Almanya’nın Elmau Kalesi’nde 26-28 Haziran 2022 tarihlerinde düzenlenen G7 Zirvesi, geleneksel olarak önde gelen ülke liderlerine her yıl gerçekleştirilen, en uzun yüz yüze görüşmesi olmuştur.[1] Başka hiçbir zirve, üç gün sürmemiş ve önemli küresel meselelerin bu kadar yoğun ve sürekli bir tartışılmasını içermemiştir. Çin’de bir hafta önce düzenlenen BRICS Zirvesi sadece bir gün sürmüş ve video formatında gerçekleştirilmiştir. BRICS’in G7’ye bir alternatif olmadığı açıktır. Ayrıca Çin sanal toplantısına iki katılımcı; Hindistan Başbakanı Nadira Modi ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa davet edilmiş ve Elmau Kalesi’nde video konferansında yer almıştır. Orada, Büyük Britanya, Almanya, İtalya, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Fransa ve Japonya liderleri ve bu zirveye davet edilen Arjantin, Endonezya ve Senegal liderleriyle birlikte, büyük ölçüde iki BRICS lideri Rusya ve Çin’in yarattığı dünya sorunları tartışılmıştır.
G7 Zirvesi doğrudan ve dolaylı olarak Ukrayna’ya adanmıştır. Doğrudan olması Ukrayna’ya yapılan yardımın kapsamı ve zamanlaması açısındandır. Dolaylı olması Rusya’nın dünya kalkınmasına yönelik tehdidini ortadan kaldırmada ve Çin’in piyasa demokrasilerine yönelik meydan okumasını dengeleme bağlamındadır. Bu, G7 Zirvesi’nin odağının bu yıl daraldığı anlamına gelmemektedir. Ancak Rusya’nın, Çin’in göz yummasıyla Ukrayna’ya karşı savaşının küresel sonuçları olduğu anlamına gelmektedir.[2]
Zirvenin ilk gününde, küresel ekonominin genel sorunları; Rus saldırganlığı ve Çin atılganlığının neden olduğu jeopolitik değişimler karşısında Covid-19 salgınından toparlanma ve küresel tedarik zincirlerinin yıkımı ele alınmıştır. Ardından iklim ve sağlığa odaklanan altyapı geliştirme ve yatırım için küresel bir ortaklık tartışılmıştır. İlk gün, bu G7’nin ana konusu olmasa da küresel güvenlik mimarisi hakkında bir görüş alışverişinde bulunulmuştur.[3]
İkinci gün, Ukrayna’ya yardım sağlama konularının tartışılmasıyla başlamıştır. Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski, video bağlantısı aracılığıyla G7 liderlerine katılmıştır. Bu, belki de Ukrayna liderinin nükleer silahsızlanma konularının ele alındığı 1990’lı yıllardan sonra G7 Zirvesi’ne ilk katılımıdır. Bunu iklim gündemine, enerji programlarına ve sağlık hizmetlerine yatırım tartışması izlemiş ve Covid-19’un yarattığı devam eden sorunlara değinilmiştir. Gün, küresel gıda güvenliği ve cinsiyet eşitliği konulu bir oturumla sona ermiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres bu tartışmaya uzaktan katılmıştır.[4]
Zirvenin üçüncü gününde, uygun, kurallara dayalı bir dijital yönetişim oluşturma bağlamında uluslararası işbirliği konuları ele alınmıştır.
G7 Zirvesi Ukrayna konusunda net sonuçlara varmıştır. Ukrayna için asıl mesele, G7’nin askeri, ekonomik ve insani konular da dahil olmak üzere gerektiği kadar çok yönlü destek sağlamaya hazır olduğunu beyan etmesidir. Rusya’nın sınırları zorla değiştirme girişimleri kabul edilmeyecektir. Sadece bu yıl, Ukrayna bütçe açığını kapatmak için 28 milyar dolar alacaktır. Daha sonra, yaygın olarak Ukrayna için “Marshall Planı” olarak adlandırılan, savaş sonrası yeniden yapılanma ve kalkınmada uluslararası yardımın organize edilmesi süreci başlatılacaktır. Bu plan, el konulan Rusya varlıklarının kullanımını içerebilir ve bu varlıklara el koyan ülkelerin ulusal yasaları uyarınca kararlar alması gerekmektedir.
