ayında gerçekleşen Parlamento Seçimleri sonrası Gürcü Rüyası Partisi’nin (GRP) parlamentoda çoğunluğu elde etmesi, Avrupa Parlamentosu tarafından tanınmamış, Letonya başta olmak üzere bazı AB ülkeleri, 70’ten fazla Gürcü yetkilinin ülkeye girişini yasaklamıştır.[1]Muhalefet ise bu süreçte Batı’yla ilişkilerini daha da pekiştirme amacıyla diplomatik temaslarını artırmıştır. Lelo – Güçlü Gürcistan Hareketi, Letonya’daki temaslarının ardından Estonya’da görüşmelerine devam ederek Gürcistan’ın Avrupa-Atlantik entegrasyonu, güvenlik politikaları ve NATO ile işbirliği konularını masaya yatırmıştır. Muhalefet liderleri Zurab Japaridze, Zurab Chiaberaşvili ve Grigol Gegelia, Estonya Parlamentosu Dışişleri Komitesi Başkanı Marko Mihkelson, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve Uluslararası Savunma ve Güvenlik Merkezi (ICDS) temsilcileriyle bir araya gelerek Gürcistan’ın Batı’yla entegrasyon sürecini hızlandırmaya yönelik taleplerini dile getirmiştir.[2]

Öte yandan Baltık ülkelerinin Gürcistan yetkililerine yönelik yaptırımları, Gürcistan Hükûmeti tarafından Batı’nın Gürcistan’ı Rusya’yla çatışmaya çekme girişimi olarak değerlendirilmiştir. Gürcistan Parlamentosu Başkanı Şalva Papuaşvili ve Bölgesel Politika ve Yerel Yönetim Komitesi Başkanı İrakli Kadagişvili, Baltık ülkelerinin geçmişte Gürcistan’da 2008 savaşının tekrarına yol açabilecek siyasî güçleri desteklediğini ve Rusya’nın saldırgan politikasını kendi topraklarından uzaklaştırarak Gürcistan’a yönlendirmeye çalıştığını iddia etmiştir. AB’nin yaptırımlarla ilgili açıklamalarına değinen Kadagişvili, bu tür adımların etkisiz olduğunu ve Gürcü halkının Batı’nın çifte standartlarını gördüğünü öne sürmüştür.[3] Benzer şekilde Papuaşvili, Estonya, Letonya ve Litvanya’nın geçmişte Saakaşvili yönetimini desteklediğini, şimdi ise Gürcü Hükûmeti’ne “demokratik gerileme” söylemi üzerinden baskı kurduklarını iddia etmiştir. Gürcistan’ın NATO üyesi olmamasına rağmen uluslararası güvenlik misyonlarına Baltık ülkelerinden daha fazla katkı sunduğunu vurgulayan Papuaşvili, Baltık ülkelerinin Ukrayna’ya asker göndermemesine rağmen Gürcistan’ı Rusya’ya karşı bir araç olarak kullanmaya çalıştığını savunmuştur.[4]

ABD, Gürcistan üzerindeki baskısını artırırken, Kongre ve Cumhuriyetçi Parti üyesi Joe Wilson’un, X platformunda 6 Mart 2025 tarihinde yaptığı paylaşım, Washington’ın Gürcistan politikasına yönelik tutumunu netleştirmiştir. Wilson, Bidzina İvanişvili’nin kuruculuğunu üstlendiği ve iktidardaki GRP yönetiminin Amerikan şirketlerinin ihalelerini iptal ettiğini ve Gürcistan’ın stratejik Karadeniz limanını Çin Komünist Partisi’ne (ÇKP) bağlı şirketlere devrettiğini iddia etmiştir. Wilson, Gürcü halkının ABD ile ticaret yapmak istediğini ancak İvanişvili’nin Çin’e ekonomik serbestlik tanıdığını öne sürerek 2020’den bu yana 100 milyon doların üzerindeki tüm altyapı projelerinde ÇKP kontrolündeki şirketlerin yer aldığını vurgulamıştır.[5] Bu noktada Anaklia Limanı, Gürcistan’ın sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik geleceğini belirleyen kritik bir mesele olarak öne çıkmıştır. Güçlü Gürcistan üyesi Salome Samadaşvili, Anaklia Limanı’nın Gürcistan’ı Orta Asya’dan Batı’ya uzanan stratejik bir transit merkezi yapabileceğini belirtmiş, ABD’nin Ukrayna’yla yaptığı doğal kaynak anlaşmalarına benzer bir stratejik fırsat sunduğunu ifade etmiştir. Ancak Samadaşvili, Bidzina İvanişvili’nin politikalarının Batılı yatırımcıları devre dışı bıraktığını ve limanı Çin’e devretmeye çalıştığını iddia etmiştir. ABD Senatosu’nda Çin’in stratejik limanlara erişimini sınırlamayı amaçlayan yasa tasarısını hatırlatarak, Gürcü Hükûmeti’nin Anaklia’yı Çin’e açmasının ülkenin güvenliğini riske attığını savunmuştur.[6]

