Analiz

Ermenistan’ın AB Süreci ve Bölgesel Dengeler

Ermenistan’ın AB’yle yakınlaşması, Güney Kafkasya’daki güç dengesini değiştirmektedir.
Azerbaycan, AB’nin tarafsızlığını sorgulamakta ve enerji kozunu kullanmaktadır.
Ermenistan’ın AB üyeliği, diğer bölge ülkelerinin de dış politika tercihlerini yeniden şekillendirmelerine neden olabilir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Ermenistan’ın Avrupa Birliği (AB) ile entegrasyon çabaları, ülkenin iç ve dış politikasında önemli etkiler yaratmaktadır. İç politika etkilerine baktığımızda demokrasi ve reformlardan bahsedilebilir. AB’yle yakınlaşma süreci, Ermenistan’da demokratik reformların teşvik edilmesine katkı sağlamaktadır. Avrupa Komşuluk Politikası çerçevesinde AB’nin Ermenistan’la kurumsal ilişkileri, demokrasi teşviki bağlamında tarihsel olarak incelenmekte ve AB’nin koşulluluk ve sosyalleşme mekanizmalarına ne ölçüde başvurduğu analiz edilmektedir. 

İlk önemli adım, 1991 yılında imzalanan Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması ile atılmıştır. Bu anlaşma, ekonomik işbirliği, insan hakları, adalet ve güvenlik konularını kapsamaktaydı. AB’yle entegrasyon, Ermenistan’ın ekonomik yapısında dönüşüme yol açmaktadır. Avrupa Komşuluk Politikası ve Doğu Ortaklığı Programı kapsamında AB’nin Ermenistan’a verdiği ehemmiyetin derecesi yükselmekte ve bu da ülkenin ekonomik reformlara yönelmesini teşvik etmektedir. 

Dış politika olarak etkilerine bakıldığında, Ermenistan’ın AB’yle entegrasyon süreci, Rusya’yla ilişkilerinde gerilime neden olmaktadır. Ermenistan’ın bu adımı, bölgede başta Rusya’yı rahatsız etmektedir. Zira AB’yle entegrasyon sürecine girmek, Batı’nın Ermenistan üzerinde tarafını netleştirme konusundaki baskılarını artırmaktadır. Ermenistan’ın AB üyelik sürecini resmi olarak başlatma kararı, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Suriye’deki gelişmeler başta olmak üzere küresel ve bölgesel etkilerin yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu kararın Güney Kafkasya’daki dengeler üzerinde önemli etkiler yaratacağı şüphesizdir. Ermenistan’ın AB’yle entegrasyon çabaları, ülkenin iç politikasında demokratik reformları ve ekonomik dönüşümü teşvik ederken, dış politikada Rusya’yla ilişkilerinde gerilime ve bölgesel güç dengelerinde değişimlere yol açmaktadır. 

Ermenistan’ın AB üyelik süreci, ülkenin dış politikasında önemli değişimlere yol açmış ve özellikle Rusya’yla ilişkilerinde belirgin bir gerilime neden olmuştur. Bu durum Ermenistan’ın geleneksel müttefiki olan Rusya’dan uzaklaşarak Batı’yla daha yakın ilişkiler kurma isteğini ortaya koymaktadır. Ermenistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanmış olsa da Rusya’yla güçlü askeri, ekonomik ve siyasi bağlarını sürdürmüştür. Bu bağlamda Ermenistan, 2015 yılında Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) tam üye olarak katılmış ve Rusya’nın liderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) bünyesinde yer almıştır. Ayrıca Rusya’nın Gümrü’deki 102. Askeri Üssü, Ermenistan’ın güvenlik mimarisinin önemli bir parçası olmuştur. 

Ermenistan’ın Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) ortak askeri tatbikat gerçekleştirmesi ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Batı’nın yanında yer alması, Rusya’yla ilişkileri kopma noktasına getirmiştir. Ermenistan, 2024 yılında Rusya’yla ilişkilerinde yaşanan gerginlikler sonucunda İran ve Türkiye’yle olan sınırlarının kontrolünü kademeli olarak devralma kararı almıştır. Bu adım, Ermenistan’ın egemenliğini pekiştirme ve güvenlik politikalarında daha bağımsız hareket etme isteğini göstermiştir. Ermenistan’ın ABD’yle stratejik ortaklık anlaşması imzalaması, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki nüfuzunu derinden etkilemiştir. Bu anlaşma, Ermenistan’ın savunma kapasitesini artırmayı ve Euro-Atlantik kurumlarla uyumlu savunma sistemleri konusunda eğitim almayı içermektedir. 

Ermenistan’ın AB üyelik süreci, Güney Kafkasya’daki jeopolitik dengeleri etkileme potansiyeline sahiptir. Bu süreç, özellikle Türkiye, Azerbaycan, İran ve Güricstan gibi komşu aktörlerin politikaları etrafında şekillenmektedir. Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkiler, tarihsel ve siyasi nedenlerle uzun süre boyunca gergin olmuştur. Ancak son yıllarda iki ülkenin arasında normalleşme çabaları gözlemlenmektedir. Ermenistan’ın AB üyelik süreci, Türkiye tarafından takip edilmektedir. Bu süreç, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesine katkı sağlayabilir ve bölgedeki işbirliği olanaklarını artırabilir. Ermenistan ve Türkiye, 2024 yılımda sınır kapılarının açılması ve diplomatik ilişkilerin normalleşmesi için adımlar atmıştır. 30 Temmuz 2024 tarihinde her iki ülkenin temsilcileri, 30 yıldır kapalı olan sınır geçiş noktasında sembolik bir toplantı gerçekleştirmiştir. 