Rusya’nın agresif enerji politikasına rağmen, karbon nötrlüğü sağlamaya yönelik önceki planlar iptal edilmeyecektir.[5] 2035 yılına kadar kömürden uzaklaşmak ve yüzyılın ortasına kadar dünyanın petrol ve gaza olan bağımlılığını önemli ölçüde azaltmak da dahil olmak üzere, bunları başarmak için son tarihler geçerliliğini korumaktadır. Ancak bu hedeflere nasıl ulaşılacağı, basit bir cevabı olmayan ciddi bir meydan okuma haline gelmiştir. Yükselen enerji fiyatları, Covid-19 salgını bağlamında önde gelen ekonomileri desteklemek için alınan önlemlerle daha önce tetiklenen küresel enflasyonu rekor seviyelere çıkarmıştır. Aynı zamanda, yüksek enerji fiyatları Rusya’ya, Ukrayna’ya karşı savaşı sürdürmesi için kaynak vermiştir. Rusya, G7’nin ilan edilen hedefi haline gelen bu kaynaktan mahrum bırakılmalıdır.
Enflasyon oranı o kadar yükselmiştir ki G7 ülkeleri için resesyon tehdidi bulunmaktadır.[6] Bir durgunluk meydana gelirse, enerji fiyatları sorununu otomatik olarak çözebilir, yani fiyatlar kaçınılmaz olarak düşecektir. Ancak durgunluk arzu edilen bir ekonomik beklenti olmayabilir. Sorun, Rusya’nın petrol ve gaz ihracatı yoluyla elde edilen ve savaşı finanse etmede kullanılan kaynaklarından nasıl mahrum bırakılacağı ve aynı zamanda enerji fiyatlarını düşürerek önde gelen ekonomilerde enflasyonun nasıl düşürüleceğidir.
Rusya’ya halihazırda uygulanan yaptırımlara ek olarak, G7 tarafından kabul edilen anlaşılabilir önlemler arasında, Rusya altınının ithalatının yasaklanması yer almaktadır. Ki bu Rusya’ya yılda yaklaşık 15 milyar geliri sağlamaktadır. Yılda yüz milyarlarca gelir sağlayan petrol ve gaz gelirleriyle karşılaştırıldığında kardinal bir gelir değildir, ancak önemlidir. Rusya’ya herhangi bir yarı iletken ihracatının yasaklanması da söz konusudur. Bu yasakla, silahlar ve askeri teçhizat için elektronik teçhizat dahil olmak üzere, Rusya elektronik sektörünü tıpkı otomotiv endüstrisinin halihazırda durdurulduğu gibi neredeyse tamamen durma noktasına getirebilir.
Hidrokarbonlara gelince, ithal edilen Rusya enerji kaynakları üzerinde Ukrayna’ya yardım etmeye yönlendirilecek özel bir vergi oluşturma seçeneği değerlendirilmiştir. Ancak bu, yüksek fiyatlar ve buna bağlı enflasyon sorununu çözmeyecektir. ABD Başkanı Joe Biden’ın Ortadoğu ülkelerine yapacağı ve ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi anlamına gelebilecek ziyaretiyle ilgili birçok umut mevcuttur. Teorik olarak, 1980’li yılların eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ekonomik çöküşüne yol açan petrol üretimini arttırmaya yönelik ABD-Suudi anlaşması tekrarlanabilir. Ancak Suudi Arabistan’ın artık OPEC+ kapsamındaki yükümlülükleri kolayca yeniden müzakere etmeyi kabul etmesi pek mümkün değildir.
Rusya gazının değiştirilmesi konusunda kartel kısıtlaması yoktur. Katar, sıvılaştırılmış gaz arzını arttırmaya hazır. Ancak Rusya bağlarını tamamen değiştirmek için birkaç yıla ihtiyaç vardır. Avrupa Birliği’ni (AB) Rusya boru hattı yerine sıvılaştırılmış gaza geçirme hazırlıkları o kadar ileri gitmektedir ki, Kuzey Akımı’nın karadaki altyapısını yeni sıvılaştırılmış gaz terminallerine çevirmek için seçenekler değerlendirilmektedir. Ama bu zaman alacaktır. Bu arada Rusya proaktif olarak Avrupa’ya gaz ihracatını azaltmakta ve gaz ambargosu planlarını tersine çevirmeye çalışmaktadır.
