G7 Zirvesi Sonrası Batı-Çin İlişkilerinin Geleceği

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Dünyanın net gelirinin %64’ünü oluşturan Yediler Grubu’nun (G7) Hiroşima Zirvesi gerek Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yarattığı gerginlik ve endişeler, Moskova’ya karşı gerekse de ABD-Çin rekabetinin etkisiyle Pekin’e karşı ekonomik ve siyasi ittifakın pekiştirilmesi beklentileriyle 19-21 Mayıs 2023 tarihleri arasında gerçekleşmiştir.

Hiroşima Zirvesi’ne uzanan süreçte Batı-Çin ilişkileri, zaman zaman olumlu sinyaller vermişse de ilişkilerde istikrarlı ve olumlu bir havanın yakalanmaması, umutları boşa çıkmıştır. Örneğin 24 Nisan 2023 tarihinde Avustralya tarafından yayınlanan ve Albanese Hükümeti’nin güvenlik perspektifini yansıtan Defence Strategic Review 2023/Savunma Stratejisine Bakış 2023 (DSR) belgesi,[1] Çin ile Avustralya’nın ilişkilerindeki işbirliği arayışlarına gölge düşürmüş ve Pekin’in tepkisini çekmiştir.[2]

İnişli çıkışlı ilişkilerin yanı sıra Çin’in devasa potansiyele sahip ekonomisinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) liderliğindeki Batı ittifakını ekonomi alanında hamle yapmaya sevk ettiği gözlemlenmiştir. Örneğin ABD, Çin’le iktisadi mücadelesi devam ederken; Filipinler’in Güney Çin Denizi’nde Pekin’le münhasır ekonomik bölge temelindeki rekabetinde Filipinler’i desteklemektedir. Buna ek olarak G7 Hiroşima Zirvesi’nde de Çin’le ekonomik ve siyasi ilişkiler çerçevesinde açıklamalar yapılmıştır.

G7 Zirvesi sonunda yayınlanan ortak bildiriye bakıldığında, 51. ve 52. maddelerde Çin’le ilişkiler ve sorunlar ele alınmıştır. Tayvan Sorunu da dahil birçok noktaya değinilen belgede, Çin’le ilgili kısımların tek tek incelenmesi gerekmektedir. Öncelikle 51. maddenin ilk 3 alt bendinde Pekin yönetimiyle ilişkilerin geliştirilmek istendiğine işaret edilmiş ve 4. alt bentte Doğu ve Güney Çin Denizi’nde tek taraflı eylemlerin kabul edilmeyeceğine vurgu yapılmıştır.

51. maddenin bir alt başlığı şeklinde yazılan Tayvan Sorunu’ndan bakıldığında ise G7 ülkelerinin Tayvan’ın bağımsızlığını tanımadığı ifade edilirken; “Tek Çin İleksi”ne bağlılık vurgulanmış ve taraflar arasındaki sorunun barışçıl yollarla çözülmesi konusunda çağrıda bulunulmuştur.[3]

Değinilen bir diğer nokta ise Sincan-Uygur ve Tibet bölgelerinde insan haklarının ihlal edildiğine yönelik çıkışlardır. Nitekim söz konusu belgede G7 ülkelerinin zorla çalıştırma iddialarını ana endişe kaynağı olarak gördüğü ifade edilmiştir. Ayrıca Çin’e “Honkong Basic Law” ve “Çin-Britanya Anlaşması”nın getirdiği yükümlülüklere bağlılığın sürdürülmesi hususunda çağrıda bulunulmuştur.

Bir diğer alt maddede ise Çin’e Viyana Diplomatik İlişkiler Anlaşması ve Viyana Konsolosluk İlişkileri Anlaşması bağlamında yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda çağrıda bulunulmuştur. Bu maddenin son dönemde Ukrayna bayraklarının Çin’in ülkesinde bulunan yabancı diplomatik misyon binalarından kaldırılması konusunda yaptığı uyarılar bağlamında konulduğu düşünülebilir.[4] Dahası Rusya’nın Ukrayna’dan koşulsuz şartsız çekilmesi ve askeri tansiyonu arttırmaması konusunda da baskı yapması için Çin’e çağrıda bulunulmuştur.

51. maddeye ve alt maddelerine ek olarak 52. maddede Çin’in Güney Çin Denizi’nde deniz yetki alanları hakkındaki geniş iddialarının herhangi bir yasal dayanağının olmadığına işaret edilmiş ve G7 ülkeleri, Pekin’in bölgedeki askeri eylemlerinin karşısında yer aldıklarının altını çizmişlerdir.

Tüm bu ifadeler göz önünde bulundurulduğunda, Çin’in bölgedeki faaliyetlerinin G7 ülkeleri tarafından rahatsız edici bir durum olarak algılandığı söylenebilir. Bahse konu ülkeler, Çin’in hem bölgede hem de dünyanın geri kalanında uyguladığı proaktif dış politikasını endişe verici bir unsur olarak görmektedir.

Diğer taraftan Çin’in hem Rusya-Ukrayna Savaşı’nın çözüme ulaştırılması konusunda hem de Kuzey Kore Sorunu’nda kilit bir noktada olduğu bilinmektedir. Bu nedenle G7 üyelerinin Pekin’i tamamen kaybetmek yerine hareket alanını sınırlandırma yönünde tavır takındıkları düşünülebilir. Çünkü belgenin 52. maddesinde Çin’den Rusya konusunda açıkça yardım istenmiştir. Kuzey Kore Sorunu nedeniyle de Güney Kore[5] ve ABD’nin[6] de dahil olduğu birçok Batılı aktör, Çine’e Kuzey Kore’ye baskı uygulaması için çağrı yapmıştır.