Türkiye’nin AB üyelik sürecindeki deneyimleri ve bölgedeki stratejik konumu, Ermenistan’ın AB’yle entegrasyon çabalarında önemli rol oynayabilir. Azerbaycan, Ermenistan’ın AB üyelik sürecini dikkatle izlemektedir. İki ülke arasındaki Karabağ Sorunu, bölgedeki istikrarı doğrudan etkilemektedir. Azerbaycan, Ermenistan’ın AB yakınlaşmasının barış sürecine olumlu katkı sağlamasını ummaktadır. Ancak Ermenistan’ın Batı’dan aldığı askeri yardımlar ve silah alımları, Azerbaycan tarafından endişeyle karşılanmaktadır. Bu durum, barış anlaşmasının imzalanmasını zorlaştırabilir ve bölgedeki tansiyonu artırabilir. 

AB, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecini desteklemek için diplomatik girişimlerde bulunmaktadır. 2020 tarihindeki İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından Avrupa Komisyonu, Ermenistan ve Azerbaycan’la doğrudan temaslar kurarak barış görüşmelerini kolaylaştırmayı amaçlamıştır. 2021 tarihinden itibaren Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Bakü ve Erivan’la defalarca görüşmeler yapmıştır. 2022 tarihinde AB, sınır bölgelerinde gerginliği azaltmak amacıyla bir Sınır Gözlem Misyonu (EUMA) başlatmıştır. Ancak bu misyon, Azerbaycan’ın tepkisini çekmiş ve Bakü, AB’nin Ermenistan lehine taraflı bir pozisyon aldığını savunmuştur.  

AB, Ermenistan’a ekonomik reformlar ve altyapı projeleri için fonlar sağlamaktadır. 2021 tarihinde AB, Ermenistan’a 2,6 milyar avroluk bir yardım paketi duyurmuştur. Azerbaycan, AB’ye önemli miktarda doğal gaz ihraç eden bir ülke olduğundan AB’nin Bakü’yle ilişkilerini dengelemesi gerekmektedir. Bakü yönetimi, AB’nin tarafsız bir turum sergilemesi gerektiğini belirtmektedir ve Ermenistan’a yönelik herhangi bir strateji desteğini eleştirmektedir. İran, Ermenistan’ın güney komşusu olarak, bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmektedir. Ermenistan’ın AB üyelik süreci, İran’ın bölgedeki stratejik çıkarlarını etkileyebilir. İran, Ermenistan’ın Batı’yla yaklaşmasının kendi nüfuz alanını daraltmasından endişe duymaktadır. Ayrıca Ermenistan’ın AB üyeliği arzusu, İran’ın bölgedeki politikalarını yeniden değerlendirmesine neden olabilir. 

Sonuç olarak Ermenistan’ın AB üyelik süreci, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısında önemli değişikliklere yol açabilir. AB üyeliği, Ermenistan’a ekonomik kalkınma, yatırım artışı ve demokratikleşme süreçlerinde destek sağlayabilir. Ancak bu sürecin getireceği reformlar ve uyum süreçleri, kısa vadede zorluklar yaratabilir. Ermenistan halkının bu değişimlere adaptasyonu ve sürece olan desteği, üyelik sürecinin başarısı için kritik öneme sahiptir. Ermenistan’ın AB üyelik süreci, bölgedeki dinamikleri derinden etkilemektedir. Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve İran’ın tutumları, bu sürecin seyrini belirleyecek önemli faktörlerdir. 

Bölgedeki işbirliği ve barış çabalarının desteklenmesi, tüm tarafların yararına olacaktır. Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreci, Ermenistan’ın denize ve ticaret yollarına erişimini kolaylaştırabilir. Bu durum, bölgedeki ekonomik entegrasyonu güçlendirebilir ve istikrarı artırabilir. Ancak bölgedeki mevcut sorunların çözümü ve ülkeler arasındaki güvenin tesis edilmesi, bu sürecin başarısı için kritik öneme sahiptir. Ermenistan’ın AB üyelik süreci, küresel düzeyde de etkiler yaratabilir. Bu adım, Batı’nın Güney Kafkasya’daki etkisini artırma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Ayrıca Ermenistan’ın AB üyeliği, diğer bölge ülkelerinin de dış politika tercihlerini yeniden şekillendirmelerine neden olabilir. Bu durum, uluslararası ilişkilerde yeni dinamiklerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Üyelik süreci hem bölgesel hem de küresel dinamikler üzerinde derin etkiler yaratma potansiyeline sahiptir. Bu süreç Ermenistan’ın dış politika stratejileri, bölgesel aktörlerin tepkileri ve uluslararası ilişkiler bağlamında çok boyutlu ele alınması gerekmektedir. 


Meryem HARAÇ
Meryem HARAÇ
Meryem Haraç, 2024 yılında Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Haraç’ın başlıca ilgili alanları Avrupa Birliği ve Kıbrıs Sorunu’dur. Haraç, iyi derecede İngilizce ve başlangıç düzeyinde İspanyolca bilmektedir.

Benzer İçerikler