Avrasya jeopolitiğinde kilit konuma sahip olan Gürcistan’daki gelişmeler bütün bölgesel ve küresel aktörler tarafından izlenmektedir. Nitekim ülkedeki herhangi bir gelişmenin sadece bölge jeopolitiği açısından değil küresel jeopolitik bakımından da önemli sonuçlarının olacağı ortadadır. Bu faktörlerin de etkisiyle 28 Kasım 2018 tarihli Gürcistan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin bir hayli çekişmeli geçtiği gözlemlenmiştir.
Gürcistan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin birinci turu 28 Ekim 2018 ve ikinci turu 28 Kasım 2018 tarihinde gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanı, 6 yıllık bir dönem için seçilmektedir. 2017 yılında kabul edilen Anayasa’ya göre, bu seçimler halkın oylarıyla gerçekleştirilen son cumhurbaşkanlığı seçimleriydi. Daha sonraki seçimlerde Cumhurbaşkanı 300 üyesi olan Parlamento tarafından seçilecektir. Diğer bir ifadeyle parlamenter sistemine geçen ülkede Cumhurbaşkanlığı koltuğu sembolik bir hale gelmektedir. Asıl güç Başbakan’ın elinde toplanmaktadır. Ancak yine de Cumhurbaşkanı’nın elinde bazı yetkilerin bulunduğunu söylemek gerekir. Bunların en önemlisi, Cumhurbaşkanı’nın suçluları affetme hakkıdır. Bu hak her ne kadar güçlü bir araç olarak görülmese de Gürcistan’ın iç politikasını ve hassas jeopolitik konumunu göz önünde bulundurduğumuzda bu hak bile önemli hale gelmektedir.
Cumhurbaşkanı’nın suçluları affetme hakkının hem iç politikada hem de dış politikada önemli gündem maddesine gelmesinin sebebi; Gürcistan eski Cumhurbaşkanı ve Lale Devrimi’nin lideri Mihail Saakaşvili’nin Gürcistan vatandaşlığından olması ve gıyaben üç yıldan altı yıla hapis cezası istemiyle yargılanması durumudur. Her ne kadar Saakaşvili 2012 yılında iktidara gelen Gürcistan Hayali Partisi tarafından dışlansa da halk tabanında hala destekçileri bulunmaktadır. Özellikle Gürcistan’ın demokratikleşmesi ve bütün eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde yaygın olan rüşvet ve yolsuzluktan kurtulması konusunda halk kendini Saakaşvili’ye borçlu hissetmektedir.
2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde Saakaşvili’nin kurduğu Birleşik Ulusal Hareket Partisi’nin adayı olan Grigol Vaşadze, açık bir şekilde Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Mihail Saakaşvili’yi affedeceğini ve onun ülkeye dönmesi için elinden geleni yapacağını ilan etmiştir. Bu durum sadece iktidarda bulunan Gürcistan Hayali Partisi’ni değil, aynı zamanda Rusya’yı da rahatsız etmektedir. Nitekim, halk arasında belli bir tabanı olan ve Rusya karşıtı söylemiyle öne çıkan Saakaşvili’nin Gürcistan’a dönmesi ve politikaya girmesi, dengelerin alt üst olacağı anlamına gelmektedir. Bu sebeple, iktidarda bulunan grubun her ne olursa olsun Cumhurbaşkanı koltuğunu muhalefete kaptırmaması gerekmekteydi.
Gürcistan Hayali Partisi, Rusya yanlısı bir politika izlememesine rağmen partinin kurucusu olan iş insanı Bidzina İvanişvili’nin Rus vatandaşı olması ve yatırımlarının büyük bir kısmının Rusya topraklarında olması, partinin bir “Rusya projesi” olması ihtimalini güçlendirmektedir. Bu durumda iktidar partisinin Birleşik Ulusal Hareket Partisi Adayı Grigol Vaşadze’nin karşısına kendi safından birisini çıkarması, halkın tepkisine yol açacağı için hem iç politikada hem de dış politikada dengeleri bozmayacak bir adaya ihtiyaç vardı. Bu ihtiyacı Fransa doğumlu Salome Zurabişvili karşıladı. Gürcistan Hayali Partisi, seçimlerde kendi adayını çıkarmayacağını ve bağımsız aday Salome Zurabişvili’yi destekleyeceğini açıkladı.
1952 doğumlu Salome Zurabişvili’nin hem kadın olması hem Fransa Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmış olması onu Gürcü seçmeni nezdine sempatik göstermektedir. Ayrıca dedesi İvan Zurabişvili’nin 1918-1921 yılları arasında varlığını sürdüren bağımsız Gürcistan hükümetinde çalışmış olması ve Gürcü ulusunun babası sayılan İlya Çavçavadze’nin arkadaşı olması, ülkedeki milliyetçi kesimlerin dikkatini çekmektedir. Her ne kadar birinci eşi İran asıllı Gürcü olsa da ikinci eşinin Sovyet Birliği’nden Fransa’ya iltica eden Gürcü yazar Janri Kaşiya olması, Zurabişvili’nin milliyetçi yönünü, diğer bir ifadeyle Rusya yanlısı olmayan profilini güçlendirmektedir. Buna ek olarak Zurabişvili, 2004-2005 yıllarındaki Saakaşvili’nin Cumhurbaşkanlığı döneminde Gürcistan Dışişleri Bakanı olarak görev yapmış ve Rus askeri üslerinin ülke topraklarından çıkartılması için çaba sarf etmişti.
28 Ekim 2018 tarihinde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ilk turunda Salome Zurabişvili (%38,64) ve Grigol Vaşadze (%37,74) en çok oyu alarak ikinci tura kalmıştı. 28 Kasım 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ikinci turunda ise Salome Zurabişvili oyların %59,52’ni alarak Cumhurbaşkanı seçildi. Böylece, Gürcistan Lale Devrimi Lideri Mihail Saakaşvili’nin affedilmesi ve sonrasında Gürcistan politikasına geri dönmesi tartışmalarına son verilmiş oldu.
Salome Zurabişvili’nin zaferi, ülkenin dış politikasında büyük bir değişiklik yaşanmayacağını göstermektedir. Sonuçta Gürcistan’ın hem iç hem de dış politikasını belirleyen iktidar partisi koltuğunu korumayı başarmıştır. Kısacası, ülkenin NATO ve Avrupa Birliği gibi Batılı örgütlere girme çabası devam edecektir. Diğer taraftan Gürcistan, politikalarını şekillendirirken Rusya’nın çıkarlarını da göz önünde bulundurmaya devam edecektir. Ayrıca, Salome Zurabişvili gibi tecrübeli diplomat ülkesini “yeni bir Ukrayna”ya dönüştürmek istemeyecektir.
Gürcistan’da kadın Cumhurbaşkanı’nın seçimi kazanmasının ülkenin Batıyla ilişkilerine olumlu etki edeceği beklenmektedir. Zurabişvili’nin Cumhurbaşkanı seçilmesi, Gürcistan ile benzer ekonomik ve sosyal konumda olan Bağımsız Devletler Topluluğu halkları tarafından takdirle karşılanmaktadır. Ayrıca, yurtdışında doğmuş bir vatandaşın Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi Gürcü toplumunun Sovyet öncesi tarihiyle barışmaya başladığını ve demokratikleşme sürecinde diğer Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerine nazaran epey yol kat ettiğini göstermektedir.