Tüm bunlara ek olarak liderlerin bireysel açıklamaları da dikkat çekicidir. Örneğin 21 Mayıs 2023 tarihinde G7 ortak bildirisinin yayınlanmasının akabinde Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Çin’e olan bağımlılığın azaltılması yönünde yapılan açıklamaları desteklediğini dile getirmiştir.[7]

Esasen bu açıklama, en büyük ticaret ortağı Çin olmasına rağmen Avustralya’nın Çin’e olan bağımlılıktan rahatsızlık duyduğunu göstermektedir. Fakat söz konusu durum, Avustralya’nın Çin’den tamamen kopmak istediği şeklinde yorumlanamaz. Zira Avustralya’nın 2022 yılındaki ihracatının %25,9’u (103.9 milyar dolar) Çin’e gerçekleşmiştir.[8] Bu bağlamda Avustralya’nın bazı ihraç kalemlerine uygulanan yaptırımların kaldırılması için çalışmalarına devam ettiği de düşünüldüğünde, Avustralya’nın diğer Batılı devletler gibi Çin’i tamamen kaybetmek yerine sınırlandırılması taraftarı olduğu aşikardır.

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ise G7 Zirvesi sonunda açıklanan ortak bildiriyi bir adım daha ileri götürerek Çin’in küresel güvenlik karşısındaki en büyük tehdit olduğunu ifade etmiştir.[9] İngiltere’nin bakış açısını net bir şekilde ortaya koyan bu açıklama, ayrıca 16 – 20 Mayıs 2023 tarihlerinde Tayvan’ı ziyaret eden eski İngiltere Başbakanı Liz Truss’ın Çin’le mücadele için “Ekonomik NATO” kurulmasına yönelik açıklamalarıyla uyumlu gözükmektedir.[10]

Neticede G7 Hiroşima Zirvesi, Pekin’e karşı ittifakın pekiştirilmesi beklentilerini karşılar nitelikte gerçekleşmiştir. Batılı devletlerin geneli, Fransa’nın ikazlarıyla paralel bir şekilde Çin’i tamamen kışkırtmak yerine, işbirliğinin mümkün olduğuna vurgu yaparken; İngiltere, genelin aksine hareket ederek daha sert çıkışlar yapmıştır Aynı zamanda zirvenin QUAD görüşmesine ve Japonya-Güney Kore-ABD görüşmesine ev sahipliği yaptığı düşünüldüğünde, yakın dönemde daha bütünleşik bir Batı’nın görülme ihtimali oldukça yüksektir.


[1] Australian Government, Defence Strategic Review, Commonwealth of Australia 2023, Nisan 2023, s. 9.

[2] Chen Hong, “Australian Defence Review Misplaces Focus”, Global Times, www.globaltimes.cn/page/202304/1289763.shtml, (Erişim Tarihi: 25.04.2023).

[3] “G7 Hiroshima Leaders’ Communiqué”, European Council, www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2023/05/20/g7-hiroshima-leaders-communique/, (Erişim Tarihi: 20.05.2023).

[4] “China Urges Embassies to Remove Signs Showing Support for Ukraine”, Kydo News, english.kyodonews.net/news/2023/05/36cfa44f8bb4-china-urges-embassies-to-remove-signs-showing-support-for-ukraine.html, (Erişim Tarihi: 16.05.2023).

[5] “South Korea Presses China to Address Pyongyang Nuclear Threat”, The Japan Times, www.japantimes.co.jp/news/2023/05/03/asia-pacific/south-korea-presses-china-north-nuclear-threat/, (Erişim Tarihi: 03.05.2023).

[6] “Biden Says China Must Try to Prevent a North Korea Nuclear Test”, Reuters, www.reuters.com/world/asia-pacific/biden-says-difficult-determine-if-china-can-stop-north-korea-conducting-nuclear-2022-11-14/, (Erişim Tarihi: 15.11.2022).

[7] “Australian PM Backs G7 on ‘de-Risking’ Trade with China”, Reuters, news.yahoo.com/australian-pm-backs-g7-risking-020638735.html, (Erişim Tarihi: 21.05.2023).

[8] “Daniel Workman”, “Australia’s Top Trading Partners”, World’s Top Exports, www.worldstopexports.com/australias-top-import-partners/, (Erişim Tarihi: 27.03.2023).

[9] “China Poses Biggest Threat to Global Security, Says Sunak”, The Guardian, www.theguardian.com/world/2023/may/21/china-poses-biggest-threat-to-global-security-says-sunak, (Erişim Tarihi: 21.05.2023):

[10] “Liz Truss in Taiwan Calls for ‘Economic NATO’ to Challenge China”, The Guardian, www.theguardian.com/world/2023/may/17/liz-truss-in-taiwan-calls-for-economic-nato-to-challenge-china#:~:text=The%20former%20British%20prime%20minister,to%20meet%20senior%20government%20officials., (Erişim Tarihi: 17.05.2023).

Elcan TOKMAK
Elcan TOKMAK
Elcan TOKMAK, 2022 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olmuştur. Eylül-Aralık 2022 tarihleri arasında ANKASAM bünyesinde Kariyer Staj Programı'nı tamamlayan Tokmak, Temmuz 2023 tarihinden itibaren ANKASAM Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Şu anda Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde Yüksek Lisans eğitimine devam eden Tokmak'ın ilgi alanları Çin-Japonya-Kore ilişkileri ve Çin Dış Politikası'dır. Tokmak; profesyonel düzeyde İngilizce, orta derecede Çince ve başlangıç düzeyinde Korece bilmektedir.

Benzer İçerikler