Lelo – Güçlü Gürcistan lideri Mamuka Hazaradze, Anaklia Limanı projesine Amerikan şirketlerinin dahil edilmesi gerektiğini belirterek Gürcü Hükûmeti’nin projeyi Çinli şirketlere devrettiğini ve bu tarihi fırsatın kaçırılmasının ülkeye ihanet olacağını öne sürmüştür. ABD Senatosu’nun Çin’in stratejik limanlara erişimini sınırlamaya yönelik yasa tasarısını hatırlatan Hazaradze, Anaklia’nın ancak Amerikan yatırımıyla Gürcistan’ı büyük ticaret yollarının merkezi haline getirebileceğini vurgulamıştır. ABD’nin doğal kaynaklar ve ham madde tedarikine ilgisinin arttığını, Orta Asya’dan en kısa transit güzergâhın Gürcistan olduğunu belirten Hazaradze, mevcut hükûmetin bu fırsatı değerlendiremeyeceğini savunarak, ülkenin ekonomik geleceğinin herkesin sorumluluğunda olduğunu ifade etmiştir.[7]

Bu gelişmelere bakıldığında, Güney Kafkasya’daki güç dengelerinin tarihsel süreçlerle büyük ölçüde örtüştüğü görülmektedir. 1918-1921 yıllarında Osmanlı-Azerbaycan, Almanya-Gürcistan ve Ermenistan-Rusya ittifakları, bölge devletlerinin büyük güçler arasında kendilerine avantaj sağlamak için farklı yönelimler sergilediğini göstermiştir. Bugün Gürcistan, benzer bir denge politikası izleyerek Batı’yla entegrasyonu sürdürmeye çalışsa da ekonomik bağımsızlığını sağlamak adına Rusya ve Çin ile belirli bir seviyede ilişkilerini devam ettirmektedir. Ancak bu denge politikası hem Batı’nın Gürcistan üzerindeki beklentileri hem de Rusya’nın Gürcistan’ın Batı eksenine tamamen kaymasını istememesi nedeniyle sürdürülebilirliği zor bir strateji hâline gelmektedir. Gürcistan’ın Türkiye-Azerbaycan ekseni ile Ermenistan-AB ilişkileri arasında bir denge kurma çabası, ülkeyi diplomatik olarak hareket alanını daraltan bir konuma itmektedir. Gürcistan Hükûmeti, doğrudan bir Rusya karşıtlığına sürüklenmekten kaçınarak toprak sorununu, Abhazya ve Osetya bölgelerindeki olası barış müzakerelerinin kapısını tamamen kapatmaktan kaçınmaktadır. Aynı zamanda Çin’le ekonomik bağlarını genişletmeye çalışırken, Batı’dan gelen baskılar iç siyasî dinamikleri de etkilemektedir. Muhalefetin, Gürcistan’ın Batı’yla entegrasyon sürecini hızlandırması gerektiği yönündeki çağrıları, hükûmetin iç ve dış politikada daha temkinli adımlar atmasına yol açmaktadır.