Tüm bu sorunlar göz önüne alındığında, G7, Fransızların enerji fiyatlarını bir kartel anlaşması yoluyla tüketicileri için sınırlandırma fikrini dikkate almaktadır. Böyle bir girişim, 1970’li yıllarda Batı’nın İsrail’e verdiği desteğe öfkelenen Arap ülkeleri tarafından petrol ambargosu altında zaten yapılmıştır.[7] Sonra fiyat krizi nihayet piyasa mekanizmaları tarafından- küresel petrol piyasasını serbestleştirerek ve petrol kaynaklarını çeşitlendirerek- aşılmıştır. Şimdi hidrokarbon tüketicilerinin kartel anlaşması için yeni bir sorun vardır. Bu ise Çin’in desteğine duyulan ihtiyaçtır.
Bu sefer fiyat krizinin nasıl aşılacağı henüz belli değildir. Ulusal petrol rezervlerinin yeniden etkinleştirilmesi, başta Almanya olmak üzere ayrılmaya karar veren ülkeler tarafından kömür ve nükleer enerjinin terk edilme oranının düşürülmesi ve bir dizi araç kullanılması muhtemeldir. Her halükârda, Hindistan, Güney Afrika, Arjantin, Endonezya ve Senegal’in katılımıyla G7, yeşil geçiş planlarından vazgeçmeyi ve Rusya’nın hidrokarbon satışından elde ettiği geliri sınırlamayı gerekli görmemiştir.
Çin meselesi de G7 Zirvesi’nde tartışılmıştır. G7, Çin’in dünya çapında yüz ülkeyi kapsayan ve siyasi sonuçları olan aşırı borçlarına yol açan Kuşak-Yol Projesi’yle yaptığı yatırımın biçimi ve amacının küresel kalkınma için bir meydan okuma olduğu konusunda hemfikirdir. Bu bağlamda düşük ve orta gelirli ülkelerde altyapıya yatırım yapmak için 600 milyar dolarlık bir fon havuzu kararlaştırılmıştır. Bu yatırımlarla Çin’e olan küresel bağımlılığın azaltılması hedeflenmektedir.
Hiçbir G7 zirvesi, küresel sorunlara acil çözümlerin bulunacağını varsaymamaktadır. Ancak her zaman en etkili ülkelerin bu sorunları temel değerlerinden ödün vermeden ortaklaşa çözmeye hazır oldukları anlamına gelmektedir. Bu kez küresel kalkınmanın değerleri Ukrayna’nın çıkarlarıyla örtüşmüş, Rusya-Ukrayna Savaşı G7 Zirvesi’ne damgasını vurmuştur.
[1] “German G7 Presidency”. Deutschland.De, 2022, https://www.deutschland.de/en/G7-at-a-glance-G7-Summit-2022. (Erişim Tarihi: 29.06.2022).
[2] “Саммит G7 В Эльмау: Под Знаком Войны В Украине | DW | 26.06.2022”. DW.COM, 2022, https://www.dw.com/ru/sammit-g7-v-jelmau-pod-znakom-vojny-v-ukraine/a-62253095. (Erişim Tarihi: 29.06.2022).
[3] “Как «Большая Семерка» Будет Останавливать Россию”. Зеркало Недели | Дзеркало Тижня | Mirror Weekly, 2022, https://zn.ua/international/kak-bolshaja-semerka-budet-ostanavlivat-rossiju-.html. (Erişim Tarihi: 29.06.2022).
[4] “G7’de Ukrayna’ya ‘Gerektiği Sürece’ Destek Taahhüdü”. Www.Haberturk.Com, 2022, https://www.haberturk.com/g7-liderlerinden-ukrayna-ya-gerektigi-surece-askeri-ve-mali-destek-taahhudu-3473017. (Erişim Tarihi: 29.06.2022).
[5] “Достижение Углеродной Нейтральности К 2050 Году: Самая Неотложная Глобальная Задача | Генеральный Секретарь ООН”. Un.Org, 2022, https://www.un.org/sg/ru/content/sg/articles/2020-12-11/carbon-neutrality-2050-the-world%E2%80%99s-most-urgent-mission. (Erişim Tarihi: 29.06.2022).
[6] “Bloomberg Сообщил О Планах Стран G7 Объявить О Помощи Киеву”. Interfax.Ru, 2022, https://www.interfax.ru/world/847945. (Erişim Tarihi: 29.06.2022).
[7] “Арабский Мир И Нефтяное Оружие”. НЛО, 2022, https://www.nlobooks.ru/magazines/neprikosnovennyy_zapas/126_nz_4_2019/article/21749/. (Erişim Tarihi: 29.06.2022).