Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, 7 Mart 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın, Güney Kore ile K2 savaş tankları alımına ilişkin sözleşmenin sonuçlandırılmasında hızlı bir ilerleme kaydedilmesini umduğunu ifade ederek savunma işbirliğinin devamının önemini vurguladığını söylemiştir.[1]
Güney Kore ve Polonya arasındaki bu işbirliği, başta Rusya-Ukrayna Savaşı düşünüldüğünde Moskova’nın politikalarına karşı bir hamledir ve alternatif savunma işbirlikleri sayesinde yeni güvenlik dinamiklerinin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Diğer taraftan ise Amerika Birleşik Devletleri (ABD) müttefiki olan Güney Kore’nin savunma sanayisi Avrupa pazarına açılma fırsatı bulmuş ve küreselleşmesinin önü açılmıştır.
Güney Kore ve Polonya, Temmuz 2022 tarihinde Güney Kore’nin Avrupa ülkesine K2 tankları, K9 otomatik obüsleri, FA-50 hafif saldırı uçakları ve Chunmoo çoklu roketatarları tedarik edeceği 12.4 milyar dolarlık bir anlaşma imzalamıştı.[2] Aynı şekilde bu anlaşma da Rusya’ya karşı bir caydırıcılık amaçlarken, Güney Kore’nin Avrupa’ya savunma tedariki yapmasını, ABD’nin Avrupa dışındaki bir alternatifi olmasını sağlamıştır.
Bu işbirliği, Asya-Pasifik’te Çin ve Kuzey Kore tarafından tepkilere yol açabilir. Ayrıca Japonya, Hindistan ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkelerinin bölgesel güvenlik çerçevesinde daha temkinli ve mesafeli bir tutum benimsemesine neden olabilir. Bu nedenle Güney Kore’nin kendi ekonomik ve güvenlik çıkarları doğrultusunda Asya-Pasifik bölgesindeki dinamikler karşısında dikkatli bir denge politikası geliştirmesi beklenmektedir. Bu bağlamda Polonya’yla askeri işbirliğini tatbikatlarla daha da ileriye taşıması, bölgesel güvenlik ortamını daha da istikrarsızlaştırabilir.
Tarihte belirli düzeylerde diplomatik ve ekonomik işbirlikleri içerisinde olsalar da Güney Kore ve Polonya, 2022 yılındaki işbirliğine dek, herhangi bir askeri işbirliğinde bulunmamıştır. Bu dönüm noktasıyla iki ülke arasındaki savunma işbirliğine yönelik diyaloglar artmış, özellikle son yıllarda oldukça pekişmiştir. Çünkü Polonya, Rusya-Ukrayna Savaşı itibariyle askeri kapasitesini artırma ihtiyacı duymuş, Güney Kore’nin savunma sisteminden faydalanmak istemiştir ki bu adım Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) doğu kanadının güçlenmesini sağlayan kritik faktörlerden olmuştur.
Asya-Pasifik’teki ana aktörlerden biri olan Güney Kore’nin ise Avrupa’yla olan temasları, küresel etkisinin artmasına ve bölgedeki konumunun güvenlik işbirlikleri sayesinde giderek güçlenmesine, hatta bölge dinamiklerinin değişmesine yol açmaktadır. Böylece Asya-Pasifik ve Avrupa arasında stratejik öneme sahip bir bağlantı noktası oluşturan Güney Kore’nin ABD’yle olan işbirlikleri de göz önünde bulundurulduğunda, ABD’nin de bu bölgelerdeki etkisini artırmasına ortam sağladığı görülmektedir.
Ayrıca Avrupa açısından savunma tedarikini hızlandıran bu işbirliği, hem Ukrayna’ya desteğine yönelik bir fırsat hem de Avrupa ve ABD’nin güvenlik ve savunma alanlarındaki işbirliklerinin daha uyumlu-entegre bir biçimde gelişmesine imkan tanımıştır. Transatlantik işbirliğinin güçlenmesine de katkı sağlayacak olan Güney Kore-Polonya ortaklığı, diğer Birleşmiş Milletler (BM) gibi Batılı örgütler tarafından da Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bölgeye yayılmasını önleyici bir unsur olarak değerlendirilmektedir.
Yine de Asya’daki ülkeler veya Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) gibi bölgesel örgütler açısından bu durum, Batı etkisinin bölgede yayılması ve karşılığında yeni stratejiler geliştirme çabalarına girilmesine yol açacaktır. Caydırıcılık amacıyla izlenecek olası politikaların, bölgede kutuplaşmaya sebep olması ise ASEAN ülkelerinin tarafsızlık politikalarını sürdürmelerini zorlaştıracaktır.
Güney Kore ve Polonya askeri işbirliği, yalnızca iki ülke arasında bir anlaşma değil, aynı zamanda geniş çapta pek çok bölgeyi etkileyebilecek, küresel düzeyde dengeleri değiştirebilecek bir role sahiptir. Ayrıca bu işbirliği, çok kutuplu dünya düzenine doğru giden süreçte, yalnızca ABD, Çin veya Rusya gibi büyük güçlerin değil, aynı zamanda Güney Kore ve Polonya gibi daha bölgesel aktörlerin de önemine vurgu yapmıştır. Yani güç merkezlerinin çeşitliliği, bölgesel ittifakların önemini artırmış, bu işbirliği özelinde ise savunma sanayisinde yeni dinamiklerin gelişmesine zemin hazırlamıştır.
Sonuç olarak Güney Kore ve Polonya arasındaki savunma işbirliği Rusya-Ukrayna Savaşı’na dayanmakta olup zaman içerisinde Rusya’nın bölgede yarattığı güvenlik endişesi ve NATO’nun güç dengelerine yönelik stratejileriyle şekillenmiştir. Ayrıca bu durum Güney Kore’nin Avrupa ve ABD’yle olan ilişkilerini olumlu yönde etkilerken, Asya’da farklı tepkilere yol açarak özellikle Kuzey Kore, Rusya ve Çin arasındaki askeri işbirliğinin artmasına neden olacaktır.
Ayrıca bu işbirliğiyle küresel güvenlik yapısı pekiştirilecek ve Batılı güçlerin ittifakında bölgesel dinamiklerin önemi artacaktır. Polonya’nın bir NATO üyesi olarak Avrupa’daki güvenlik stratejilerinde üstlendiği rol ve Güney Kore’nin askeri kapasitesini kullanarak işbirliği yapması, Avrupa ile Asya’daki güvenlik stratejilerine yeni bir boyut kazandırmıştır. Böylece yalnızca bölgesel güvenliğin güçlenmesi değil, aynı zamanda küresel düzeydeki güvenlik anlayışı da çeşitlenmiş ve dengeleme adına çok kutupluluğa teşvik sağlanmıştır.
Spot
[1] “Polish president voices hope for swift progress in K2 tank deal with S. Korea: Seoul”, Yonhap News Agency, https://en.yna.co.kr/view/AEN20250307001500315?section=national/diplomacy, (Erişim Tarihi: 08.03.2025).
[2] Aynı Yer.