ABD-Gürcistan ilişkileri, Washington’un küresel önceliklerini değiştirmesiyle birlikte yeni bir dinamiğe girmiştir. İkinci Trump döneminde ABD, NATO’nun genişleme sürecine ve AB’nin bölgesel etkisine eskisi kadar destek vermemekte, bunun yerine doğrudan ulusal çıkarlarına odaklanan bir dış politika izlemektedir. Bu durum, Gürcistan için kritik bir dönemeç anlamına gelmektedir, çünkü Batı ittifaklarının zayıfladığı bir ortamda Gürcistan, kendi güvenlik mimarisini şekillendirmek zorunda kalacaktır. ABD’nin Gürcistan’a yönelik politikası artık NATO ve AB’ye entegrasyon temelinde ilerlememekte, bunun yerine Washington, Çin’in bölgedeki ekonomik etkisini kırmaya ve Gürcistan’ı Rusya karşısında denge unsuru olarak kullanmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Anaklia Limanı meselesi, ABD’nin Gürcistan üzerindeki stratejik çıkarlarının önemli bir parçası hâline gelmiş ve ABD Kongre üyelerince bu duruma değinilmiştir. Bu durumda Gürcistan Hükûmeti, Rusya ve Çin ile ekonomik ilişkilerini sürdürerek iç dengeleri korumaya çalışırken, muhalefet Batı yanlısı politikaların dengelemeyi, bölgesel odaklı jeopolitik ve stratejik temelli bakamaya yönelmiştir. Buna karşın Washington’un Gürcistan’daki muhalefeti desteklemesi yerine daha çok ekonomik nüfuz kurarak Çin’i bölgede dengelemeye odaklanacağı öngörülmektedir.

Rusya-Gürcistan ilişkileri, Moskova’nın Güney Kafkasya’daki etkisini sürdürme çabaları nedeniyle dikkatli bir dengede ilerlemektedir. Rusya, Gürcistan’ın NATO’ya katılım ihtimalinin azaldığını gördükçe, ekonomik ve siyasî baskıyı doğrudan artırmak yerine, Gürcistan’ı bölgesel bir istikrar unsuru olarak tutmayı tercih etmektedir. Bu noktada Moskova, Gürcistan’ın Çin’le geliştirdiği ekonomik ilişkileri doğrudan bir tehdit olarak görmemekte, ancak Anaklia Limanı gibi stratejik projelerin Batı’nın kontrolüne geçmesini istememektedir. Gürcistan Hükûmeti, doğrudan bir Rusya karşıtlığına yönelmekten kaçınırken, Batı’nın Gürcistan üzerindeki baskıları karşısında daha fazla manevra alanı yaratmaya çalışmaktadır. Rusya için Gürcistan, Ukrayna’dan farklı olarak, doğrudan bir askerî müdahale gerektirmeyen ancak nüfuz alanının korunması gereken bir bölge olarak değerlendirilmektedir. Böyle bir senaryoda Gürcistan Hükûmeti, Rusya’yla diplomatik ilişkileri sürdürerek hem iç siyasî dengeleri korumayı hem de Batı’nın ekonomik baskısını hafifletmeyi hedeflemektedir. Ancak Washington’un bölgedeki yeni stratejisi ve NATO’nun Gürcistan’a yönelik net bir politika belirlememesi, ülkenin uzun vadeli güvenlik garantileri konusunda belirsizlik yaşamasına neden olmaktadır. Bu durum Gürcistan’ı, Batı, Rusya ve Çin arasında çok yönlü bir denge politikası izlemeye zorlamakta ve ülkenin iç siyasî istikrarını daha da kırılgan hâle getirmektedir.

Gürcistan Hükûmeti, ikinci Trump döneminde ABD’de yeniden şekillenen muhafazakâr dalgayla büyük ölçüde örtüşen politikalar geliştirerek, iç ve dış politikasında Batı’nın liberal ekseninden uzaklaşan bir yönelim sergilemektedir. Özellikle biyolojik cinsiyet kavramının ön plana çıkarılması, geleneksel aile yapısının korunması ve Batı merkezli sivil toplum kuruluşlarının denetlenmesi gibi uygulamalar, Trump yönetiminin ABD içinde benimsediği politikalarla paralellik göstermektedir. Gürcistan Hükûmeti, “genel cinsiyet” anlayışından uzaklaşarak biyolojik “erkek-kadın” ayrımını temel alan bir politika benimserken, bu süreci ulusal kimlik ve kültürel değerlerin korunması bağlamında ele almakta ve Batı’nın ilerici politikalarına karşı ideolojik bir duruş sergilemektedir. Trump yönetimi, ABD iç siyasetinde “geleneksel aile yapısının koruması” stratejisini öne çıkarırken, Gürcistan’da benzer bir şekilde LGBT+ karşıtlığı ve yabancı destekli STK’ler üzerinde daha fazla kontrol mekanizması geliştirilmekte, Yabancı Ajan Yasası gibi düzenlemelerle Batı destekli kurumların etkisi sınırlandırılmaktadır. Bu durum, Gürcistan’ın Batı’yla ilişkilerini daha da karmaşık bir hâle getirirken, Avrupa’daki sağ-muhafazakâr liderlerle ortak bir siyasî zemin oluşturmasını sağlamaktadır. Gürcistan Hükûmeti, Batı’daki liberal düzenle yaşadığı gerilimi azaltmak için ABD’deki Cumhuriyetçi yönetimle daha yakın ilişkiler kurmaya çalışırken, bu süreç Gürcistan’ı Rusya ve Çin karşısında nasıl bir pozisyona yerleştireceğine dair jeopolitik riskleri de beraberinde getirmektedir. AB’nin demokratik standartlara uyum beklentisi ve Gürcistan’ın Trump yönetimiyle muallakta siyasî uyumu, ülkenin uzun vadede ya tamamen Batı’nın içindeki çatlakları kullanarak denge politikası sürdürmesini gerektirebilir. Gürcistan’ın bu çerçevede izleyeceği yön, sadece ideolojik bir eksen değişimi değil, aynı zamanda büyük güçlerin jeopolitik çıkarları doğrultusunda şekillenecek bir stratejik hamle olarak değerlendirilmektedir.


[1] Iryna Perepechko, “Lithuania and Latvia Ban Entry of Dozens More Georgian Officials”, Babel, https://babel.ua/en/news/115907-lithuania-and-latvia-ban-entry-of-dozens-more-georgian-officials, (Erişim Tarihi: 07.03.2024).

[2] “Lelo Dzlieri Sakartvelo Sakartvelos Demokratiuli Dzalebis Delegaciis Ertoblivi Viziti Latviis Shemdeg Estonetshi Grzeldeba”, InterPressNews, https://www.interpressnews.ge/ka/article/832269-lelo-zlieri-sakartvelo-sakartvelos-demokratiuli-zalebis-delegaciis-ertoblivi-viziti-latviis-shemdeg-estonetshi-grzeldeba, (Erişim Tarihi: 07.03.2024).

[3] “İrakli Kadagishvili Baltiispiretis Kveqnebis Motivi Aris Ertaderti…”, InterPressNews, https://www.interpressnews.ge/ka/article/832161-irakli-kadagishvili-baltiispiretis-kveqnebis-motivi-aris-ertaderti-shesazlo-rusuli-agresia-ramenairad-ar-cavides-mati-mimartulebit-da-is-gadmoceuli-iqos-kavkasiis-sakartvelosken-sankciebs-pasi-ar-akvs, (Erişim Tarihi: 07.03.2024).

[4] Shalva Papuashvili, “Sami Ghopili Sabjota Respublikis…”, Facebook, https://www.facebook.com/photo.php?fbid=1247358184062613, (Erişim Tarihi: 07.03.2024).

[5] Joe Wilson, “Ivanishvili’s Georgian Dream Regime Cancelled bids by American Companies…”, X, https://x.com/RepJoeWilson/status/1897463874892472743, (Erişim Tarihi: 07.03.2024).

[6] “Salome Samadashvili: Sakartvelos Sheizleba Ar Akvs Tsiagiseulis Mdidari Resursebi…”, InterPressNews, https://www.interpressnews.ge/ka/article/832241-salome-samadashvili-sakartvelos-sheizleba-ar-akvs-ciagiseulis-mdidari-resursebi-magram-gvakvs-satranzito-shesazleblobebi-ramac-sheizleba-daainteresos-ashsh-gadaitvirtos-strategiuli-urtiertobebi, (Erişim Tarihi: 07.03.2024).

[7] “Mamuka Kharadze: Anakliis Proektshi Unda Dabrundnen Amerikuli Kompaniebi…”, InterPressNews, https://www.interpressnews.ge/ka/article/832195-mamuka-xazaraze-anakliis-proektshi-unda-dabrundnen-amerikuli-kompaniebi-am-istoriuli-shansis-xelidan-gashveba-kveqnis-galatis-tolpasi-kmedebaa, (Erişim Tarihi: 07.03.2024).

Ergün MAMEDOV
Ergün MAMEDOV
Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Benzer İçerikler